Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2023/450 E. 2023/544 K. 01.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 4. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2023/450
KARAR NO : 2023/544

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/11/2022
NUMARASI : 2022/772 E. 2022/837 K.
DAVACI : …
VEKİLİ
DAVALI : … – …
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 01/03/2023
KARARIN YAZIM TARİH : 02/03/2023

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonucunda mahkemece verilen karara karşı davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, taraflar arasında imzalanan güvenlik hizmeti alım sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, “Taraflar arasındaki uyuşmazlık hakkında yargılama yapmaya Tüketici Mahkemesi görevli bulunduğundan HMK’nın 114/c maddesi gereğince mahkemenin görevsizliğine, HMK’nın 115/2 maddesi gereğince davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine” dair verilen karara karşı davalı tarafından, bir işlemin ticari işlem olması halinde karşı taraf için de ticari olduğu, site yönetiminin tüketici konumunda bulunduğu ancak dükkan sahibi ve şirket olan maliklerin de mevcut olması nedeniyle davaya Asliye Ticaret Mahkemesinde bakılması gerektiği ileri sürülerek istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Gerek istinaf sebebi yapılan ve gerekse HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni nedeniyle resen dikkate alınması gereken hususların incelenmesinde;
Bir davada, usule ilişkin aykırılıklar konusunda öncelikli olarak ve mahkemece re’sen dikkate alınması gereken husus, mahkemenin görevli olup olmadığı sorunudur. Zira görev, kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden dikkate alınabileceği gibi, taraflarca da davanın her aşamasında ileri sürülebilir.
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin “tüketici” işlemi olup olmadığı, iş bu davanın 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında olup olmadığı ve buradan varılacak sonuca göre de mahkemece verilen görevsizlik kararının isabetli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3. maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
6502 sayılı yasanın 73. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Bir hukuki işlemin sadece 6502 sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici, diğer tarafın satıcı, sağlayıcı ya da müteşebbis olması, yapılan işlemin de tüketici işlemi niteliğinde bulunması gereklidir.
Somut olayda, davacı şirket ile davalı … arasında güvenlik hizmeti alım sözleşmesi imzalandığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında kaldığı anlaşılmaktadır. (Bkz. Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesi’nin 25.02.2016 tarih, 2016/2053 Esas, 2016/5865 Karar sayılı ilamı, 10.05.2017 tarih, 2016/779 Esas, 2017/5751 Karar sayılı ilamı, 02.05.2014 tarih, 2013/32630 Esas, 2014/14235 Karar sayılı ilamı da bu yöndedir.)
Açıklanan bu nedenlerle; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davalının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1/b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Aşağıda dökümü yapılan bakiye istinaf ilam ve karar harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf yoluna başvuran davalı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf kararının yerel mahkemece taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 01/03/2023 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.

Başkan …
E-İmzalı

Üye …
E-İmzalı
Üye …
E-İmzalı
Katip …
E-İmzalı