Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/1185 E. 2022/1170 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 4. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2022/1185
KARAR NO : 2022/1170

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/01/2020
NUMARASI : 2019/657 E. 2020/60 K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 28/04/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ : 29/04/2022

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonucunda mahkemece verilen karara karşı taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, “Hakedişli Hizmet Alım Sözleşmesi”nden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
Mahkemece, “mahkemenin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine” dair verilen karara karşı davacı tarafından, taraflar arasındaki protokolün hakedişli hizmet alım sözleşmesi niteliğinde olduğu, hizmet karşılığı iş ortaklığı/gelir paylaşımı sözleşmesi olup iş kanunu çerçevesinde düzenlenen hizmet sözleşmesi kapsamında bulunmadığı, klasik bir iş sözleşmesi olmadığı, davalının işveren sıfatının bulunmadığı, yapılan iş karşılığında serbest meslek makbuzu düzenlendiği, davanın iş mahkemesinde görülemeyeceği, davalı tarafından, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece nazara alınması yönünde tesis edilen hükmün hatalı olduğu, görevsizlik nedeniyle vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği, davanın, davacının kurmuş olduğu şirket ile hastane arasında elde edilen ciro yüzdesine dayalı hakediş usulü, sabit ücrete dayanmayan hizmet alımından kaynaklandığı, iş sözleşmesi gibi sabit bir ücretin söz konusu olmadığı, mahkemenin görevsizlik kararının hatalı olduğu ileri sürülerek istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Gerek istinaf sebebi yapılan ve gerekse HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni nedeniyle resen dikkate alınması gereken hususların incelenmesinde;
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu, hizmet sözleşmesinde aylık sabit ücretin kararlaştırılması, davacının emek ve mesaisini davalıya vakfetmesi, çalışma saatlerinin bu şekilde düzenlenmesi karşısında mahkemece davacının davalı şirket bünyesinde iş akdi ile çalıştığı, uyuşmazlığın iş akdinden doğduğu yönündeki kabulünde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından tarafların bu yöndeki istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
İstinaf kanun yoluna başvuran davalı, görevsizlik kararı sebebiyle lehine vekalet ücretine hükmedilmesini istemiş ise de;
Hemen belirtmek gerekir ki, HMK’nın 331/2 maddesinde,”Görevsizlik veya yetkisizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi hâlinde, yargılama giderlerine o mahkeme hükmeder. Görevsizlik veya yetkisizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkeme dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkûm eder.” hükmü düzenlenmiştir. Görüldüğü üzere anılan yasal düzenleme ile yargılamanın tekliği esası benimsenmiş ve görevsiz/yetkisiz mahkemece yargılama giderlerine hükmedilmeyeceği kabul edilmiştir. Şöyle ki, görevsizlik ya da yetkisizlik hâlinde verilecek karar “usulden ret” kararıdır (HMK m.115/2). Diğer bir anlatımla görevsizlik ve yetkisizlik kararları ile mahkeme davadan elini çekmiş olsa da söz konusu kararlar davanın esasını çözmeyip davacı bu kararların kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde görevli veya yetkili mahkemeye başvurarak davaya kaldığı yerden devam olunmasını sağlayabilmektedir (HMK m. 20). Ne var ki HMK’nın 331/2. maddesi ile görevli ve yetkili mahkemede yargılamaya devam edilmesi hâlinde ilk kararı veren mahkemedeki yargılama için ayrıca bir yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmolunması gerektiği sonucu çıkarılmamalıdır. Çünkü usule ilişkin nihai kararla davanın esası hakkında herhangi bir karar verilmediğinden davanın sonunda hangi tarafın haklı, hangi tarafın haksız olduğu tespit edilemez. Ancak “yargılama giderlerinin, kural olarak aleyhine hüküm verilen tarafa yükletilmesi” gerektiğine ilişkin HMK’nın 326. maddesi ve “yargılama giderlerine, mahkemece resen hükmedileceği; yargılama gideri, tutarı, hangi tarafa ve hangi oranda yükletildiği ve dökümünün hüküm altında gösterileceği; hükümden sonraki yargılama giderlerini hangi tarafın ödeyeceği, miktarı ve dökümü ile bu giderlerin hangi tarafa yükletileceğinin, mahkemece ilamın altına yazılması” gerektiğine ilişkin HMK’nın 332. maddesi hükümleri birlikte değerlendirildiğinde henüz yargılamayı sona erdirmeyen görevsizlik, yetkisizlik kararları üzerine görevli/yetkili mahkemede davaya devam edildiği hâllerde uyuşmazlığın esası hakkında verilecek nihai kararda haklılık durumuna göre yargılama giderlerinin hüküm altına alınması yerinde olacaktır. İlgili maddenin gerekçesinde de; HMUK’da bu konuda açık bir düzenleme bulunmaması sebebiyle yerel mahkemeler ile Yargıtayın birbirinden farklı kararlar verdiği ve uygulamada yaşanan bu karışıklığın önlenmesi bakımından maddenin ikinci fıkrasında “görevsizlik, yetkisizlik kararlarından sonra, dosyanın gönderildiği mahkemede dava görülmeye başlanmış ise yargılama giderlerine davayı gören ikinci mahkemece hükmedileceği” hususunun düzenlendiği ifade edilmiştir. Öte yandan, görevsizlik, yetkisizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkemenin dosya üzerinden bu durumu tespit ederek davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edeceği de maddede belirtilen diğer bir husustur.(Yargıtay HGK.’nun 23/02/2021 tarihli 2017/3-1008 esas 2021/153 karar sayılı ilamı)
Somut olayda; mahkemece görevsizlik kararı verilmiş, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece değerlendirilmesine hükmedilmiştir. Açıklanan yasal ve yargısal ilkeler gözetildiğinde mahkemenin görevsizlik kararı nedeniyle vekalet ücretine hükmetmemiş olması yerinde olup davalının hu hususa dair istinaf başvurusunun da esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Tarafların istinaf başvurularının HMK 353/1/b/1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf karar ve ilam harcı peşin alındığından davacıdan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf karar ve ilam harcı peşin alındığından davalıdan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf yoluna başvuran taraflar üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf kararının yerel mahkemece taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 28/04/2022 tarihinde oybirliği ile kesin olarak karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …