Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2023/543 E. 2023/726 K. 17.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/543 – 2023/726
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/543
KARAR NO : 2023/726

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/12/2021
NUMARASI : 2019/181 Esas – 2021/799 Karar

DAVACILAR :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 17/05/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 17/05/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili, davalı … vekili ve davalı (taraf olmaktan çıkarılan) … Sigorta A.Ş. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde; Ankara’dan Bursa Uludağ’a gitmekte olan …. Şti.’ye ait, … plakalı, …’in sevk ve idaresindeki otobüsün 20.01.2018 tarihinde ağaçlara çarpması neticesinde trafik kazası meydana geldiğini, kazada…’un annesi …’un vefat ettiğini, … ve oğlu …’un ağır, eşi … ve kızı …’un hafif yaralandığını, olayla ilgili alınan bilirkişi raporunda otobüs sürücüsü …’in asli ve tam kusurlu olduğunun belirtildiğini, davacılardan… ve …’un tedavi giderleri toplamının 3.857,25 TL olduğu, davacıların tedavi giderleri ve maluliyet oranlarına göre talep miktarını yükseltme hakkı mahfuz kalmak suretiyle şimdilik her bir davacı için ayrı ayrı 1.000,00 TL’nin işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, müvekkillerinin olay nedeniyle duydukları acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla… ve … için 50.000,00’er TL, kazada hafif yaralanan … ve … için 25.000,00’er TL manevi tazminat tutarının olay tarihinden itibaren işleyecek faiz ile birlikte araç sürücüsü … ve KTK md. 85/1 uyarınca işleten sıfatıyla … …. Şti.’den müşterek ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; aracın fren/direksiyon mekanizmasının yeterince iyi çalışmadığını, aracın hız durumu ve mekanik özelliği dikkate alındığında müvekkiline atfı kabil kusur olmadığını, davacıların talep ettikleri miktarın kabul edilebilir olmadığını bildirerek, davanın reddini istemiştir.
Davalı… A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; Seyahat Sağlık Poliçesi sigorta yükümlüsü olduklarını, davacının talebinin seyahat sağlık sigortasının değil Trafık Sigortası’nın konusu olduğundan davanın reddi gerektiğini beyan etmiştir.
Davalı …Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; sakatlık raporu almadan dava açıldığından davanın reddi gerektiğini, davacıların malul kalmasında emniyet kemeri takılı olmamasının en büyük etken olduğunu, müvekkili olduğu şirketin dava tarihinden itibaren yasal faizle sorumlu olduğu, davacıların kaza nedeniyle elde ettiği gelirin mahsubu gerektiği, teminat tek, zarar görenlerin birden fazla olması nedeniyle KTK’nın 96 maddesi gereği teminatın paylaştırılması gerektiğini ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davacıların kazanın meydan geldiği araçta yolcu olarak bulunması nedeniyle kazanın meydan gelmesinde kusurları bulunmadığı, … ve … her ne kadar geçici iş göremezlik tazminatı talep etmiş iseler de, bu kişiler çalışan olup, geçici maluliyet süresinde de maaş almış olmakla, her hangi bir zararları bulunmadığı, aksinin de iddia ve ispat olunmadığı anlaşılmakla bu davacıların geçici iş göremezlik tazminatı taleplerinin reddine karar verildiği, …, … geçici iş göremezlik tazminatı talep etmiş iseler de bu kişilerin çocuk olması ve kazanç getirici bir işlerinin bulunmaması bu itibarla geçici iş göremezlik zararlarının bulunmaması nedeniyle bu davacıların geçici iş göremezlik tazminatı taleplerinin reddine karar verildiği, … ve … tedavi giderleri talep etmiş iseler de, bu kişiler tarafından yapılan ve yapılması muhtemel tedavi gideri bulunmadığından bu davacıların tedavi gideri talebinin reddine karar verildiği, … sürekli iş göremezlik tazminatı talep etmiş ise de, Ankara Üniversitesi’nden alınan 17.03.2021 tarihli rapora göre kaza nedeniyle davacıda sürekli iş göremezlik hali meydana gelmediğinden bu davacının sürekli iş göremezlik tazminatı talebinin reddine karar verildiği, …’un kaza nedeniyle tedavisi için hastaneye başvurduğu ve SGK tarafından karşılanmayan tedavi ve yol gideri 3.003,87 TL masraf yaptığı, yine…’un gözlüğünün kırılması nedeniyle SGK tarafından karşılanmayan 1.180,00 TL masraf yaptığı, bu bedellerden davalıların sorumlu olduğu anlaşıldığından taleple bağlı kalınarak … ve…’un tedavi giderleri talebinin kabulü ile, … için 500,00 ve… için 500,00-TL tedavi giderinin davacılar … ve …… Ltd. Şti. yönünden 20.01.2018 tarihinden, davalı… A.Ş. yönünden 02.11.2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte alınarak … ve…’a verilmesine karar verilmesi gerektiği, manevi tazminat koşullarının bulunduğu gerekçesiyle, …, …, …, …’un geçici iş göremezlik tazminatı taleplerinin reddine, …, …’un tedavi giderleri talebinin reddine, …’un sürekli iş göremezlik tazminatı talebinin reddine, … ve…’un tedavi giderleri talebinin kabulü ile, … için 500,00 TL ve… için 500,00-TL tedavi giderinin davalılar … ve …… Ltd. Şti. yönünden 20.01.2018 tarihinden, davalı… A.Ş. yönünden 02.11.2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte alınarak … ve…’a verilmesine, … tarafından açılan manevi tazminat talebin kısmen kabulü ile 3.000,00-TL manevi tazminatın davalılar … ve …… Ltd. Şti.’den 20.01.2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacı…’a verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, … tarafından açılan manevi tazminat talebin kısmen kabulü ile, 5.000,00-TL manevi tazminatın davalılar … ve …… Ltd. Şti.’den 20.01.2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, … tarafından açılan manevi tazminat talebin kısmen kabulü ile, 6.000,00-TL manevi tazminatın davalılar … ve …… Ltd. Şti.’den 20.01.2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, … tarafından açılan manevi tazminat talebin kısmen kabulü ile, 2.000,00-TL manevi tazminatın davalılar … ve …… Ltd. Şti.’den 20.01.2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; ilk derece mahkemesinin müvekkiller… ve … bakımından “… ve … her ne kadar geçici iş göremezlik tazminatı talep etmiş iseler de, bu kişiler çalışan olup, geçici maluliyet süresinde de maaş almış olmakla, her hangi bir zararları bulunmadığı, aksinin de iddia ve ispat olunmadığı anlaşılmakla” şeklinde gerekçe ile geçici iş göremezlik taleplerinin reddine karar verdiğini, fakat, bu durumun gerçeği yansıtmadığını, ayrıca kendilerine “Davacı vekiline artırım yapmak üzere 7 gün süre verilmesine” karar verildiğini ve hatalı bir şekilde bu süreyi kesin süre sayıp 09/12/2021 tarihli 11 nolu celsedeki artırım için tekrar süre talebinin “Davacı vekiline artırım için 7 günlük süre verilmesine rağmen artırım yapmadığı” gerekçesiyle reddedildiğini, yeniden süre verilmesi gerektiğini, … ve … bakımından ise geçici iş göremezlik ödeneği talebinin bu kişilerin çocuk olması ve kazanç getirici bir işlerinin bulunmaması bu itibarla geçici iş göremezlik zararlarının bulunmaması nedeniyle reddine karar verildiğini, ancak müvekkiller öğrenci olup fiili olarak çalışmasa da müvekkillerin haksız fiil sebebi ile daha fazla çaba harcamak suretiyle hayatını idame ettireceğini, … ve … tedavi giderleri talep etmiş iseler de, bu kişiler tarafından yapılan ve yapılması muhtemel tedavi gideri bulunmadığından reddine karar verildiğini, ancak her tür tedavi giderinin belgelenemeyeceğini, müvekkiller… ve … bakımından tarafına kesin süre vermemiş olmasına rağmen 9/12/2021 tarihli 11 nolu celsedeki artırım için tekrar süre talebinin reddinin hak ihlaline yol açacağını, … bakımından sürekli iş göremezlik hali meydana gelmediğinden davanın reddine karar verildiğini, raporun denetime elverişli olmadığını, manevi tazminat miktarının düşük olduğunu, ilk derece mahkemesinin davada taraf olmayan… A.Ş. hakkında hüküm tesis ettiğini, 01.02.2019 tarihli dilekçe ile HMK m.124/3 kapsamında taraf değişikliği talebi ile …Sigorta AŞ’nin davalı olarak eklenmesi talepli dilekçe ibraz edildiğini ve ilk derece mahkemesinin de 08/04/2019 tarihli tensip zaptında, “…a) … Sigorta A.Ş.’nin taraf olmaktan çıkarılmasına, b) …Sigorta A.Ş.’nin davalı olarak dosyaya eklenmesine, bu davalıya dava dilekçesi ve eklerinin tebliğine…” şeklinde karar tesis edildiğini, fakat ilk derece mahkemesinin kısa ve gerekçeli kararında, tensip zaptındaki karar göz ardı edilerek hatalı bir şekilde… A.Ş. hakkında karar verildiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; manevi tazminat tutarlarının sebepsiz zenginleşmeye yol açacağını, fahiş olduğunu, davalı müvekkile kusur atfının mümkün olmadığını, dava dilekçesinde hükmedilecek tazminat tutarlarına yasal faiz işletilmesi talep edilmiş olup gerekçeli kararda alacak kalemlerine avans faizi işletilmesine karar verildiğini, bu hususun taleple bağlılık ilkesine aykırılık teşkil ettiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı (taraf olmaktan çıkarılan) … Sigorta A.Ş. istinaf dilekçesinde; ihbar olunan sıfatını haiz olduklarını ve kendileri hakkında hüküm kurulamayacağını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmesi halinde istinaf edilmemiş olsa dahi HMK’nın 355. maddesi gereğince resen nazara alınır, mahkemelerin görevi kamu düzeninden olduğundan, taraflarca istinaf edilmemiş olsa dahi resen incelenir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacıların araçta yolcu olarak bulunduğu anlaşılmaktadır. 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un “Tanımlar” başlıklı 3 maddesinde; “Tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına yada hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler arasında veya tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmelerde dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.” şeklinde tanımlanmıştır.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunu’nun 73. maddesinin (1) bendinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer Kanun’larda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve 6502 sayılı Yasa’nın görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğine değinilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesinde ise, görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu, bu suretle mahkemece yargılamanın her aşamasında re’sen gözetileceği düzenlenmiştir.
Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Mahkemece duruşma yapılmadan, yani taraflara tebligat yapılıp onları dinlemeden dosya üzerinden de görevsizlik kararı verebilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmış ise veya yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip, karara bağlamalıdır.
Davacılar tüketici olup, taraflar arasındaki ilişki tüketici işlemi olduğundan 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3. ve 73. maddeleri gereğince bu işlemden kaynaklanan uyuşmazlıklara da Tüketici Mahkemesi tarafından bakılması gerekmektedir. Davanın görüldüğü yerde ayrı bir Tüketici Mahkemesi varsa çekişmenin tüketici mahkemesinde görülmesi aksi halde davaya Tüketici Mahkemesi sıfatıyla bakılması kanundan kaynaklanan bir zorunluluktur. Zira Tüketici Mahkemesi ile Asliye Ticaret Mahkemelerinin yargılama usulü farklıdır. Davacılar vekili tarafından dava dilekçesinde davanın Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açıldığı, Asliye Hukuk Mahkemesince Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle verilen görevsizlik kararı neticesinde mahkemece yargılama sonucu karar verildiği anlaşılmıştır.
Yukarıda açıklanan yasa maddeleri ve düzenlemeler ışığında, somut uyuşmazlıkta, davacılar tüketici konumunda olup, davalı otobüs işleteni ile aralarında akdedilen yolcu taşıma sözleşmesi bir tüketici işlemidir. O halde, tüketici işleminden kaynaklanan bu uyuşmazlığın, Tüketici Mahkemesi tarafından görülmesi gerekir.
Davanın açıldığı tarih itibariyle 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un yürürlükte olduğu, davacının ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket etmesi nedeniyle tüketici, dava konusu taşıma işleminin de tüketici işlemi sayıldığı, buna göre yukarıda belirtilen yasa hükümleri uyarınca işbu davaya bakma görevinin tüketici mahkemesine ait bulunduğu açıktır. Dava konusu olayda davalı sigorta şirketi ile davacı arasındaki uyuşmazlığı inceleme görevi Ticaret Mahkemesine ait ise de işbu dava, taşıyan olan diğer davalıya karşı birlikte açılmıştır. Bu durumda davalılar arasında bağlantı olduğu, biri hakkında verilecek kararın diğerini etkileyeceği de muhtemeldir. Hal böyle olunca usul ekonomisi, daha isabetli bir karar verilmesi ve davaların makul bir süre içinde bitirilmesi yükümlüğü açısından, davaların birlikte görülmesi gereklidir. Ayrıca davalı sigorta şirketi hakkındaki davanın da Ticaret Mahkemesine göre daha özel nitelikteki Tüketici Mahkemesinde görülmesi, göreve ilişkin usul kurallarına da uygun düşecektir.
Açıklanan bu olgu karşısında, mahkemece, görevsizlik kararı verilmesi, yerine davanın Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatı ile görülüp sonuçlandırılması doğru görülmemiştir.
Yukarıda belirtilen hukuki ve fiili durumlar ışığında, davacılar vekili, davalı … vekili ve davalı (taraf olmaktan çıkarılan) … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, sair istinaf nedenleri şimdilik incelenmeksizin mahkemece, görevsizlik kararı verilmesi bakımından, HMK’nın 353/1-a-3. maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacılar vekili, davalı … vekili ve davalı (taraf olmaktan çıkarılan) … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı KABULÜ ile; Ankara 8 Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 09/12/2021 tarihli, 2019/181 Esas – 2021/799 Karar sayılı kararının, HMK’nın 353/1-a-3.maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/a maddesi gereğince davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevli olduğundan, görev konusunda karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
Kaldırma ve gönderme sebebine göre davacılar ve davalı … vekili ve davalı (taraf olmaktan çıkarılan) … Sigorta A.Ş. vekilinin sair istinaf sebeplerinin şimdilik İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-İstinaf eden taraflarca peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının talep halinde istinaf eden taraflara iadesine,
3-İstinafa başvuran taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda ayrı ayrı dikkate alınmasına,
4-İİK’nın 36. maddesi gereğince, Eskişehir 2. İcra Müdürlüğü’nün 2022/2390 esas sayılı dosyasına depo edilen 22.340,44 TL nakit teminatın isteği halinde yatırana iadesine,
5-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirilmesi, bakiye harç tahsili ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 17/05/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.