Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2023/754 E. 2023/957 K. 21.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/754 – 2023/957
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/754
KARAR NO : 2023/957

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/01/2023
NUMARASI : 2022/789 Esas – 2023/24 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 21/06/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 21/06/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin eşinin 08.01.2016 günü sevk ve idaresindeki aracı ile seyir halinde iken aracının arızalanması sonucu yolun sağına yanaşarak durduğunu, aracının arızasını gidermeye çalıştığı esnada sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı kamyonun müvekkilinin eşinin aracına çarpması sonucu oluşan kazada eşinin vefat ettiğini, oluşan kazada eşin kusurunun bulunmadığını, kazaya kusuru ile sebep olan aracın ZMMS poliçesinin davalı şirket tarafından düzenlendiğini, davacının çalışmadığını, müteveffanın 45 yıldır ağır vasıta şoförü olduğunu, aylık kazancının 10.000,00 TL civarında olduğunu, ayrıca tarım arazilerinin ekim işi ile de uğraştığını, davacı eş için belirlenecek tazminata olay tarihinden itibaren avans faizi işleyecek şekilde tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı ıslah dilekçesi ile fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak kaydıyla; müvekkil eş … için dava dilekçesi ile talep etmiş oldukları 59.713,89 TL maddi tazminatın bilirkişi raporu doğrultusunda 94.352,55 TL artırarak 154.066,44 TL’ye yükselterek ihbar tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; 08/01/2016 tarihinde ölümlü kazaya karışan … plakalı aracın 26/10/2015-2016 tarihleri arasında müvekkili şirket nezdinde 311000010830833 sayılı Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi ile sigortalı olup, işbu dava ile davacı tarafından söz konusu aracın karıştığı kaza nedeniyle vefat eden eşin desteğinden yoksun kalınması nedeniyle daha önce açılan dava neticesinde verilen Gerede Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/181 E. – 2019/308 K. sayılı kararı doğrultusunda tazminat talep edildiğini, işbu davaya dayanak olarak gösterilen Gerede Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/181 E. sayılı davada müvekkili şirket ihbar olunan sıfatına sahip olup, birtakım raporların tebliğ dahi edilmediğini, bu nedenle hiçbir şekilde kabul manasında olmamak üzere söz konusu dava dosyasında alınan bilirkişi raporları ve verilen kararın müvekkili şirket açısından herhangi bir bağlayıcılığı bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, Gerede Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/181 E. – 2019/308 K. sayılı dosyası incelendiğinde; davacıların …, … olduğu, davanın trafik kazasından kaynaklı maddi manevi tazminat talebine ilişkin olduğu, … Sigorta A.Ş.’nin davada ihbar edilen sıfatıyla bulunduğu, yargılama sırasında alınan aktüerya bilirkişi raporunda müteveffanın eşinin (…) vefat edenin desteğinden yoksun kaldığı tutarın 176.948,89-TL olarak hesaplandığı ancak sigorta şirketince 117.235,00-TL ödeme yapıldığı (59.713.89-TL) ve bu tutarın destek tutarından tenzili gerektiğinin belirtildiği, mahkemece; maddi tazminat yönünden davanın kısmen kabulüne 59.713.89-TL’nin davalı sigorta şirketi yönünden poliçe limiti ile sınırlı olarak davalılardan tahsiline karar verildiği, kararın istinaf edildiği ve Sakarya BAM. 3.HD., 2020/637 E. – 2020/604 K. sayılı kararı “ihbar edilen sigorta şirketi yönünden hüküm kurulamayacağından” bahisle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vererek kesin olarak yeniden hüküm kurulduğu, davalının cevap dilekçesinde belirttiği ve davacı tarafın kabulünde olup davacı tarafından sunulan 30/03/2016 tarihli ‘İbraname’ başlıklı belge irdelendiğinde, davacı … imzaladığı belgede “… … Sigorta A.Ş 311000010830833 Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan … plaka sayılı aracın 08/01/2016 tarihinde murisimiz …’ın ölümüne neden olmasından dolayı eşi … için hesaplanan 117.235,00-TL destekten yoksun kalma tazminatını önceden bildirdiğim banka hesabı numarasına yatırılması şartı ile tamamen aldım. İş bu tazminatı almakla … … Sigorta A.Ş.’den hiçbir hak ve alacağının kalmadığından zimmetini tamamen sigortalı araç sahibini ödenen tazminat kadar kayıtsız şartsız gayri kabili rücu olarak ibra ettiğimi beyan kabul ve taahhüt ederim” ifadesine yer verildiği, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu kapsamındaki tazminat davalarında, davadan önce yapılmış ödemelere ilişkin olarak, anılan kanunun 111. maddesinde; “Bu Kanunla öngörülen hukuki sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmalar geçersizdir. Tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten başlayarak iki yıl içinde iptal edilebilir.” hükmüne yer verildiği, somut olayda; davacı taraf, Gerede Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/181 E. – 2019/308 K. sayılı dosyasında verilen destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin kararın Sakarya Bölge Adliye Mahkemesinin 3.Hukuk Dairesinin 2020/637 E. – 2020/604 K. sayılı ilamı ile kaldırılmasından sonra 59.713.89-TL’nin tahsili için eldeki alacak davasını açmış ise de, davalı sigorta şirketinin 19/04/2016 tarihindeki ödemesinden önce düzenlenen 30/03/2016 tarihli ibraname ile ibra edildiği, ibranamenin tanziminden sonraki iki yıl içinde iptali istemli dava açılması gerektiği halde 24/12/2019 tarihli eldeki davanın açıldığı görülmekle; ibranamenin iptali istemi için öngörülen iki yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiğinden bahisle davanın, hak düşürücü sürenin dolmuş olması nedeniyle HMK’nın 114/2.ve 115/2.maddeleri uyarınca usulden reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; 30/03/2016 tarihli ibranamede yer alan imzanın müvekkile ait olmadığını, dolayısıyla ortada müvekkil açısından hüküm ifade edecek bir ibraname bulunmadığını, müvekkilin ibraname olduğu iddia edilen bu şekilde bir belgenin varlığından haberdar da olmadığını, ibranamenin geçerli bir ibranamenin şartlarını taşımadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla bir an için imzanın müvekkile ait olduğu kabul edilse bile; Karayolları Trafik Kanunu’nun 111/2 maddesine dayanılabilmesi için geçerli bir ibraname olması gerektiğini, oysa; 30/03/2016 tarihli ibraname geçerli bir ibranamenin şartlarını taşımadığını, ibranamenin geçerli olabilmesi için, İbra Sözleşmesinin yazılı olması, ibra tarihi itibariyle sözleşmenin sona ermesinden başlayarak en az 1 aylık sürenin geçmiş olması, ibra konusu alacağın türünün ve miktarının açıkça belirtilmesi, ödemenin, hak tutarına nazaran eksiksiz ve banka aracılığıyla yapılması gerektiğini, ibranamenin 30/03/2016 tarihinde düzenlendiği fakat ödemenin 19/04/2016 tarihinde yapıldığını, yasal olarak aranan 1 aylık süre geçmemiş olduğundan söz konusu ibranamenin kesin olarak hükümsüz olduğunu, bu durumda hükümsüz olan ibraname emsal Yargıtay kararları gereği makbuz hükmünde olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
2918 sayılı KTK’nın 111.maddesi uyarınca, tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler. Yasa’nın bu hükmünden yararlanmak için ibra belgesinin iptalinin açıkça ve ayrıca istenmesine gerek olmayıp, dava sırasında bu husus ileri sürülebileceği gibi, yapıldığı tarihten itibaren 2 yıl içinde hükümlerinin kabul edilmediğine ilişkin bir irade açıklaması da yeterlidir. Yasada belirtilen 2 yıllık süre, hak düşürücü süre olup mahkemece re’sen dikkate alınması gerekir.
İbranamedeki imzanın aidiyeti kabul edilmediği takdirde Mahkemece mukayeseye yarar imza örnekleri alınarak imza incelemesi yapılması gerekmekteyse de (Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 8/11/2021 tarih ve 2021/17590 Esas – 2021/8329 Karar sayılı ilamı), somut olayda, ibranamenin yer aldığı cevap dilekçesinin davacıya tebliğ edildiği, bu dilekçeye karşı beyan dilekçesinde imza inkârında bulunulmadığı, HMK’nın 357. maddesi gereğince yargılama sırasında ileri sürülmeyen iddia ve savunmaların istinaf aşamasında ileri sürülemeyeceği anlaşılmakla, istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacılar tarafından yatırılan istinaf gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davacılara iadesine,
4-Davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 21/06/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.