Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2019/1039 E. 2021/637 K. 17.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 4. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2019/1039
KARAR NO : 2021/637

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/05/2018
NUMARASI : .
.
.
.
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 17/03/2021
KARARIN YAZIM TARİHİ : 06/04/2021

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonucunda mahkemece verilen karara karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı, taşınmaz satışı nedeniyle kendisinin davalıya borçlu olduğunu, davalı tarafından keşide edilen noter ihtarında satış bedelinin davalının avukatı …r’a ödenmesinin istenildiğini, bu istek üzerine tarafların bir araya gelerek 18.04.2014 tarihli protokol tanzim ettiklerini, protokol uyarınca kendisinin üç adet (40.000 TL + 30.000 TL + 25.000 TL) = 95.000 TL bedelli senet imzalayarak davalıya verdiğini, senetlerden 40.000 TL bedelli olanının davalıya elden ödendiğini, diğer ikisinin ise davalının avukatı…’a ödendiğini, davalının iki senedi iade etmekle birlikte davaya konu 25.000 TL bedelli senedi Ankara 22. İcra Dairesi’nin 2017/219 sayılı dosyası ile icra takibine konu ettiğini ileri sürerek, bedelsiz olan ve iade edilmeyen 25.000 TL bedelli senet nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, icra takibinin iptaline ve %20 kötüniyet tazminatının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı, davacının banka kanalıyla kendisine yaptığı ödemeler incelendiğinde davacının dava konusu 25.000 TL bedelli senede ilişkin her hangi bir ödemesi olmadığının anlaşılacağını, ödeme iddiasında bulunan davacının bunu kanıtlaması gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece, davaya konu 25.000 TL bedelli senede ilişkin ödeme iddiasının davacı tarafından ispatlanamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; karara karşı davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı, davalının elden ve avukatı aracılığıyla aldığı paralar ile protokol konusu tüm senetlerin ödendiği, herhangi bir borcun kalmadığını belirterek, kararın kaldırılmasını ve davanın kabulünü istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, protokolden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki esasa ilişkin uyuşmazlığın çözümünden önce, davada HMK’nın 355. maddesi gereğince kamu düzeni nedeniyle re’sen dikkate alınması gereken usule ilişkin aykırılıkların mevcut olup olmadığının tespiti gereklidir. Usule ilişkin aykırılıklar konusunda da öncelikli olarak ve mahkemece re’sen dikkate alınması gereken husus ise, mahkemenin görevli olup olmadığı sorunudur. Zira görev, kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden dikkate alınabileceği gibi, taraflarca da davanın her aşamasında ileri sürülebilir.
5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun 6. maddesi ve 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi gereğince, genel görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Asliye ticaret mahkemeleri ise özel mahkeme niteliğindedir.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 4. ve 5’inci maddelerinde ticari dava düzenlenmiş olup TTK’nın 4. maddesine göre bir davanın ticarî dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin tarafların her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesince bakılacağı yönünde bir düzenleme bulunması (mutlak ticari dava olması) gereklidir. Aynı Kanun’un 5’inci maddesinde ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği ve Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Asliye Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişkinin de görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticarî iş sayılan işin, diğeri için de ticarî iş sayılması, davanın niteliğini ticarî hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticarî dava sayılan davalar haricinde, ticarî davayı ticarî iş esasına göre değil, ticarî işletme esasına göre belirlemiş olup işin ticarî nitelikte olması veya sayılması, davanın ticari dava olarak kabulü için yeterli değildir.
Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında;
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, kambiyo hukukundan kaynaklanmadığı, 18/07/2014 tarihli ödeme protokolünden kaynaklandığı, dava konusu senetlerin de, bu protokol kapsamında teminat olarak davalıya verildiği, davalının ise tacir olmadığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Bu durumda, olayda tarafların sıfatına ve davanın niteliğine göre nispi ya da mutlak nitelikteki bir ticari dava söz konusu olmadığından davada görevli mahkeme, Asliye Ticaret Mahkemesi değil, genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesidir. Bu nedenle dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, işin esası incelenerek hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırıdır.
O halde 6100 sayılı HMK’nın 353/1/a/3. maddesi gereğince, mahkemenin görevli olmadığı halde davaya bakmış olması karşısında, esas yönünden inceleme yapılmaksızın, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yargılamanın Asliye Hukuk Mahkemesince yapılması için dosyanın mahalline gönderilmesine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın niteliğine göre, Asliye Hukuk Mahkemesince bakılması gerektiği halde, Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından bakılması usul ve yasaya aykırı olup, HMK’nın 353/1/a/3. maddesi gereğince, Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/05/2018 tarih, …….. Esas, …Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-Geri yapılmak üzere dosyanın mahkemesine İADESİNE,
3-Kararın niteliğine göre davacının diğer istinaf taleplerinin incelenmesine yer olmadığına,
4-Davacı istinaf karar harcı yatırmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-İstinaf kararının yerel mahkemece taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 17/03/2021 tarihinde oybirliği ile kesin olarak karar verildi.

Başkan …
E-İmzalı

Üye …
E-İmzalı
Üye …
E-İmzalı
Katip …
E-İmzalı