Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 4. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
(2. HEYET)
DOSYA NO : 2021/2807
KARAR NO : 2023/1641
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/06/2021
NUMARASI : 2019/733 E. 2021/435 K.
DAVACI : …
VEKİLİ :
DAVALI : …
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 24/05/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 05/06/2023
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonucunda mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı, davalı şirket yetkilisi ile arkadaşlık ilişkilerine istinaden davalıya 10.000,00 TL nakit ve 40.000,00 TL bedelli çek olmak üzere toplam 50.000,00 TL borç para verdiklerini, davalının muavin defter kaydında alacaklarının kayıtlı olduğunu, davalının borcunu ödememesi üzerine alacaklarının tahsili için başlattıkları icra takibinin, davalının itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davacı ile davalı şirket yetkilileri arasında arkadaşlık ilişkisi olmadığı gibi davacıdan borç para da almadıklarını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece, davacı tacir olmamakla birlikte borç para verme iddiasının dayanaklarından biri çeke dayalı olmakla ticaret mahkemesinin görevli olduğu, davalının ticari defterlerini ibraz etmediği, davacı tarafından sunulan davalıya ait muavin defter kayıtları kapsamına göre davacının, davalıya 50.000,00-TL borç para verdiğini kanıtladığı, icra inkar tazminatı yasal koşullarının oluştuğu, kötü niyetli olarak icra takibi yapıldığının kanıtlanamadığı gerekçesiyle;” davanın kısmen kabulüne, davalının Ankara 31. İcra Müdürlüğü’nün 2019/10336 esas sayılı icra takibine yönelik itirazının 50.000,00 TL asıl alacak üzerinden iptaline, takip tarihinden itibaren asıl alacağa yıllık % 9 oranından başlayan ve değişen oranlı yasal faizi uygulanmak suretiyle takibin devamına, hüküm altına alınan 50.000,00 TL’nin % 20’sine karşılık gelen 10.000,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya ödenmesine, davacının fazla isteminin reddine, fazla miktar yönünden davacı icra takibi yapmakta haksız olmakla birlikte kötü niyetli olarak icra takibi yaptıkları kanıtlanamadığı için davalının koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatı isteminin reddine” karar verilmiş; karara karşı taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürmüştür.
Davalı, davacının alacağın varlığını usulünce ispat edemediğini, dava dışı şirket ortağı ile şirketin muhasebecisinin ve davacının birlikte hareket ederek kendilerini borçlu gösterdiklerini, kendileri ile ilgisi kalmayan dava dışı muhasebecinin, kendilerine ait belge vermeye yetkisi olmadığını, gerekçe ve mahkeme kabulünün hatalı olduğunu, icra inkar tazminatı yasal şartları bulunmadığını ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, borç olarak verilen paranın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Gerek istinaf sebebi yapılan ve gerekse HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni nedeniyle resen dikkate alınması gereken hususların incelenmesinde;
6102 sayılı TTK’nun 4.maddesine göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için ya uyuşmazlık konusu iş, tarafların her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olmalı ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır.
6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce yargılamanın her aşamasında re’sen incelenir.
5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun 6. maddesi ve 6100 sayılı HMK 2. Maddesi gereğince, genel görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. Asliye Ticaret Mahkemeleri ise özel mahkeme niteliğindedir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve yasal düzenlemeler ile dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; somut olayda, temel borç ilişkisi olarak ödünç sözleşmesine dayanıldığı gibi ilamsız icra takibi yapıldığı, çekin, ödünç sözleşmesinin delili niteliğinde bulunduğu, çekle birlikte bir miktar nakit paranın da borç olarak verildiğinin iddia edildiği olayda, tarafların sıfatına ve davanın niteliğine göre nispi ya da mutlak nitelikte bir ticari dava bulunmadığı, tüm bu nedenlerle davada görevli mahkemenin, genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmaktadır.
O halde 6100 sayılı HMK’nın 353/1/a/3. maddesi gereğince, mahkemenin görevli olmadığı halde davaya bakmış olması karşısında, esas yönünden inceleme yapılmaksızın, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yargılamanın, Asliye Hukuk Mahkemesinde yapılması için dosyanın mahalline gönderilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Tarafların istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile, davanın Asliye Hukuk Mahkemesince görülmesi gerektiği halde, Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesi, usul ve yasaya aykırı olup, HMK’nın 353/1/a/3. maddesi uyarınca Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 28/06/2021 tarih, 2019/733 Esas ve 2021/435 Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-Gereği yapılmak üzere dosyanın mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Kararın niteliğine göre tarafların diğer istinaf taleplerinin incelenmesine yer olmadığına,
4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar ve ilam harcının istek halinde kendisine iadesine,
5-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar ve ilam harcı bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-İstinaf kararının yerel mahkemece taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 24/05/2023 tarihinde oybirliği ile kesin olarak karar verildi.
Başkan … Üye … Üye … Katip …
E-İmzalı E-İmzalı E-İmzalı E-İmzalı