Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/3330 E. 2022/2768 K. 30.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 4. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/3330 – 2022/2768
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2022/3330
KARAR NO : 2022/2768

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/10/2022
NUMARASI : 2022/161 D.iş 2022/161 Karar
TALEP EDEN :
VEKİLİ :
KARŞI TARAF :
DAVANIN KONUSU : İhtiyati Haciz
KARAR TARİHİ : 30/11/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ : 30/11/2022
Taraflar arasındaki ihtiyati davasının yapılan yargılaması sonucunda mahkemece verilen karara karşı talep eden tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Talep eden; borçlu şirket ile arasında 11/03/2021 tarihli mali müşavirlik ve muhasebe hizmetleri sözleşmesine binaen borçlu şirketin yükümlülüğüne uymadığını ve 30 Eylül 2022 tarihinde sözleşmeyi feshederek bu tarihe kadar olan borcunu ödemediğini, borçlu şirkete ihtar çekilerek borcun tahsili talep edilmiş olmasına rağmen olumlu sonuç alınamadığını ileri sürerek, alacağına yeter miktarda borçlunun menkul, gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacakları üzerine (uygun görülecek teminat mukabilinde) ihtiyati haciz konulmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece, alacaklı vekilinin 11/03/2022 tarihli sözleşme ek protokolü ile 30/09/2022 sözleşme fesih evrakına dayanarak ihtiyati haciz talebinde bulunduğu, ihtiyati haciz talebi şartlarının İİK. 257. maddesinde düzenlendiği, sözleşmenin feshine ilişkin sunulan belgelerin tek başına alacağın varlığını göstermeyeceği gibi alacağın muaccel olduğu anlamına da gelmeyeceğinin açık olduğu, talep eden vekilinin dilekçesinde borçlu şirkete ihtar çekildiğinden bahisle ihtar evrakını ve dayandığı diğer delillerin aslını mahkemeye sunmadığından; yaklaşık ispat koşullarının oluşmadığı ve talep edilen alacağın varlığının yargılamayı gerektirdiği gerekçesi ile ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş; hükme karşı talep eden tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Talep eden; mali müşavir ve muhasebeci olarak davalı şirkete hizmet vererek, şirketin tüm işlemlerini kusursuz olarak yerine getirdiğini, daha önceki tüm ödemelerini aylar sonra bölük pörçük yapan davalı şirketin bu kez 9 aylık hiçbir ödemesini yapmadığını ve sözleşmesini de feshettiğini, alacağını tahsil etme durumunun giderek güçleştiğini, hatta şirketin kapanması, iflası vb durumlarda daha da zor duruma düşmesinin önüne geçilebilmesi için acilen önlem alınması gerektiğini, alacağının tahsili amacıyla resmi ihtar çektiğini, mahkemece ihtiyati haciz talebinin reddedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek, yerel mahkeme kararının istinaf yolu ile kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Talep, mali müşavirlik ve muhasebe hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacağa dayalı olarak ihtiyati haciz kararı verilmesine ilişkindir.
Taraflar arasındaki esasa ilişkin uyuşmazlığın çözümünden önce, HMK’nın 355. maddesi gereğince kamu düzeni nedeniyle re’sen dikkate alınması gereken usule ilişkin aykırılıkların mevcut olup olmadığının tespiti gereklidir. Usule ilişkin aykırılıklar konusunda da öncelikli olarak ve mahkemece re’sen dikkate alınması gereken husus ise, mahkemenin görevli olup olmadığı sorunudur. Zira görev, kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden dikkate alınabileceği gibi, taraflarca da davanın her aşamasında ileri sürülebilir.
5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun 6. maddesi ve 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi gereğince, genel görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Asliye ticaret mahkemeleri ise özel mahkeme niteliğindedir.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 4. ve 5’inci maddelerinde ticari dava düzenlenmiş olup TTK’nın 4. maddesine göre bir davanın ticarî dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin tarafların her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesince bakılacağı yönünde bir düzenleme bulunması (mutlak ticari dava olması) gereklidir. Aynı Kanun’un 5’inci maddesinde ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği ve Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Asliye Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişkinin de görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticarî iş sayılan işin, diğeri için de ticarî iş sayılması, davanın niteliğini ticarî hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticarî dava sayılan davalar haricinde, ticarî davayı ticarî iş esasına göre değil, ticarî işletme esasına göre belirlemiş olup işin ticarî nitelikte olması veya sayılması, davanın ticari dava olarak kabulü için yeterli değildir.
Bu açıklamalardan sonra somut olaya bakıldığında; her ne kadar karşı taraf bir ticaret şirketi olup tacir ise de, ihtiyati haciz talep eden tacir değildir. Bu durumda, tarafların sıfatına ve davanın niteliğine göre nispi ya da mutlak nitelikteki bir ticari dava söz konusu olmadığından, davada görevli mahkeme, Asliye Ticaret Mahkemesi değil, genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesidir. Bu nedenle ihtiyati haciz talebinin Asliye Ticaret Mahkemesince görülüp karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırıdır.
Açıklanan tüm bu nedenlerle, somut uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olduğundan, 6100 sayılı HMK’nın 353/1/a/3. maddesi gereğince, mahkemenin görevli olmadığı halde ihtiyati haciz talebi hakkında karar vermiş olması karşısında, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, ihtiyati haciz talebi hakkında Asliye Hukuk Mahkemesinde inceleme yapılması için dosyanın mahalline gönderilmesine, ihtiyati haciz talep edenin istinaf sebeplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın Asliye Hukuk Mahkemesince görülmesi gerektiği halde, Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesi usul ve yasaya aykırı olup, HMK’nın 353/1/a/3. maddesi gereğince, Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/10/2022 tarih, 2022/161 D.iş Esas ve 2022/161 D.İş Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-Yargılamanın Asliye Hukuk Mahkemesince yapılmak üzere dosyanın mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Kararın niteliğine göre talep edenin istinaf taleplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
4-Talep eden tarafça yatırılan istinaf karar ve ilam harcının istek halinde talep edene iadesine,
5-İstinaf kararının yerel mahkemece taraflara tebliğine
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 30/11/2022 tarihinde oybirliği ile kesin olarak karar verildi.

Başkan

Üye
Üye
Katip