Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 4. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO :….
KARAR NO : ….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/12/2019
NUMARASI :….
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 01/03/2021
KARARIN YAZIM TARİHİ : 03/03/2021
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sırasında mahkemece verilen karara karşı davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, satım sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, davada görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik nedeniyle “davanın usulden reddine” dair verilen karara karşı davacı tarafından, davalı ile ticari ilişki içerisinde bulunduklarını ve tacir olduğu, davaya konu alacağa dayanak olan faturaların davalının işletmesinde yapılan mal alım-satımına ilişkin olduğu, davada görevli mahkemenin ticaret mahkemeleri olduğu, mahkemece verilen görevsizlik kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek, istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Gerek istinaf sebebi yapılan ve gerekse HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni nedeniyle resen dikkate alınması gereken hususların incelenmesinde;
5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 6. maddesi ve 6100 sayılı HMK 2. maddesi gereğince, genel görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Asliye ticaret mahkemeleri ise özel mahkeme niteliğindedir.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 4. ve 5’inci maddelerinde ticari dava düzenlenmiş olup TTK’nın 4. maddesine göre bir davanın ticarî dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin tarafların her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması (nispi ticari dava) ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesince bakılacağı yönünde bir düzenleme bulunması (mutlak ticari dava) gereklidir. Aynı Kanun’un 5’inci maddesinde ticari davaların asliye ticaret mahkemelerinde görüleceği ve asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişkinin de görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticarî iş sayılan işin, diğeri için de ticarî iş sayılması, davanın niteliğini ticarî hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticarî dava sayılan davalar haricinde, ticarî davayı ticarî iş esasına göre değil, ticarî işletme esasına göre belirlemiş olup işin ticarî nitelikte olması veya sayılması, davanın ticari dava olarak kabulü için yeterli değildir.
Somut olayda, davacı tacir ise de, mahkemece yapılan araştırma ve gelen cevabi yazılara göre davalının tacir olmadığı, tarafların sıfatına ve davanın niteliğine göre olayda mutlak ya da nispi nitelikte bir ticari davanın söz konusu olmadığı, dolayısıyla davada görevli mahkemenin, genel görevli mahkeme olan asliye hukuk mahkemesi olduğu anlaşılmaktadır.
O halde mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1/b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf karar ve ilam harcı peşin alındığından, davacıdan harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf kanun yoluna başvuran davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın, ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kesin olmak üzere 01/03/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Başkan … Üye … Üye … Katip …
E-İmzalı E-İmzalı E-İmzalı E-İmzalı