Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/2212 E. 2022/1891 K. 18.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 4. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2022/2212
KARAR NO : 2022/1891

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/03/2022
NUMARASI : 2022/39 D.İŞ 2022/39 K.
TALEP EDEN :
VEKİLİ :
KARŞI TARAF :
BAŞVURUNUN KONUSU : İhtiyati Haciz
KARAR TARİHİ : 18/07/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ : 21/07/2022

Taraflar arasındaki ihtiyati haciz isteminin yargılaması sonucunda mahkemece verilen istemin reddine dair karara karşı talep eden tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Talep eden, borçlu tarafından 01.11.2013 düzenleme , 30.11.2013 vade 25.000 TL bedelli ;01.11.2013 düzenleme , 15.11.2013 vade 25.000 TL bedelli ; 01.11.2013 düzenleme , 18.11.2013 vade , 20.000 TL bedelli ; 01.11.2013 düzenleme , 20.11.2013 vade , 5.000 TL bedelli toplam 75.000,00 TL bedelli 4 adet senet keşide edildiğini, bu senetlerde lehtar kısmının boş bırakıldığını, senetlerin kambiyo senedi vasfına haiz olmadığını, elinde tutanın senet alacaklısı olduğunu, ödeme yapılmadığını, mal kaçırma ihtimali olduğunu ileri sürerek alacağın alınabilmesi için borçlunun taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyati haczini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece, bonoların lehtar kısmının boş bırakıldığı, bu nedenle kambiyo senedi niteliğini taşımadıkları, temel ilişki yönünden delil başlangıcı niteliğini taşır iseler de; bu tür belgelere bağlanmış alacakların devrinin TBK’nın 184. maddesi uyarınca alacağın temliki unsurlarını içeren yazılı belge ile yapılması gerektiği, TTK’nın 778/1.b atfıyla aynı Kanun’un 683/2. maddesi uyarınca yapılmış olan beyaz cironun alacağın temlikinin unsurlarını taşımadığı, TBK’nın 184. maddesi uyarınca, alacağın devrinin (temlikinin) yazılı şekilde yapılmış olmasının geçerlilik şartı olduğu, yazılılık şartının gerçekleşmesi için temlikin kimin lehine yapıldığının gösterilmesi ve temlik sözleşmesinde tarafların imzalarının bulunması gerektiği, bonoların arkasındaki beyaz ciroların bu yasal şekil unsurlarını taşımadığı, ihtiyati haciz talep edenin alacaklı sıfatı bulunmadığı gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiş; karara karşı talep eden tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Talep eden, senedi elinde tutanın alacaklı olduğunu, borçlunun mal kaçırma ve adres değiştirme ihtimali bulunduğunu, talebin kabulünün gerektiğini belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
İstem, kambiyo senedi niteliği bulunmayan belgeye dayalı olarak ihtiyati haciz kararı verilmesine ilişkindir.
Gerek istinaf sebebi yapılan ve gerekse HMK’nın 355. Maddesine göre kamu düzeni nedeniyle resen dikkate alınması gereken hususların incelenmesinde;
5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun 6. maddesi ve 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi gereğince, genel görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Asliye ticaret mahkemeleri ise özel mahkeme niteliğindedir.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 4. ve 5’inci maddelerinde ticari dava düzenlenmiş olup TTK’nın 4. maddesine göre bir davanın ticarî dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin tarafların her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesince bakılacağı yönünde bir düzenleme bulunması (mutlak ticari dava olması) gereklidir. Aynı Kanun’un 5’inci maddesinde ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği ve Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Asliye Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişkinin de görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticarî iş sayılan işin, diğeri için de ticarî iş sayılması, davanın niteliğini ticarî hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticarî dava sayılan davalar haricinde, ticarî davayı ticarî iş esasına göre değil, ticarî işletme esasına göre belirlemiş olup işin ticarî nitelikte olması veya sayılması, davanın ticari dava olarak kabulü için yeterli değildir.
Bu açıklamalardan sonra somut olaya bakıldığında; her ne kadar mahkemece, görevli olduğu kabul edilerek, ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmişse de, az yukarıda da değinildiği gibi, TTK’nın 4. maddesine göre bir davanın ticarî dava sayılması için, ya her iki tarafın tacir ve işin de tarafların (her ikisinin birden) ticari işletmeleriyle ilgili olması (nispi ticari dava) ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmeleriyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesince bakılacağı yönünde bir düzenleme bulunması (mutlak ticari dava olması) gereklidir. Dosyadaki belgelerden tarafların tacir olduğu anlaşılmadığı gibi, tacir olduklarına dair bir iddia da bulunmamaktadır. Dava dayanağı belgeler ise lehtar bölümünde isim yazılı olmadığından kambiyo senedi niteliğinde bulunmamaktadır. Anılan nedenlerle, mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken istem incelenerek yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetli bulunmamıştır.
O halde 6100 sayılı HMK’nın 353/1/a/3. maddesi gereğince, mahkemenin görevli olmadığı halde davaya bakmış olması karşısında, esas yönünden inceleme yapılmaksızın, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yargılamanın, Asliye Hukuk Mahkemesinde yapılması için dosyanın mahalline gönderilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından görülmesi gerektiği halde, Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesi, usul ve yasaya aykırı olup, HMK’nın 353/1/a/3. maddesi gereğince, Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/03/2022 tarih, 2022/39 D.İŞ ve 2022/39 Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2- HMK’nın 20. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde taraflarca yerel mahkemesine müracaat edilmesi halinde dosyanın görevli Ankara Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmek üzere mahkemesine İADESİNE,
3-Kararın niteliğine göre talep edenin diğer istinaf taleplerinin incelenmesine yer olmadığına,
4-Talep eden tarafından yatırılan istinaf karar ve ilam harcının istek halinde kendisine iadesine,
5-İstinaf kararının yerel mahkemece taraflara tebliğine
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 18/07/2022 tarihinde oybirliği ile kesin olarak karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …