Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2023/850 E. 2023/1320 K. 18.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/850 – 2023/1320
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/850
KARAR NO : 2023/1320

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/05/2023
NUMARASI : 2023/148 Esas 2023/354 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :

DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 18/10/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 18/10/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 02/07/2016 tarihinde davalı sigorta şirketine ZMMS Poliçesiyle sigortalı olan … plakalı araç ile davacının da içinde yolcu olarak bulunduğu araca çarpması sonucu davacının yaralandığını, bir kısım ödeme yapıldığını fakat maluliyet oranına göre ödemenin eksik olduğunu; bu sebeple, şimdilik 3.500,00 TL, kalıcı göremezlik ve 500,00 TL kaçınılmaz tedavi gideri olmak üzere 4.000,00 TL’nin temerrüt tarihi olan 15/02/2018 tarihinden itibaren avans faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin 04/01/2017 tarihinde hasar dosyasında belirlenen tazminatı ödediğini; davacının kötü niyetli olduğunu; başvuru koşulunun yerine gelmediğini; sigortalının kusuru oranında sorumluluklarının bulunduğunu, hatır taşıması bulunduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, kaldırma kararı sonrasında yürütülen yargılama sürecinde, 02/07/2016 günü saat 09:00 sıralarında, sürücü… sevk ve idaresindeki … plakalı otobüs ile İlkadım Bulvarını takiben Ankara istikametinden Ordu istikametine seyri sırasında olay mahalli otogar karşısına geldiğinde, önünde aynı istikamette seyretmekte olan ve trafik yoğunluğundan zorunlu olarak yavaşlayan sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı kamyonete arkadan çarpması, çarptığı bu aracında çarpışmanın etkisiyle ötelenip önünde trafik yoğunluğundan duran sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı otomobile arkadan çarpması sonucu dava konusu kazanın meydana geldiği, Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi Başkalığı’ndan alınan 13/04/2023 tarihli kusur raporuna göre; davalı tarafa sigortalı aracın sürücüsü…’in sevk ve idaresindeki otobüs ile seyri sırasında olay mahalline geldiğinde, yola gereken dikkatini vermediği, önünde seyreden araçla arasında yeterli takip mesafesi bırakmadığı, bu haliyle, önünde duran trafikten dolayı zorunlu olarak yavaşlayan kamyonete fren tedbirinde etkili olamayarak arkadan çarpması ve bu aracın da ötelenip önündeki araca arkadan çarpması sonucu meydana gelen olayda asli %100 oranında kusurlu olduğu, dava dışı sürücü … sevk ve idaresindeki kamyonet ile seyir halinde iken trafiğin yoğunluğundan dolayı zorunlu olarak yavaşladığında, arkasından gelmekte olan sürücü…’in idaresindeki otobüs ile aracına arkadan çarpması, kendi aracının da bu çarpma etkisiyle ötelenip önünde duran araca çarpması sonucu meydana gelen olayda atfı kabil kusurunun olmadığı, dava dışı sürücü … sevk ve idaresindeki otomobil ile seyir halinde iken trafiğin yoğunluğundan dolayı zorunlu olarak durduğunda, arkasından gelmekte olan sürücü …’nin idaresindeki kamyonet ile onun da arkasından gelen otobüsün çarpmasıyla ötelenip aracına arkadan çarpması sonucu meydana gelen olayda atfı kabil kusurunun olmadığının belirtildiği, kaza tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik, yasa ve diğer düzenleme hükümleri dikkate alınıp hazırlanan ve davacıda tanımlanan yaralanmalara uygun olduğu için hükme esas alınan bu raporlara göre, davacının %25 oranında sürekli çalışma gücü kaybı oluşturup, 4 ayda iyileşebilecek şekilde yaralandığının kabul edildiği gerekçesiyle; “Davanın kısmen kabulü ile; 39.511,31 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ve 500,00 TL tedavi gideri nedeni ile toplam 40.011,31 TL’nin 16/05/2017 temerrüt tarihinden itibaren hesaplanacak değişen oranlı yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya ödenmesine” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde; müvekkil şirket tarafından 3203521 nolu hasar dosyasında belirlenen tazminat tutarı olarak 16.05.2017 tarihinde 17.656,00 TL, 04.04.2017 tarihinde 17.656,00 TL’nin davacı Havva KUVVETLİ ‘ye ödendiğini, yapılan ödemeye ait ibra, mutabakat, temlik, tazminat makbuzu dava dosyasında mevcut olup, bilirkişi ek raporunda da ödeme yapıldığının tespit edildiğini, davacı tarafından imzalanan bu ibranamede “bu hasar nedeniyle doğan zararının tazmini için açılmış ve açılacak her türlü davadan, temyizden, keşide edilmiş ve edilecek her türlü ihtardan, yapılmış ve yapılacak her türlü icra-i takipten ve … Sigorta A.Ş. (… Sigorta A.Ş.) aleyhine her türlü hukuki işlemden geri dönülmemek üzere tazminat tutarının bildirdiği banka hesabına yatması veya adına gönderilmesi kaydı ile vazgeçtiğini” beyan ve kabul ettiğini, davanın reddi gerektiğini, ayrıca, müvekkil şirketin %45 maluliyete göre ödeme yapmış olup, davacının şuan ki maluliyet oran tespitinin %25 olduğunu, ödeme tarihi dikkate alındığında müvekkilin davacıya bir borcu kalmadığını, kusur oranına itiraz ettiklerini, her halükarda davacı hususi araçta yolcu konumunda olup hatır taşımasının varlığı nedeniyle indirim yapılmayarak aleyhte hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, tedavi giderlerinin teminat kapsamı dışında olup, SGK sorumluluğunda olduğunu, bilirkişi tarafından önce, sigorta şirketinin yaptığı ödeme tarihine göre hesaplama yapılması, fahiş fark varsa rapor tarihinde göre hesaplama yapılmalıyken bu durum irdelenmeden raporun düzenlendiği hesap tarihine göre hesaplama yapıldığını, ayrıca, davacı tarafa dava tarihinden önce ödeme yapılması halinde tazminat hesaplaması yapılabilmesi için uyulması gereken belli usuller ve kriterler bulunduğunu, Yargıtay içtihatları gereği hesaplanan tazminattan kusur, müterafik kusurlar, hatır taşıması, ödeme güncellemesinin düşülmesi için belli bir sıra bulunduğunu, en son ödemelerin düşülmesi gerektiğini, bakıcı giderlerinden sorumlu olmadıklarını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davalı sigorta vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
2918 sayılı KTK’nın 111.maddesi uyarınca, tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler. Bu durumda, davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme tarihi itibariyle davacının zararının ve hak kazanacağı tazminat hesabının ödeme tarihindeki verilere göre yapılması, hesaplanan bu bedel ile sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin KTK 111. maddede belirtildiği şekilde yeterli olup olmadığının değerlendirilmesi, yeterli olduğunun tespiti halinde davacının maddi tazminat istemi yönünden davanın reddine karar verilmesi, yetersiz olduğunun tespiti halinde bu kez hesap tarihindeki verilere göre tazminat hesabı yapılması, zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince, davacıya dava tarihinden önce yapılan ödeme tutarının, ödeme tarihinden tazminatların hesaplandığı tarihe kadar geçen süredeki işlemiş yasal faiziyle birlikte güncellenmiş değerlerinin, davacı için hesaplanan tazminatlardan düşülmesi suretiyle davacının gerçek zararının belirlenmesi gerekir.
Somut olayda anılan ilkelere göre davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme tarihi itibariyle davacının zararı hesaplanmış olup, davalı sigorta şirketi tarafından davacının % 45 maluliyet oranına göre ödeme yapıldığı, maluliyet oranının mahkemece % 25 olarak belirlendiği anlaşılmakta ise de, davalı sigorta şirketi tarafından ödemenin sigortalı aracın %50 kusurlu bulunduğu varsayımıyla yapıldığı ancak kusur oranının % 100 olarak mahkemece belirlendiği ve ödeme tarihindeki verilere göre ödemenin yetersiz olduğu anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan, ödemenin yetersiz olduğu anlaşılırsa, bu kez karar tarihine en yakın veriler dikkate alınarak tazminat hesaplanmalı ve zarar ile yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince, davacı yana yapılan ödemeye, hesaplama yapıldığı tarihe kadar geçen süre için yasal faiz uygulanarak (güncelleme), hesaplanan tutardan mahsup edilmelidir.
Zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince, davacıya yapılan ödemenin, ödeme günü ile destek tazminatının hesaplandığı güne kadar geçen süredeki işlemiş yasal faizinin de ödeme tutarı ile birlikte hesaplanan tazminattan indirilmesi gerekmekte olup, davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin güncellenerek mahsup edildiği anlaşılmaktadır.
Hatır savunması yönünden ise, karşı araç sigortacısı hatır taşıması indiriminden yararlanamayacağından bu yöne ilişkin istinaf sebebine itibar edilmemiştir.
Müterafik kusur konusunda ise,
Müterafik kusur; aynı şartlar altındaki makul, dürüst ve ortalama bir kişinin, kendi menfaati icabı, zarara uğramamak için kaçınacağı veya kaçınması gereken bir davranış tarzını ifade etmektedir. (EREN, Fikret. Borçlar Hukuku Genel Hükümler. Y. 2015. S. 582) Zararın doğumu ya da artmasına yol açan fiil, zarar görenin davranışlarından ileri gelmişse müterafik (ortak) kusurdan söz edilir. (KILIÇOĞLU, Ahmet, Borçlar Hukuku Genel Hükümler. Y. 2012, s.418) Buna göre, müterafik kusur indirimi için zarar görenin, zararı önleyici ya da azaltıcı tedbirleri almamasında kusurlu olması aranmaktadır.
Buna göre, davacının yaralanmasının niteliği ve emniyet kemeri takılmadığına ilişkin dosyada bir veri olmadığından müterafik kusur indirimi yapılmaması da yerindedir.
Kusura ilişkin olarak ise, Adli Tıp Kurumu’ndan alınan raporda, davalı tarafa sigortalı aracın sürücüsü… sevk ve idaresindeki otobüs ile seyri sırasında olay mahalline geldiğinde, yola gereken dikkatini vermediği, önünde seyreden araçla arasında yeterli takip mesafesi bırakmadığı, bu haliyle, önünde duran trafikten dolayı zorunlu olarak yavaşlayan kamyonete fren tedbirinde etkili olamayarak arkadan çarpması ve bu aracın da ötelenip önündeki araca arkadan çarpması sonucu meydana gelen olayda asli kusurlu olduğu, dava dışı sürücü … sevk ve idaresindeki kamyonet ile seyir halinde iken trafiğin yoğunluğundan dolayı zorunlu olarak yavaşladığında, arkasından gelmekte olan sürücü…’in idaresindeki otobüs ile aracına arkadan çarpması, kendi aracının da bu çarpma etkisiyle ötelenip önünde duran araca çarpması sonucu meydana gelen olayda atfı kabil kusurunun bulunmadığı, dava dışı sürücü … sevk ve idaresindeki otomobil ile seyir halinde iken trafiğin yoğunluğundan dolayı zorunlu olarak durduğunda, arkasından gelmekte olan sürücü …’nin idaresindeki kamyonet ile onun da arkasından gelen otobüsün çarpmasıyla ötelenip aracına arkadan çarpması sonucu meydana gelen olayda atfı kabil kusuru bulunmadığı belirtilmiş olup, raporun oluşa uygun olduğu anlaşılmıştır.
Geçici bakıcı gideri, TBK’nın 54. maddesi kapsamında zarar verenden talep edilebilecek zarar kalemlerindedir. Haksız fiilin trafik kazasından meydana gelmiş olması halinde Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası kapsamında, sigorta şirketi de, kanunda aksi düzenlenmedikçe bu zararlardan da sorumludur. Buna göre 2918 sayılı Yasa’nın 92. maddesinde, geçici bakıcı giderinden kaynaklanan zararlarının sigorta teminat dışında tutulmamış olmasına, 2918 sayılı Yasa’nın 98. maddesinde SGK’nın tedavi giderlerinden sorumluluğunun, kanun ile belirlenen tedavi giderleri ile sınırlı olmasına, bakıcı gideri ve geçici iş göremezlik tazminatı talebinin bu kapsamda olmamasına, Kanun ile sınırları belirlenen SGK’nın sorumluluğunun Genel Şartlar ile genişletilebilmesinin veya daraltılabilmesinin yasal olarak mümkün olmamasına göre davalı vekilinin, geçici bakıcı giderinden sorumlu olmadığına yönelik istinaf sebepleri de yerinde görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, usul ve yasaya uygun olarak verilen ilk derece mahkemesi kararına karşı davalı sigorta vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı … Sigorta A.Ş. (Eski Ünvan: … Sigorta A.Ş) vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalıdan alınması gereken 2.733,17-TL istinaf karar harcından peşin alınan 684,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 2.049,17 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurma harcı peşin yatırıldığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davalı tarafından yatırılan istinaf gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
5-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirilmesi, bakiye harç tahsili ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 18/10/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.