Emsal Mahkeme Kararı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1238 E. 2018/178 K. 16.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/1238 Esas
KARAR NO : 2018/178
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/12/2014
KARAR TARİHİ : 16/03/2018

Davacı vekili tarafından açılmış bulunan yukarıda açık konusu yazılı davanın yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dosyanın tetkikinden davacı tarafın iddiaları ;Davacının … potakal paketleme işleriyle uğraştığını, Eylül ayı başlarında davacının iş yerinde bulunduğu sırada kendisini kargo görevlisi olarak tanıtan bir şahsın geldiğini, üzerinde … yazlı olansarı zarf şeklinde kargoyu teslim aldığına dair isim, imza TC nosunu yazarak kargoyu teslim aldığını, bu sırada …, …, … ve …’ında tanık olduklarını, daha sonra … tarihinde …Mahallesindeki … Bankası … Şubesine gittiğini, Antalya … İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasına istinaden banka hesaplarına haciz konulduğunu, aynı gün … Antalya’ya gelerek icra dosyasını incelediğini, dayanağın … keşide tarihli … vade tarihli, borçlusunun kendisinin, alacaklısının … isimli tanımadığı bir şahıs olduğunu, bedelinin 115.000,00TL olduğunu, bu alacağa istinaden 11 adet taşınmazına, araçlarına ve banka hesaplarına haciz konulduğunu, … İcra daireine’de Menkul mallarının haczi için talimat yazıldığını, benzer olayın aynı mahallede … isimli arkadaşının başına da gelmiş olduğunu ve … Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayette bulunulduğunu, Davacı …’ın da … Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurunsundu bulunduğunu beyan etmiş, Antalya … İcra Dairesinin …/… Esas İcra dosyası üzerine ihtiyati tedbir kararı verilmesini, hacizlerin durdurulmasını, borçlu olmdağının ispati halinde …/… Esas İcra dosyasının iptalini, bütün yargılama harç ve giderleri ile birlikte vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilesini talep ve dava etmiştir.
… tarihli tensip zaptının .. nolu ara kararında Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin, davanın sahtecilik iddiasına dayalı olarak açılmış olması durumu gözetilerek takdiren teminatsız olarak KABULÜNE karar verildiği, Antalya … İcra Dairesi’nin …/.. esas sayılı icra takibinin dava sonuçlanıncaya kadar durdurulması yönünde HMK.nun 209/1 maddesi uyarınca ihtiyati tedbir konulmasına karar verildiği ve bu konuda ilgili icra müdürlüğüne yazı yazıldığı anlaşıldı.
Davalı vekili tarafından istinaf edilmiş olup, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin …/… Esas, …/… Karar sayılı ilamı ile; “Dava konusu bono hakkında nitelikli dolandırıcılık ve sahtecilik suçundan ceza davası açıldığı, davalı/alacaklının mahkumiyetine karar verildiği ve henüz ceza davasında verilen kararın kesinleşmediği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Ceza davasında dava konusu bononun sahtecilik yoluyla oluşturulduğu tespit edilmiş olup, ceza davasında verilen mahkumiyet kararının kesinleşmesi halinde bu konudaki ceza mahkemesi kararı hukuk mahkemesinde kesin hüküm oluşturacaktır. Nitekim bir ceza mahkemesinin, uyuşmazlık konusu olayın tespitine diğer bir söyleyişle olayın varlığına ve sanık tarafından işlenildiğine ilişkin maddi olgulara dair kesinleşmiş saptaması, aynı konudaki hukuk mahkemesinde de kesin hüküm oluşturur. Mahkeme sahtelik iddiasının ciddi olmadığı kanısında ise, 6100 Sayılı HMK.209/3 bendine göre alacaklının hakkını korumak için ihtiyati tedbir kararı verebilir. Aksi halde yani mahkeme senedin sahteliği iddiasının ciddi olduğu kanısına varırsa senet sahibinin sahtelik davasından önce koydurduğu ihtiyati tedbirlere ya da ihtiyati hacizleri dahi kaldırabilir. Ancak somut olayda sahtelik iddiası mahkemece ciddi bulunarak tensiben HMK.209/1 madde uyarınca takibin durdurulmasına yönelik tedbir kararı verilmiştir. 4721 Sayılı TMK.nun “dürüst davranma” başlıklı 2.maddesi “herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz” hükmüne yer vermektedir. Yine 6100 Sayılı HMK.nun “dürüst davranma ve doğruyu söyleme yükümlülüğü” başlıklı 29.maddesinde “taraflar, dürüstlük kuralına uygun davranmak zorundadırlar, taraflar, davanın dayanağı olan vakıalara ilişkin açıklamalarını gerçeğe uygun bir biçimde yapmakla yükümlüdürler” hükmü yer almaktadır. Henüz kesinleşmiş olmasa da davalı/alacaklının Antalya …Ağır Ceza Mahkemesinin …/….Esas sayılı dosyasında resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılığa teşebbüs suçlarından sanık sıfatıyla yargılandığı kamu davasında mahkumiyetine karar verilmiş olması, dava ve icra takibine konu bononun sahtecilik yoluyla oluşturulduğu konusunda ciddi şüphelerin bulunması karşısında davalı/alacaklının korunmaya değer hak ve alacağının varlığından söz edilemeyeceği, bu bağlamda davalı/alacaklı vekilinin 6100 Sayılı HMK.209/3 maddesi kapsamında ihtiyati tedbir/ihtiyati haciz talebinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olup, 6100 Sayılı HMK.nun 29. ve 4721 Sayılı TMK.nun 2.maddesine göre dürüstlük kuralına da aykırılık oluşturduğu, davalı/alacaklı vekilinin ileri sürdüğü istinaf sebeplerinin hiçbirinin yerinde görülmediği, incelenen yerel mahkeme ara kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunu..” gerekçesi ile davalı vekilinin talebinin reddine karar verilmiştir.
… Asliye Hukuk Mahkemesine tanıkların dinlenilmesi için talimat yazıldığı, Tanık, … (TC Kimlik Numaralı …)’in beyanında;
“Ben davacı …’ın yanında fasoncu olarak çalışıyorum, … isimli kişiyi ben tanımam, fakat yaklaşık 1,5-2 yıl kadar önce yaz aylarında …’ın iş yerinde iken iki kişi kurye arabası gibi bir arabayla gelerek …’a katalog verdiler, …’da bu kataloğu aldığına dair imza attı, sonra bildiğim kadarıyla … hakkında icra takibi başlatılmış, bildiğim kadarıyla yine bizim fabrikada çalışan …’nın başına da böyle bir olay meydana gelmiş, benim diyeceklerim bundan ibarettir, tanıklık ücreti istemiyorum dedi” şeklinde beyanı alınmıştır.
Tanık, … (… TC Kimlik Numaralı)’ın beyanında;
” Davacıyı uzaktan akrabam olması nedeniyle tanırım, bir gün davacı …’e ait fabrikada …, …, … ile beraber otururken iki kişi bir arabayla geldi, kargo geldi diyerek davacı …’i sordular, bizde … çağırdık, Salih onlardan kargoyu teslim aldı, fakat kargo evrakından araba kataloğu çıktı, daha sonra davacıya borcu olduğuna ilişkin yazı gelmiş, bu olay 2014 yılı yaz aylarında olmuştur, benim diyeceklerim bundan ibarettir, tanıklık ücreti istemiyorum dedi.” şeklinde beyanı alınmıştır.
Tanık, … (… TC Kimlik Numaralı) ‘un beyanında;
“Ben 25 yıldır davacı …’ın yanında çalışırım geçen yıl yaz aylarında fabrikada çalıştığım sırada bir kişinin fabrikaya geldiğini gördüm, bana …’ın nerede olduğunu sordu o esnada da … iş yerindeydi oturuyordu kendisine Renault kataloğu verdiler bunun karşılığında … imza attı, bir kaç ay sonra da borçlu olduğuna ilişkin adresine yazı gelmiş, olay esnasında iş yerinde …, …, … ve … vardı, oturuyorlardı, benim diyeceklerim bundan ibarettir, tanıklık ücreti istemiyorum dedi.”şeklinde beyanı alınmıştır.
Tanık, … (… TC Kimlik Numaralı)’ın beyanında;
“Ben davacının kardeşiyim, geçen yıl yaz aylarında davacıya ait işyerinde …, …, … ile birlikte kargocu olduğunu söyleyen bir kişi geldi, kardeşim …’i sordu, … zamanlar otomotivden geldiğini söyledi, bize bir kitap broşür gibi bir şey verdi bunun karşılığında kardeşim Salih teslim aldığına dair imza attı, ben o kişiyi ilk defa o zaman gördüm, kim olduğunu bilmiyorum, benim diyeceklerim bundan ibarettir, tanıklık ücreti istemiyorum dedi.” Şeklinde beyanı alınmıştır.
Antalya … Ağır Ceza Mahkemesinin …/… esas …/… karar sayılı dosyasının gerekçeli kararı ile kesinleşme şerhinin gönderildiği görüldü. Tarafların davacı katılan …, sanık …, suç Resmi Belgede Sahtecilik, Kamu Kurum ve Kuruluşları vb. Tüzel Kişiliklerin Araç Olarak Kullanılması Suretiyle Nitelikli Dolandırıcılığa Teşebbüs suçundan dolayı … tarihinde dava açıldığı, … tarihli kararın gerekçesinde; “Sanık …’in üzerine atılı nitelikli dolandırıcılık suçunu işlemiş bulunduğu sabit görülmekle eylemine uyan TCK’nun 158/1-d maddesi uyarınca suçun işleniş şekli, sanığın suç kastının yoğunluğu, suç işleme konusunda ısrarlı ve olumsuz kişiliği, suç konusunun önem ve değeri dikkate alınarak takdiren alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle 4 YIL HAPİS VE 400 GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,
Eylemin teşebbüs aşamasında kalmış olduğu anlaşılmakla, teşebbüsün derecesi ile meydana gelen zarar tehlikesine göre sanığın cezasından TCK’nun 35/2 maddesi uyarınca takdiren 1/4 oranında indirim yapılarak 3 YIL HAPİS VE 300 GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,” karar verildiği ve … tarihinde de kesinleştiği anlaşıldı.
Dava sahtecilik ve dolandırıcılık iddiasına dayalı menfi tespit davasıdır.
Kesinleşen Antalya … Ağır Ceza Mahkemesinin …/… esas sayılı dosyasında davalının davacıya kargo teslim evrakı teslim etmiş gibi gösterip, araba katoloğunu içeren kargo paketi şeklindeki bri kargoyu verip, teslim belgesi olduğunu söyleyerek, bir belge imzalattırdığı ve bu belgeyi sonradan senet haline getirerek icraya koyduğu, suça konu senedin görünüm itibari ile de bononun tüm unsurlarını taşıdığı ve iğfal kabiliyetinin olduğu gerekçesiyle davalı hakkında bonoyu gerçeğe aykırı bir biçimde düzenlediği için resmi belgede sahtecilik suçundan ceza verildiği anlaşılmakla, dava konusu icraya konulan senedin tüm dosya kapsamından davacının iradesine aykırı bir şekilde sahte olarak düzenlendiği anlaşıldığından davacının bu senet ve icra dosyası borcu nedeniyle davalıya borcu olmadığına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacının davasının KABULÜ İLE,
12/09/2014 vade tarihli, düzenleme tarihi 04/03/2014 olan 115.000,00 Tl bedelli, düzenleyeni … olan senet ve Antalya … İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı icra dosyası nedeni ile davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,
Alınması gerekli 9.388,94 TL harçtan peşin alınan 2.347,25 TL harcın mahsubu ile bakiye 7.041,69 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
Davacı tarafından yapılan 25,20 TL başvurma harcı, 2.347,25 TL peşin harç, 41,50 TL tedbir harcı, tebligat, müzekkere ve talimat masrafı 151,60 TL olmak üzere toplam 2.565,55 TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 13.745,69 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Sarf edilmeyen gider avansının HMK.’nın 333. maddesi uyarınca davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu. Anlatıldı. 16/03/2018

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı