Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/990 E. 2021/1057 K. 20.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 4. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/990
KARAR NO : 2021/1057

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/01/2021
NUMARASI :

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 20/04/2021
KARARIN YAZIM TARİHİ : 21/04/2021

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonucunda mahkemece verilen karara karşı davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, operatörlü iş makinesi kiralanmasına ilişkin sözleşmeden kaynaklanan faturaya dayalı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacının tacir olmadığı, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıkların mutlak ticari dava sayılmadığı, davada Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle dava şartı yokluğu sebebi ile “davanın usulden reddine” dair verilen karara karşı davalı tarafından, mahkemece görevsizlik kararı ile birlikte yetkisizlik kararı da verilmesi gerektiği, zira yetkili mahkemenin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri olan Kayseri ili olduğu ileri sürülerek istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Gerek istinaf sebebi yapılan ve gerekse HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni nedeniyle resen dikkate alınması gereken hususların incelenmesinde;
5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 6. maddesi ve 6100 sayılı HMK 2. maddesi gereğince, genel görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Asliye ticaret mahkemeleri ise özel mahkeme niteliğindedir.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 4. ve 5’inci maddelerinde ticari dava düzenlenmiş olup TTK’nın 4. maddesine göre bir davanın ticarî dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin tarafların her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması (nispi ticari dava) ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesince bakılacağı yönünde bir düzenleme bulunması (mutlak ticari dava) gereklidir. Aynı Kanun’un 5’inci maddesinde ticari davaların asliye ticaret mahkemelerinde görüleceği ve asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişkinin de görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticarî iş sayılan işin, diğeri için de ticarî iş sayılması, davanın niteliğini ticarî hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticarî dava sayılan davalar haricinde, ticarî davayı ticarî iş esasına göre değil, ticarî işletme esasına göre belirlemiş olup işin ticarî nitelikte olması veya sayılması, davanın ticari dava olarak kabulü için yeterli değildir.
Somut olayda, mahkemece yapılan araştırmaya göre, davacının tacir olmadığının belirlenmesine, taraflar arasındaki “şoförlü araç kiralanması” konusundaki hukuki ilişkinin, kira sözleşmesi değil, hizmet sözleşmesi niteliğinde bulunmasına (bkz.Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2017/8678 Esas ve 2018/705 Karar sayılı ilamı), dolayısıyla davada genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olmasına göre, mahkemece verilen görevsizlik kararında isabetsizlik bulunmamaktadır. Mahkemenin yetkili olup olmadığı sorunu ise, görevli mahkemece incelenip değerlendirilmesi gerektiğinden, davalının, “yetkisizlik kararı da verilmesi gerektiği” konusundaki istinaf sebebi de yerinde görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1/b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf karar ve ilam harcı peşin alındığından, davalıdan harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf yoluna başvuran davalı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf kararının ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 20/04/2021 tarihinde oybirliği ile kesin olarak karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
E-İmzalı E-İmzalı E-İmzalı E-İmzalı