Emsal Mahkeme Kararı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/221 E. 2018/291 K. 17.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/221 Esas
KARAR NO : 2018/291
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/02/2015
KARAR TARİHİ : 17/04/2018

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı …’nun, Antalya … İcra Müdürlüğünün …/…, Antalya ….İcra Müdürlüğünün …/…, Antalya … İcra Müdürlüğünün …/…, Antalya … İcra Müdürlüğünün …/…, Antalya ….İcra Müdürlüğünün …/ …, Antalya … İcra Müdürlüğünün …/…, Antalya … İcra Müdürlüğünün …/…, Antalya …İcra Müdürlüğünün …/ … esas sayılı daha sonra dosya numaralarının bildirileceği icra takip dosyalarına konu, esasen alacaklı iken işveren olmasının kurduğu baskı ile o sıralar yanında çalıştırdığı davacı müvekkili dosyalarda alacaklı görderdiğini, bu sebeple de alacaklarını kendi namına güvene altında tutmak için müvekkilinden zorla, cebir ve şiddetle, fiziki ve psikolojik baskı uygulayarak keşide tarihi, bedeli ve keşide yeri boş olan senet aldığını, akabinde davacı müvekkilinin dilekçe ekinde sundukları temliknameleri imzalayarak icra dosyalarına davalıya temlik ettiğini, davalının ise müvekkilinden almış olduğu keşide ve vade tarihi boş olan senedi yırttığını belirterek müvekkilinin üzerinde güven oluşturduğunu, hileli davranışlarla senedi yedinde tuttuğunu, müvekkilini mağdur ederek hasız ve menfaat elde etmek amacı ile Antalya … İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyasında 175.000,00 TL bedelli, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlattığını, bahse konu takip dosyasına Antalya … İcra Hukuk Mahkemesinin …/… Esas sayılı dosyasından takibe, borca, işlemiş faize itiraz ettiklerini, ayrıca davalı hakkında resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından … Cumhuriyet Başsavcılığının …/.. BM sayılı dosyasından ayrıca şikayette bulunduklarını, müvekkilinin davalının ofisinde 8 yıl sigortalı olarak çalıştığını, sekreterlik ve icra takip elamanı olarak çalıştığını, müvekkilinin, davalının işyerinden … tarihinde davalıdan görmüş olduğu darp, gasp e tehditleri nedeniyle istifa ederek ayrıldığını, ayrılmadan önce bir tarihte ise davalının, müvekkili davacının üzerine temlik yoluyla aldığı icra dosyalarını öz kardeşi olan … isimli şahsın üzerine bedelsiz olarak devir ve temlik aldığını, fakat müvekkilinin boş senedi istediğinde ise böyle bir senedin olmadığını, yırtıp attığını beyan ettiğini, müvekkilinin ihtar üzerine … tarihinde , davalının öz kardeşi … bahse konu icra takip doyasını bedelsiz olarak devir ve temlik ettiğini, müvekkilinin davalının kendisine uyguladığı darp, gasp ve tehdit suçları nedeniyle davalı hakkında Antalya … Ağır Ceza Mahkemesinin …/… Esas sayılı dosyasında açılan ceza dosyasının halen derdest olduğunu, icra takibine konu edilen senette nakden bedel kaydı bulunmadığını, işbu davada takip konusu edilen senedin hangi hukuki ilişkiye dayanılarak müvekkilinden alındığı hususunun davalı tarafından açıklanması gerektiğini beyan ederek, davanın kabulü ile,müvekkilinin Antalya … İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyasına konu 175.000,00 TL bedelli senet nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, takibin durdurulmasına, karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacının dava ve bu davasında ileri sürdüğü iddialarına itiraz ettiklerini, davacının Antalya … İcra Hukuk Mahkemesinin …/… esas sayılı dosyasından borca itiraz davası açtığını, işbu davanın esasen konusuz ve hukuki menfaatsiz bir dava olduğunu, bu nedenle davacının,davasının hukuki menfaat yokluğundan usulen reddine karar verilmesini, davacı borçlunun amacının hakkındaki icra takibini boşa çıkartmak ve borcunu ödemekten kaçınmak olduğunu, davalı ile davacı arasında uzun yıllara dayalı yakın arkadaşlık ilişkisi olduğunu, aralarında oluşan özel hukuk karz akdi ilişkisinden dolayı birbirlerinden ödünç para alışverişi içinde olduklarını, işbu dava konusu alacağın da davacı borçluya ödünç para vermiş ve karşılığında davacı borçlunun imzasını havai bono aldığını, ödünç para ödenmeyince, icra takip konusu yapıldığını, davacının dava dilekçesinin ekinde iddiasını ispatlayacak yazılı kesin bir belge bulunmadığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce Antalya … İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyasının celp edilmiştir. İncelenmesinde;
Mahkememizce Antalya … Ağır Ceza Mahkemesinin …/… Esas sayılı dosyasının gönderilmesinin talep edildiği, UYAP sisteminden evrakların gönderildiği görüldü. İncelenmesinde; iddianamede, davacının da içinde bulunduğu 33 müştekinin şikayeti üzerine sanıklar …, …, …, …, … ve … hakkında … yıllarında “nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik, özel belgede sahtecilik, hürriyeti tahdit ve nitelikli yağma suçlarından” ceza davası açıldığı dosyanın yargılama aşamasının sürdüğü, davacı …’ ın iddianamede … nolu müşteki olduğu ve bu müştekiye ilişkin olayın iddianamede … nolu olay olarak anlatıldığı, sanık …’ ya gasp suçunun atfedildiği, ancak davaya konu 175.000,00 TL bedelli senedin suçun unsuru olarak yer almadığı anlaşılmıştır.
Davacı tanığı … beyanında;” Ben 2006-2008 yılları arasında davalının avukatlık ofisinde çalıştım. O tarihlerde davalı dayısı olan … ile … isimli şirketi açtı. Ancak bir süre sonra dayısı ile anlaşamadı bu nedenle dayısı üzerinde olan hisseleri … üzerine devretti. ayrıca bu dönem içerisinde davalı icra dosyalarındaki alacaklarını … ye temlik etti birgün … davalının odasından çıktığında benden boş senet aldı diye söyedi bende bir süre sonra davalının odasına çay götürmek için gittimde masasının üzerinde … isim ve imzası olan boş senedi gördüm. Dedi soruldu: … bana, davalının boş senedi … şirketinin hisselerini devretmesi ve icra dosyalarındaki temlikler nedeniyle aldığını söyledi dedi soruldu: davalı icra dosyalarında vekalet ücreti alabilmek için alacaklarını davacıya temlik ediyordu. Bu temlikler gerçek anlamda bir temlik ti para tahsil edildiğinde para yine davalı alıyordu. Sadece … adı kullanıldı. Hisse devrininde hem avukatlık hem müdürlük yapamayacağı için dayısının hisselerini davacının üzerine devretti bu da tam gerçek anlamda devin işlemi değildi, sadece davacının ismini kullanmak için yapılan bir hisse devriydi. … uzun süredir davalının yanında çalıştığı ve temiz kalpli bir insan olduğu için kendisine bu şekilde temlik ve devir işlemleri yapmıştır ” şeklinde beyan etmiştir.
Davacı tanığı … beyanında; ” Benim 1998 yılında eşim öldürülmüştü. Eşim öldürüldükten sonra eşimin kardeşleri beni suçladılar bu nedenle ben tutuklandım. 5 ay 20 gün ceza evinde kaldım. Ben ceza evinde iken kardeşim bana avukat tutmuş istemiş ve davalı … ile görüşmüş, davalı ceza evine benimle görüşmeye geldi bir süre konuştuk. Tam kalkıp gideceğimiz sırada bana şu belgeleri imzalarmısın diye bir kaç tane imzalattı. Daha sonra yapılan yargılama da ben beraat ettim. Davalı ceza dosyasındaki yargılama sırasında benim avukatlığımı yapmadı kendisini hiç görmedim. Ancak 58.000 TL tutarlı bir sözleşme olduğunu belirterek benden para istedi. Bununla ilgili ben herhangi bir ödeme yapmadım ancak sonra 125.000 DM lik bir senet te karşılık benden alacak talep etti hatta bu alacağı önce kendi muhasebecisi olan …’e devretmiş, daha sonrada bu alacağı …’e devretmiş, ben …’in kendi sekreterini gördüm. Kendisini iki defa gördüm. Tanımıyorum. Davalı bu senede dayanarak yaptığı takip nedeniyle benim iki tane evimi dükkanlarımı ve bir arsamı sattı. Hala daha benden alacağı olduğuna dair beyanda bulunmaktadır. Şu anda da alacağını … isimli kardeşine geçirmiş dedi soruldu: Benim davacının borcunun olup olmadığına dair bir bilgim yoktur dedi. Davacı vekilinin talebi üzerine tanıktan yeniden soruldu: ben sekreteri Ağır Ceza yargılaması sırasında bir defa gördüğümde benim borcum yok utanmıyormusun diye kendisine söylediğimde, sekreter bana o arada elinde boş senedim var ne istese yapıyorum diye karşılık vermişti. Birde kendisini duruşmadan önce gördüm yine kendisine benim herşeyimi sattırdın parayı aldınmı diye sordum davacı da bana ben hiç para almadım diye karşılık verdi. Benim davacıyı gördüğümü söylediğim iki görüşmedir bunlardır.” şeklinde beyan etmiştir.
Davalı tanığı … beyanında; ” Ben senedin nasıl aldığı konusunda herhangi bir yoktur” şeklinde beyanda etmiştir.
Davalı tanığı …; “2011 yılının sonlarına doğru davacı ev alacağını söylerek babamdan para istedi. Babam kendisine şirketimizin … Mah. Adresinde 175.000TL para verdi, karşılığında senet aldı. Davacı uzun zamandır şirketin müdürüydü. Alım satım ve icra işlemlerini bizzat kendisi yapardı. Babam bu parayı şirket hesabından değil, kendi adına verdi daha doğrusu hangi hesaptan bilmiyorum. Para babamın kasanıda duruyordu.” şeklinde beyan etmiştir.
Davacı tanığı … beyanında;” Ben Stajerken davalı …’nun yanında çalıştım. Sanırım 2006 yılı idi. Ay hatırlamıyorum. Davacı … … beyin yanında çalışıyordu. … beyin hem asistanı, adeta sağ kolu idi. Bürodaki tüm işleri … bey olmadığı zaman o yönetirdi. Hatta … bey varken de o yapardı. Örneğin … beyin talimatı ile bankadan para çeker ilgili yere dağıtır, bizim maaşlarımızı öder, hatta … beyin evinin temizliğini bile o yaptırırdı. … beyin evinin anahtarlarına kadar … de idi. … bey dönem dönem Almanya ya giderdi, o gittiğinde de tüm işleri büronun müdürü gibi o yapardı. Hatta büroda … beyin kardeşi … bey ve dayı dedikleri iki kişi sürekli ofiste bulunmalarına rağmen onların sözü geçmezdi. Tek yetkili … idi. Dava dilekçesinde geçen ve bana sormuş olduğumuz temliklerden haberdarım. Bunun dışında Alanya da yapılan bir temliği çok net hatırlıyorum. Sanıyorum dosya alacaklısı … beyin muhasebecisi ismi … olan bir kişi gözüküyordu. Meblağı da oldukça yüksekti. … bey bu alacağı … ye temlik etti. Yolda giderken … ye sormuştum. Oda … bey böyle istiyor, aslında dosyanın gerçek alacaklısı … bey, ancak … bey gibi gözüküyor o gerçek alacaklı değil, şimdi de … beyin talimatı ile bana temlik edecek dedi. Bu tür temlikler bizzat benim bulunduğum zamanlarda Antalya İcra dosyalarında da yapıldı. Ben hukuki bir hata olmasın diye stajyer diye yanlarında bulundum. Ancak hatırladığım kadarı ile herhangi bir evrak imzalamadım. Bu temliklerin yapılış amacını bana söylemediler. Bende bilemiyorum. … de niçin yapıldığını bence bilmiyordu … bey ne derse onu yapıyordu. Dedi soruldu: … bey ile … arasında duygusal bir ilişki olduğunu tahmin ediyorduk ama emin değildik. Büro çalışanları olarak biz bu şekilde hissetmiştik. Ben hatta, benden küçük olması sebebi ile … ye niçin bu kadar işin içine girdiğini ve bilmeden temlikleri üzerine aldığını sorduğumda, … bana açık yanıt vermedi. Sanırım aralarındaki münasebeti açıklamak istemedi. Biraz tabiri caizse de kıvırarak cevap verdi. … bey sana bu kadar neden güveniyor diye sorduğumda da bu temliklerin karşılığında benden senet aldı demişti. Ancak ben bu senetleri görmedim. Yanımda da düzenlenmedi.Senetlerin açık senet olduğunu bana söylemişti. Dedi devamla, ben büroda 2,5- 3 ay kadar çalışabildim. … bey ile çalışamayacağımı anlayınca bürodan ayrılacağımı açıkça kendisine söyledim. Kendileri ile yapamayacağımı belirttim. Oda bana o halde bu süre içerisinde doğru dürüst bir iş yapmadığın için aldığın maaşları iade et dedi. Bende kabul ettim. Ben bürodan ayrıldığımda kendisi Almanya da idi. Bürodan ayrıldığım gün kardeşi … benden senet imzalamamı istedi. Bende boş senet imzalamayacağımı söyledim. Benim zorumla senedin üzerine 800,00 TL bedel yazıldı. Ancak boş almak için Yüksel bey uzunca benim uğraştı. Hatta büroda …, Av. …, ile dayı denilen kişi vardı. Daha sonra ben senet bedelini birkaç içerisinde kendilerine ödedim senedimi … beyin kendisinden aldım. Senedi gözümün önünde yırttı. Ancak ben güvenmediğim için ayrıca protokol hazırlatıp imzalattım dedi. Tekrar dikkatimi çeken bir şey söylemek istiyorum … beyin oğlu … o tarihlerde ortaokul son yada Lisenin başlarındaydı. Onun harçlığını dahi … verirdi. O da zaten … den isterdi. Bana çok garip gelmişti. Muhtemelen … bey, … ya talimat verdiği için senedi benden o istedi. … ile samimi olduğumuzu düşünerek ona talimat vermemiş, yada erkek olduğu için … den çekinerek senedi imzalayacağımı düşünerek … talimat vermiş olabilir Dedi. Soruldu: Ben … ile 10 yıldır görüşmüyorum.” şeklinde beyan etmiştir.
Davacı tanığı … beyanında; “… av. …’nun teyzenin oğludur. … benimde eski bacanaığımın kardeşidir. …, … ile birlikte çalışıyordu. Ben kendilerine noterden vekaletname verdim. Basit bir alacak davam vardı. 1999-2000 yılı gibiydi. Alacağın miktarıda şimdiki parayla 1.100,00 TL civarındaydı. Bana ofisinde 5-6 sayfadan oluşan, sayfaların bazılarında yazı aralarında boşluk bırakılmak suretiyle avukatlık bilgi formu diye birşey imzalattılar. Bunu bütün müvekkilerine imzalattığını söyledi. Sonra bu belgeyi her nasılsa beni borçlu gösterecek şekilde bir senede dönüştürmüş. Alacaklı olarak … gözükecek şekilde aleyhime icra takibi yaptı. Senedi de 7.000 Mark olarak doldurmuştu. Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundum. Antalya … Ağır Ceza Mah. …/… sayılı dosyasında yargılanıyor. Defalarca evime hacize gelindi. İş yerime hacize gelindi. Hacze gelenler arasında av. … ve davacıda vardı. Davacı, davalının yanında çalışıyordu. Ben davacınında benim gibi mağdur edilmiş olabileceğini düşünüyorum. Zira aynı tarzda benim gibi birçok müvekkilini borçlandırmış, icra takipleri başlattmış, onlaca kişinin bu şekilde mağdur olduğunu daha sonra öğrendim. Hatta davalı avukat bu yüzden bir süre tutuklu kaldı. Benim davacı yönünden görgüye dayalı bir bilgim yoktur.” şeklinde beyan etmiştir.
Davacı tanığı … beyanında; ” Ben eskiden davalının müvekkiliyimdim. Kendisine boşanma davam için vekaletname vermiştim. O tarihte davacıda onun yanında çalışıyordu. Boşanma dilekçesini hazırladılar. Ben davacıyla bir kez adliyeye bir kezde tapuya gittim. Hatta ben davacıyı da avukat zannediyordum. …yla doğru dürüst iletişime geçemediğim gibi hep beni oyalıyorlardı. Hiç bir soruma cevap vermedikleri gibi kendilerine 1.000,00 TL’lik ödeme yapmıştım. Bunun makbuzu istediğimde bana karanlıkta bir fotokopi evrak verdiler. Eve gidip baktığımda 33.245,00 TL’lik bir makbuz düzenlenmiş ve bunun 1.000,00 TL’sinin alındığı yazılıydı. Oysa biz kendisine anlaşmalı boşanma için eşimle birlikte gittiğimizde anlaşmalı boşanma için bizden 1.500,00 TL istedi. Eşim kabul etmedi. Ofisden ayrıldı. O da bana yenge sen merak etme ben çekişmeli dava açarım dedi. Ücretini sorduğumda mavi poşet içinde baronun ücret tarifesini uzattı. Orada 2.750,00 TL olarak gösteriyordu. Dolayısıyla ben borcumun 1.750,00 TL kaldığını düşünmüştüm. Daha sonra açılan boşanma davasından feragat etmek istedim. Büroyu aradım. Yine davacı ile görüştüm. Kendilerine güvenimin kalmadığını, vazgeçtiğimi, başka bir avukat tutacağımı söyledim. O da bana avukatı azletmem gerektiğini daha sonra adliyeye gidip feragat dilekçesi vermem gerektiğini söyledi. Ben hem davadan feragat etmek istiyorum, hemde onlara güvenim kalmadığı için vekalet ilişkisini sona erdirmek istiyordum. Cuma günü davacıya birlikte adliyeye gidip feragat dilekçesi vermek için yalvarmama rağmen önce azilname düzenlemem gerektiği söyledi. Çaresiz onun dediği gibi yaptım. Önce noterden azilname düzenledim. Daha sonra da ofise verdim. Onların talimatıyla da adliyeye gidip davadan feragat ettim. Meğer benden vekalet ücreti talep edebilmek için böyle bir yönledirme yapmışlar. Daha sonra da aleyhime icra takibi başlatıp, emekli ikramiyeme haciz koydular. Davacının kendi mağduriyetiyle ilgili bir bilgim yok. Dediğim gibi ben onu bile avukat zannediyordum. Ben de …dan şikayetçi oldum. … Ağır Ceza Mah. …/… sayılı dosyasında yargılanmaktadır.” şeklinde beyan etmiştir.
Davacı tanığı … beyanında; ” Davacı benim amacamın kızı olur. Kendisi avukat …’ nun yanında çalışıyordu. Ben de yaz tatillerinde ve yine okuldan sonra arta kalan zamanımda davacıya yardım amaçlı ofise gidiyordum. Herhangi bir ücret almıyordum. Ancak davacı bana arada harçlık verirdi. Ben Adliyede yapılan işlemlerde avukat katibi gibi çalışıyordum. Fotokopi ve vb. İşler yapıyordum. İcra Dairesinde işlem yapıldığı sırada davacının alacaklı gözüktüğü takip dosyalarını fark ettim. Kendisine sorduğumda , kendisi ile alakalı olmadığını asıl alacaklının … olduğunu söyledi. Ofiste tüm takip dosyalarının kayıtlı olduğu bir klasör vardı. Burada da 8-10 tane ya da daha fazla yine davacının alacaklı olduğu takip dosyalarını gördüm. Sorduğumda bana yine bu dosyalarda da asıl alacaklının … olduğunu ifade etti. Ayrıca ofiste senetlerin saklandığı bir kasa vardı. Yeni senetler eklendiğinde senet listesinin güncellenmesi gerekiyordu, güncelleme yaptığımız bir gün davacının borçlu olarak imzaladığı boş bir senet gördüm. Bunu da sorduğumda alacaklı olduğu dosyalarla ilgili olarak kendisinden alındığını söyledi. Ofiste bulunan Emlak Şirketi ile alakalı bir dosya daha vardı. Bu dosyanı niteliğini hatırlamıyorum, ancak bu dosyada da davacının adı geçiyordu. Bu dosyayı da davacıya sordum. Yine kendisi ile alakalı olmadığını, … ile alakalı olduğunu söyledi.Senette bedel kısmı yoktu. Sadece davacının ismi ve imzası vardı.Davacı Ekim 2011 tarihinde davalı avukatın ofisinden ayrıldı. Aynı gün anne ve babama davacının ailesi haber verdiği için akşama davacının evine gittik. Zira davacının gasp edilip dövüldüğü haberi gelmişti. Gittiğimzde davacının tanınmaz halde olduğunu gördüm. Kolları, beli, bacakları morarmıştı. Vücudunun heryeri morluk içindeydi. …’ nun kendisini dövdüğünü ve cep telefonunu da gasp ettiğini söyledi. Hatta 2 gün sonra bizzat ben ofise gittim ve davacının telefonunu …’ dan teslim aldım. Bana ablamın nasıl olduğunu sordu. Bende ona cevap bile vermeden ofisten ayrıldım….’ nun davacıyı neden dövdüğünü bilmiyorum.” şeklinde beyan etmiştir.
Davalı tanığı … , … tarihli celsede alınan beyanında; “Hatırladığım kadarıyla 2011 yılının sonbahar aylarından biriydi. 9. Ay olabilir. Ben hukuk fakültesinde öğrenciydim. Davacı … o tarihte henüz bekardı ve soy ismi ( …) idi. Kendisi…. Ltd. Şti’ nin ortağı ve şirketin yetkili müdürüydü. Babam davalı da şirket ortağıydı. Şirket iki ortaklıydı. Kendisi şirketin adresi olan … Mahallesinde bulunan …işhanında bulunduğumuz esnada babam ve bir kaç arkadaşının da bulunduğu ortamda 175.000,00 TL’ yi nakit olarak babamdan gözümün önünde borç olarak teslim aldı. Karşılığında da babam bizim gözümüzün önünde kendisine davaya konu 175.000,00 TL bedelli bonoyu imzalattı. Bu parayı daha önce istemişti. Ben taşınmaz satın almak için bu parayı istediğini daha önceden duymuştum. O günde belirttiğim gibi benimde bulunduğum ortamda babam parayı borç olarak kendisine verdi. Ve yazılı belgeyi de aldı. Daha sonra … bu parayı ne şekilde kullandığını bilmiyorum. Borcunu ödemediği için babam hakkında icra takibi başlattı. Davacıya benim huzurumda herhangi bir şiddet, cebir, tehdit, hile kullanılmamıştır. Bono üzerindeki bir kısım yazılar da davacıya aittir. O tarihte … Üniversitesi 1. Sınıf öğrencisiydim. Okul o tarihlerde yeni başlıyordu. Henüz okula gitmemiştim.” şeklinde beyan etmiştir.
Davacı tanığı … talimat Mahkemesinde alınan beyanında;” Davacı ile sadece bir kaç olay sebebiyle tanışıklığımız vardır. Geçmişte … , davacıya yapmış olduğu hareketlerin aynısını bana yaptı. 1999 yılında …ya bir alacağımı tahsil etmesi için kendisine evrak verdim. Ancak 2009 yılında yaklaşık 10 yıl sonra avukatlık ücreti adı altında hiçbir borcum olmamasına rağmen kendisi hakkımda icra takibi başlattı. Bende buna itiraz ettim, ancak bundan sonra birçok olay gerçekleşti. Avukatlık sözleşmesini tekrar senet olarak düzenleyip hakkımda takip başlattı. Bana birçok kez dava açtı, bende kendisi hakkında suç duyurusunda bulundum, bu sebeple davalı … Antalya …Ağır Ceza Mahkemesinde yargılandı.Yargılama sonrasında … görevini kötüye kullanmaktan 2 yıl 1 ay hapis cezası aldı. Dava şuanda temyiz aşamasındadır. Bende bu süreçte yaklaşık 30 kişiyle tanıştım. Bu kişilerinde benim gibi aynı şekilde mağdur olduklarını gördüm. Ayrıca davacı benim ile … arasında ticaret mahkemesinde , … lehine şahitlik yaptı. Fakat şuanda aynı durum kendisinin başına geldi. Davacı, davalının sekiz yıllık sekreteriymiş.ben bunu süreçte öğrendim. Davacı Antalya …Ağır Ceza Mahkemesinin …/… Esas sayılı dosyada davalı aleyhine şahitlik yaptı. Tanıdığım kadar haticenin borcu olma ihtimali yoktur. Olaylarda düzenlediği senetlerin yapılış şekilleri aynıdır. Ayrıca …’in dinlettiği şahitlerin bütün davalarda aynı kişiler olduğu görülmektedir. Benim olaya ilişkin görgüm bilgim bundan ibarettir.” şeklinde beyan etmiştir.” şeklinde beyan etmiştir.
Davacı tanığı … talimat mahkemesinde alınan beyanında; “Ben staj dönemimde …’nun bürosunda çalışmıştım, konuyla ilgili bir bilgim yoktur, ben … ve …’nun beyanları hakkında birşey bilmiyorum, ben sadece orada staj yaptım, aralarındaki ilişkiyi ve iddiaları bilmiyorum.” şeklinde beyan etmiştir.
Tanık … talimat mahkemesinde alınan beyanında; “Davacı …, … firmasının ortağı ve aynı zamanda firmanın müdürüdür, davalı … da bu firmanın ortaklarından olup aynı zamanda Avukattır, davacı … hanım bana Burdur Yolu üzerinde bir arazi kiralamıştı, ben onlara Adana … İlçesinde vekalet ile bu firmaya arazi satışı yaptım, arkadaşlık dışında bir kaç ticaret işimiz olmuştur, büroları Antalya Merkezdedir, … hanım kendi adına gecekondu alıp satardı, 2011 yılı Eylül ayında emlak bürosunda oturuyorduk, yanımızda …, …. bey ve davalı …’in oğlu … vardı, davalı davacıya yanımızda 175.000,00TL para verdi, bildiğim kadarıyla … bir taşınmaz satın alacaktı bu parayı davalıdan borç olarak aldı, Sonra aralarında senet düzenlediler, senedin ödeme tarihi boş bırakılmıştı,senedi taraflar birlikte doldurdu, bir kısmını davacı bir kısmını ise davalı doldurdu tarafların senedin hangi kısımlarını doldurduğunu bilemiyorum sonradan bu senedin ödenmediğini ve … tarafından icraya konulduğunu davalıdan öğrendim, benim bilgim görgüm bundan ibarettir.” şeklinde beyan etmiştir.
Tanık …talimat mahkemesinde alınan beyanında; ” Ben tarafların her ikisini de tanırım. … avukattır … de onun yanında sekreterlik yapmaktaydı. … Aynı zamanda …’in emlak şirketinde müdürlük yapıyordu. Bürolarına işim gereği sık sık gidip gelirdim. … kendi adına da emlak şirketinde ev alıp satardı. … o dönemde bir ev alacaktı. Kendisine para lazımdı. Bu parayı … den istedi. … 175.000 TL parayı ben ve bir kaç kişinin bulunduğu sırada …’ye verdi. Bunun karşılığında … bir senet aldı. Senedin içeriğini … düzenledi. … senede sadece imza attı diye hatırlıyorum. Daha sonra borcun ödenmediğini … bana söyledi. Benim bildiklerim bundan ibarettir, tanıklık ücreti istemiyorum.”şeklinde beyan etmiştir.
Tanık … talimat mahkemesinde alınan beyanında; “Davacı … emlak almak için davalıdan 175.000,00 TL borç aldı, bu borcun karşılığında senet imzaladı, ancak herhangi bir ödeme bildiğim kadarıyla yapmadı, her ikisini de emlak ve hukuk bürolarından birlikte çalışmalarından dolayı uzun zamandır iş arkadaşı olduklarını biliyorum, ben davalı ile ticari işlerim sebebiyle para alışverişinde olmam sebebiyle tanıyorum, Davacı senedi kendi isteği ile davalı tarafın eski avukatlık ofisinin olduğu yerde imzaladı, ben de yanlarındaydım, hatta hatırladığım kadarıyla senette tarih yoktu, aralarında tarihi sonra yazarız şeklinde konuştular, sonradan tarihi ile ilgili kimin ne yazdığını bilemiyorum, davacı söz konusu birlikte çalıştıkları iş yerinde mesul müdür olması sebebiyle tüm para işlerine bakardı, Benim söyleyeceklerim bundan ibarettir.” şeklinde beyan etmiştir.
Davaya konu Antalya … İcra Müdürlüğünün …/… sayılı takip dosyasının tetkikinden; alacaklı … vekili aracılığıyla borçlu … …(…) aleyhine 170.000,00 TL asıl alacak ve fer’ileri için toplam 259.819,86 TL üzerinden kambiyo senitlerine özgü haciz yoluyla … tarihinde takibe geçildiği, takibe ve davaya konu bono lehdarının …, keşidecisinin … …, bedelinin 175.000,00 TL, düzenleme tarihinin 22.09.2011 olduğu, bonoda vade tarihinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
6102 Sayılı TTK’nun 777/2. eski TTK 689) maddesi gereği “vadesi gösterilmemiş olan bono görüldüğünde ödenir.” TTK’nun 778. ( eski TTK690). maddesinin göndermesi ile bonolarda da uygulanması gereken TTK’nun 703/1. (eski TTK 615) maddesi gereği bonoda vade gösterilmemiş ise, görüldüğünde ödenmesi gereken bono olarak düzenlendiğinin kabulü zorunlu olup, aynı Kanunun 704. (eski TTK 616) maddesine göre de bu gibi bonoların tanzim tarihinden itibaren bir yıl içinde ödenmek üzere ibrazı zorunludur. Vadesi gösterilmeyen bononun bir yıl içinde ibraz edilmemiş olması, TTK’nun 749. (eski TTK 661) maddesi gereği zamanaşımı süresi dolmadıkça, senet keşidecisini sorumluluktan kurtarmaz. Zamanaşımı ise bononun en geç ibrazı gereken (1) yıllık sürenin bitiminden itibaren başlar.
Somut olayda, alacaklının takip konusu bononun lehtarı, borçlunun ise keşidecisi olduğu ve TTK’nun 749. maddesi hükmü gereğince, bononun, keşide tarihine göre en geç ibrazı gereken … tarihinden itibaren üç yıllık zamanaşımı süresi içerisinde keşideciye karşı takibe konulduğu anlaşılmaktadır.
Davacı İİK 72/3 maddesi uyarınca açmış olduğu menfi tespit davasında, davalıya borçlu olmadığı, senedin boş vaziyette kendisinden teminat senedi olarak alındığı, haksız ve hukuka aykırı olarak doldurularak aleyhine takibe geçildiği iddiasını yazılı delille ispat edemediği gibi, senedin kendisinden zor kullanılarak alındığını da ispat edememiştir. Dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanılmadığı için davalıya yemin teklif etme hakkının da bulunmadığı anlaşılmıştır .Sanık hakkındaki ceza yargılaması devam etmekle birlikte davaya konu bononun iddianamede anlatılmadığı, davalının bu bono nedeniyle hakkında açılan bir kamu davası da bulunmadığı tespit edilmekle, toplanan delillere ve tüm dosya mündericatına göre ispatlanamayan İcra İflas Kanunu 72/3 maddesi uyarınca açılan menfi tespit davasının reddine, takibe konu asıl alacağın %20 oranındaki icra inkar tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Mahkememizce verilen tedbir kararının kaldırılmasına, dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İcra İflas Kanunu 72/3 maddesi uyarınca açılan menfi tespit davasının REDDİNE,
2-Takibe konu asıl alacağın %20 oranındaki icra inkar tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Mahkememizce verilen tedbir kararının kaldırılmasına,
4-Alınması gerekli 35,90 TL harcın peşin alınan 2.988,57 TL harçtan mahsubu ile artan 2.952,67 TL’ nin istemi halinde davacıya iadesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6- Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 16.450,00 TL vekalet ücretinin Davacıdan alınarak davalı sigorta şirketine verilmesine,
7-Sarf edilmeyen gider avansının HMK.’nın 333. maddesi uyarınca davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu. Anlatıldı.17/04/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır