Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/73 E. 2022/735 K. 22.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 4. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/11/2021
NUMARASI ….
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 22/03/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ : 23/03/2022

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonucunda mahkemece verilen karara karşı davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, ödünç sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacıların temel iddiasının, verilen borç/karz akti kapsamında ödenen paranın sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca iadesi istemine ilişkin olduğu, bu nedenle davada görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik nedeniyle “davanın usulden reddine” dair verilen karara karşı davacı tarafından, mahkemece yapılan yargılama sonucunda somut vakıadaki hukuki ilişkilerin girift-sui generis özelliğinin göz ardı edildiği, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin, adi değil, ticari tüketim ödüncü sözleşmesi niteliğinde olduğu, bu nedenle verilen görevsizlik kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Gerek istinaf sebebi yapılan ve gerekse HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni nedeniyle resen dikkate alınması gereken hususların incelenmesinde;
5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun 6. maddesi ve 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi gereğince, genel görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Asliye ticaret mahkemeleri ise özel mahkeme niteliğindedir.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 4. ve 5’inci maddelerinde ticari dava düzenlenmiş olup TTK’nın 4. maddesine göre bir davanın ticarî dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin tarafların her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesince bakılacağı yönünde bir düzenleme bulunması (mutlak ticari dava olması) gereklidir. Aynı Kanun’un 5’inci maddesinde ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği ve Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Asliye Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişkinin de görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticarî iş sayılan işin, diğeri için de ticarî iş sayılması, davanın niteliğini ticarî hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticarî dava sayılan davalar haricinde, ticarî davayı ticarî iş esasına göre değil, ticarî işletme esasına göre belirlemiş olup işin ticarî nitelikte olması veya sayılması, davanın ticari dava olarak kabulü için yeterli değildir.
Bu açıklamalardan sonra somut olaya bakıldığında;
Davacı şirketin yetkili müdürü dava dışı … ile davalıların yakın akraba olmaları ve bunun getirdiği güven ilişkisi nedeniyle davacı tarafından, nakit sıkıntısı bulunan davalılara ödünç verildiği ileri sürülerek iş bu dava açılmış olup, dava dilekçesinde taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir ilişki kurulmadığı da ayrıca belirtilmiştir. O halde davanın ileri sürülüşüne ve dosyadaki tüm delillere göre, tarafların sıfatına ve davanın niteliğine göre olayda nispi ya da mutlak nitelikte bir ticari davanın bulunmadığı, dolayısıyla davada görevli mahkemenin, genel görevli mahkeme olan asliye hukuk mahkemesi olduğu anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle; mahkemece verilen görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine ilişkin kararda usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1/b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf karar ve ilam harcı peşin alındığından, davacıdan harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf yoluna başvuran davacı üzerinde bırakılmasına,
4-istinaf kararının ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 22/03/2022 tarihinde oybirliği ile kesin olarak karar verildi.