Emsal Mahkeme Kararı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/789 E. 2019/284 K. 08.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/789 Esas
KARAR NO : 2019/284
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/07/2014
KARAR TARİHİ : 08/05/2019

Davacı vekili tarafından açılmış bulunan yukarıda açık konusu yazılı davanın yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; seyahat acenteliği yapan davacı müvekkili ile otel maliki davalı … A.ş. Arasında 2010 yılı yaz sezonunda “…” için İsrail ve Ortadoğu pazarında kontenjan sözleşmesi yapıldığını, ayrıca davalıya gerek anılan otel ve gerekse davalının maliki olduğu diğer otellerde yapılacak konaklamalara mahsup edilmek üzere davacı müvekkili tarafından 17/03/2010 tarihinde davalının … Bankası nezdindeki hesabına 200.000 USD avans ödemesi yapıldığını, taraflar arasında yapılan bu sözleşmeden sonra davacı ile davalı arasında devam eden ticari ilişkide 31/05/2010 tarihinde ülkemiz ile İsrail arasında “ … “ sebebi ile siyasi kriz meydana geldiğini, her iki tarafın siyasi liderlerinin bu olayı savaş sebebi olarak deklare ettiklerini, bu olayın müvekkilinin davalıya karşı konaklama taahhüdünü yerine getirmesini imkansız hale getirine bir olay olduğunu, buna rağmen davalı otel tarafından davacıya 01/06/2010tarihli … nolu 8.964,75 TL lik, 01/06/2010 tarihli 145100 nolu 8.964,75 TL’lik, 01/06/2010 tarihli 145101 nolu 8.964,75 TL ‘lik ve 01/06/2010 tarihli … nolu 1.195,30 TL olmak üzere 4 adet no show faturası düzenlenip gönderildiğini, bu faturaları tebliğ alan müvekkilinin yasal süresi içerisinde 16/08/2010 tarihinde … kargo ile faturaları davalıya iade ettiğini, 2010 yılı turizm sezonu sona erdikten sonra davalının elinde davacı tarafından gönderilen avanstan kullanılmayan 17.819,82 USD kalmış olduğunu, davacı müvekkili ile davalı arasında yeni sezon için her hahgi bir sözleme yapılmadığını, sürenin bitmesiyle sona eren sözleşmeye istinaden davacı müvekkilinin verdiği avanstan kullanılmayan bakiyenin ödenmesini istemiş olduğunu ve sonuç alamadığını, bunun üzerine Antalya …Noterliğinin … tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesini gönderdiğini, buna rağmen ödenmediğini, bunun üzerine Antalya …İcra Müdürlüğü’nün …/… esas sayılı dosyası ile icra takibine gidildiğini, davalının haksız olarak itirazı üzerine takibin durduğunu, bu nedenle davalının itirazının iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; … Otel müvekkili şirketi tarafından işletildiğini, müvekkili şirketin çalışanı … tarafından turizm acentesi olan davacı şirketin Acente müdürü …’a 30/04/2010 tarihinde mail gönderildiğini, 06/05/2010-30/05/2010 tarihleri arasında 700 geceleme için garantili oda verilebileceğinin bildirildiğini, acente yetkilisi … tarafından aynı tarihte garantili satış onaylandığını, bunun dışında taraflar arasında yazılı sözleşme olmadığını, müvekkili şirket ile davacı şirketin daha önceden de çalışmasının olduğu için tüm kervansaray Otellerinde yapılacak Ortadoğu misafir konaklamalarına karşılık davacı şirketin 17/03/2010 tarihinde Yapı Kerdi Bankasına 200.000 USD yi avans olarak gönderdiğini, yıl içinde yapılan konaklamalara karşılık bu hesaptan düşüldüğünü, davacı şirket … Oteli için belirlenen tarihlerde garanti edilen konaklamayı gerçekleştiremediği için müvekkili şirket tarafından 01/06/2010 tarihinde 4 adet toplam bedeli 17.931,44 USD NO SHOW faturasının kesildiğini, kargo ile gönderildiği iddia edilen faturaların teslim alındığına dair kayıdın mevcut olmadığını, sözleşmeye dayalı olarak fatura kesildiği için haksız olarak yapılan icra takibine itiraz edildiğini bu nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememizce Antalya … İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyası celb edilmiş ve dosyamız arasına alınmıştır. İncelenmesinde; davacı tarafın cari hesap bakiyesinden kaynaklanan alacağı ile ilgili davalı aleyhine 16/05/2014 tarihinde 17.819,82 USD asıl alacak, 0,00 USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 17.819,82 USD üzerinden takibe geçildiği, davacı tarafından takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek kamu bankalarınca USD mevduatına uygulanan en yüksek orandaki yıllık faiz ve gecikme faizi ile talep ettiği, ödeme emrinin davlıya 23/05/2014 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafından da 30/05/2014 tarihinde itiraz ettiği görülmüştür.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmış, turizm bilirkişisi …, hukukçu bilirkişi … ve mali müşavir bilirkişi …’dan rapor alınmıştır. Bilirkişi heyetinin raporunda; davacı şirketin 2010 ve 2011 yıllarına ait ticari defterleri usulüne uygun tutulmamış, 2012 ve 2013 yıllarına ait ticari defterlerin ise usulüne uygun tutulmuştur. Davalı şirketin 2010, 2011, 2012, 2013 ve 2014 yıllarına ait defteri kebir ve envanter defterlerinin ibraz edilmediğini, davalı şirketin ibraz edilen 2010 yılı yevmiye defteri usulüne uygun tutulmamış olup 2011, 2012, 2013 ve 2014 yıllarına ait yevmiye defterini ise usulüne uygun tutulduğunu, taraflar arasında uyuşmazlık no show faturasına konu meblağdan kaynaklandığını, her ne kadar davacı taraf çalışanı …’ın temsil yetkisi bulunmadığını ileri sürmüş ise de dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre bu kişiye yetki verildiği ve yapılan işlemlerin davacı şirket tarafından benimsendiği anlaşılmaktadır. 30/04/2010 tarihli dosyada onaylı bir örneği olmayan anlaşmayı yapan davacı taraf çalışanı …’ın yapmış olduğu benzer nitelikte yazışmalar olup olmadığını, bu yazışmaların davacı şirket tarafından benimsenip benimsenmediği hususunun açıklattırılması ve takdirinin mahkemeye ait olmakla, 31/05/2010 tarihli siyasi krizin mücbir sebep olarak kabul edilemeyeceği, davaya konu tarihlerde otelin doluluk oranına bakıldığında otelin davacı şirketin yaptığı garanti rezervasyona rağmen dolu olmadığı tespit edilmiş olduğundan davalı tarafın no show faturası düzenlenmekte haklı olduğu ve davacının davalıdan talep edebileceği bir alacağı bulunmadığı, 30/04/2010 tarihli anlaşmanın davacı şirket tarafından benimsenmediğinin kabulü halinde ise; ticari defter ve belgelere göre davacı tarafın takip dosyası ile talep edebileceği 17.819,82 USD karşılığı 36.985,04 TL asıl alacak miktarı olduğu, takip tarihine kadar işlemiş fauz talebi bulunmadığından işlemiş faiz hesabı yapılmadığı ve takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine ilişkin Kanunun 4/a maddesine göre %6 oranında faiz talep edebileceği belirtilmiştir.
Mahkememizce … Ticaret Odasına müzekkere yazılmış ve cevabi yazısında özetle; Odanın 4438 nosunda kayıtlı davacı şirketin … şubesi yetkilisi …’ın 24/07/2001-26/04/2011 tarihleri arasında şube müdürü olarak görev yaptığı ve müdürlük yetkisinin 26/04/2011 tarihinde sona ermiş olduğu belirtilmiştir.
Mahkememizce tarafların itirazları doğrultusunda önceki bilirkişi heyeti olan turizm bilirkişisi …, hukukçu bilirkişi … ve mali müşavir bilirkişi …’ndan rapor alınmıştır. Bilirkişi heyetinin ek raporunda; taraflar arasında uyuşmazlık no show faturasına konu meblağdan kaynaklandığını, yargı kararında belirtildiği üzere Turizm İşletmelerinin Bakanlıkla birbiriyle ve müşteriyle ilişkileri hakkındaki yönetmeliğin 9.maddesinde otel sözleşmesinin otelcinin kabulü ile tamamlanacağı, otelci tarafından kabul beyanının 3 gün içinde yazılı olarak bildirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Maddeden de anlaşılacağı üzere otel sözleşmesinin kurulması için iki tarafın yazılı olarak bir sözleşme imzalaması şart koşulmamaktadır. Rezervasyon talebinin otelci tarafından kabul edildiğinin mektup, telgraf veya telex ile bildirilmesi yeterli görülmüştür. İş bu dosya da mail ile taraflar arasında anlaşma sağlanmıştır. Her ne kadar davacı taraf çalışan …’ın temsil yetkisi bulunmadığını ileri sürmüş ise de dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre bu kişiye yetki verildiği anlaşılmaktadır. 30/04/2010 tarihli dosyada onaylı bir örneği olmayan anlaşmayı yapan davacı taraf çalışanı …’ın yapmış olduğu benzer nitelikte yazışmalar olup olmadığının, bu yazışmalara davacı şirket tarafından benimsenip benimsenmediği hususunun mahkemeye ait olduğu, … olayı 31 Mayıs’ta anlaşma süresi sona erdikten sonra meydana gelmiş olması, davalı tarafın beyan ettiği ve davacı tarafın kabul ettiği üzere sözleşmesinin İsrail ve Ortadoğu pazarına ilişkin olarak yapılmış olması, davacının mutlaka İsrailli turist getirme zorunluluğu olduğuna dair yazışma içeriklerinde bir beyan olmaması gibi nedenlerle 31/05/2010 tarihli siyasi kirizin öngörülmesi ve engellenmesi irade dışında olan zorlayıcı sebep olarak kabul edilemeyeceği, davaya konu tarihlerde otelin doluluk oranına bakıldığında otelin davacı şirketin yaptığı garantili rezervasyona rağmen dolu olmadığı tesipt edilmiş olduğundan davalı tarafın no show faturası düzenleyebileceği ancak davalının beyanlarında dava konusu tarihlerde Kervansaray Lara ve Kundu otellerinin davacı tarafından doldurulduğunu kabul etmesinden ötürü garantinin tamamlanmadığı … oteli için no show faturası düzenlenebileceği değerlendirilmiş, 700 geceleme garantisinin 363 gecelemesinin karşılanamadığı tespitinde göre otel müşteri listesinde oda fiyatının 5 gece 2 kişilik oda olarak 119,33 USD belirlenmiş olmasından ötürü bir gece fiyatı 119,33/5=23,87 USD olarak hesaplanmıştır. 363 kişi/2=182 çift kişilik odaya isabet etmekte olup 182*23,87 USD’den=4.344,34 USD karşılanamayan 363 gecelemeye isabet eden tutara ulaşılmış olup yönetmeliğin 36.maddesine göre bu tutarın 3/2’sinin no show faturası olarak kabul edilmesi gerektiğinden düzenlenebilecek 4.34,34 USD*3/2=2.896,23 USD olarak hesaplanmıştır. Buna göre davacının fazla ödemesi olarak talep edebileceği tutarın 14.923,59 USD olacağı, takip tarihine kadar işlemiş faiz talebi bulunmadığından işlemiş faiz hesabı yapılmadığı ve takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanuni faiz ve temerrüd faizine ilişkin kanunun 4/a maddesine göre %6 oranında faiz talep edebileceği belirtilmiştir.
Mahkememizce … Ticaret Odasının cevabi yazısına göre …’ın davacı şirketin şube müdürü olduğunun anlaşılması üzerine tarafların itirazları doğrultusunda önceki bilirkişi heyeti olan turizm bilirkişisi …, hukukçu bilirkişi … ve mali müşavir bilirkişi …’ndan rapor alınmıştır. Bilirkişi heyetinin 2. ek raporunda özetle; taraflar arasında uyuşmazlık no show faturasına konu meblağdan kaynaklandığını, dosyada mail ile taraflar arasında anlaşma yapıldığı, 30/04/2010 tarihli anlaşmanın davacı şirket tarafından benimsendiğinin kabulü ile davalı tarafın no show faturası düzenleyebileceği ve anlaşmada 700 bednights kişi olarak yapıldığı, 6 Mayıs-30 Mayıs arası 24 günde 700 kişi getirmesi gerektiği, bu nedenlerle acentenin otelde konaklattığı kabul edilen 337 kişi düşüldüğünde 700-337=363 kişi yapılamayan garanti kişi sayısı olduğunu, yönetmeliğin 36.maddesine göre üçte ikisi tutarında no show faturası kesilebildiğini, 363*2/3=242 kişi için fatura edilmesi gerektiğini, 242*38USD=9.196 USD talep edilmesi gereken no show miktarı olduğunu, buna göre davacının fazla ödeme olarak talep edebileceği tutarın 17.819,82 USD-9.196 USD=8.623,82 USD olacağı belirtilmiştir.
Mahkememizce önceki bilirkişi heyeti olan turizm bilirkişisi …, hukukçu bilirkişi … ve mali müşavir bilirkişi …’ndan taahhüt edilen dönemde otelde konaklayan turist sayısı ve konaklayan turistlerin taraflar arasında garanti edilen dönem için taahhüt edilen 700 geceleme kapsamında kalıp kalmadığı ve 337 gecelemeye nasıl ulaşıldığı bilirkişi raporunda yeterli açıklama yapılmadığı belirtilmiş olmakla davalı vekilinin itirazlarını karşılar şekilde 3. ek rapor alınmıştır. Bilirkişi heyetinin 3. ek raporunda özetle; 36.maddede rezervasyonu iptal edilen her bir müşteri ile ilgili tazminat otel sözleşmesinde ayrı bir miktar tespit edilmemiş ise sözleşmede yer alan koşullar ve özel fiyat üzerinden ısmarlanmış olan hizmetlerin toplamının 3/2 olduğunu, 700 kişi*38 USD özel kişi fiyatı=26.600 USD*2/3=17.733USD no show kesilebileceği, 700 kişi-337 gelen=363 kişi*38 USD=13.794 USD*2/3=9.196 no show kesilebileceği, 700 kişi-94 gelen=606 kişi*38 USD=23.028 USD*2/3=15.352 USD no show kesilebileceği, 700 kişi-606 gelen=94 kişi*38 USD=3.572 USD-3572 USD*2/3=2.381 USD no show kesileceği belirtilmiştir.
Mahkememizce daha önce aldırılan bilirkişi raporları hüküm vermeye elverişli olmaması nedeniyle İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmış ve turizmci hukukçusu bilirkişi …, Mali müşavir bilirkişi … ve turizm rezervasyon uzmanı …’den oluşan bilirkişi heyetinden tarafların iddia ve savunmaları, dosyadaki bilirkişi raporları ve deliller değerlendirilmek suretiyle davacının icra takibi nedeniyle alacaklı olduğu miktar ve faizine ilişkin rapor alınmıştır. Bilirkişi heyetinin raporunda; taraflar arasındaki anlaşmaya istinaden 700 geceleme sözünün 337’sinin yapılıp yapılmadığı kesin olarak anlaşılamadığı, kesin bir sonuca ulaşılabilmesi için davacı taraf … Turizm’in bu odaları konaklayıp konaklamadığını ispatlamakla yükümlü olduğu, daha önceki raporlarda da izah edildiğ üzere 337 rakamının nereden ve nasıl konaklatıldığı belgelenemediği müddetçe davalı tarafın 700 gecelemenin hiçbirinin yapımadığına karar verilmesinin gerektiği, bu odalar yapılan garantili kontenjan kapsamında diğer acente ve münferit müşterilere satışa kapatılarak otelin zararına sebep olduğu belirtilmiştir.
Mahkememizce yeniden İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmış ve önceki bilirkişi heyetinden davacı vekilinin itirazları doğrultusunda rapor alınmıştır. Bilirkişi heyetinin raporunda; davalının 9.183,90 USD olarak no show faturası kesmesi gerektiği belirtilmiştir.
DELİLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Taraflar arasında, davacı taraf ilk aşamada kabul etmesede mahkememizce … Ticaret odasından celp edilen kayda göre davacı şirketin 24/07/2001-26/04/2011 tarihleri arasında … şubesi müdürü olarak görev yapan …’ın yaptığı elektronik posta yazışmalarına göre, 06/05/2010-30/05/2010 tarihleri arasında davalı şirkete ait otelde 700 yatak-geceleme (bednights) davacının müşterilerinin kalmasına ilişkin garantili satış sözleşmesinin bulunduğu, davacının bu anlaşmaya binaen davalıya avans olarak 17/03/2010 tarihinde 200.000 USD gönderdiği anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki anlaşma gereğince davalının ulaşamadığı gecelik konaklama sayısı nedeniyle avans olarak gönderilen miktardan ulaşılamayan gecelik konaklama sayısına ait bölümün 31/05/2010 tarihinde yaşanılan siyasi kriz (…) nedeniyle iade edilip edilmeyeceği yada bu bedelde uyarlama yapılıp yapılmayacağı konusunda toplanmaktadır.
Hukukumuzda sözleşmeye bağlılık (…) ve sözleşme serbestliği ilkeleri kabul edilmiştir. Bu ilkelere göre, sözleşme yapıldığı andaki gibi aynen uygulanmalıdır. Eş söyleyişle, sözleşme koşulları borçlu için sonradan ağırlaşmış, edimler dengesi sonradan çıkan olaylar nedeni ile değişmiş olsa bile, borçlu sözleşmedeki edimini aynen ifa etmelidir. Sözleşmeye bağlılık ilkesi, hukuki güvenlik, doğruluk, dürüstlük kuralının bir gereği olarak sözleşme hukukunun temel ilkesini oluşturmaktadır. Ancak bu ilke özel hukukun diğer ilkeleriyle sınırlandırılmıştır. Türk hukukunda da öteden beri MK.nun 2 ve 4. maddesinden de esinlenilerek, hem Clausula Rebus Sic Stantibus ilkesi, hem de İşlem Temelinin Çökmesi Kuramı uygulanmak suretiyle, uyarlanma davalarının görülebilir olduğu benimsenmiştir.
Yargıtay tarafından benimsenen ve sözleşmeye bağlılık ilkesinin istinasını oluşturan, uyarlama davası 6098 Sayılı TBK’nun yasalaştırılması sırasında da benimsenerek, 6098 Sayılı Yasanın 138. maddesinde “Aşırı İfa Güçlüğü” madde başlığı altında düzenlemiş, “ Sözleşmenin yapıldığı sırada taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum, borçludan kaynaklanmayan bir sebeple ortaya çıkar ve sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olguları, kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük kurallarına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştirir ve borçlu da borcunu henüz ifa etmemiş veya ifanın aşırı ölçüde güçleşmesinden doğan haklarını saklı tutarak ifa etmiş olursa borçlu, hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme, bu mümkün olmadığı takdirde sözleşmeden dönme hakkına sahiptir. Sürekli edimli sözleşmelerde borçlu, kural olarak dönme hakkının yerine fesih hakkını kullanır. Bu madde hükmü yabancı para borçlarında da uygulanır.” hükmüne yer verilmiştir. İlgi maddenin gerekçesinde de “Bu yeni düzenleme, öğreti ve uygulamada sözleşmeye bağlılık (ahde vefa) ilkesinin istisnalarından biri olarak kabul edilen, “işlem temelinin çökmesi”ne ilişkindir. İmkânsızlık kavramından farklı olan aşırı ifa güçlüğüne dayanan uyarlama isteminin temeli, Türk Medenî Kanunu’nun 2. maddesinde öngörülen dürüstlük kurallarıdır. Ancak, sözleşmenin değişen koşullara uyarlanması ya da dönme hakkının kullanılması, şu dört koşulun birlikte gerçekleşmesine bağlıdır.
a.Sözleşmenin yapıldığı sırada, taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum ortaya çıkmış olmalıdır.
b.Bu durum borçludan kaynaklanmamış olmalıdır.
c.Bu durum, sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olguları, kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük kurallarına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştirmiş olmalıdır.
d.Borçlu, borcunu henüz ifa etmemiş veya ifanın aşırı ölçüde güçleşmesinden doğan haklarını saklı tutarak ifa etmiş olmalıdır.
Maddeye göre, uyarlamanın bütün koşulları gerçekleşmişse borçlu, hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteyebilir. Bunun mümkün olmaması hâlinde borçlu, sözleşmeden dönebilir; sürekli edimli sözleşmelerde ise kural olarak, fesih hakkını kullanır.” denilerek uygulama da kabul edilen uyarlama davasının yasa maddesi haline getirildiği belirtilmiştir.
Somut olayda; dava, taraflar arasında elektronik yazışmalardan varlığı anlaşılan anlaşmaya göre 06/05/2010-30/05/2010 tarihleri arasında davalı şirkete ait otelde 700 yatak-geceleme (bednights) davacının müşterilerinin kalmasına ilişkin garantili satış sözleşmesi gereği davacının bu anlaşmaya binaen davalıya avans olarak 17/03/2010 tarihinde 200.000 USD gönderdiği davacının kullanılmayan gecelik konaklamalar için iadesini talep ve icra takibine konu ettiği 17.819,82 USD’yi alacağa davalının yaptığı itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Davacı taraf … tarihinde ülkemiz ile İsrail arasında “ … “ sebebi ile siyasi kriz meydana geldiğini belirterek TBK 138. Maddenin uygulanmasını talep etmiş ise de taraflar arasındaki garantili satış sözleşmesinin 06/05/2010-30/05/2010 tarihleri arasını kapsaması davacının belirttiği olayın ise bu tarihlerden sonra 31/05/2010 tarihi olduğu ve somut olaya TBK 138. Maddenin uygulanmasının koşullarının bulunmadığı anlaşıldığından davacının bu yöndeki iddiası yerinde bulunmayarak itibar edilmemiştir (Aynı yöndeki içtihat için bknz Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 11/02/2016 tarih 2015/7538 E., 2016/719 K. Sayılı kararı).
Davacının sunduğu faturalar ve konaklamalara ilişkin belgelere davalı tarafça itiraz edilmediği böylece garanti edilen 700 gecelemeli garantili satış sözleşmesinden 337 gecelemenin davacı tarafça kullanıldığı geri kalan 363 geceleme için yapılan hesaplamaların aldırılan bilirkişi raporlarında birbirini teyit ettiği anlaşılmakla taraflar arasında gecelemek konaklama fiyatının 38 USD olduğu konusunda uyuşmazlık bulunmaması sebebiyle 23/3/1983 tarih 17996 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Turizm İşletmelerinin Bakanlıkla, birbirleriyle ve müşterileri ile ilişkileri hakkında Yönetmeliğin 36. Maddesi gereği gerçekleşmeyen 363 geceleme için 38 USD’nin 2/3’ü 25,30USD*363geceleme=9.183,90 USD davalının garanti kapsamında (no show) alması gerektiği bu nedenle avans olarak gönderilen bedelden arta kalan 17.819,82 USD’den 9.183,90 USD indirildiğinde (17.819,82-9.183,90) davalının davacıya 8.635,92-USD iade etmesi gerektiği anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ile davalının 8.635,92-USD asıl alacak üzerindeki itirazının iptaline ve takibin bu miktar üzerinden devamına, alacak miktarının likit ve belirlenebilir olması nedeniyle takip tarihindeki talep edilen 8.635,92-USD * takip tarihindeki dolar kuru 2,0838 TL = 17.995,53-TL ‘nin %20 si olan 3.599,11-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
Davalının Antalya … İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı dosyasında 8.635,92-USD, asıl alacağa yönelik itirazın iptaline, takibin 8.635,92-USD asıl alacak üzerinden takibin devamına, asıl alacağa 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi gereğince takip tarihinden itibaren fiili ödeme tarihine kadar devlet bankalarının Amerikan Doları için açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesaplarına ödediği en yüksek faiz oranına göre işleyecek faiz uygulanmasına,
2-Kabul edilen miktara göre 8.635,92- USD’nin (8.635,92-USD * takip tarihindeki dolar kuru 2,0838 TL = 17.995,53-TL) ‘nin %20 si olan 3.599,11-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
4-Alınması gerekli 1.229,27 TL harçtan peşin olarak alınan 460,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 769,07 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
5-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 25,20 TL başvurma, 460,20 TL peşin, 266,90 TL tebligat, müzekkere gideri ve 2.036,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.788,30 TL yargılama giderinden davada kabul edilen miktar dikkate alınarak 1.319,73 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı tarafından yapılan 62,00 TL tebligat, müzekkere gideri ve 1.050,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.112,00 TL yargılama giderinden davada reddedilen miktar dikkate alınarak 585,67 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Sarf edilmeyen gider avansının HMK.’nın 333. maddesi uyarınca davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu. Anlatıldı. 08/05/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır