Emsal Mahkeme Kararı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2008/587 E. 2022/772 K. 04.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2008/587 Esas
KARAR NO : 2022/772
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 19/09/2008
KARAR TARİHİ : 04/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkillerinden …’nın yurtdışında çalıştığını, …’nın …’ın eşi, … annesi, …’ın kardeşi, … da kardeşinin eşi olduğunu, …, … Arsa ve Konut Yapı Kooperatifi başkanı, …, … ve … yönetim kurulu üyeleri olarak gözüktüklerini, müvekkili …’a …’ün başkanı olduğu bir kooperatite kendisi ve diğer davacı akrabalarını üye etmesi halinde kooperatif yönetiminin kendisine verileceği ve arsayı bu kooperatife aldıklarında işin masrafsız olacağının belirtildiğini, bundan sonra müvekkili ve yaklınlarının … Arsa ve Konut Yapı Kooperatifine üye yapıldığını, koopetatifin adının … Arsa ve Konut Yapı Kooperatifi olarak değiştirildiğini, müvekkili …’yı da yönetime seçtiklerini, …’nın bulduğu, … parsel sayılı taşınmazları bahse konu … Arsa ve Konut Yapı Kooperatifi adına 1996 yılında aldıklarını, bu arsaların parasının peşinatını müvekkili …’ın ödediğini, kalan kısmını yurt dışından … Şubesindeki … numaralı Kooperatif hesabına gönderdiğini ve arsaların bedelinin böylece ödendiğini, müvekkili …’ın yurtdışında bulunduğu sırada … diğer yönetim kurulu üyesi sanıkların 2003 yılında genel kurul toplantısı yaptıklarını ve bu genel kurul toplantısı tutanaklarını ve hazirun cetvelini sahte imzalarla tamamladıklarını, sahte belgelerle genel kurul toplantısı yapıldığını, davaya konu olayda kooperatifin süresinde genel kurul yapmamış olması, yönetici gözüken şahısların kooperâtifi zarara uğratan işlemi yapmaktan, haklarında şikayet edilen kişiler olması, denetçi olarak adı geçenlerin seçildikleri belirtilen genel kurulda hazır bulunmadıkları ve seçimin sahte olduğu konusunda şikayetçi olmaları nedeniyle kooperatifi temsilen dava açılma imkanının olmaması nedeniyle, Kooperatifler Kanununun 98.maddesi yollamasıyla TTK.309 maddesi çerçevesinde kooperatifin haklarının ve dolayısıyla müvekkillerin haklarının korunması ve zararın tazmini için zorunlu olarak müvekkiller tarafından dava açıldığını, davanın kabulü ile kooperatife ait taşınmazların satışından doğan ve kooperatif zararı olan … YTLnin davalı … tarafından yapılan satış tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile … arsa konut yapı kooperatifine ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle: 1996 yılında müvekkilinin daha önceden tanımadığı ve görmediği … kooperatifinin yönetim kurulu üyesi …’in kooperatif adına yatırım maksatlı gayrimenkul satın almak için emlak alım satım ve komisyonculuğu işi ile uğraşan müvekkili ile görüşmeye geldiğini, davalı müvekkilin adı geçen kişiye … parsel sayılı taşınmazları önerdiğini ve tanıtımını yaptığını, söz konusu yerin daha sonra alıcılar tarafından uygun görüldüğünü, kooperatif adına alınmaya karar verildiğini, müvekkilinin 19/02/1996 tarihinden itibaren 2003 yılına kadar söz konusu kişilerle hiçbir irtibatı ve ilişkisi olmadığını, müvekkilinin kooperatif yönetim kurulu başkanı … ile gayrimenkullerin satışına aracılık edene kadar davacı yanca iddia edildiği gibi herhangi bir tanışıklığı, yakınlığı ve ilişkisi olmadığını, taşınmazların kooperatife satışı sürecinde gerek ön görüşmeler gerekse satış aşamasında müvekkilinin hiçbir şekilde davacı … ile görüşmediğini, ilk görüşmeye kooperatif yönetim kurulu üyesi …’in geldiğini, iddia edildiği gibi …’ün müvekkilinin … ile tanıştırmasının söz konusu olmadığını, bunun olanak dışı olduğunu, müvekkilinin muhatabının kooperatif yetkili organları olduğunu, 1996 yılında formalite olarak kooperatife üye olunduğu, kooperatif adına alınan gayrimenkulerin bedelinin kendileri tarafından verildiğini iddia eden birisinin 2007 yılına kadar nerede olduğu, sorumlu ve basiretli bir üye gibi davranılması gerektiği düşünüldüğünde ortaya atılan iddiaların manidar olduğunu, haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, kooperatif eski yöneticileri hakkındaki sorumluluk davasıdır.
1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 98.maddesi uyarınca somut olayda tatbiki gereken eski TTKnun 336. maddesi uyarınca, yöneticilerin eylemleri doğrudan zarara yol açmışsa, yani bu eylemler sonunda yöneticiler, ortakların veya alacaklıların mal varlığında doğrudan azalmaya yol açmışsa, bu zararı veren yöneticilere karşı, zarar gören adına tazmin istemiyle dava açılması mümkündür. Ancak zarar doğrudan değil, dolayısı ile, yani ortak veya alacaklının değil, onların çıkarlarının bağlı olduğu şirket varlığında azalma oluşmuşsa, eski TTKnun 340. maddesi yollamasıyla, aynı yasanın 309. maddesi (yeni TTK’ nın 555/1.maddesi) uyarınca, yönetim kurulu üyelerine karşı açılacak davada, hükmolunacak tazminatın şirkete verilmek üzere istenmesi gerekmektedir.
Davacılar dava tarihinde yürürlükte olan eski TTK 309.maddesi uyarınca açılan bu sorumluluk davasında dolaylı uğranan zararın davalılardan tahsili ile üyesi bulundukları dava dışı kooperatife verilmesini talep etmişlerdir. Ancak yargılama sırasında davaya konu kooperatifin son 5 yıl olağan genel kurulunun yapılmaması nedeniyle münfesih kabul edilerek TTK ‘nun geçici 7.maddesi uyarınca 31/10/2013 tarihinde re’sen terkin edilerek kaydının silindiği, kooperatifin tüzel kişiliğinin sona erdiği tespit edilmiş, bu nedenle davacılar vekiline kooperatifin ihyası için dava açmak üzere yetki ve süre verilmiştir. Ancak davacılar vekili verilen süreye rağmen usulü eksikliği gidermediğinden … tarihli celse de “…davaya konu … Arsa ve Konut Yapı Kooperatifi’nin tüzel kişiliğinin ihyası için dava açmak üzere 2 ay kesin süre verilmesine, kesin süre içerisinde dava açılmadığı taktirde iş bu davanın usulden reddedileceği hususunun…” ihtarı ile son kez süre verilmiş, ancak davacılar vekili kesin süreye rağmen ara kararını yine yerine getirmemiş ve bir sonraki celse davayı takip de etmemiştir. Bir kısım davalılar vekili davayı takip ettiklerini bildirerek davanın usulden reddine talep etmiş olmakla, davanın anlatılan nedenle (bu aşamada ayrıca bir kısım davalıların pasif husumet ehliyetine ilişkin dava şartının değerlendirilmesi de gerekli görülmediğinden) usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın USULDEN REDDİNE,
2-Peşin alınan 5.737,50‬ TL harçtan alınması gerekti 80,70 TL harcın mahsubu ile artan 5.656,8‬0 TL harcın talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak kendisini vekil ile temsil eden davalılara verilmesine,
5-Sarf edilmeyen gider avansının HMK 333.maddesi uyarınca davacıya iadesine
Dair, davalı … mirasçıları …, … ve … vekilinin yüzüne karşı diğer tarafların yokluğunda kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, anlatıldı. 04/10/2022

Başkan …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Katip …
¸e-imzalı