Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2019/25 E. 2021/1392 K. 27.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 4. HUKUK DAİRESİ …
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/07/2018
NUMARASI : …..
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 27/05/2021
KARARIN YAZIM TARİHİ : 27/05/2021

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonucunda mahkemece verilen karara karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı; … Ticaret olarak, Ankara… .. … alımı ihalesini kazanarak 21/05/2010 tarihinde sözleşme imzaladığını, 01/06/2010 tarihinde bu hastanede işe başlandığını, dava dışı işçi davalı şirket bünyesinde çalışırken ihale sonrası kendisinin iş yerinde çalışmaya başladığını, ihalesi devam ederken dava dışı işçinin kendi döneminde 01/06/2010-31/07/2010 tarihleri arasında çalıştığını, emeklilik nedeniyle işten ayrıldığını, dava dışı işçi tarafından iş mahkemesinde açılan davanın işçi lehine sonuçlandığını, ilamın icraya konularak davalı … Bakanlığı ve kendisi aleyhine icra takibi başlatıldığını, icra dosyasına tüm alacak miktarı olan 32.650,00 TL yi ödemek zorunda kaldığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 500,00 TL nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece; iş bu davanın 12/03/2018 tarihinde davacının duruşmaya gelmemesi ve davayı takip etmemesi nedeni ile HMK.nın 150. maddesine göre işlemden kaldırılmasına karar verildiği, dosyanın işlemden kaldırılmasından sonra üç aylık süre içerisinde taraflarca dava yenilenmediği gerekçesi ile 6100 Sayılı HMK.nın 150/5 maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş; hükme karşı davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı; 03/10/2017 tarihli duruşma tutanağı incelendiğinde görüleceği üzere davacı olarak hem kendi vekiline hem de davalı … … Aş. vekiline duruşma gününü bildirir davetiyenin gönderilmediğini, duruşmadan bir gün önce tesadüfen duruşma gününün öğrenildiğini hem kendileri tarafından hem de diğer davalı tarafından mazeret dilekçesi verildiğini, son duruşmaya da vekilin ofiste çalışan tek avukat olması ve yıl sonu olması nedeniyle, …’… birden fazla adliye olması sebebiyle ‘ön inceleme duruşmasının yokluğunda yapılması’ talebiyle tekrar mazeret dilekçesi göndermek zorunda kaldıklarını, taraflarınca mazeret dilekçesi sunulmasına rağmen duruşma gününü bildirir tebligat gönderilmediğini, dosya henüz tahkikat aşamasına geçilmediği için yeterli gider avansının da bulunduğunu, usul ve yasaya aykırı olarak yapılan işlem neticesinde verilen ‘davanın açılmamış sayılması’ kararı nedeni ile zor durumda kaldıklarını, hüküm kısmında davalılar vekili lehine 2.180,00 TL vekalet ücreti hükmedilmesinin de kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek, ileri sürerek, yerel mahkeme kararının istinaf yolu ile kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, alt işveren tarafından dava dışı işçiye ödenen işçilik alacaklarının taraflar arasında imzalanan hizmet alım sözleşmeleri kapsamında davalı asıl işveren ve alt işverenlerden rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Gerek istinaf sebebi yapılan ve gerekse HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni nedeniyle resen dikkate alınması gereken hususların incelenmesinde;
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, mahkemece verilen davanın açılmamış sayılmasına dair kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığı noktasındadır.
Hemen belirtmek gerekirse, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) “hukuki dinlenilme” başlıklı 27. maddesi, T.C. Anayasası’nın hak arama hürriyetini düzenleyen 36. maddesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin adil yargılanma hakkına ilişkin 6. maddesi nazara alındığında davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Yargılama ile ilgili bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını mahkemenin açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini içeren bu hakkın ve yargılamanın aleniliği ilkelerinin gerçekleşmesinin en önemli aracı duruşma yapılmasıdır. Duruşma günü celseye katılma imkânı olmayan taraf buna ilişkin mazeretini bildirip, belgeleyerek, bildirim giderlerini de yatırarak duruşmanın ertelenmesini isteme olanağına sahiptir. O hâlde duruşma tayin edilerek, usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflardan yalnız biri duruşmaya katılırsa gelmeyen tarafın geçerli mazeret gönderip göndermediği, gerekli masrafın karşılanıp karşılanmadığı incelenerek; gelen tarafın bu mazeret dilekçesine karşı beyanına göre, dosyanın işlemden kaldırılmasına ya da kaldırılmamasına karar verilecektir. Anılan hususların uygulanabilmesi için, her şeyden önce tarafların usulüne uygun davet edilmiş olmaları gerekmektedir.Bu bağlamda tebligat, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile güvence altına alınan iddia ve savunma hakkının tam olarak kullanılmasının zorunlu unsurudur. Savunma hakkının temelini teşkil eden hukuki dinlenilme hakkı, adil yargılanma ilkesinin ayaklarından biridir. Bu hakkın ihlal edilmemesi için yapılan bildirimin tebligat hukukuna uygun olması gerekir. Muhatap usulüne uygun olarak yapılacak tebligat ile açılan davadan zamanında ve tam olarak haberdar olur. Bu nedenle tebligat, yapıldığı tarihte yürürlükteki tebligat mevzuatına aykırı yapılmışsa, sadece tebligat hukukuna aykırı davranış söz konusu olmaz, aynı zamanda hukuki dinlenilme hakkı da ihlal edilmiş olur. (Bkz.Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 24/05/2018 gün,….. sayılı ilamı vb.)
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 150/1. maddesinde; “Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflar, duruşmaya gelmedikleri veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir.” Aynı yasanın 150/5.maddesinde; “İşlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmeyen davalar, sürenin dolduğu gün itibarıyla açılmamış sayılır ve mahkemece kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır.” düzenlemesi mevcuttur. Buna göre, dosyanın işlemden kaldırılabilmesi için duruşma gününün usulüne uygun olarak gider avansından tebligat masrafı alınarak davacıya tebliği ve buna rağmen davacının veya vekilinin mazeret bildirmeksizin duruşmaya katılmaması gerekir.
Somut olayda; mahkemece, 12/03/2018 tarihli celsede dosya işlemden kaldırılmış, yasal üç aylık sürede yenilenmediğinden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilen 12/03/2018 tarihli duruşma gününü bildirir davetiyenin davacı vekiline tebliğ edilmediği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, davacı vekiline duruşma gününü bildirir davetiyenin tebliğ edilmediği dikkate alınarak işlemden kaldırma ve açılmamış sayılma kararı verilemez. Açıklanan nedenlerle, davacının bu yöndeki istinaf talebinin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, kararın niteliğine göre davacının sair istinaf başvurusunun bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, yargılamanın yapılması için dosyanın mahalline gönderilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, 6100 sayılı HMK’nın 353/1/a/5. maddesi gereğince, Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/07/2018 tarih, …. Karar sayılı davanın açılmamış sayılması kararının KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, davanın görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Kararın niteliğine göre, davacının sair istinaf başvurusunun bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
3-Peşin alınan istinaf karar ve ilam harcının istek halinde davacıya iadesine,
4-İstinaf kararının yerel mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 27/05/2021 tarihinde oybirliği ile kesin olarak karar verildi.

….