Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2019/2938 E. 2021/2805 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 4. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/05/2019
NUMARASI :….
DAVANIN KONUSU : İstirdat
KARAR TARİHİ : 11/11/2021
KARARIN YAZIM TARİHİ : 11/11/2021

Taraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonucunda mahkemece verilen karara karşı davacılar ve davalı … tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacılar, davalı …’dan aylık % 5 faizi ile 50.000,00-TL nakit para aldıklarını, karşılığında davalıya vade tarihi boş 60.000,00-TL bedelli senet verdiklerini, ayrıca nakit paranın garantisi için maliki oldukları … plakalı … marka araç ile… plakalı … marka aracı da teminat olarak davalı tarafa devrettiklerini, aylık 3.000,00-TL geri ödemeye başlandığını ve toplamda 9.000,00-TL ödeme yapıldığını, davalı …’nün talebi üzerine 24.000,00-TL değerinde müşteri senetleri ile 5.000 USD değerinde müşteri çekinin de davalıya verildiğini, ancak araçlar geri verilmediği gibi vade tarihi boş olarak verilen 60.000,00-TL’lik senedin 51.000,00 TL’sinin tahsili için aleyhlerine icra takibi başlatıldığını, haciz baskısı altında davalı tarafın avukatı … tarafından hazırlanan protokolün imzalandığını, protokoldeki edimlerin yerine getirildiğini, toplamda 78.700,00-TL ödeme yapılmasına rağmen bu ödemelerin davalı tarafça icra dairesine bildirilmediğini ve kalan 18.800,00-TL tutarındaki alacak için de Ankara 6. İcra Müdürlüğü’nün …. sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü takip başlatıldığını, söz konusu icra takibinin kesinleştiğini, yapılan tahsilatların icra müdürlüğüne bildirilmemesi nedeniyle davacı … ‘in taşınmazlarına haciz konulduğunu ve satıldığını, taşınmazların satımı sonrasında sıra cetveli gereğince… sayılı dosyaya 85.403,23-TL, …sayılı dosyaya 31.227,27-TL gönderildiğini, davalıların hileli davranışları neticesinde mükerrer olarak tahsilat yapıldığını ileri sürerek, mükerrer ödemelerin tespit edilerek ilk ödeme tarihi olan 14/12/2011 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte istirdana, Ankara 6. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı icra takibinin iptaline, %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davalılar, davanın reddini istemişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI ÖZETİ:
Mahkemece, yapılandırılan borç ilişkisi sonrasında davacıların davalı …’ya 95.000,00-TL fazla ödemesi olduğunun tespit edildiği, diğer davalılar yönünden ise fazla ödeme iddiasının subut bulmadığı gerekçesiyle, davalılar …, … ve …’ya yönelik açılan davanın reddine, davalı …’ya yönelik açılan davanın kabulü ile 95.000,00-TL’nin 52.000,00-TL ‘sine 10/03/2016 tarihinden itibaren, 43.000,00-TL’sine 22/04/2015 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş, bu karara karşı davacılar ve davalı … tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacılar, diğer davalılar hakkında davanın reddedilmesinin hatalı olduğunu, kararın bu yönden düzeltilmesi gerektiğini, avukat olan diğer davalıların da organize şekilde mükerrer tahsilat yapılmasına neden olduğunu ileri sürerek, kararın kaldırılmasını istemişlerdir.
Davalı …, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, Ankara 6. İcra Müdürlüğü’nün…..mükerrer tahsilat yapıldığı gerekçesiyle bu meblağın belirlenerek davalılardan tahsiline, hileli davranışlarla başlatılan Ankara 6. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibinin iptaline karar verilmesi istemine ilişkindir.
Gerek istinaf sebebi yapılan ve gerekse HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni nedeniyle resen dikkate alınması gereken hususların incelenmesinde;
Mahkemece, davalı … yönünden açılan davanın kabulüne, diğer davalılar yönünden açılan davanın reddine karar verilmiş olup; işin esasına girilmeden önce mahkemenin görevli olup olmadığı hususunun incelenmesi gerekir.
5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun 6. maddesi ve 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi gereğince, genel görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Asliye ticaret mahkemeleri ise özel mahkeme niteliğindedir.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 4. ve 5’inci maddelerinde ticari dava düzenlenmiş olup TTK’nın 4. maddesine göre bir davanın ticarî dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin tarafların her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesince bakılacağı yönünde bir düzenleme bulunması (mutlak ticari dava olması) gereklidir. Aynı Kanun’un 5’inci maddesinde ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği ve Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Asliye Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişkinin de görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticarî iş sayılan işin, diğeri için de ticarî iş sayılması, davanın niteliğini ticarî hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticarî dava sayılan davalar haricinde, ticarî davayı ticarî iş esasına göre değil, ticarî işletme esasına göre belirlemiş olup işin ticarî nitelikte olması veya sayılması, davanın ticari dava olarak kabulü için yeterli değildir.
Bu açıklamalardan sonra somut olaya bakıldığında; her ne kadar mahkemece, işin esasına girilmiş ise de, az yukarıda da değinildiği gibi, TTK’nın 4. maddesine göre bir davanın ticarî dava sayılması için, ya her iki tarafın tacir ve işin de tarafların (her ikisinin birden) ticari işletmeleriyle ilgili olması (nispi ticari dava) ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmeleriyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesince bakılacağı yönünde bir düzenleme bulunması (mutlak ticari dava olması) gereklidir. Davacılar, davalı …’dan almış oldukları borç paranın tasfiyesi nedeniyle hazırlanan 07/05/2002 tarihli protokol kapsamında mükerrer tahsilat yapıldığını ileri sürerek istirdat talebinde bulunmuş olup, tarafların sıfatına ve davanın niteliğine göre olayda mutlak ya da nispi nitelikte bir ticari dava bulunmamaktadır. Hal böyle olunca, davada görevli mahkeme, genel görevli mahkeme olan asliye hukuk mahkemesi olduğundan, mahkemece görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde işin esasına girilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır.
Açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK’nın 353/1/a/3. maddesi gereğince, mahkemenin görevli olmadığı halde davaya bakmış olması karşısında, esas yönünden inceleme yapılmaksızın, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, kararın niteliğine göre davacılar ile davalı …’nın istinaf taleplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, yargılamanın Asliye Hukuk Mahkemesi’nde yapılması için dosyanın mahalline gönderilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın Asliye Hukuk Mahkemesince görülmesi gerektiği halde, Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesi usul ve yasaya aykırı olup, HMK’nın 353/1/a/3. maddesi gereğince, Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/05/2019 tarih…. Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın gereği yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Kararın niteliğine göre davacılar ile davalı …’nın istinaf taleplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
4-Davacılar ile davalı … tarafından yatırılan istinaf karar ve ilam harcının istek halinde iadesine,
5-İstinaf kararının yerel mahkemece taraflara tebliğine
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 11/11/2021 tarihinde oybirliği ile kesin olarak karar verildi.