Emsal Mahkeme Kararı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2010/279 E. 2019/358 K. 28.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2010/279 Esas
KARAR NO : 2019/358
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 18/05/2010
KARAR TARİHİ : 28/05/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin … Antalya Sanayi Şubesi müşterisi olduğunu, bankada iki ayrı vadeli hesabı bulunduğunu, bir hesabında 500 bin TL’si olup diğer hesabında 183.000 TL parası olduğunu, her ay banka şubesine gelerek faizlerini deftere yazdırdığını, 13/07/2009 tarihine kadar da elinde bulunan banka cüzdanına paraların işlenmiş bulunduğunu işlemler için bankanın Sanayi Şubesi’nde görevli memur …’nin …’ya yardımcı olduğunu, 13/07/2009 tarihinde hesaptan para almak istediğinde hesabın boş olduğunu paranın çekildiğinin kendisine bildirildiğini, bu işlemleri yapan kişi olan …’nin kendisine yardımcı olduğunu bildirmiş kişiyi sorduğunda başka şubeye gittiğinin öğrenildiğini, kendisi bulunduğu zaman işlemlerin sorulduğunu, davacıya parayı çekip kullandığını ödeyeceğini bildirdiğini, şikayetçi olmaması için yalvardığını, davacıya 193.000 TL’lik senet verdiğini, müvekkilinin bu durumu o anda banka şubesine bildirmediğini, senedin günü geldiğinde ödemenin gerçekleşmediğini, ayrıca davalı …’nin tapusu kendi üzerinde olan bir dairenin satımı ile de parayı ödeyebileceğini bildirdiğini, ayrıca güvence olarak maliki olduğu daire için satış vekaleti verdiğini, 20/10/2009 tarihinde müvekkilinin bu yeri satıp parasını kurtarmak istediğinde aynı gün bu yerin 3.kişilere satıldığını öğrendiğini, müvekkilinin 23/10/2009 tarihinde … hakkında Antalya C.Savcılığına dilekçe vererek şikayette bulunduğunu, 07/12/2009 tarihinde Antalya …Noterliğinden … yevmiye numaralı ihtarname keşide edilerek, bankaya yatan paranın görevli memur tarafından zimmetine geçirilmesi nedeniyle davacı …’ya tazminen ödenmesi talebinde bulunulduğunu, bankadan gönderilen cevabi ihtarnamede “Bankamız nezdinde yapılan incelemede muhatap hesaplarında herhangi bir usulsüzlük tespit edilmemiştir…” denildiğini, istihdam eden işveren banka ve çalışanı olan davalı …’den müştereken ve müteselsilen 183.000 TL’lik paranın davacı …’ya ödenmesinie karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkil bankanın … hakkında zimmet iddiası üzerine kariyer sürecinde inceleme başlatıldığını, performans eksikliği sebebiyle iş akdinin 14/05/2009 arihinde fesh edilmiş ise de 10/06/2009 tarihinde işe iade davası ikame ettiği ancak kendisine yeniden görev verilmediğini, davacının para havalelerinden haberi olmadığını iddia etmiş ise de dekontlardaki davacı imzalarının bankanın sisteminde bulunan imza örnekleri ile uyumlu olduğunun tespit edildiğini, davacının, parasının zimmete geçirildiğini anladığı anda bankayı haberdar etmek yerine zimmet suçlamasında bulunduğu … ile işbirliğine girmesinin soru işaretleri uyandırdığını, olayda davacının her ne kadar mağdur pozisyonunda gözüküyor olsa da eyleminin TCK’ya göre suç teşkil ettiğini, TCK 278.maddesi gereği suçu ve suçluyu bildirmemekten dolayı kendisinin de şüpheli konumunda olduğunu, davanın müvekkil banka açısından yasal dayanağı olmayan yersiz bir dava olduğunu, 25/12/2009 tarihli banka Teftiş Kurulu Raporu’nda da belirtildiği üzeri davacının hesabından yapılan havale dekontlarındaki imzaların davacının kendisine ait olduğunu, davacı, başkaca somut delil de ileri süremediğinden talep ettiği ödemeden müvekkil bankanın sorumlu olmadığını, müvekkil banka açısısından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle: Davacının öncelikle davasının neye dayalı olduğunu ortaya koyması gerektiğini, davacının, dava konusu alacağı talep ederken zimmetine para geçirdiği iddiasına mı yoksa davacıya verdiği 193.000 TL’lik senede mi dayandığını bildirmesi gerektiğini, davacının hesabındaki parayı zimmetine geçirdiği yolundaki iddiayı kabul etmediğini, daha önce çalıştığı ve davacının şikayeti üzerine … Teftiş Kurulu tarafından düzenlenen raporda da açkça belirtildiği üzere davacının hesaplarından zimmetine para geçirmediğinin tespit edildiğini, davacıyı yıllarır tandığını, dava konusu alacağın bankadan ayrıldıktan sonra ticaret yapmak için davacıdan aldığı borç para nedeniyle oluştuğunu, davacı taraftan borç para aldığını inkar etmediğini, güzellik salonu işletmek için davacıdan aldığı borç parayı verdiği kişiler tarafından kendisinin de dolandırıldığını, davacıya verdiği senetteki borcunu inkar etmediğini ancak iddia edildiği gibi bilgisi dışında hesaplarından para almadığını, işi olmadığı için borcunu ödeme imkanı da olmadığını, davacı ile arasında ödünç para verme ilişkisi olduğundan davanın Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülmesi gerektiğini, aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar olunan … dilekçesinde özetle: Davalı …’nin ceza yargılamasına dayanak teşkil eden Savcılık soruşturma dosyası kapsamında da, şahsı ve diğer banka personeli hakkında dayanağı olmayan isnatlarda bulunduğunu, Savcılık tarafından kendisi hakkında kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar verildiğini, davalı banka tarafından da … hakkında müfettiş incelemesi yaptırıldığını, iş bu davanın tarafına ihbar etmesinin hiçbir maddi ve hukuki dayanağı olmadığını, davanın ihbarına itiraz ettiğini beyan etmiştir.
İhbar olunan … dilekçesinde özetle: Davalı …’nin ceza yargılamasına dayanak teşkil eden Savcılık soruşturma dosyasında ifade verdiğini, daha sonra açılan davaya tanık sıfatıyla katıldığını, o dönemde çalıştığı davalı banka tarafından da … hakkında müfettiş incelemesi yaptırıldığını, iş bu davanın tarafına ihbar edilmesinin hiçbir maddi ve hukuki dayanağı olmadığını, davanın ihbarına itiraz ettiğini beyan etmiştir.
Antalya … ACM’nin …/… E sayılı dosyasının tetkikinden sanık … hakkında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan kamu davası açıldığı, …, …, … ve … A.Ş ‘nin katılan sıfatıyla yer aldığı davada, yargılama sonunda sanığın üç ayrı kez hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan TTK 155/2,43,62,52. Maddeleri uyarınca mahkumiyetine karar verildiği,
Kararın sanık vekili ve katılan … vekili tarafından temyizi sonucu Yargıtay … sayılı ilamı ile;
” Sanığın katılan …’ta portföy yöneticisi olarak katılan mudilerin paralarını vadeli hesaba çevirme, fon alma, fon satma işlemlerinden sorumlu olduğu, sanığın bu yetki çerçevesinde çok uzun zamandır bankacı sıfat ile birlikte çalıştığı katılanlar …’nın hesabından 183.000 TL’yi, katılan …’in hesabından 9600 TL’yi, …’nin hesabından ise 170.000 TL’yi önce farklı hesaplara bölerek aktarıp sonra da uhdesine geçirdiği olayda, sanığın uhdesine geçirdiği paraların bankaya ait olduğu, bankada bulunan hesaplarından paralı alınan mudilerin meydana gelen zararı bankadan tazmin edebilecekleri, bu kapsamda suçtan görenin katılan banka olduğu anlaşılmakla, meydana gelen zararın yoğunluğu dikkate alınarak sanık hakkında, alt sınırdan ayrılmak sureti ile bu eylemi farklı zamanlarda birden fazla kere gerçekleştirmiş olması neticesinde zincirleme suç hükümleri uygulanmak sureti ile bir defa mahkumiyetine hükmedilmesi gerekirken mudi sayısınca üç kere mahkumiyetine hükmedilmek sureti ile fazla ceza tayini,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin ve katılan vekilinin sübuta dair temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan..” gerekçesi ile bozulduğu,
Mahkemece Yargıtay bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edildiği ve sonuç olarak sanık …’nin … sayılı karar ile TCK 155/2 maddesi uyarıca takdiren ve teşdiden, TCK 43/1,62 maddeleri uyarıca cezalandırılarak, 5 yıl hapis ve 1250 gün (25.000,00 TL)adli para cezasına mahkum edildiği görülmüştür.
Ceza mahkemesinin mahkumiyet kararının, haksız fiilin (yani vakıanın, olayın) tespitine ilişkin bölümünün, hukuk mahkemesinde (tazminat davasında) kesin delil teşkil edeceği de dikkate alınarak (suçun sübuta erdiği yargıtay bozma ilamı ile de kabul edilmiş ve bu husus bozma kapsamı dışında olmakla) ve yine dosyaya sunulan banka kayıtları ve tüm delillerin değerlendirmesi ile,
Davacı mudinini, davalı bankada hesap açmak suretiyle yatırdığı toplam 183.000,00 TL paranın banka çalışanı diğer davalı tarafından uhdesine geçirildiği, bu güne kadar davacıya iade edilmediği, davalı …’nin haksız fiili gerçekleştiren olarak, davalı bankanın ise dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı TBK’nun 100. Maddesi uyarınca yanında çalıştırdığı kişinin ika ettiği zarardan sorumlu olduğu, suç tarihinin 13.07.2009 olduğu, davalı bankanın davacı tarafından Antalya … Noterliği’nin … yevmiye nolu … tarihli ihtarnamesi ile temerrüde düşürüldüğü, ihtarname ile çalışanın zimmetine geçirdiği 183.000,00 TL nin ödenmesi için 7 günlük süre verildiği, buna göre davalı bankanın da (11.12.2009 da yapılan tebliğe göre) 18.12.2009 tarihi itibariyle temerrüde düştüğünün kabul edilmesi gerektiği anlaşılmış ve davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ İLE; 183.000,00 TL’nin davalı bankadan 18/12/2009, davalı …’den 13/07/2009 tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 12.500,73 TL harçtan, peşin alınan 2.717,55 TL harcın mahsubu ile bakiye 9.783,18 TL harcın davalı banka ile davalı …’den müştereken ve müteselsilen tahsiline, Hazine’ye gelir kaydına.
3-Davacı tarafından yatırılan 2.717,55 TL peşin harç ile 17,15 TL başvurma harcının davalı banka ile davalı …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 71,00 TL yargılama giderinin davalı banka ile davalı …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-A.A.Ü.T uyarınca hesaplanan 16.930,00 TL vekalet ücretinin, davalı banka ile davalı …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Sarf edilmeyen gider avansının HMK 333.maddesi uyarınca davacıya iadesine
Dair, davacı vekili ile davalı … vekili, davalı …, İhbar Olunan …’nün yüzüne karşı İhbar Olunan …’ın yokluğunda kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, anlatıldı.28/05/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır