Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/1442 E. 2021/2341 K. 13.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 4. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/04/2021
NUMARASI ….
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 13/10/2021
KARARIN YAZIM TARİHİ : 01/11/2021

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonucunda mahkemece verilen karara karşı davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, satış sözleşmesine dayalı olarak düzenlenen zamanaşımına uğrayan bonoya dayalı ilamsız icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece “davanın HMK’nın 114/1-c maddesi gereğince mahkemenin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan HMK’nın 115/2 maddesi gereğince usulden reddine” dair verilen karara karşı davalı tarafından, davanın Türk Ticaret Kanunun 4. maddesi gereğince mutlak ticari dava olduğu, dava konusunun Türk Borçlar Kanununda düzenlenen bir mal varlığının devralınmasını ihtiva ettiği, taraflar arasındaki sözleşmenin tellaliye yani komisyon sözleşmesi niteliğinde olduğu, buna dayalı olarak sözleşme ve ek sözleşme gereğince bononun düzenlendiği, sözleşmede komisyoncu sıfatı ile aracı şahsın da imzasının bulunduğu, ihtilafın mal varlığının devri ve komisyon sözleşmesine dayanıyor olması sebebiyle görevli mahkemenin TTK’nın 4/c maddesine göre Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu ileri sürülerek istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Gerek istinaf sebebi yapılan ve gerekse HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni nedeniyle resen dikkate alınması gereken hususların incelenmesinde;
5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 6. maddesi ve 6100 sayılı HMK 2. maddesi gereğince, genel görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Asliye ticaret mahkemeleri ise özel mahkeme niteliğindedir.
01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 4. ve 5’inci maddelerinde ticari dava düzenlenmiş olup TTK’nın 4. maddesine göre bir davanın ticarî dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin tarafların her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması (nispi ticari dava) ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesince bakılacağı yönünde bir düzenleme bulunması (mutlak ticari dava) gereklidir. Aynı Kanun’un 5’inci maddesinde ticari davaların asliye ticaret mahkemelerinde görüleceği ve asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişkinin de görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticarî iş sayılan işin, diğeri için de ticarî iş sayılması, davanın niteliğini ticarî hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticarî dava sayılan davalar haricinde, ticarî davayı ticarî iş esasına göre değil, ticarî işletme esasına göre belirlemiş olup işin ticarî nitelikte olması veya sayılması, davanın ticari dava olarak kabulü için yeterli değildir.
Somut olayda, davalı tacir ise de, mahkemece yapılan araştırma ve gelen cevabi yazılara göre davacının tacir olmadığı, dava konusunun taraflar arasındaki satım sözleşmesine dayalı olduğu, tarafların sıfatına ve davanın niteliğine göre olayda mutlak ya da nispi nitelikte bir ticari davanın söz konusu olmadığı, dolayısıyla davada görevli mahkemenin, genel görevli mahkeme olan asliye hukuk mahkemesi olduğu anlaşılmaktadır.
O halde mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davalının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1/b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf ilam ve karar harcı peşin alındığından davalıdan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf yoluna başvuran davalı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf kararının yerel mahkemece taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 13/10/2021 tarihinde oybirliği ile kesin olarak karar verildi.
….