Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/1268 E. 2023/198 K. 25.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 4. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/1268
KARAR NO : 2023/198

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/03/2021
NUMARASI : 2020/404 E. 2021/411 K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 25/01/2023
KARARIN YAZIM TARİHİ : 26/01/2023

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonucunda mahkemece verilen karara karşı davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı, davalıya düzenlenip teslim edilen faturaların bedeli ödenmediğinden icra takibi başlatıldığını, davalının başlatılan takibe haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davacının 13/10/2017 tarihinde yayınlanan Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi ilanından da görüleceği üzere hiçbir alacak ve borcunun olmadığını beyan ederek ticareti terk ettiğini, davacıya herhangi bir borcunun olmadığını, davacının kötü niyetli olduğunu, tüm hisselerin 31/01/2020 tarihinde tek ortak olan … adına devredildiğini, önceki ortaklarından …’in davacının annesi olduğunu, hisselerin tamamının 31/01/2020 tarihinde devri sonrasında icra takibi başlatıldığını, davacının alacağı olduğunu iddia ettiği 2015 ve 2017 yıllarından devir tarihine kadar bekleyip hisse devirlerinden sonra icra takibi başlatmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu belirterek davanın reddine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece, davalının verilen süreye rağmen ticari defter ve kayıtlarını mahkemeye sunmaması nedeniyle defter ibrazından kaçındığı, davalı tarafça dava konusu faturaların Ba formu ile vergi dairesine beyan edildiği, davacı ticari defter ve kayıtlarının lehine delil niteliğinde olduğu, dava konusu 290.568,26 TL alacak miktarını doğruladığı, davalının takibe itirazında haksız olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile, davalının Eskişehir 3. İcra Müdürlüğü’nün 2020/1091 E sayılı takip dosyasına konu 290.568,26 TL asıl alacağa yönelik itirazının iptaline, asıl alacağın %20’sine karşılık gelen 58.113,65 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; karara karşı davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, bilirkişinin yaptığı tespitlerin dayanağının bulunmadığını, bilirkişi raporunda BA/ BS formlarının dayanak alındığını, formların Maliye Bakanlığına yapılan şekli bildirimler niteliğinde olduğunu, faturanın kabulü anlamına gelmediğini, davacının ticari defter kayıtlarına ilişkin bilirkişi tespitinin kabul edilemez olduğunu, davacının 06/10/2017 tarihinde ticareti terk ettiğini, ticari işletmesine ilişkin borç ve alacağının olmadığını beyan ettiğini, bu dilekçenin fatura tarihlerinden sonra verildiğini, ticari defterlerin aksinin kesin delillerle ispatlandığını, kendilerinin ticari defterlerini sunamamalarının davacı lehine yorumlanamayacağını, davacının kötü niyetli olduğunu, davanın reddine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesinin gerektiğini belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, toprak işleme makası ve metal bıçak satışı nedeni ile düzenlenen faturaların bedellerinin tahsili amacı ile başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Gerek istinaf sebebi yapılan ve gerekse HMK’nın 355. Maddesine göre kamu düzeni nedeniyle resen dikkate alınması gereken hususların incelenmesinde;
Mahkemece, işin esası incelenerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasındaki esasa ilişkin uyuşmazlığın çözümünden önce, davada HMK’nın 355. maddesi gereğince kamu düzeni nedeniyle re’sen dikkate alınması gereken usule ilişkin aykırılıkların mevcut olup olmadığının tespiti gereklidir. Usule ilişkin aykırılıklar konusunda da öncelikli olarak ve mahkemece re’sen dikkate alınması gereken husus ise, mahkemenin görevli olup olmadığı sorunudur. Zira görev, kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden dikkate alınabileceği gibi taraflarca da davanın her aşamasında ileri sürülebilir.
5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun 6. maddesi ve 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi gereğince, genel görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Asliye ticaret mahkemeleri ise özel mahkeme niteliğindedir.
01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 4. ve 5’inci maddelerinde ticari dava düzenlenmiş olup TTK’nın 4. maddesine göre bir davanın ticarî dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin tarafların her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesince bakılacağı yönünde bir düzenleme bulunması (mutlak ticari dava olması) gereklidir. Aynı Kanun’un 5’inci maddesinde ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği ve Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Asliye Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişkinin de görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticarî iş sayılan işin, diğeri için de ticarî iş sayılması, davanın niteliğini ticarî hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticarî dava sayılan davalar haricinde, ticarî davayı ticarî iş esasına göre değil, ticarî işletme esasına göre belirlemiş olup işin ticarî nitelikte olması veya sayılması, davanın ticari dava olarak kabulü için yeterli değildir.
Somut olayda, davacının 06/10/2017 tarihli dilekçe ile ticari faaliyetini tamamladığından oda ve ticaret sicil kaydının silinmesini, tescil ve ilan edilmesini Ticaret Odası Başkanlığından talep ettiği, mal beyanında da alacak ve borcunun bulunmadığını bildirdiği, Ticaret Sicil Gazetesinde davacının ticareti terk ettiğinin 13/10/2017 tarihinde ilan edildiği, davacının 05/02/2020 tarihinde davalı aleyhine faturaya dayalı alacağı nedeni ile ilamsız icra takibi başlattığı, ödeme emrine itiraz üzerine de 07/07/2020 tarihinde eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı tacir olsa da davacının icra takibi ve dava tarihi itibari ile tacir sıfatını taşımadığından, tarafların sıfatına ve davanın niteliğine göre; olayda nispi ya da mutlak nitelikteki bir ticari dava söz konusu olmadığından, davada görevli mahkeme, asliye ticaret mahkemesi değil, genel görevli mahkeme olan asliye hukuk mahkemesidir. Bu nedenle dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, işin esası incelenerek hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırıdır.
O halde 6100 sayılı HMK’nın 353/1/a/3. maddesi gereğince, mahkemenin görevli olmadığı halde davaya bakmış olması karşısında, esas yönünden inceleme yapılmaksızın, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yargılamanın Asliye Hukuk Mahkemesince yapılması için dosyanın mahalline gönderilmesine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiği halde, Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesi, usul ve yasaya aykırı olup, HMK’nın 353/1/a/3. maddesi gereğince, Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesinin 30/03/2021 tarihli 2020/404 Esas ve 2021/411 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2- Gereği yapılmak üzere dosyanın mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Kararın niteliğine göre davalının diğer istinaf taleplerinin incelenmesine yer olmadığına,
4-Peşin alınan istinaf karar ve ilam harcının istek halinde davalıya iadesine,
5-İstinaf kararının yerel mahkemece taraflara tebliğine
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 25/01/2023 tarihinde oybirliği ile kesin olarak karar verildi.

Başkan …
E-İmzalı

Üye …
E-İmzalı
Üye …
E-İmzalı
Katip …
E-İmzalı