Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2019/1323 E. 2021/2253 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 4. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : ….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/12/2017
NUMARASI : …..
DAVANIN KONUSU : Alacak/ İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 30/09/2021
KARARIN YAZIM TARİHİ : 20/10/2021

Taraflar arasındaki alacak/itirazın iptali davalarının yapılan yargılaması sonucunda mahkemece verilen karara karşı taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Asıl davada davacı/birleşen davada davalı, eczacı olduğunu, T.C. … … sayılı yazısıyla kurum ile olan sözleşmesinin 7 yıl süre ile feshedildiğini, sözleşmenin feshine gerekçe olarak … Başkanlığınca düzenlenen 10/04/2006 gün ve…. sayılı soruşturma raporunun gösterildiğini, aleyhine Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesinin …. sayılı dosyası kapsamında “memur olmayan kimsenin resmi evrakta sahteciliği, kamu kurum ve kuruluşları aleyhine dolandırıcılık” fiillerine istinaden kamu davası açıldığını, ceza yargılama sonucunda diğer sanıklarla beraber beraatine karar verildiğini, idarenin yargı kararını hiçe sayarak yeniden soruşturma başlatarak sözleşmesini feshettiğini, alacağının bulunduğunu ileri sürerek, asıl davada, kurum tarafından gerçekleştirilen ……sayılı ve 04/05/2006 tarihli işlemin haksız olduğunun tespitine, sözleşmenin halen geçerli olduğunun tespitine, yoksun kalınan kar olarak şimdilik 1.000,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren, taahakkuk etmesine rağmen kurumca ödenmeyen 60.493,98 TL alacağın doğduğu tarihten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl davada davalı/birleşen davada davacı, Ankara … Müdürlüğünce asıl davada davacı/birleşen davada davalının mesul müdürü bulunduğu eczanede ve kalfa olarak çalışanın evinde yapılan aramada çok sayıda kesilmiş fiyat küpürü ile 23 adet sağlık karnesi bulunduğunun tespiti üzerine kapsamlı araştırma ve soruşturma yapılmak üzere konunun 27/12/2005 tarihli yazılarıyla … Başkanlığına intikal ettirildiğini, … Başkanlığınca düzenlenen 10/04/2006 gün ve ….. sayılı soruşturma raporunda …….ile eczanede kalfa olarak çalışanların … emeklisi 13 kişiye ait sağlık karnelerine el koyarak, faili bulunmayan 1 kişiye 35 adet sahte reçete yazdırdıkları, söz konusu reçeteleri Sandığa fatura edip bedellerini tahsil etmek suretiyle de toplam 60.493,98 TL zarara sebebiyet verdikleri anlaşıldığından … Eczanesinin sözleşmesinin 7 yıl süre ile feshedilmesi gerektiği belirtildiğinden sözleşmenin feshedildiğini, Kurum işleminin yerinde bulunduğunu, kurum zararına sebebiyet verildiğinden alacağın tahsili talebiyle asıl davada davacı/birleşen davada davalı aleyhine icra takibine girişildiğini, haksız itiraz üzerine icra takibinin durduğunu bildirerek, asıl davanın reddini istemiş, birleşen davada ise icra takibine itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece, asıl davada dava konusu 35 adet toplam tutarı 60.693,98 TL olan reçetenin sahte olduğu gerekçesi ile Kurumun asıl davada davacı ile akdettiği sözleşmeyi feshinde haklı olduğu, birleşen davada da 35 adet reçetenin sahte olduğu gerekçesi ile davacı Kurum tarafından davalının kurumdan olan alacağının mahsubu neticesinde kalan bakiye tutar ve hesap edilen işlemiş faiz isteminde haklı olduğu ancak davacı Kurum tarafından talep edilen alacağın haksız fiile dayanması ve alacağın likit olmadığı, bu suretle icra inkar tazminatı talebinin yerinde olmadığı gerekçesiyle, asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne, asıl davada davacı/birleşen davada davalının Ankara 15. İcra Müdürlüğü’nün ……Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının kısmen iptali ile takibin 3.506,83 TL asıl alacak, 30.816,77 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 34.323,60 TL üzerinden ve asıl alacağa icra takibinden itibaren yasal faiz uygulanmak suretiyle devamına, tazminat isteminin reddine karar verilmiş; karara karşı taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Asıl davada davacı/birleşen davada davalı eczacı istinaf dilekçesi ile, Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesinin ….Esas (Bozma sonrası…..) sayılı dosyasıyla yargılanarak dava konusu edilen eylemler nedeniyle beraat ettiğini, dosya kapsamı ve tanık ifadelerinden anlaşılacağı üzere usulsüz reçete ve faturalarla ilgisinin olmadığını, bilgisinin bulunmadığını, reçetelerdeki usulsüzlüğün ilk bakışta anlaşılamayacağını, bu usulsüzlükleri çıplak gözle farkedemediği için Kurum tarafından cezalandırıldığını belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
Asıl davada davalı/birleşen davada davacı istinaf dilekçesi ile, birleşen davada icra inkar tazminatına hükmedilmemesinin hatalı olduğunu, icra takibine konu alacağın karşı tarafça bilinebilir durumda bulunduğunu, birleşen dava tarihinde yürürlükte bulunan İcra İflas Kanunu hükümlerine göre alacağın % 40’ı oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Asıl dava kurum işleminin haksız olduğunun tespiti, alacağın tahsili istemlerine; birleşen dava ise icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Gerek istinaf sebebi yapılan ve gerekse HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni nedeniyle resen dikkate alınması gereken hususların incelenmesinde;
Somut olayda, Kurum müfettişleri tarafından düzenlenen soruşturma raporu doğrultusunda dava konusu kurum işlemi tesis edilmiştir. Uyuşmazlığın bir kısmının maddi vakıaya ilişkin olması nedeniyle tanık dinlenmesi mümkündür. Ayrıca asıl davada davacı/birleşen davada davalı hakkında resmi belgede sahtecilik, kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık suçları nedeniyle açılan Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nin ….. Esas sayılı ceza dosyasında beraat kararı verildiği, Yargıtay 11. Ceza Dairesi’nin 03/11/2014 tarihli ilamı ile sanıklar hakkındaki kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine karar verildiği anlaşılmaktadır. Ancak mahkemece, ceza dosyasına konu reçeteler ile dava konusu kurum işleminde yer alan reçeteler karşılaştırılmadan, ceza dosyası kapsamı değerlendirilmeden eksik inceleme ile karar verilmesi isabetsizdir. Bu suretle, mahkemece davalı kurumun denetimi sırasında ifadesine başvurulan hastalar veya hasta yakınları dinlendikten ve gerektiğinde soruşturma aşamasında verdikleri ifadelerindeki çelişkiler giderildikten sonra, ceza dosyası kapsamı da göz önüne alınarak, dosyanın bilirkişiye tevdi edilmesi, denetime ve hüküm kurmaya elverişli rapor alınması ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, davanın esası ile ilgili bu deliller toplanıp değerlendirilmeden yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun bulunmamıştır.
Açıklanan nedenlerle asıl davada davacı/birleşen davada davalının istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, yargılamanın yeniden yapılması için dosyanın mahalline gönderilmesine, kararın kaldırılma sebebine göre asıl davada davalı/birleşen davada davacının istinaf sebeplerinin ise bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Asıl davada davacı/birleşen davada davalının istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK’nın 353/1/a/6. maddesi uyarınca Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/12/2017 tarihli, …. Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Asıl davada davalı/birleşen davada davacının istinaf sebeplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
4-İstinaf karar ve ilam harcının talep halinde istinaf yoluna başvuranlara iadesine,
5-İstinaf kararının yerel mahkemece taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 30/09/2021 tarihinde kesin olarak karar verildi.