Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2019/406 E. 2021/482 K. 03.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 4. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2019/406
KARAR NO : 2021/482

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/06/2017
NUMARASI : 2016/369 E. 2017/579 K.
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 03/03/2021
KARARIN YAZIM TARİHİ : 10/03/2021

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonucunda mahkemece verilen karara karşı davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve Başkanlar Kurulu tarafından istinaf incelemesinin Dairemizce yapılmasına karar verilmiş olmakla dosya incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı, davalı borçludan konsinye olarak muhtelif faturalarla 5.602,86 TL tutarlı mal aldığını, alınan ve alınacak mallar için teminat olarak 25/12/2015 tanzim ve 15/02/2016 vade tarihli emre muharrer senet verdiğini, bilahare alınan malların iade faturasıyla iade olduğunu, bunların tutarının 5.110,53 TL olduğunu, alınan mal ile iade mal arasında iade edilmeyip satılan mal bedeli 492,33 TL’nin davalıya ödendiğini, senedin vadesi gelmeden iade edilen mallar da belirtilerek senedin geri çekilip iadesini istediğini, ancak davalının kendisini oyaladığını, sonuç olarak senedi ödediğini, alacaklı olduğu miktarı defalarca talep etmesine rağmen davalının cevap vermediğini, bunun üzerine Eskişehir 4. İcra Müdürlüğü’nün 2016/3328 Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlattığını, davalı borçlunun süresinde yaptığı itiraz üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına, % 20’den aşağı olmamak kaydıyla davalıdan icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı davacının iddialarının gerçek dışı olduğunu, kabul etmediğini, kendisine iade yapılmadığını, davacının alacağı bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece, dinlenen tanık beyanları ile, iade faturalarında malları teslim alan kişi olarak görünen…ın davalının çalışanı olduğu ve iade konusu malları davalı ile yapılan görüşmeler sonrasında teslim aldığı, mali müşavir bilirkişinin raporunda açıkladığı üzere sonuç olarak davacının 5.386,86 TL.’lik aldığı malın 5.110,53 TL.’lik bölümünü iade ettiği, dolayısıyla mal bedeli borcu 276,33 TL. olmasına rağmen davalıya 5.278,86 TL. tutarlı 15/02/2016 tarihli senet bedelini ödediği, bu şekilde 5.002,53 TL. fazla ödeme yaptığı anlaşılmakla fazla ödemenin iadesine ilişkin 4.786,53 TL.’nin talep edildiği, icra takibine davalının itirazının haksız olduğu belirtilerek davanın kabulü ile, davalının Eskişehir 4 İcra Müdürlüğü’nün 2016/3328 Esas sayılı takip dosyasına yönelik itirazının iptaline, alacak likit bulunmakla asıl alacağın % 20’sine karşılık gelen 957,30 TL. icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, karara karşı davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacının iade faturasının kendisinin defterinde yer almadığını, bunun kesin delil olduğunu, faturada imzası bulunan kişiye karşı davacının dava açmakta özgür olduğunu, bu kişinin kendisinin işçisi olmadığını, tanık dinletilmesine muvafakati olmadığı halde tanık dinlendiğini, tanık listesinin kendilerine tebliğ olmadığını, olsaydı kendisinin de tanık listesi vereceğini, tanık beyanlarının yanlı olduğunu, senedin vadesinin 15/02/2016 tarihli olup, davacının kendisinden 11/02/206 tarihinde mal aldığını, aralarında sorun olsa neden yeni mal alımına gittiğini, satılmayan malların geri alınacağına dair bir ticari teamül bulunmadığını ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, taraflar arasındaki mal alım satımından kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın esası incelenerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasındaki esasa ilişkin uyuşmazlığın çözümünden önce, davada HMK’nın 355. maddesi gereğince kamu düzeni nedeniyle re’sen dikkate alınması gereken usule ilişkin aykırılıkların mevcut olup olmadığının tespiti gereklidir. Usule ilişkin aykırılıklar konusunda da öncelikli olarak ve mahkemece re’sen dikkate alınması gereken husus ise, mahkemenin görevli olup olmadığı sorunudur. Zira görev, kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden dikkate alınabileceği gibi, taraflarca da davanın her aşamasında ileri sürülebilir.
5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun 6. maddesi ve 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi gereğince, genel görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Asliye ticaret mahkemeleri ise özel mahkeme niteliğindedir.
01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 4. ve 5. maddelerinde ticari dava düzenlenmiş olup TTK’nın 4. maddesine göre bir davanın ticarî dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin tarafların her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesince bakılacağı yönünde bir düzenleme bulunması (mutlak ticari dava olması) gereklidir. Aynı Kanun’un 5’inci maddesinde ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği ve Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Asliye Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişkinin de görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticarî iş sayılan işin, diğeri için de ticarî iş sayılması, davanın niteliğini ticarî hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticarî dava sayılan davalar haricinde, ticarî davayı ticarî iş esasına göre değil, ticarî işletme esasına göre belirlemiş olup işin ticarî nitelikte olması veya sayılması, davanın ticari dava olarak kabulü için yeterli değildir.
Bu açıklamalardan sonra somut olaya bakıldığında; her ne kadar mahkemece, davada asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğu kabul edilerek davanın esası incelenmişse de, az yukarıda da değinildiği gibi, TTK’nın 4. maddesine göre bir davanın ticarî dava sayılması için, ya her iki tarafın tacir ve işin de tarafların (her ikisinin birden) ticari işletmeleriyle ilgili olması (nispi ticari dava) ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmeleriyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesince bakılacağı yönünde bir düzenleme bulunması (mutlak ticari dava olması) gereklidir. Uyuşmazlık, satım sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmeleriyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda bu tür davalara asliye ticaret mahkemesince bakılacağı yönünde bir düzenleme bulunmamaktadır. Başka bir ifade ile, olayda mutlak ticari dava söz konusu değildir. Dosya kapsamında ise, davacının … uğraştığı, Yargıtay 13.HD.sinin 2014/41587E., 2015/37817K.sayılı kararında da belirtildiği üzere … tacir sıfatını taşıdığı sabit ise de, davalının tacir olduğu ve işin ticari işletmesi ile ilgili bulunduğu konusunda bir bilgi ve belge bulunmamaktadır. Hal böyle olunca, mahkemece, davalının tacir olup olmadığı ve işin ticari işletmesi ile ilgili bulunup bulunmadığının araştırılması ve sonucuna göre mahkemenin görevli olup olmadığı konusunda bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırıdır.
Açıklanan bu nedenlerle; HMK’nın 353/1/a/6. bendi gereğince, ilk derece mahkemesine ait kararın kaldırılmasına, yargılamanın yeniden yapılması için dosyanın mahalline gönderilmesine, davalının istinaf sebeplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-HMK’nın 353/1/a/6. maddesi uyarınca Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/06/2017 tarih 2016/369 E. 2017/579 K. sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Kararın mahiyetine göre davalının istinaf sebeplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
4-İstinaf karar ve ilam harcının talep halinde istinaf yoluna başvuran davalıya iadesine,
5-İstinaf kararının yerel mahkemesince taraflara tebliğine,
6-Kararın mahiyetine göre İİK’nın 36/5 maddesi gereğince icranın geri bırakılması için davalı tarafça yatırılan teminatın iadesine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 03/03/2021 tarihinde kesin olarak karar verildi.

Başkan …
E-İmzalı

Üye …
E-İmzalı
Üye …
E-İmzalı
Katip …
E-İmzalı