Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/536 – 2023/989
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2023/536
KARAR NO : 2023/989
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/09/2020
NUMARASI :…..
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 21/06/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 09/07/2023
Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili, davalı … … A.Ş. vekili, davalı … vekili ve davalı … vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ……firması tarafından… Karayolu üzerinde yapılan yol çizgisi yenileme çalışmasında çizgi operatörü olarak çalıştığını, 29/06/2013 tarihinde yolda gerekli önlemler alınmış, çizgileme yapılacak kısım ışıklı ikaz ve levhalarla trafiğe kapatılmış bir halde çalışma devam ederken, davalılardan …’a ait olup, davalı … yönetimindeki, davalı … şirketi tarafından ZMMS ile sigortalı çekici ile dorse’nin şerit ihlali yapıp kapalı alana geçerek … plakalı aracın arkasında çizgi kontrolü yapan müvekkiline çarparak ağır şekilde yaralanmasına neden olduğunu, kazanın meydana gelmesinde davalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunu, müvekkilinin kaza nedeniyle kafatasının kırıldığını, beyin kanaması geçirdiğini, uzun süre tedavi gördüğünü, iyileşemediğini, işgücü kaybına uğradığını, günlük ihtiyaçlarını dahi yardım almaksızın yerine getiremez hale geldiğini, bakım ihtiyacı duyduğunu, tedavi ve yol gideri yaptığını, manevi olarak da büyük acılar yaşadığını, zararlarından davalıların sorumlu olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak, geçici ve sürekli işgücü kaybı sebebiyle 9.500,00 TL, tedavi ve ilaç giderleri için 100,00 TL, hastaneye gidiş geliş masrafı olarak 100,00 TL, refakatçi gideri için 300,00 TL olmak üzere toplam 10.000,00 TL maddi tazminatın tüm davalılardan, 100.000,00 TL manevi tazminatın ise … şirketi hariç davalılardan olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir.
Davacı vekili 25/05/2018 havale tarihli dilekçesinde; 9.500,00 TL olan maddi tazminat talebinin 8.000,00 TL’sinin sürekli iş göremezlik zararına, 1.500,00 TL’sinin ise geçici iş göremezlik zararına ilişkin olduğunu açıklamış, ıslah dilekçesi ile de; geçici iş göremezlik tazminatını 6.346,00 TL, sürekli iş göremezlik tazminatını 56.885,11 TL, … tarafından karşılanmayan tedavi giderini 1.703,60 TL, ulaşım giderini 623,76 TL, bakıcı giderini 3.788,81 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın kusura ilişkin beyanlarının gerçeği yansıtmadığını, yol çalışması yapılırken gerekli tedbirlerin yeteri kadar ya da hiç alınmadığını, kazanın davacı ile diğer görgü tanıklarının işlerini kusurlu şekilde icra etmeleri nedeniyle meydana geldiğini, davacının koskoca tırın çarpması sonucu hayatta kalmasının tırın hızının yasal sınırlar içinde bulunduğuna dair karine olarak değerlendirilmesi gerektiğini, çizgi aracının herhangi bir hasara uğramamasının davacının üzerinde bulunduğu aracın sınırlarını aşarak kendisine atfedilen taşıttan sarkmama kuralını ihlal ettiğini açıkça gösterdiğini, talep edilen manevi kayıpların oluşmadığını, Ceza Mahkemesi dosyasının sonucunun beklenilmesini talep ettiklerini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … (…) … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; dava şartının yerine getirilmediğini, davacı tarafından müvekkili şirkete gerekli tüm belgelerle başvuru yapılmadığını, davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, Kaza Tespit Tutanağı’na göre davacının kusurlu olduğunun görüldüğünü, davacının kusuru, zararı ve maluliyetini kanıtlaması gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı …, davaya cevap vermemiş, duruşmalara da katılmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davanın, yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin olduğu, bilirkişi tarafından, kazanın oluşumunda davalının %40, davacının %60 oranında kusurlu oldukları yönünde kanaat belirtildiği, ….. Başkanlığı’nca düzenlenen 08/02/2019 tarihli raporda; 29/06/2013 tarihli yaralanması neticesinde Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği esas alındığında davacının vücut genel çalışma gücünden %41 oranında kaybettiği, 9 ay süreyle iş göremezlik halinde kaldığı, iş göremez kaldığı 9 ay süresince başkasının bakımına muhtaç olduğu, devamlı surette başka birinin bakımına muhtaç olmadığı görüş ve kanaati bildirildiği, davacının bilirkişi raporları ile hesaplanan zararlarını davalılardan talep edebileceği, ayrıca manevi tazminat talebinin de kısmen kabulü gerektiği gerekçesiyle; “1-Davacının maddi tazminat talepli davasının KABULÜNE; 6.346,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 56.885,11 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 1.703,60 TL tedavi gideri (medikal malzeme gideri), 623,76 TL ulaşım gideri ve 3.788,81 TL bakıcı (refakatçı) giderinden oluşan toplam 69.347,28 TL maddi tazminatın davalı … şirketinin sorumluluğu poliçe limitiyle sınırlı olmak üzere davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, hüküm altına alınan maddi tazminata davalı … şirketi bakımından dava tarihi olan 25/06/2015 tarihinden, diğer davalılar bakımından ise haksız fiil tarihi olan 29/03/2013 tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine, 2-Davacının manevi tazminat talepli davasının KISMEN KABULÜNE; 30.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 29/03/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılar … ve …’ndan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,” karar verilmiş, hüküm davacı vekili, davalı … vekili, davalı … vekili, davalı … vekili tarafından (tebligatın usulsüz olduğu ve öğrenmeden itibaren kararı istinaf ettiklerini belirterek) karar istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; müvekkilinin çalıştığı ve çizgi kontrolü yaptığı sırada davalının aracının aynası ile çarparak, ağır şekilde yaralanmasına neden olduğunu ve olay yerinden kaçtığını, davalı sürücünün ceza mahkemesinde cezalandırılmasına karar verildiğini, müvekkilinin maluliyet oranının düşük belirlendiğini, iş göremezlik süresinin de kısa olduğunu, manevi tazminat miktarının da düşük belirlendiğini, kaza nedeniyle müvekkilinin kafatasının kırıldığını, beyin kanaması geçirdiğini, kafasına yapay kemik takıldığını, kaza nedeniyle müvekkilinin 3 gün komada kaldığını, problemlerinin bu gün dahi devam ettiği halde mahkemece Adli Tıp Kurumu’ndan rapor alınması taleplerinin dikkate alınmadığını, geçirdiği rahatsızlıklara göre özür oranının çok düşük belirlendiğini, ayrıca 9 aylık iş göremezlik süresinin de eksik olduğunu, müvekkilinin uzun yıllar bakıcı desteği almak zorunda kaldığını, müvekkilinin kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığını, her türlü önlem alınarak çalışmanın yapıldığını, kazaya davalının neden olduğunu, manevi tazminat miktarının da yetersiz olduğunun kabulü gerektiğini belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, kazanın meydana gelmesinde müvekkilinin kusurunun bulunmadığını müvekkilinin sorumluluğunun maddi tazminat ile sınırlı tutulması gerektiğini, manevi tazminatın davacının daha fazla kusuru olmasına göre fahiş olduğunu, manevi tazminatın ispatlanamamış olması sebebiyle kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı … (…) … A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde; kazanın trafiğe kapalı alanda meydana gelmesi nedeniyle müvekkilinin sorumluluğu olmadığını, raporun “Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirilmesi Hakkında Yönetmelik” hükümlerine göre alınması gerektiğini, davayı kabul etmemekle birlikte “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” hükümlerine göre alınan raporda özür oranı %5 iken, bilirkişi tarafından “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Hakkındaki Yönetmelik” hükümlerine göre belirlenen de %41 maluliyet oranı hesaplanmasının ve bu raporun karar esas alınmasını hatalı olduğunu, raporda pasif dönemin de hatalı tespit edildiğini, pasif dönem başlangıcı 19/06/2015 olması gerektiği halde, raporda 01/09/2016 tarihinin nazara alındığını, bu şekilde 4.171,00 TL fazla sürekli iş göremezlik zararı hesaplandığını, bakıcı gideri ve tedavi masraflarının müvekkilinin sorumluluğunda olmadığını, …’nın sorumlu olduğunu, geçici iş göremezlik kaybının da … teminatı kapsamında olmadığından sorumluluklarının olmadığını, kazanın iş kazası olması nedeniyle davacının …’dan aldığı tazminat ve tedavi giderlerinin sorulması gerektiğini, faizin avans faizi kabul edilmesinin de hatalı olduğunu, harç, yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden maddi ve manevi ayrımı yapılmaksızın hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde; müvekkiline yapılan tüm tebligatların usulsüz olduğunu, müvekkiline kanuna aykırı şekilde Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre tebligatlar çıkartıldığını, müvekkilinin davadan haberdar olmadığını, duruşmalara katılamadığını, savunma yapamadığını, müvekkilinin aleyhine açılan davayı çalıştığı … …adlı işyerine gelen 21/09/2022 tarihli tebligat ile öğrendiğini, bu nedenle karara usul yönünden itiraz ettiğini ve kaldırılmasını talep ettiğini, esas yönden ise kararın eksik ve hatalı kusur raporuna dayandığını, müvekkilinin kazanın meydana gelmesinde kusursuz olduğunu, maluliyet oranının da hatalı tespit edildiğini, ceza mahkemesinde davacının yaralanması %5 belirlenmiş iken hukuk mahkemesinde %40 olarak belirlenmesinin çelişki oluşturduğunu, aktif pasif dönem hesabının hatalı olduğunu, davacının emeklilik maaşının gelirinden düşülmediğini, bakıcı giderine ilişkin delil sunulmadığını, manevi tazminatın fahiş olduğunu, faiz türü ile ret kabul oranına göre harç ve vekalet ücretinin hatalı hesaplandığını belirterek, kararı istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemidir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, davalı …’na gerekçeli kararın tebliğinin Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre yapılması sonrasında, davalının tebligatın usulsüz olduğunu beyan ederek sunduğu istinaf dilekçesi sonrasında, mahkemece 30/03/2023 tarihli ek kararı ile davalıya Teb. K. 35. maddesine göre çıkartılan tebligatın koşulları oluşmadığından geçersiz olduğu kabul edilerek, tüm tarafların istinafı nedeniyle dosya istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmiştir.
Davalı …’nun taraf teşkiline yönelik istinaf sebeplerinin incelenmesinde;
Bir davanın görülmesi için taraf teşkilinin sağlanması esas olup, hakimin bu hususu re’sen gözetmesi gerekir. Yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi, davanın süratle sonuçlandırabilmesi, öncelikle tarafların yargılamanın aşamalarından haberdar edilmesi ile mümkündür.
Bu durum adil yargılanma hakkının da bir gereğidir. Bu kapsamdaki tüm yasal düzenlemelerde, davada taraf olanların haklarının korunması amaçlanmıştır. Tarafların yargılama süreçlerine etkin katılımının sağlanması ise, mahkemece yapılan tüm tebligatların usulüne uygun olması ile sağlanabilecektir.
Anayasanın 36. maddesi ile 6100 sayılı HMK’nın 27. maddesi uyarınca, taraflar dinlenilmeden, iddia ve savunmalarını beyan etmeleri için davet edilmeden hüküm verilemez. Aksi halde savunma hakkı kısıtlanmış olacaktır.
Somut olayda; davacı tarafından, davalılar hakkında … (Kazan) Asliye Hukuk Mahkemesine açılan davada, mahkemece uyuşmazlığın ticari dava mahiyetinde olduğu gözetilerek, davada göreve ilişkin dava şartı bulunmadığından görevsizlik karar verilmiş, gerekçeli karar davalı …’na Teb. K. 21. maddesi gereğince olmak üzere tüm taraflara tebliği ile kesinleşmesi sonrasında, dosyanın talep üzerine Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmiş olduğu, dosyanın görevli Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesi sonrasında, dava dilekçesi ve duruşma günü ile yargılama sırasında yapılan tüm işlemlerin Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre davalı …’na tebliğ edilerek, davanın neticelendirildiği görülmüştür.
Tebligat Kanunu’nun 34. ve devamı maddesinde düzenlenen “kazai tebligat” istisnai bir düzenleme olup kanunda belirtilen koşullarda yapılabilir. Teb. K. 35. maddesinde de “Kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır.
(Değişik fıkra: 11/1/2011-6099/9 md.) Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır.
(Değişik: 19/3/2003-4829/11 md.) Bundan sonra eski adrese çıkarılan tebliğler muhataba yapılmış sayılır.
Daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, tüzel kişiler bakımından resmî kayıtlardaki adresleri esas alınır ve bu madde hükümleri uygulanır.
Daha önce yurt dışındaki adresine tebligat yapılmış Türk vatandaşı, yurt dışı adresini değiştirir ve bunu tebliğ çıkaran mercie bildirmez, adres kayıt sisteminden de yerleşim yeri adresi tespit edilemezse, bu kişinin yurt dışında daha önce tebligat yapılan adresine … Büyükelçiliği veya Konsolosluğunca 25/a maddesine göre gönderilen bildirimin adrese ulaştığının belgelendiği tarihten itibaren otuz gün sonra tebligat yapılmış sayılır.
” denilerek, gerçek kişilerde daha önce kendisine usulüne uygun normal tebligat yapılmış kişilere, ancak adres kayıt sisteminde yerleşim yerinin bulunmaması halinde tebligatların Tebligat Kanunu’nun 35. maddesi gereğince yapılabileceği öngörülmüştür.
Eldeki dosyada ise, görevsiz mahkemede davalı …’nın adres kayıt sistemindeki adresine gerekçeli kararın tebliğinden sonra, dosyanın gönderildiği mahkemece, adres kayıt sisteminindeki adrese tebligat çıkartılması yoluna gidilmeksizin, doğrudan Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre (ayrıca daha önce Teb. K. 21. maddesine göre görevsiz mahkemede gerekçeli kararın tebliğ edildiği adres dışında bir adrese) tebligat çıkartılarak davalı …’nın yokluğunda yargılamaya devam edilmiştir. Bu haliyle davada usulüne uygun taraf teşkili sağlanmadığı anlaşılmıştır.
Bu durumda mahkemece, dava dilekçesi ve duruşma günü davalı … vekiline usulüne uygun olarak tebliğ edilerek, usulüne uygun taraf teşkili sağlanarak bundan sonra ön inceleme ve tahkikat aşması tamamlanarak, davanın esası hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, davalı … yönünden usulüne uygun taraf teşkili sağlanmaksızın, yargılamaya devam edilerek davanın esası hakkında karar verilmiş olması doğru görülemiştir.
Buna göre; yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı … vekilinin istinaf talebinin kabulüne, kararın HMK’nın 353/1-a-4. maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kaldırma sebebine göre davalı … vekilinin esasa ilişkin, davacı vekilinin ve diğer davalı vekillerinin tüm istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığı, karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 15/09/2020 tarihli 2017/674 Esas – 2020/393 Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-4. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre, davalı …’nun sair, diğer istinaf edenlerin tüm istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf edenler tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde istinaf edenlere iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-İİK’nın 36. maddesi gereğince Ankara 11. İcra Dairesi’nin 2021/677 Esas sayılı dosyasına yatırılan 180.000,00 TL tutarlı teminat mektubunun yatırana iadesine,
6-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 21/06/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Başkan
Üye
Üye
Katip
* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.