Emsal Mahkeme Kararı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2011/422 E. 2019/136 K. 05.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2011/422 Esas
KARAR NO : 2019/136
DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ : 23/03/2007
KARAR TARİHİ : 05/03/2019

Maühkememizce verilen …/… E – …/… K sayılı kararın Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin …/… E -…/… K sayılı … tarihli kararı ile bozularak Mahkememize gönderilmesinden sonra, yukarıdaki esasa kaydının yapılarak davanın yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile her bir müvekkili tarafından borçlu … hakkında ayrı ayrı icra takipleri yapıldığını, borçlu …”nun ortağı olduğu … ortaklığındaki tasfiye payında alacağın tahsili amacı ile İcra Müdürlüğünce verilen yetki belgesi uyarınca … adi ortaklığının feshi ve tasfiyesi ile alacaklarının tazmini istemi ile bu davayı açtıklarını, müvekkili davacıların alacaklı oldukları …”nun Düden Vergi Dairesinin … sicil numarasında kayıtlı … ortaklığının % 50 hisse ile ortağı olduğunu, Düden Vergi dairesinin İcra Müdürlüğüne vermiş olduğu cevabi yazı ekinde gönderilen yoklama fişinde adi ortaklığın 01.01.2005 tarihinden itibaren inşaat müteahitliği faaliyetine başladıklarının bildirildiğini, bu ifade karşısında borçlu …”nun … adi ortaklığının ortağı olduğunun sabit olduğunu, bu adi ortaklığın özellikle kat karşılığı inşaatlar yaptığını, halen devam eden inşaatlarının da bulunduğunu, tespit edebildikleri sözleşmeleri dilekçesinde sunduklarını, bahsi geçen inşaat sözleşmelerinden kaynaklanan ve ortaklığa ait olacak bağımsız bölüm taşınmazlardan dolayı borçlu …nun hissesine intikal edecek alacağın tahsili amacı ile bu davanın açıldığını, ortaklığı daha çok … nın temsil ettiğini, …”nun ise finansman temsil ettiğini, inşaatta kullanılacak malzemelerin de bu kişinin sağladığını, ödemelerin ise …”nun çekleri ile yapıldığı, ancak ortaklığın ekonomik olarak darlığa düşmesi üzerine … tarafından verilen çeklerin karşılıksız çıkmaya başladığını, bu durumun ortaklak arasında çekişmeye sebep olduğunu, bunun üzerine büyük kısmı yapılan inşaatlardaki tabelaların değiştirilerek ortaklık adına değil sadece … nın şahsı adına dönüştürüldüğünü, bu durum karşısında müvekkilleri dahil pek çok kişinin alacağını alamaz hali geldiğini, oysa bu inşaatların ortaklığa ait olduğunu, bu nedenle ortaklık tarafından inşaa edilen ve halen … adına kayıtlı olan yada henüz … adına intikal etmeyip ileride edecek olan dairelerin satışı ile ortaklığın tasfiyesi ve davacıların alacaklarının tazminine karar verilmesini, bu bağımsız bölümlerin … tarafından satılması halinde ise rayiç değerlerinin … dan tazminine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili … tarihli tavzih dilekçesi ile de adi ortaklığın tasfiyesi ile müvekkilleri davacıların toplam alacak tutarı olan 703.279,00 TL’nin tazminine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılardan … ise cevabında; İnşaatların tüm malzemesini kendisinin aldığını, ödemelerin ise bir kısmının nakit, bir kısmını çeklerle yaptığını, … nın maddi katkısının olmadığını, herkese kendisinin borçlandırıldığını, ancak inşaatlara kendisine hiç hak verilmeden … tarafından el konulduğunu, hastanede yattığı sırada eniştesi olan … nın yanına gelerek kendisinden imza aldığını, daha sonra kendi el yazısı ile doldurarak ortaklıktaki hissesini … ya devrettiğini belirterek inşaatları yapan ortaklığı kapattığını beyan etmiştir.
Davalı … vekili ise cevabında; Davacının davasında … tarihinde kurulup … tarihinde tasfiye edilmiş olan adi ortaklığın tasfiyesini talep ettiğini, vergi dairesince bildirilen yazıda sadece adi ortaklığın kuruluşunun belirtildiğini, oysa adi ortaklığın sicil bilgilerini ihtiva eden … tarihli belge incelendiğinde tasfiye edildiğinin belli olduğunu, davacı tarafın iddia edildiği gibi devam eden bir ortaklık bulunmadığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, borçlu … alacakları tarafından İcra Müdürlüğünce verilen yetkiye istinaden açılan adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi ile tasfiye payından alacaklarının tahsiline ilişkin olup, taraflar arasındaki ihtilaflı husus …”nun borcundan adi ortaklığın sorumlu olup olmadığı, ortaklığın mevcut olup olmadığına ilişkindir.
Davacı vekili tarafından adi ortaklığa ilişkin olduğu ileri sürülen belgeler, inşaat sözleşmeleri, vergi kaydı örnekleri sunulmuş, buna mukabil davalı … vekili tarafından adi ortaklığın daha önce tasfiye edildiğine ilişkin … imzasını içeren belgeler,yine … adına … tarafından düzenlenen çeklere ilişkin bilirkişi raporları örnekleri dosyaya sunulmuştur. Davalı … tarafından da ortaklığa ilişkin yaptığı harcamalara dair belgeler ve faturalar örnekleri dosyaya sunulmuştur.
Mahkememizce resen seçilen bilirkişiler … Mali Müşavir … ve İnşaat Mühendisi … sunulan belgeler çerçevesinde tarafların iddia ve savunmasını karşılar tarzda rapor istenmiş, bilirkişiler … tarihli raporlarında özetle; Davalıların 01.01.2005- 21.10.2006 döneminde % 50 hisse ile adi ortak olduklarını, … nın ortaklık öncesinde de 07.06.2003 tarihinden itibaren aynı konuda vergi mükellefi olduğunu, … ve …”nun birlikte imzalayıp Antalya Düden Vergi Dairesi Müdürlüğüne verdikleri … tarih ve … evrak kayıt nolu dilekçede … tarihinden itibaren ortaklıktan ayrıldıklarını ve ortaklığın mükellefiyet kaydının kapanış işlemlerinin yapılmasını istediklerini, kapanış ile ilgili vergi dairesinin yazısının da bunu teyit ettiğini, dosya içersinde yer alan 27.10.2007 tarihli vergi dairesine …”nun yazmış olduğu dilekçe ile 21.10.2006 tarihinde hisselerini … ya devrederek ortaklıktan ayrıldığını belirttiğini, yine …”nın da aynı tarihte verdiği dilekçe ile …”nun ortaklık hissesini kendisine devrederek ayrıldığından inşaat müteahhitliği işine gerçek kişi olarak tek başına devam edeceğini belirttiğini, iki ayrı yazıda …”nun ortaklık hisselerini … ya devredip imzaladığını, dosyaya … tarafından sunulan fatura ve ödeme belgelerinde ortaklık adına fatura ve ödeme belgeleri ile sadece …”nun ödediği çek ve nakit ödemelerinin bulunduğunu, ancak bu belgeler ortaklık dönemine ait olduğundan bunlarla ilgili ayrı bir hesap yapmaya gerek görülmediğini, ortaklığın devredildiği ve vergi dairesinden kapatıldığı tarih itibarı ile ortaklığın elde ettiği kar tutarının 75.888,65 TL olduğunu, ancak …”nun 21.10.2009 tarihi itibarı ile % 50 ortaklık hissesini … ya devrettiğini, davacılar ile … arasında başka davalara konu olan çekler dışında bir ticari ilişkinin görülmediğini, dolayısı ile davalılar arasında alacak- borç ilişkisinin kalmadığını belirtmişlerdir.
Bu rapora karşı davacılar vekilinin itirazı üzerine bilirkişilerden bu itirazlara cevap olacak şekilde ek rapor istenmiş, bilirkişiler … tarihli ek raporlarında özetle; Adi ortaklığın kurulabilmesi için BK.nun 520 ve devamı maddelerinde şekil şartı aranmadığını, ancak ispat bakımından HUMK.nun 288. Maddesindeki kurala tabi olduğunu, davacıların yazılı delil olarak yanlızca … nın ve ortaklığın ticari defterlerini sunduğunu, davacılar tarafından yaptırılan tespitteki gelir- gider hesaplamalarının hem davalı … “nın hemde ortaklığın gelir- giderlerinin ayrı ayrı hesaplanması sureti ile yapıldığını, bu gelir- gider hesaplarının ortaklığın zaten faaliyette bulunduğu dönemi kapsadığını, dolayısı ile bu dönemde yapılan faaliyetlerin mali sonuçlarının ortaklık kayıtları üzerinden görülmesinin hayatın olağan akışı gereği olduğunu, bu sebeple bu durumun iddiayı ispatlamaya yeterli oladığını, kaldıki adi ortaklığın sona erdiğine dair yazılı delillerin mevcut olduğunu, ortaklığın sona erme tarihinden sonra keşide edilmiş olarak gözüken bir kısım çeklerdeki imzanın davalı … ya ait olmadığının bilirkişi raporları ile sabit olduğunu, davacılar vekili tarafından ortaklığın sona erme nedenleri sayılarak davalıların ortaklığı sona erdirmeye yönelik olarak yapmış oldukları işlemlerin sayılan bu sebepleri kapsamadığını, dolayısı ile sona ermenin usulüne uygun olarak yapılmadığını iddia ettiklerini, ne varki, BK:nun 535. Maddesinin 1. Fıkrasının 4. Bendi uyarınca ortaklar alacakları bir kararla ortaklık ilişkisini sona erdirebilirler. Ortaklığı sona erdirmeye yönelik ortaklar arasında alınan bu karar kural olarak oybirliği ile alınmalıdır ve bu kararın alınması da herhangi bir geçerlilik şartına bağlı değildir. Örtülü dahi karar alınması mümkündür. ( Bkz. Şener/ Oruç Hami: Adi ortaklık Ankara 208 S 465- 466-467 – Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 07.10.1980 tarih, 4690 Esas, 5174 karar sayılı emsal içtihat ) Vergi Dairesine verilen dilekçelerle …”nun payını davalı … “ya devrettiğinin ve Adi Ortaklığın iradeleri ile fesh edildiğinin ortada olduğunu, ortaklık sona erdirilmesine ilişkin olarak bu kararın inşai nitelikte bir karar olduğunu ve kural olarak alınması ile birlikte ortaklık sözleşmesinin münfesih olduğunu, ortaklığın sona ermesi ile birlikte ortaklığın tasfiyeye girdiğini, BK.nun tasfiyeye ilişkin hükümlerin tamamlayıcı hükümler olduğunu, bunun sonucu olarak tarafların adi ortaklıkta tasfiyenin nasıl ve kimler tarafından yapılacağını ortaklık sözleşmesinde kararlaştırabilecekleri gibi, ortaklığın sona ermesinden sonra oybirliği ile yapabilecekleri bir anlaşma ile bu hususu düzenleyebileceklerini, ortaklar arasında bu yönde bir anlaşma bulunmaması halinde tasfiyenin mahkemece gerçekleştirileceğini, taraflar arasında tasfiye usülene düzenleyen bir sözleşmenin varlığının dosyadaki mevcut delilerden anlaşılamadığını, bu halde tasfiyenin mahkemece yapılmasının gerektiği düşünülürse de Yargıtay kararlarına göre ortaklar arasında ortaklık konusu işletmenin ortaklardan birine devir yolu ile tasfiye gerçekleşmişse, böyle bir devir yapıldıktan sonra devreden ortağın devirden önceki dönemde ortaya çıkan kar payı alacağının kural olarak isteyemeyeceğini, ancak devir sözleşmesinde bu hakkını saklı tutmuşsa talepte bulunabileceğini içtihat ettiğini, ( Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 7.10.1980 tarih 4690 Esas, 5174 karar ) oysa, payını devreden …”nun devir sözleşmesinde bu yönde bir şerhinin söz konusu olmadığını, herne kadar …”nun pay devrine ilişkin yazının kendi iradesi ile düzenlenmemiş olduğunu iddia etmiş ise de, bu iddiasının ispatlanamadığını, şu halde …”nun veya alacaklarının devirden önce doğmuş kar payı alacağını istemeye hakları olmadığını belirtmişlerdir.
Bilirkişilerin uzmanlığı, raporlarının gerekçeli ve içeriğinin doyurucu bulunması nedeni ile bilirkişilerin rapor ve aynı doğrultudaki ek raporlarının hükme dayanak teşkil edecek nitelikte olduğu kabul edilmiştir.
Mahkememizin …/… Esas sayılı dosyasında yapılan yargılamada sonuç olarak; “hükme dayanak teşkil edecek nitelikte olduğu kabul edilen bilirkişi raporunda da ayrıntılı olarak açıklandığı üzere davalılar arasındaki adi ortaklığın her iki ortağın müşterek talebi ile … tarihinden itibaren sona erdiği, davalı ortaklardan …”nun ortaklıktaki hissesini diğer davalı … ya devrettiğini beyan ettiği dilekçesinde ortaklık dönemine ilişkin haklarını saklı tutmadığı, bu durumun adı geçen davalının diğer davalıdan kar payına yönelik olarak istemde bulunmasını engelleyeceği, dolayısı ile ortak … alacaklarının aynı engelle karşılaşacağı sonuç ve kanaatine varıldığından” davanın reddine karar verilmiştir.
Karar davacılar vekili ve davalı … vekili tarafından temyiz edilmekle Yargıtay …. Hukuk Dairesinin …/… Esas …/… Karar sayılı ilamı ile “…Davacılar eldeki davada, davalılar tarafından oluşturulan adi ortaklığa verdikleri malzemeler karşılığında davalı … tarafından keşide edilen çeklerin bedelinin ödenmemesi nedeniyle, adi ortaklığın tasfiyesi ile, tasfiye sonunda davalı …’ye ödenecek tasfiye bedelinden alacaklarının tahsilini istemişlerdir. Davalılar arasında 1.1.2005 tarihinde adi ortaklık oluşturularak vergi dairesine kaydedildiği, akabinde davalı …’nin vergi dairesine hitaben verdiği dilekçe ile diğer davalıyla oluşturdukları adi ortaklıktan 21.10.2006 tarihi itibariyle ayrıldığını ve hisselerini davalı …’a devrettiğini bildirdiği ve bu dilekçesinde ortaklık dönemine ilişkin haklarını saklı tutmadığı anlaşılmaktadır. Hemen belirtmek gerekirki; adi ortaklığı oluşturan ortaklar arasındaki hissenin diğer ortağa devrine dair bu müracat ortakların kendi aralarındaki iç ilişkilerine ait olup, sadece kendi aralarında sonuç doğurucu mahiyettedir. Bir başka deyişle, bir ortağın hissesine diğer ortağa devretmesi kendi iç ilişkileri ve birbirlerine karşı sorumluluklarına ilişkin olduğu için adi ortaklığın dışarıya karşı olan sorumluluğunu etkilemez. Davacılarda, davalı … tarafından düzenlenen çeklerin adi ortaklığın aldığı malzemelere ve borçlarına ilişkin olduğunu iddia ettikleri içinde, davalı …’nin hissesini diğer davalıya devrederken ortaklık dönemine ilişkin haklarını saklı tutmamış olması davacılar yönünden herhangi bir sonuç doğurmaz. Mahkemece değinilen bu yön gözetilerek işin esasına girilmek suretiyle hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir.” gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemememizce Yargıtay bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiştir.
Ticari defter ve belgeler ibraz edildiğinde ortaklığın … tarihi itibariyle tasfiyesi nedeniyle …’nun bu tarihi itibariyle payının ne kadar olduğu, ayrıca davaya konu edilen çeklerin adi ortaklık döneminde ve adi ortaklık işleri için verilip verilmediği hususunda bilirkişi …’den rapor alınmıştır. Bilirkişinin raporunda; davalı …’nun ilgili ortaklıkta %50 oranında payının olduğu ve ortaklığa ait ticari defterlere göre ortaklığın sona erdiği … tarihi itibariyle davalı …’nun payının 50.444,32 TL olduğu, ancak davalı …’nun bu hisse değerinden fazla ortaklıktan para çektiği, ortaklığa ait ibraz edilen ticari defterlere göre ortaklığın davalı …’ndan çeklerin alındığı, bu çeklerin davalı …’nun ortaklığa olan borçları karşılığında alınan çeklerden olduğu belirtmiştir.
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunun eksik olduğu tespit edilmekle bilirkişi …’den ek rapor alınmıştır. Bilirkişi ek raporunda; toplam 90.654,00 TL tutarındaki bu çeklerin alınış nedeninin ortaklığa ait ticari defterlerinde davalı …’nun ortaklığa olan 315.629,00 TL tutarındaki borcuna karşılık olunan çekler olduğu ve bu çeklerden sonra davalı …’nun ortaklığa 224.975,00 TL tutarında kaldığı, çekler ortaklık işleri için alınmadığı, bu çeklerin ortaklığın …’ndan alacak karşılığı alındığını, ortaklığa ait ibraz edilen ticari defterlerinde …’ndan bu çeklerden başka bir çek alınmadığı, çeklerin davacıların icra takibine konu edilen çeklerden olmadığı belirtilmiştir.
Mahkememizce keşfen bilirkişi incelemesi yapılmış ve mimar … Gayrimenkul Değerlendirme Uzmanı … Mali müşavir bilirkişi …’den rapor alınmıştır. Bilirkişi heyetinin raporunda; davalı …’nun dava konusu olan adi ortaklıkta %50 oranında hissesinin olduğu, davalı …’nun ortağı olduğu adi ortaklığın yaptığı inşaatlardan piyasa rayiçlerine göre ortaklığın sona erdiği, 21/10/2006 tarihi itibariyle ede edilen net kar tutarının 870.563,93 TL olduğu, ortaklığa ait ticari kayıtları ile piyasa rayiçlerine göre tespit edilen net kar tutarlarının birlikte değerlendirilmesi ile ortaklığın sona erdiği 21/10/2006 tarihi itibariyle ortaklığın öz sermayesinin 895.563,93 TL olduğu ve bu öz sermaye tutarından davalı …’nu payına isabet eden kısmının 447.781,96 TL olduğu belirtilmiştir.
Mahkememizce davalı borçlunun payında adi ortaklık feshinden önce aldığı borçların mahsubu suretiyle hesap yapılarak davalı payının belirlenmesi için mali müşavir bilirkişi …’den rapor alınmıştır. Bilirkişi raporunda; davalı …’nun dava konusu olan adi ortaklıkta %50 oranında hissesinin olduğu, davalı …’nun ortağı olduğu adi ortaklığın yaptığı inşaatlardan piyasa rayiçlerine göre ortaklığın sona erdiği 21/10/2006 tarihi itibariyle net kar tutarının 870.563,93 TL olduğu, ortaklığa ait ticari defter kayıtları ile rayiçlerine göre tespit edilen net kar tutarlarının birlikte değerlendirilmesi ile ortaklığın sona erdiği 21/10/2006 tarihi itibariyle ortaklığın öz sermayesinin 895.563,93 TL olduğu ve bu öz sermaye tutarından davalı …’nun payına isabet eden kısmının 335.294,46 TL olduğu belirtilmiştir.
Mahkememizce mali müşavir bilirkişi …’den … tarafından ortaklıktan çekildiği belirtilen 224.975,00 TL’nin çekilme gerekçesinin ne olduğu, buna ilişkin bir belgenin bulunup bulunmadığı, davalıdan çeklerin bu borç karşılığında alınıp alınmadığı hususunda rapor alınmıştır. Bilirkişi raporunda; davalı …’ndan olan 224.975,00 TL tutarındaki alacağının 2005 yılından devir gelen bir alacak olduğunu, ortaklık 2005 yılı ticari faaliyetleri ile ilgili bilgilerini ikinci sınıf tacir tabir edilen tacirlerin tuttuğu işletme defterine kayıt edildiği, işletme defterinde mal alış ve satış faturaları kayıt edilmekte, bu faturaların bedellerinin tahsil ve ödeme yapıldığı ile ilgili kayıt yapılmadığını, işletme defterinde cari hesap ilişkisi takip edilmediğini, işletme defteri tutan alacak borç ilişkisi takip etmek için ayrıca yardımcı defterler tuttuğunu, ortaklığın alacak borç ilişkisini takip ettiğini gösterir başka bir belge ibraz edilmediğini, ortaklığa ait 2006 yılındaki bilanço usulündeki ticari defterlerinde davalı …’na ödendiği ve ortaklığın davalı … adına kayıtlı olan alacağın gerekçesinin ortaklığın 2005 yılında tuttuğu işletme defterinde kaydının olmaması nedeniyle ne olduğu ile ilgili belgeye ulaşılamadığını, davalı …’nun alınan toplam 90.954,00 TL tutarındaki çeklerin davalı …’nin ortaklıktan aldığı paralar karşılığı olarak ortaklığın … alacağından mahsup edildiği belirtilmiştir.
Mahkememizce tasfiye memurlarına mal bilançosu için rapor hazırlanmış ve tasfiye memurları Av. …, Av. … ve …’den rapor alınmıştır. Raporda; Davalılar … ile … arasında 01.01.2005-21.10.2006 tarihleri arasında Adi Ortaklık yapıldığı ,Davalıların 27.10.2006 tarihinde Antalya Düden Vergi Dairesi Müdürlüğü ‘ ne verdikleri dilekçe ile , davalı … ortaklık hissesini diğer davalı … ‘ ya devretmiş olduğu ,Dosyada mevcut … tarihli BİLİRKİŞİ HEYET RAPORU ve … havale tarihli Bilirkişi Heyeti Ek Raporu 4 nda , Adi ortaklıkla ilgili olarak hukuki mevzuat ve doktrin bildirimleri ile birlikte , davalı … ‘ nun payını diğer davalı … ‘ ya devri sonucu adi ortaklığın BK. 535/5 md. anlamında ortakların iradesiyle feshedildiği, bu surette ortaklığın 21.10.2006 tarihinde münfesih olduğu , pay devrini konu alan yazıda … ‘nun 21.10.2006 gününden öncesi dönemle ilgili olarak ortaklıktan ve özellikle de diğer davalıdan bir hakkı bulunduğu konusunda saklı tutma iradesinin yer almaması karşısında, bu konudaki Yargıtay uygulaması da göz önünde bulundurularak, davalı …’nun ortaklıktan doğan bir alacağının olmadığı belirtilmiştir. Yargıtay … Hukuk Dairesi’ nin … tarihli İlamında da , bir ortağın hissesini diğer ortağa devretmesi kendi iç ilişkileri ve birbirlerine karşı sorumluluklarına ilişkin olduğu için adi ortaklığın dışarıya karşı olan sorumluluğunu etkilemediği , davalı …’nin hissesini diğer davalıya devrederken ortaklık dönemine ilişkin haklarını saklı tutmamış olması , davacılar yönünden herhangi bir sonuç doğurmayacağı açık bir şekilde belirtildiği, … tarihli Bilirkişi Heyeti Raporu ile … tarihli Bilirkişi Heyeti Ek Raporu ‘ nda da belirlendiği gibi , davalı … 4 nun ortaklıktan doğan bîr alacağının olmaması ile birlikte Adî Ortaklığın Tasfiye Edilecek bir Malvarlığı da BULUNMADIĞI belirtilmiştir.
Mahkememizce davacı vekilinin … tarihli itirazı doğrultusunda mali müşavir bilirkişi …’den rapor alınmıştır. Bilirkişi raporunda; Davalı …’nun dava konusu olan adi ortaklıkta % 50 oranında hissesinin olduğu, Davalı …’nun ortağı olduğu adi ortaklığın yaptığı inşaatlardan, piyasa rayiçlerine göre ortaklığın sona erdiği … tarihi itibariyle elde edilen net kar tutarının 870.563,93.-TL. olduğu, Ortaklığa ait ticari defter kayıtları ile piyasa rayiçlerine göre tespit edilen net kar tutarların birlikte değerlendirilmesi ile ortaklığın sona erdiği 21.10.2006…tarihi itibariyle ortaklığın öz sermayesinin 895.563,93.-TL. olduğu, Dava konusu adi ortaklığın ticari defterlerindeki ortak …’nun adi ortaklıktan olan 224.975,00.-TL. tutarındaki alacak kaydının; Kabul edilmesi durumunda, davalı …’nun adi ortaklıktan alacağı hisse payının 335.294.46.-TL. olduğu, Kabul edilmemesi durumunda, davalı …’nun adi ortaklıktan alacağı hisse payının 447.781,96.-TL. olduğu belirtilmiştir.
Mahkememizce Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda yapılan yargılamada sonuç olarak, borçlu …’nun ortaklığın sona erdiği tarih itibariyle ortaklıktan 112.487,50 TL fazladan para çektiği, bunun mahsubu sonucundan ortaklık payının 335.294,46 TL olarak hesaplandığı, İİK 120 maddesi uyarınca alınan yetkiye dayalı olarak açılan davanın bu miktar üzerinden kabul edilmesi gerektiği anlaşılmış ve davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İle; davalı borçlu …’nun diğer davalı ile kurmuş olduğu adi ortaklığı tasfiyesi sonucu hissesine düşen 335.294,46 TL tasfiye payının davalı …’dan tahsili ile İİK 120.maddesi uyarınca davacıların alacaklı bulunduğu Antalya … İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyalarına garameten ÖDENMESİNE,
2-Davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
3-Alınması gerekli 22.903,96 TL harçtan peşin olarak alınan 9.508,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 13.395,86 TL harcın davalı …’dan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 26.067,67 TL vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak davacılara verilmesine,
5-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 28.029,07 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’ya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 13,10 TL başvurma, 13,10 TL peşin, 9.495,00 TL peşin, 177,50 TL keşif harcı, 719,00 TL tebligat, müzekkere, keşif gideri, 13.050,00 TL bilirkişi ücreti ve tasfiye memurları ücretleri olmak üzere toplam 23.467,70 TL yargılama giderinden davada kabul edilen miktar dikkate alınarak hesaplanan 11.188,43 TL vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine,
7-Sarf edilmeyen gider avansının HMK.’nın 333. maddesi uyarınca davacıya iadesine,
Dair, davacılar vekilinin ve davalı … vekilinin yüzlerine karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 15 günlük süre içerisinde Yargıtay’a TEMYİZ yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, anlatıldı. 05/03/2019

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır