Emsal Mahkeme Kararı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/271 E. 2019/100 K. 19.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/271
KARAR NO : 2019/100
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 04/03/2015
KARAR TARİHİ : 19/02/2019

Mahkememizden verilen … tarihli, …/ … Esas, …/ … sayılı kararın, Yargıtay …Hukuk Dairesi’nin … tarihli, …/…-… karar sayılı bozma ilamı üzerine, mahkememizin yukarıdaki esas sırasına kaydı yapıldı. Dosya incelendi; Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile; müvekkili tarafından Moskova’da bulunan …firması ile yapılan anlaşma gereği bu firmaya sevk edilmek üzere 20.500 Kglik salatalığın Hamule senedi ile davalı firmaya ait araç ve şoförle gönderilmek üzere Antalya’da yüklendiğini, sürücünün … olduğunu, araç alıcıya ulaştığında bozulmuş olduğunun bağımsız Survey şirketi tarafından tespit edildiğini, emtianın belli bir ısı seviyesinde nakledilmesi gerektiğini, soğutucuların çalıştırılmaması nedeniyle ürünün bozulduğunu, ayrıca malın yerine geç tesliminin de bozulmada diğer bir etken olduğunu, davalıların meydana gelen bu zarardan sorumlu olduklarını, alıcının malın bozulmuş olması nedeniyle müvekkiline ödeme yapmadığını,müvekkilinin zararının 5.550,00 USD olduğunu, döviz bazında taleplerinin uygun görülmemesi halinde 9.300,00 YTL zarar tutarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili ise cevap ve karşı dava dilekçesinde; aracın mücbir sebep nedeniyle Samsun limanında beklediğini, gecikmeden dolayı müvekkillerinin bir kusuru olmadığını, alıcı firmanın gümrükleme parası olmadığından aracın 8 gün rehin kaldığını, gümrükten çıktıktan sonra dahi malların sağlam olduğunu, tespit raporunun yokluklarında düzenlendiğini, malın hangi tarihlerde Moskova’ya ulaştırıldığının belirtilmediği, raporun alın 16.02.2003 tarihinde düzenlendiğini, oysa müvekkilin 22.02.2003 tarihinde ancak gümrükten çıkabildiğini, çekilen fotoğrafları kabul etmediklerini, davacının kötü niyetli olduğunu, müvekkilin 8 gün gümrükte bekletilmiş olması nedeniyle 1.508,40 YTL zararlarının doğduğunu, ayrıca nakliye tutarı olan 7.340,39 YTL nin ödenmediğini, toplam 8.848,79 YTL alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı yetki itirazında bulunmuş ise de, hamule senedinde malın teslim yerinin Antalya gösterilmesi nedeniyle HUMK 10 maddesi uyarınca yetki itirazının reddine … tarihli ara kararı ile karar verilmiştir.
Taraflar arasındaki CMR sözleşmesi, taşınan emtiaya ilişkin fatura, gümrük belgeleri, ürüne ilişkin fotoğraflar, Survey raporu örnekleri dosyaya sunulmuştur.
Dava; taraflar arasındaki CMR sözleşmesinden kaynaklanan malın zamanında teslim edilmemesi ve uygun taşınmaması nedeniyle oluşan zararın tazmini davası olup, karşı dava ise davacının alıcısının kusuru nedeniyle fazla bekleme yapılmaktan kaynaklanan zarar ile nakliye bedelinin tahsiline ilişkin olup, taraflar arasındaki ihtilaflı husus alın hasarlı teslim edilip edilmediği, davalının kusurunun bulunup bulunmadığına ilişkindir.
… İşletmesi A.Ş. ye yazılan yazıya verilen cevapta, davaya konu aracın … tarihinde Samsun limanında sıraya girdiği, … tarihinde ise gemiye bindiği, limanda bekleme nedeninin varış limanındaki hava muhalefeti olduğundan geminin 10.02.2003 tarihinde hareket etmesi yüzünden olduğu bildirilmiştir.
Dinlenen davalı tanıkları da yolculuğa ilişkin açıklamalarda bulunmuşlardır.
Mahkememizce İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak, uluslar arası kara taşımacılığı konusunda uzman bilirkişiden tarafların iddia ve savunmasını karşılar tarzda rapor alınması istenmiş, talimat mahkemesince bilirkişi seçilen … raporunda özetle; dava konusu taşımanın CMS Konvansiyonu hükümlerine tabi olduğunu, davalı … Ltd Şti nin öz çalışan, diğer davalı …’nın ise alt taşıyan sıfatını taşıdığını, Moskova güney gümrüğünün hamule senedi üzerindeki kaşe tarihi esas alındığında dava konusu taşımada gecikmenin meydana gelmediğini, Eksper raporunda hamule senedi üzerine düşüldüğü belirtilen ihtirazi kaydın tercüme olan hamule senedi üzerinde yer almadığını, bu durumda alıcı tarafından bir ihtirazi kayıt konulmadığı neticesine varılacağını, her ne kadar eksper raporunun davaya konu aracın da dahil olduğu toplam 12 araçta taşınan emtiaların tamamına ilişkin genel bir değerlendirme yapsa da, emtianın varma yerine ulaştığı tarihteki durumunun bu raporda gösterildiğinin mahkemece kabul edilmesi durumunda CMR 30 da düzenlenen karineni dava konusu olayda oluşmadığı ve dava konusu zarar nedeniyle davacının davalılardan tazminat talep edebileceği neticesine ulaşıldığını, ekspertiz raporundaki %78 lik zayi olan miktar dışındaki %22 lik kısmının ekonomik bir değer taşıyıp taşınmadığının yaş sebze konusunda uzman bir bilirkişi tarafından değerlendirilmesi gerektiğini, davacının %5 faiz oranını yada dövize uygulanan en yüksek faiz oranı daha düşükse, bu faiz oranının talep edebileceğini, taşıma ücretinin emtianın bozuk olmayan kısmı tutarında tespit edilebileceğini, alıcının taşıma yükümlülüğü altına girmediğinin belli olduğunu, aracın gümrükte 8 gün rehin kaldığına ilişkin bir delilin dosyaya sunulmadığını belirtmiştir.
Bu rapora karşı davacının ve davalının itiraz etmesi üzerine, bu defa Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak konunun uzmanı 3 kişilik bilirkişi heyetinden rapor alınması istenmiş, talimat mahkemesince bilirkişi seçilen …, … ve …, … tarihli raporlarında özetle; davaya konu emtianın %85inin taşıma yerine ulaştığı tarihte ehsafını yitirdiğinin ekspertiz raporu içeriğinde açıkça ortaya konduğunu, davalının mücbir sebep nedeniyle gecikildiği savunmasının 05.02.2003 tarihinde Antalya’da yükleme yapan davalının … tarihinde Samsun’da olması gerekirken 08.02.2003 tarihinde ulaşması durumunda gemiye binebilecekken 08.02.2003 tarihinde Samsun’a ulaşması nedeniyle yerinde olmadığını, kaldı ki ekspertiz raporunda bozulmanın araçtaki ısı değişiminden kaynaklandığının belirtildiğini, gerek buna, gerekse taşıyıcının üstlendiği emtiayı eksiksiz ve sağlam bir şekilde alıcıya teslim etmesinin CMR konvansiyonunun 17/1 maddesi hükmü gereği olmasına göre davalı karşı davasının mevcut zarardan sorumlu olduğunu, emtianın %85 inin bozuk, %15 inin sağlam olduğu ifade edildiğinden davacının emtia bedelinin 4.117,50 USD sini talep edebileceğini, davalı karşı davacının ise bozulmamış mal tutarına karşılık gelen 1.101,05 YTL yi talep edebileceğini belirtmişlerdir.
Davacı vekili, … tarihli celsede, taleplerini navlun bedeli kadar tazminata çektiklerini beyan etmiştir.
Mahkememizce … tarihinde …/… esas ,…/… karar sayılı karar ile “Dava konusu olayda, taşıyıcıya teslim edilen malın tam ve kusursuz olduğu 05.02.2003 tarihli DTM Gümrük Müşavirliği tarafından kontrol edilerek saptanmıştır. Öte yandan bağımsız Survey şirket tarafından verilen raporda da ürünün ambalajının sağlık yönünden uygun görülen ambalaj olduğu saptanmıştır. Bu durumda ortaya gelen zararın malın uygun olarak ambalajlanmamasından veya ayıplı olmasından kaynaklandığı ileri sürülemez. Bu saptama sonucunda taşıyıcı tam ve kusursuz olarak teslim aldığı malda meydana gelecek zarardan dolayı kusursuz olmadığını ispat etmedikçe sorumlu olacaktır. (CMR 17/1) bağımsız Survey şirketi tarafından yapılan incelemede, salatalıkları taşıyan treylerin duvarlarının ve ürünlerin nemli ve rutubetli olduğu, bu durumun nakil esnasından ani ısı değişiklikleri ve ısı ihlalinden meydana geldiğinin göstergesi olduğunu tespit etmiştir. Dava konusu olayda, 20.500 kg lik salatalım 05.02.2003 tarihinde Antalya’dan Moskova’ya gönderilmek üzere tıra yüklenmiş, gönderilene 11.02.2003 tarihinde ulaşmıştır. Bağımsız Survey şirketi tarafından taşımanın 5-7 günü aşmaması gerektiği belirtilmiş, bu durumda emtianın zamanında alıcısına ulaştığı anlaşılmıştır. Yine Survey şirketince yapılan tespite göre ürünün %85 i bozulmuş durumda olup, %15 inin ise ayıplanması koşuluyla satışa uygun durumdadır. Bilirkişiler %15 lik bölüme tekabül eden hasar miktarından indirim yapmak suretiyle hesaplama yapmış iseler de, davalı hasarsız olan bölümün alıcı tarafından değerlendirildiğine dair bir iddia ortaya koymadığı gibi söz konusu bölümün hasarlı olan maldan ayıklanması, tasnif edilme ve tüketiciye ulaştırılmasının alacağı zaman göz önüne alındığında kalan bu bölümünde malın özel ve soğuk ortamda taşındığı gözetildiğinde zayi olmasının doğal olması, bu ayıklama işinin alıcı tarafından yapıldığını iddia etmeyen davalının kendisi tarafından yapılarak değerlendirildiğini de ortaya koymamış olması 07.03.2003 tarihli Rusya Federasyonu Gümrük müdürlüğü beyanatında sevk edilen ürünlerin çürümesi nedeniyle … Tarım Şirketine ödeme yapılmadığının belirtilmiş olması karşısında malın tamamının zayi olduğunun kabul edilmesi gerekiyorsa da, davacı vekili 10.05.2007 tarihli dilekçesinde bilirkişiler tarafından tespit edilen hasar miktarını benimseyerek bu hasar miktarına tekabül eden 7.904,00 YTL nin bu kabul edilmediği takdirde ise navlun bedeli olan 7.340,00 YTL nin tahsilini talep ettiğinden ve davacı bu beyanı ile bağlı olduğundan, davacı zararının kabulünde olan miktar kadar olduğunu kabul etmek gerekmiştir. Ancak malın tamamının zayi olduğunun kabul edilmesinin doğal bir sonucu olarak davalının nakliye bedeli talep edemeyeceği anlaşılmıştır.
Bu durumda; davacının davalıya uluslar arası hamule sözleşmesi uyarınca taşınmak üzere teslim ettiği malların teslim yerine vardığında ziyaı uğradığını bağımsız Survey kurumunca tespit edildiği, alıcının mal kendisine ulaşır ulaşmaz inceleme yaptırma yükümlülüğünü yerine getirdiği, ziyaının taşınma esnasından ani ısı değişikliklerinin olmasından kaynaklandığının Survey şirketince tespit edildiği, davalı taşıyıcıların tam ve sağlam olarak aldıkları malı alıcısına aynı şekilde teslim etme yükümlülüğünün bulunması, hasarlı olan bölümün değerlendirildiğinin ispatlanamamış olması karşısında davacının tazminat istemlerini zarar miktarından daha az olan navlun bedeline çekmiş olması nedeniyle davacını davasının navlun bedeli üzerinden kabulüne karar verileceği, davacının YTL bazında talepte bulunmasının BK 83. maddesi uyarınca mümkün olması nedeniyle davalının USD cinsinden karar verilmesi talebinin yerinde olmadığı, malın tam ziyaı uğradığı kabul edildiğinde davalı karşı davacının navlun bedeline ilişkin talebinin yerinde olmadığı mahkememizce kabul edilerek karşı davanın reddine ” gerekçesiyle karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen karar davalılar-karşı davacılar vekillerince temyiz edilmekle, Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin …/… esas, …/… karar nolu … günlü ilamı ile “Asıl dava, CMR Konvansiyonu’na tabi taşıma sözleşmesine dayalı tazminat istemine, karşı davadaki diğer istem ise navlun ücretinin tahsiline ilişkindir.
Dava dilekçesinde, taşıma sözleşmesi mahiyetinde olan hamule senedinin davacı ile davalılardan şirket arasında imzalandığı, aracın sürücüsünün ise diğer davalı olduğu, taşıma sırasında sürücünün bazı soğuk bölgelerde soğutucuları çalıştırmaması nedeniyle doğan ısı değişikliği sonucunda nemin oluştuğu, ürünlerin çürümeye yüz tuttuğu, gecikme nedeniyle bozulma meydana geldiği, her iki durumda da zararın sürücünün, dolayısıyla taşıyıcı firmanın ağır kusurundan kaynaklandığı, sürücünün alt taşıyıcı sıfatı ile sorumlu olduğu ileri sürülmüştür.
… tarihli dilekçede, davalılar vekili, müvekkillerinden şirket ile taşıma sözleşmesinin imzalandığını, diğer davalının şirkette sigortalı olarak çalışan sürücü olduğunu ve taraf sıfatının bulunmadığını, husumet yöneltilemeyeceğini savunmuştur. Hamule senedinde, davalı şirket dışında taşıyıcıya yer verilmemiştir. CMR Konvansiyonu’nun “ortaklaşa yapılan taşımalar” başlıklı 34 ncü maddesinde yazılı koşullar ve unsurlar gerçekleşmemiş olup, aynı Konvansiyon’un “yardımcılardan dolayı sorumluluk” başlıklı 3 ncü maddesinde yer alan taşıyıcının “çalıştırdığı kimse”, “hizmetlerinden yararlandığı kişi” kapsamında kalan sürücü Nurettin ile davacı taşıtan arasındaki ilişki haksız eylem ilişkisidir. Sürücü, taşıyıcı yada alt taşıyıcı olmayıp kişisel kusuru nedeniyle haksız eylem hükümlerine göre sorumlu tutulabilecektir. Davada bu yönde bir inceleme yapılmış değildir. Bu durumda, davanın sürücü Nurettin bakımından açıklanan bu çerçevede ele alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu yönden eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır. Nitekim, davacısı ve taşıyıcı şirketi aynı, sadece sürücüsü farklı olan ve aynı yere yapılan farklı bir taşımada da dairemizce ilke bakımından aynı sonuca varılmıştır. (Dairemizin … tarih ve …/… Esas, …/… Karar sayılı ilamı).
3-Davalılar vekilinin diğer davalı taşıyan şirket yönünden yaptığı temyize gelince; davalılar vekili, yanıt dilekçesinde ve 16.06.2003, 15.11.2005, 28.02.2007 tarihli dilekçelerinde, CMR Konvansiyonu’nun 30. maddesine dayanmış olup, ibraz ettiği hamule senedi fotokopisinin tercümesinde, alıcı şirketin çekincesine yer verilmemiştir. Davacı yanın dayandığı survey raporunda ise, alıcının, hamule senedine malları teslim alırken “sandıkları açtığımızda, domatesler ve salatalıkların nemli, yumuşak, sarımtırak, ayrıca çürümeye yüz tutmuş olduklarını tespit ettik. Ayrıca treylerin duvarlarının da rutubet ile kaplanmış olduğu. gözlenmiştir.” şeklinde şerh koyduğu belirtilmiştir.
Davacı vekili, … tarihli dilekçesinde, hızlı bir şekilde bozulan bir malın davalının da bulunacağı bir ortamda denetlenmesinin mümkün olmadığını, uluslararası alanda tüm denetimlerin bu şekilde yapıldığını, survey raporunda sürücünün verdiği konşimentonun altına malın bozulduğunun şerh edildiğinin yazılı olduğunu, treylerin alıcı ambarında açılarak tespitinin yapıldığını, survey raporu ekindeki resimlerin, rapor ekinde yer alan disketlerden alındığını, disketleri mahkemeye sunabileceklerini ileri sürmüştür. Davalı vekili, … tarihli dilckçesinde, hamule senedinde, malların hasarlı olduğuna ilişkin bir kayıt bulunmadığını, dava hakkının düştüğünü, müvekkilinin yokluğunda tespit yapıldığını, ihbarda bulunulmadığını, mahkeme tespitinin de olmadığını savunmuştur.
Öğretim görevlisinden alınan ilk bilirkişi raporunda gümrük kaşesine göre gecikmenin bulunmadığı, survey raponında hamule senedi üzerine düşüldüğü belirtilen çekincenin dosyaya sunulan hamule senedi tercümesinde yer almadığı, çekince içeren bir hamule senedini davacı yanın sunamaması halinde çekince konulmadığının kabulü gerekeceği, ancak survey raporundaki tespitlerin karinenin aksini ortaya koyduğunun kabul edilebileceği görüşü bildirilmiştir. Davacı vekili ise rapora itirazında davalının sunduğu hamule senetlerinin fotokopi olduğunu, asılların sunulmadığını ileri sürmüş ise de, davalı yanca asıllar sunulmamıştır.
İkisi avukat, biri gıda mühendisi olan … tarihli bilirkişi kurulu raporunda da, gecikmeden değil, uygun ısı koşullarında yapılmayan taşıma nedeniyle bozulmamn oluştuğu sonucuna survey raporu içeriği ile varılmış, bu raporda, ilk raporda yer alan çelişki üzerinde durulmamış, mahkemece de anılan 30. madde üzerinde tartışma yapılmamıştır.
Bu durumda, mahkemece, CMR Konvansiyonu’nun 30. maddesi üzerinde durulması, bu maddede yazılı süre ve usul bakımından somut olayın tartışılması, dava lı taşıyıcı lehine karine oluşması halinde, karinenin aksini davacının kanıtlayabilme olanağının var olduğunun kabul edilerek, davacı delillerinin bu yönden ele alınması, özellikle hamule senedinin aslının davalı yana ibraz ettirilmesi, içinde uluslararası karayolu ile taşıma uzmanı da bulunan yeni bir bilirkişi kurulu oluşturulup, her iki rapor arasındaki çelişkiyi gideren, denetime elverişli bir rapor alınması, asıl davanın ve buna bağlı olarak karşı davadaki navlun isteminin karara bağlanması gerekirken, bu yönlerden eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmadığı gibi yasal faiz oranı ile kendini bağlayan davacı yan lehine istem aşılarak avans oramnda temerrüt faize hükmedilmesi de kabul şekli bakımından hatalı olmuştur.” gerekçesi ile mahkememiz kararı bozularak iade edilmekle,
Mahkememizce usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir. Bozma ilamı doğrultusunda davalı-karşı davacı vekilinden hamule senedinin aslının sunulması istenmiş, verilen … günlü dilekçe ile ibraz edilen hamule senedinin fotokopi, kaşelerinin ise orjinal olduğu, müvekkilleri elinde olan nüshanın bu olduğu, bu belgenin hamule senedinden farksız olduğu bildirilerek hamule senedi aslı sunulmamıştır.
Bozma ilamı doğrultusunda kara taşımacılığı uzmanlarından oluşan bilirkişi kurulundan önceki raporların eleştirilerini de yapmak sureti ile raporlar arasındaki çelişkilerin giderilmesi ve bozma gerekçesinde belirtilen çerçevede inceleme yapılarak rapor düzenlenmesi istenmiştir. Talimat mahkemesince avukatlar …’dan oluşan bilirkişi kurulundan … günlü rapor alınmış olup, bilirkişi kurulu raporunda gerekçelerini açıklamak sureti ile;
-Dava konusu malların davalı tarafından gönderilene hasarlı teslim edildiğine ilişkin CMR hükümlerine göre bildirimde bulunulmamasından dolayı, davalının malları gönderilene sağlam teslim ettiğinin kabulünün gerektiği,
-Davacı tarafın CMR hükümlerine göre ihbar edimini yerine getirmemiş olmasından dolayı hasar tazminat talebinde haksız olduğu,
-Davalılardan …’nın işbu davada taşıyıcı olarak sorumlu olmadığını,
-Davalı … Nakliyat’ın bekleme ücreti talebi hakkının bulunmadığı,
-Davalının malları gönderilene sağlam teslim ettiğinin kabulü nedeni ile de taşıma bedelini talep hakkının bulunduğu bildirilmiştir.
Mahkememizce …/… esas …/… karar sayı ile “Alınan bilirkişi raporu, davalının taşıma bedelini talep etme hakkı bulunduğuna ilişkin varılan sonuç dışında gerekçeleri ve sonucu itibari ile dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun hüküm vermeye yeterli bulunmuş olup, rapor paralelinde malların alıcıya sağlam olarak teslim edildiğinin kabulünün gerekmesi karşısında davalı şoför …’nın sorumluluğunu gerektiren bir haksız fiil bulunmadığından bu davalıya yönelik davanın husumet yokluğundan reddine, yine davacıya ait malların gönderilene sağlam teslim edildiğinin kabulü nedeniyle davacı tazminat isteminin de reddine, raporda açıklandığı üzere taşıma süresinde gecikme olmadığı, yükleme ve Moskova’ya varış tarihleri dikkate alındığında karşı davacının bekleme ücreti talep hakkının yerinde olmadığı, yine her ne kadar bilirkişi raporunda davalının sunduğu hamule senedi suretinde ‘Freight Prepaid” navlun peşin ödenmiştir ibaresinin olduğu kabulüne rağmen farklı açıklamalar sonucunda karşı davacının navlun alacağı talep hakkının bulunduğu belirtilmiş ise de bizzat karşı davacının örneğini sunduğu CMR deki navlunun peşin ödendiği ifadesi karşısında, navlunun ödenmediğine yönelik iddianın ispatı yönünden karşı davacıya, karşı davalıya yemin teklif hakkı hatırlatılmış, karşı davacı karar verilen oturumda yemin teklif hakkından sarfı nazar etmiş bulunmakla, karşı davacının navlun alacağı talep hakkının da bulunmadığı mahkememizce kabul edilerek karşı davanın da reddine karar vermek gerekmiştir ” gerekçesi ile karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen bu kararda Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … tarihli, …/ … esas, …/ … karar sayılı ilamı ile ” Asıl dava, CMR Konvansiyonu’na tabi taşıma sözleşmesine dayalı tazminat istemine, karşı davadaki talep ise navlun ücretinin tahsiline ilişkindir. Mahkemece, uyulan bozma ilamı gereğince hüküm kurulmuşsa da bozma ilamının gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Zira, uyulmasına karar verilen Dairemizin …/…-… sayılı bozma ilamında, mahkemece CMR Konvansiyonu’nun 30. maddesi üzerinde durulması, bu maddede yazılı süre ve usul bakımından somut olayın tartışılması, davalı taşıyıcı lehine karine oluşması halinde karinenin aksini davacının kanıtlayabilme olanağının var olduğunun kabul edilerek davacı delillerinin bu yönden ele alınması gerektiği belirtildiği halde, gerek hükme esas alınan bilirkişi raporunda ve gerekse de hükümde bu hususlar tartışılmamıştır. O halde, mahkemece özellikle davacı tarafından sunulan hasar denetim raporu da dikkate alınmak suretiyle davalı taşıyıcı lehine CMR Konvansiyonu’nun 30. maddesi kapsamında oluşan karinenin aksinin davacı yanca kanıtlanıp kanıtlanmadığının değerlendirilmesi ve oluşacak sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, hükmün bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir.”Gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkememizce, Usul ve Yasaya uygun bulunan Yargıtay bozma ilamına uyulmuştur.
Bozma belirtilen hususların değerlendirilmesi için Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak ve dosyanın Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinde görevli Prof Dr. …’a tevdii edilerek, Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda ve tarafların iddia ve savunmalarına esas olacak şekilde rapor düzenlenmesi istenilmiştir. Bilirkişi Prof Dr. … dosyamızda daha önce alınan bilirkişi raporlarını da değerlendirerek Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesine vermiş olduğu raporunda sonuç olarak; Davacının, zamanında usulüne uygun olarak ziya ihbarını yapmadığını, ancak dava dosyasındaki verilerden zıyaın eşya davalıların hakimiyetinde iken meydana geldiğini, zıyaın tam zıya olduğunu; Taşıtın Samsun limanına zamanında ulaştırılmamasının tedbirli bir taşımacıdan beklenemeyen bir özensizlik arz ettiğini ve kusur olarak nitelendirilebileceğini, bunun sonucunda davalıların katlanılan hava muhalefeti dolasıyla sorumluluktan kurtulamayacağını, davalıların maruz kalınan zarar olan 5.500 USD den müteselsilen sorumlu olduklarını ( davacı avukatının kabulu dolayısıyla daha az miktarla sorumluluğun sınırlanmasının mahkemenin takdirinde bulunduğunu), zıya dolayısıyla davalı taşımıcının taşıma ücreti hakkının kalmadığını beyan etmiştir.
“Yargıtay bozma ilamları doğrultusunda ve önceki raporların eleştirisini yapar tarzda hazırlanan son bilirkişi raporu nazara alındığında; davacının davalıya uluslararası hamule sözleşmesi uyarınca taşınmak üzere teslim ettiği malların teslim yerine vardığında ziyaı uğradığı, ziyaın bağımsız Survey kurumunca tespit edildiği sonucuna varılmıştır. Alıcının mal kendisine ulaşır ulaşmaz inceleme yaptırma yükümlülüğünü yerine getirdiği, ziyaının taşınma esnasından ani ısı değişikliklerinin olmasından kaynaklandığının Survey şirketince tespit edildiği anlaşılmıştır. Davalı taşıyıcıların tam ve sağlam olarak aldıkları malı alıcısına aynı şekilde teslim etme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere davalının 05.02.2003 tarihinde eşyayı yüklediği , 24 saat içinde Samsun limanına ulaşması mümkün iken … tarihinde ulaştığı,buraya ulaştığında da kötü hava koşulları nedeniyle … seferlerinin yapılamaması nedeniyle 10.02.2003 tarihine kadar beklediği , oysa 07.02.2003 tarihinde … seferlerinin sorunsuz yapıldığı ,davalının eşyanın yüklenmesinden sonraki oyalanmasının gecikmeye ve zarara yol açtığı anlaşılmıştır. Yükün (hıyar )hasarlı olan bölümün değerlendirildiğinin ispatlanamamış olması karşısında davacının tazminat istemlerinin zarar miktarından daha az olan navlun bedeline çekmiş olması nedeniyle davacının davasının navlun bedeli üzerinden kabulüne karar verilmesi, malın tam ziyaı uğradığı kabul edildiğinden davalı karşı davacının navlun bedeline ilişkin talebinin yerinde olmadığı sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir” gerekçesi ile Mahkememizden verilen …/… Esas …/… Karar sayılı kararın Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … tarihli, …/…-… karar sayılı kararı ile ”
Asıl dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklı tazminat talebine, karşı dava ise navlun ücretinin tahsili talebine ilişkindir.
Mahkemece, uyulan bozma ilamı doğrultusunda karar verilmiş ise de bozma ilamı gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Mahkemece uyuşmazlığın çözümünün teknik bilgi gerektirdiği kabul edilerek bilirkişi görüşüne başvurulmuş ise de, hükme dayanak olan ve bozma sonrasında alınan rapor bir hukukçu bilirkişi tarafından hazırlanmış ancak bilirkişinin aracın Samsun limanına uluşmasında geçecek makul süre ile salatalık emtiasının bozulma süresine ilişkin görüş bildirmek suretiyle uzmanlık alanı dışında değerlendirme yaptığı görülmüştür. Bilirkişi heyetine ziraat mühendisi ve sektör bilirkişisi de dahil edilmek suretiyle oluşturulacak bilirkişi heyetinden ek rapor alınarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre, mümeyyiz davalı şirket vekili ve katılma yoluyla davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle mümüyyiz davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı şirket yararına bozulmasına ”
Gerekçesi ile bozulmuştur.
Usul ve yasaya uygun bulunan yargıtay bozma ilamına uyulmuştur.
Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak, daha önce dinlenen bilirkişi …’nın yanına ziraat mühendisi ve sektör ( nakliye ) bilirkişi si de eklenerek tarafların yargılama boyunca ileri sürdüğü iddia ve savunmalar, daha önce verilen kararlar ve bu kararların bozulmasına ilişkin Yargıtay ilamları da nazara alınarak, rapor alınmasına karar verilmiştir. Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesince seçilen bilirkişiler …, … … tarihli raporlarında sonuç olarak; dava konusu olayda CMR 17. Maddesi kapsamında taşımacının sorumlu olmadığı görüş ve kanaatine varıldığını beyan etmişlerdir.
Talimat ile alınan bilirkişi raporunda özellikle Ziraatçı bilirkişinin ziya ile ilgili herhangi bir görüş bildirmediği ve değerlendirme yapmadığı anlaşıldığından, dosyanın tekrar talimat mahkemesine gönderilerek rapor alınan bilirkişilere tevdi ile tarafların itirazları da nazara alınarak ve özellikle ziraatçı bilirkişinin ziya konusunda görüşlerini de kapsar şekilde rapor alınmasına karar verilmiştir. Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesince seçilen bilirkişiler …, … tarihli EK raporlarında sonuç olarak; Dava konusu ürünün taşınması esnasında sıcaklık farklılıkları oluşmasına ( uygun ortam sağlanamamasına )bağlı olarak ürün kalitesinde bozulmalar oluştuğu kanaatine varıldığını beyan etmişlerdir.
Dosyada bulunan kök ve ek bilirkişi raporlarının birbiri ile çelişkili olması nedeniyle; İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazılarak, dosyanın, Ticaret Hukukunda uzman prof. ünvanlı bir akademisyen bilirkişi, Ziraat Müh.fakültesinden temin edilecek prof.ünvanlı bir akedemisyen bilirkişi ve sektörel nakliye işinde uzman bir bilirkişiden oluşacak 3 kişilik bilirkişi heyetine tevdii ile, Yargıtay bozma ilamlarına uygun, dosyada bulunan raporlardaki çelişkiyi de giderecek şekilde yargı denetimine elverişli şekilde RAPOR alınmasına karar verilmiştir. İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesince seçilen bilirkişiler Öğr.Üyesi … raporlarında sonuç olarak;
Dosyada yapılan incelemede;
20,500 kg salatalık(hıyar) 05,02.2003 tarihinde taşıyıcı … Uluslar arası Nakliyat ve Ticaret ltd.şti ye teslim ( … Plaklı araçlara yüklendi). Davalı tarafından dosyaya sunulan Hamule Senedi fotokopisine göre söz konusu salatalığın Moskova Gümrüğünce boşaltılmasına İzin verildiği ve teslim edildiklerine ilişkin olarak Moskova Gümrüğü’nün kaşe tarihinin 14.03.2003 olduğu tespit edildi. BURADAN DA NAKLİYE SÜRESİNİN 9 ( dokuz ) GÜN OLDUĞU görüldüğünü,
2-13-16 tarihlerinde dava konusu ürünü taşıyan aracın da bulunduğu 12 araçta bulunan salatalık ve domatesler İçin düzenlenen HASAR Denetim Raporunda ( Türkçe Tercümesinde ); Treyler açıldığında treylerin duvarları ve sevkiyatın rutubet ile kaplandığı, gözlemlenmiştir. Denilmiştir. Malın sevk edildiği firma/atıcı temsilcisi tarafından CMR Konçimentoları üzerine ” Sandıkları açtığımızda domatesler ve salatalıkların nemli, yumuşak, sarımtırak ayrıca çürümeye yüz tutmuş olduklarını tespit ettik . Ayrıca treylerin duvarlarının da rutubet ile kaplanmış olduğu gözlemlenmiştir” notu düşüldüğünü,
Dosyada bulunan … tarihli Bilirkişi Raporunda{ Ankara … Asliye Ticaret
Mahkemesi Başkanlığı; Dosya No : …); salatalık(hıyar) için +7 il +10 santigrat derece, bağıl nem % 90-95 olması halinde 10 gün saklanabileceği ( Meyve ve Sebze İşleme Teknolojisi, Prof. Dr. …, Doç.Dr. …, Gıda Teknolojisi Derneği Yayın No : 6) denilmektedir. Ancak yukarıda referans olarak verilen kitapta belirtildiği gibi sıcaklık derecesi kadar sıcaklığın sabitliği önemli etkendir. Ön görülen sıcaklık derecesindeki sapmalar 1 dereceden fazla olmamalıdır. Sıcaklık derecesindeki sapmaların yüksek olması ortamın nemini etkiler. Sıcaklık derecesinin düşmesi ortamdaki bağıl nemin yükselmesine ve çiğlenmeye neden olur. Ürün üzerinde oluşan çiğ damlacıkları çeşitli enfeksiyonlara ortam oluşturur. Sıcaklığın yükselmesi bağıl nem oranının düşmesine dolayısıyla terleme hızının yükselerek ürünün su kaybetmesine neden olacağını,
Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesi Başkanlığı … tarihli Bilirkişi Ek Raporunda ( Dosya No : …Talimat) ; Yukarıda anılan Prof. Dr….Gıda Teknolojisi Derneği Yayın No : 6 kitabı referans alınarak hıyar ve domates için taşıma sıcaklığının +7 ile +10 santigrat derece, bağıl nemin % 90-95 olması halinde 10 gün kadar saklanabileceği, sıcaklık derecesi kadar sıcaklığın oynama sınırının çok önemli olduğu, öngörülen sıcaklık derecesi sapmalarının 1 dereceden fazla olmaması gerektiği, sıcaklık derecesindeki sapmaların yüksek olması halinde ortamın nemini etkileyeceği ; Sıcaklık derecesinin düşmesi ortamdaki bağıl nemin yükselmesine veçiğlenmeye neden olur. Ürün üzerinde oluşan çiğ damlacıkları çeşitli enfeksiyonlara ortam oluşturur. Sıcaklığın yükselmesi bağıl nem oranının düşmesine dolayısıyla terleme hızının yükselerek ürünün su kaybetmesine neden olacağının belirtildiğini, soğuk hava firmalarının’nm meyve sebzelerin soğukta muhafazası ile ilgili yayınladığı bilgi aşağıda tablo halinde sunulmuştur. Tablonun incelenmesinden hıyarın 8-12 santigrat dercede, %90-98 genel nemde hıyarın 10-14 gün muhafaza edilebileceği belirtildiğini, Aşağıdaki tabloda yaş sebze ve meyvelerin depolamada bilinmesi gereken değerleri mevcuttur. Bu değerler tablodan da görüleceği gibi Optimum Sıcaklık Derecesi (°C) olarak, Sıcaklık Değişim Oranı (3C) olarak, ihtiyaç duyulacak Oksijen Miktarı (0?), Karbondioksit miktarı, Genel Nem Yüzde değeri ve Raf ömrü olduğunu, bazı Meyve ve Sebzelerin Saklama Koşulları : Tablonun İncelenmesinden;
hıyarın 10-13 santigrat derecede, %90-95 nemde hıyarın 10-14 gün muhafaza edilebileceği belirtildiğini,
ÜRÜN ADI MUHAFAZA SICAKLIĞI C° MUHAFAZA NEMİ % MUHAFAZA SÜRESİ
BAMYA 7-10 90-95 8-10 GÜN
KABAK 7-10 90-95 2-3 HAFTA
HIYAR 10-13 90-95 10-14 GÜN
PATLICAN 8-13 90-95 1-2 HAFTA
DOLMA BİBER 8-10 90-95 2-3 HAFTA

Bu bölümdeki bilgiler ticari işletmelerden alındığı için kaynak belirtilmediğini,
Yaş sebze ve meyva halinde yapılan incelemede sektör temsilcileri hıyarın 7-10 santigrat derecede %90-95 bağıl nemde güvenli olarak ortalama 10( on) gün muhafaza/nakliye edilebileceğini , ancak muhafaza ve nakliye ısısının sabit tutulmasının çok önemli hatta şart olduğunu ifade ettiklerini, Bu hale göre, salatalık emtiasının nakliyesinde ısının sabit tutulmayarak emtianın bozulmasında nakliyeci davalı şirketin kusuru bulunduğu anlaşıldığını, CMR m. 17/ 1 uyarınca taşıyıcı yükü teslim aldığı andan teslim edinceye kadar bunların kısmen veya tamamen kaybından ve doğacak hasardan sorumlu olduğunu,
Dava konusu ihtilafta taşımacının ısıyı sabit tutmaması nedeniyle ürünlerin bozulmuş olması davacının davalı … I.td. Şii’nden tazminat talep edebileceği açık olduğunu,
Sonuç olarak;yukarıda açıklanan nedenlerle davacının davalı … I.td. Şti’nden CMR m. 17 / 1 uyarınca 5.500 USD { 9.300 TL + reeskont faizi) talep edebileceği, davalı k. davacı … Ltd. Şii’nin davacıdan navlun bedeli talep edemeyeceği kabulü gerektiği sonuç ve kanaatine varıldığını beyan etmişlerdir.
İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesine yeniden talimat yazılarak ve önceki talimatımızın usulüne uygun olarak yerine getirilmediği, bilirkişiler … hakkında İstanbul Bilirkişi Bölge Kurulu Başkanlığına haklarında gereğinin takdir ve ifası için müzekkere yazıldığı da belirtilerek … tarihli talimat müzekkeremize uygun olarak bilirkişi heyeti oluşturulmak suretiyle dosyanın bu heyete tevdiinin sağlanmasına karar verilmiş, İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesince seçilen bilirkişiler Sigorta Eksperi …, … tarihli raporlarında sonuç olarak;
Dosya kapsamında yapılan incelemede, sunulmuş olan mevcut belgeler çerçevesinde hasar ihbarının CMR madde 30 a göre uygun yapılmamış olduğu, dolayısı ile tazminat talebinin yerinde olmadığı, alıcı tarafından yaptırılan tek taraflı ekspertiz sonuçlarının davalı araçtaki malın teslim anında gerçek durumunun yansıtılmadığı, nakliye ile ilgili teknik hususlar ve bildirim yükümlülükleri çerçevesinde taşıyan ve gönderenin eşit derecede ihmal ve kusurlarının olduğu, taşıyanın navlun talebinin yerinde olduğu, ancak gecikme cezası isteminin uygun olmadığı görüş ve kanaatine varıldığını beyan etmişlerdir.
Mahkememizce toplanan deliler ve dosyaya alınan bilirkişi raporlarının tetkikinden; 05/02/2003 tarihinde düzenlenmiş, CMR hamule senedine göre Antalya’dan Moskova’ya sevk edilmek üzere aynı tarihde gönderen (davacı)… Tarım Ürünleri tarafından taşıyıcı (davalı ) …Ltd. Şti’ne ait … plakalı frigorifik araca 20.500 kg paketlenmiş II kalite salatılık yüklenerek teslim edildiği, Moskova Güney Gümrüğü’nün 14/02/2003 tarihli kaşesine göre de malların 14/02/2003 tarihinde alıcının tayin ettiği depoya boşaltıldığı, bu halde nakliyenin teslim alma ve teslim etme tarihleri de tarihin 9 gün sürdüğü, CMR hamule senedi üzerinde mutabık kalınmış bir nakdi süresinin belirtilmediği, gerçekleşen 9 günlük nakliye süresinin teamülde diğer nakliye koşullarının yerine getirilmesi kaydıyla kabul edilebilecek maksimum nakliye süresi sınırları içerisinde kaldığı, yüklenicinin nakliye süresi ile ilgili bir çekincesi var ise bunun CMR hamule senedinde CMR M6 2 f gereği açıkca şart koşmuş olması gerekirken, böyle bir talimatın varlığından rastlanılmadığı, alıcı tarafından yaptırılmış ekspertis raporları doğrultusunda, salatalık yükünün hasarlanmış olduğu, Gönderen’in malını trigorifik araca yüklemeden önce aracın soğutma ünitesinin hangi ısı aralığı/ hava sirkülasyonu / bağıl nem değerlerine göre sevk edildiği konusunda dosyada bir bilgi mevcut olmadığı, ayrıca gönderen tarafından yükleme anından itibaren teslim edilecek zamana kadar uygulanması ve takip edilmesi gereken bu iklimlendirme değerlerinin kesin talimat olarak CMR hamule senedinde veya ayrı bir taşıma sözleşmeli ile belirlenmiş olması gerekirken bu şekilde bir talimata rastlanmadığı, dolayısıyla tüm yolculuk boyunca malın hangi iklimlendirme değerlerinde muhafaza edildiğinin bilinmediği, Taşıyan’ın bununla ilgili olarak esasen trigorifik taşımalarda teamül olduğu üzere malların uygun ısı aralığında muhafaza edilmesi hususunda gerekli özen ve dikkati gösteridiğine dair, seyahat boyunca ısı değerlerinin kayıt altına alındığı bir elektronik kayıt / veri sunmadığı, varış noktasında alıcı tarafında yaptırılan ekspertizde salatalıkların tüm sevkiyatlar için genel olarak iç gövde ısılarının +4C olduğu, bazı katmanlarda ise +7 C ölçüldüğü, ayrıca büyük oranda ısı varlılıkları sonucu ciddi oranda rutubetlenme olduğu görüldüğü, bunun bazı zamanlarda soğutucunun devreden çıkarılması soncunun oluştuğunun ekspertiz raporunda belirtildiği, bu varsayımndan hareketle salatalıkların belli süre ideal ısı aralığı olan +8-10 C ‘den daha düşük derecede ısıya maruz kaldığı ve ekspertiz raporunda belirlendiği gibi %70 oranında çiğlenme sonucu bozulma hasarına yol açtığı, CMR 17. Madde 4. Paragraf uyarınca; eğer taşıma malın sıcağa, soğuya, ısı derecesindeki değişmeye ve rutubete karşı koruyacak şekilde donatılmış taşıtlarla yapılıyor ise taşımacı 17/4 -d’deki avantajdan faydalanmayı talep edemeyecek olup, bu tür donanımın seçilmesi ve kullanılması ile ilgili olarak kendisine düşen önlemleri aldığı ve verilen özel talimata uygun oludğunu kanıtlarsa böyle bir istemde bulunabileceğinden ve dosya kapsamına göre bu yönde bir kanıt bulunmadığından, taşıyanın malın kendi uhdesin de iken, kendi kusur ve ihmali nispetinde, malla geldiği tespit edilen hasardan sorumlu olduğunun sonucuna varılması gerektiği, diğer taraftan Gönderen de nakliyesi çok hassasiyet isteyen, uygun hava şartları dışında bozulmaya çok yatkın olan salatalık yükünün hasat tarihi ve olgunluk derecesine göre malın hangi ısı aralığında, bağıl nem oranında ve hava değişim rasyosu ile taşınması gerektiği, bu değerlerin dışına çıkıldığı durumlarda ne yapılması gerektiği hususlarında taşıyıcı / sürücü dikkatine hamule senedinde veya ekinde hiçbir özel talimat belirtmemiş olması, dolayısı ile taşıma şartlarının tamamen nakliyeci / sürücü insiyatifine bırakmış olması da gerekli özen ve ihtimamı göstermediğini, bir taşıma akdinde gönderene düşen sorumluluğunu yerine getirmediğini göstermekte olup, gönderenin kesin talimatları olduğu durumda, taşıyanın bunlarla ilgili insiyatif kullanamayacağı ve hasar oluşmayacağı, bu talimatlara uyulmaması sonucu hasar oluşması durumunda taşıyanın tek sorumlu olacağı CMR 17/4 maddesi gereğince açık iken gönderinin talimat eksikliği / yokluğu sonucu bu hususların moğalak şekilde taşıyan/ sürücü insiyatifene bırakılması Gönderen’in de eşit oranda kusurlu olduğunu gösterdiğinden, tarafların meydana gelen zararda müterafik kusurlu olduğu, kusur derecelerin eşit olduğu kabul edilerek, asıl davanın davacı vekilinin 22.06.2007 tarihli duruşmada “… Talebimizi geç teslimden doğan zarar olarak daraltıyoruz ve navlun bedeli kadar tazminata karar verilmesini talep ediyoruz.” şeklindeki beyanı uyarınca, davanın navlun bedeli olan 7.340,00 TL’nin davalının kusur oranına tekabül eden %50 si olan 3.670,00 TL üzerinden kabulüne karar verilmiş ve davacının fazlaya ilişkin talebi reddedilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-ASIL DAVANIN KISMEN KABULÜ ile, 3.670,00 TL nin dava tarihinden itibaren işleyen reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
Alınması gerekli 250,69 TL harcın , peşin alınan 397,00 TL harçtan mahsubu ile bakiye 146,31 TL harcın istek halinde davacıya iadesine, 13.05.2014 tarihli harç tahsil müzekkeresi yerine getirilmemiş ise iadesi, yerine getirilmiş ise, istek halinde 104,40 TL harcın davalıya iadesi için Maliye’ye yazı yazılmasına,
Davacı tarafından yapılan 397,00 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından bozmadan önce yapılan 2.784,82 TL masraf ile, bozmadan sonra yapılan 4.250,00 TL bilirkişi ücreti, 288,00 TL tebligat ve posta masrafları olmak üzere toplam 7.322,82 TL yargılama giderinden davada kabul ve ret oranlar nazara alınarak hesaplandığında.2.889,80 TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı tarafından yapılan 3.150,00 TL bilirkişi ücreti, 87,00 TL tebligat ve posta masrafları olmak üzere toplam 3.237,00 TL yargılama giderlerinden, davada kabul ve ret oranlar nazara alınarak hesaplandığında, 1.959,00 TL yargılama giderlerinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davanın reddedilen dava değeri üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
2-Karşı davanın reddine ilişkin mahkememizin … tarihli …/… Esas, …/ … Karar sayılı kararı temyiz edilmeksizin kesinleştiğinden KARŞI DAVA HAKKINDA YENİDEN KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
4-Sarf edilmeyen gider avansının HMK.’nun 333. maddesi uyarınca davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, Mİ KTAR İTİBARI İLE KESİN OLARAK verilen karar açıkça okundu. Anlatıldı. 19/02/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır