Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 36. Hukuk Dairesi 2023/1610 E. 2023/717 K. 13.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 36. Hukuk Dairesi 2023/1610 Esas -2023/717 Karar

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
36. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/1610
KARAR NO : 2023/717

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/04/2023
NUMARASI : 2023/263 ESAS – 2023/274 KARAR
DAVACI :
VEKİLİ
DAVALI
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Sözleşmenin Uyarlanması ve Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 13/12/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/12/2023

Taraflar arasındaki sözleşmenin uyarlanması ve menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonucunda mahkemece davanın usulden reddine dair verilen karara karşı davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, taraflar arasındaki su kullanım hakkı ve işletme esaslarına ilişkin sözleşmeden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibinden dolayı borçlu olunmadığının tespiti ve sözleşmenin uyarlanması istemine ilişkindir.
Mahkemece, “Davaya bakmaya Ankara Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olması nedeniyle HMK m.114/1-c, 115/2. maddeleri uyarınca davanın dava şartı yokluğu sebebi ile usulden reddine” dair verilen karara karşı davacı; görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, …nin tacir olmaması sebebiyle Ticaret Mahkemelerinin görevsiz olduğu gerekçesinin hatalı olduğunu, şöyle ki; Ankara Bölge Adliye Mahkemesinin 2022/941E. 2022/771K. sayılı kararı ile …’nin davalı taraf olduğu dosyada verilen kararda “… Taşıma işleri hakkında maddi hukuk normları ile ilgili düzenlemeler de TTK’nın 4. Kitabında yer aldığından, taşıma sözleşmelerinden kaynaklanan tüm uyuşmazlıklar, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın ticari iş ve ticari dava sayılır. Bu durum taşıma işinin de yer aldığı karma nitelikteki dava konusu sözleşmeden kaynaklanan somut uyuşmazlığı görüp incelemeye de asliye ticaret mahkemesi görevlidir…” denildiğini, taraflar arasındaki 22/01/2008 tarihli Su Kullanım Hakkı ve İşletme Esaslarına İlişkin Sözleşmenin de karma nitelikte bir sözleşme olduğunu, … Genel Müdürlüğü’nün somut uyuşmazlıkta, kamu kurumu olarak değil, özel hukuk tüzel kişisi olarak ticari bir sözleşme imzaladığını, söz konusu sözleşmenin değişen ekonomik ve ticari koşullar, edimler arası dengenin şirketleri aleyhine bozulması vb. nedenlerle uyarlanması talebinin bulunduğunu, bu nedenle, yargılamanın ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiğini ileri sürrek yerel mahkeme kararının istinaf yolu ile kaldırılmasını talep etmiştir.
Gerek istinaf sebebi yapılan ve gerekse HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni nedeniyle resen dikkate alınması gereken hususların incelenmesinde;
5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 6. maddesi ve 6100 sayılı HMK 2. maddesi gereğince, genel görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Asliye ticaret mahkemeleri ise özel mahkeme niteliğindedir.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 4. ve 5’inci maddelerinde ticari dava düzenlenmiş olup TTK’nın 4. maddesine göre bir davanın ticarî dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin tarafların her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesince bakılacağı yönünde bir düzenleme bulunması (mutlak ticari dava olması) gereklidir. Aynı Kanun’un 5’inci maddesinde ticari davaların asliye ticaret mahkemelerinde görüleceği ve asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişkinin de görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticarî iş sayılan işin, diğeri için de ticarî iş sayılması, davanın niteliğini ticarî hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticarî dava sayılan davalar haricinde, ticarî davayı ticarî iş esasına göre değil, ticarî işletme esasına göre belirlemiş olup işin ticarî nitelikte olması veya sayılması, davanın ticari dava olarak kabulü için yeterli değildir.
Bu açıklamalardan sonra somut olaya bakıldığında; her ne kadar davacı bir ticaret şirketi olup tacir ise de, davalı kurum tacir değildir. Bu durumda, tarafların sıfatına ve davanın niteliğine göre nispi ya da mutlak nitelikteki bir ticari dava söz konusu olmadığından, davada görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesi değil, genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesidir.
Açıklanan nedenlerle, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1/b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gereken 269,85 TL istinaf karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 179,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 89,95 TL istinaf karar ve ilam harcının davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf kanun yoluna başvuran davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf kararının yerel mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kesin olmak üzere 13/12/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip