Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2023/491 E. 2023/725 K. 17.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi Esas-Karar No: 2023/491 – 2023/725
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2023/491
KARAR NO : 2023/725

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/01/2023
NUMARASI : 2022/747 Esas 2023/23 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 17/05/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 17/05/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 11/10/2013 tarihinde davalı sigorta şirketine sigortalı olan … plaka sayılı aracın yaya olan davacıya çarpması sonucunda davacının yaralandığını, Sigorta Tahkim Komisyonuna yapılan başvuru sonucunda talebin usulden reddedildiğini, bu sebeple; şimdilik geçici, sürekli iş göremezlik zararı, bakıcı gideri olarak toplam 1.200,00 TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı Sigorta Şirketi vekili cevap dilekçesinde; meydana gelen kaza ile ilgili davacının Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurduğunu ve kesin hüküm bulunduğunu, bu sebeple davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, davanın yetkili mahkemede açılmadığını, talebin zamanaşımına uğradığını, meydana gelen kazada davacının müterafik kusurunun bulunduğunu, hatır taşıması olduğunu, dava konusu kazada kusur dağılımının ve maluliyet oranının tespit edilmesi gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatının poliçe kapsamında olmadığını, sigorta şirketinin ancak poliçe limitleri kapsamında sorumlu tutulabileceğini bildirerek, davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, yaya olan davacıya, davalıya sigortalı bulunan aracın çarpması sonucu meydana gelen kazada davacının yaralandığı, olay tarihi itibariyle, bir kişinin yaralanması ile sonuçlanan eylemde uygulama yeri bulunan 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 89/1 ve 89/2 maddelerinde öngörülen hürriyeti bağlayıcı cezanın üst sınırı 1 yıl altı ay olup; Aynı Kanunun 66/e maddesi gereğince uygulanacak ceza zamanaşımı süresinin 8 yıl olduğu, olay tarihi 11/10/2013 ile dava tarihi 07/11/2022 arasında 8 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilin, 11.10.2013 tarihinde yaya geçidinden karşıdan karşıya geçtiği esnada … sevk ve idaresindeki “…” plakalı aracın kendisine çarpması sonucu trafik kazası geçirdiğini, artan şikayetleri nedeniyle 10.01.2014-15.01.2014 tarihleri arasında Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Hastanesi’nde tedavi olduğunu ve l ameliyat olmak zorunda kaldığını, Aydın Adnan Menderes Tıp Fakültesi Anabilimdalı’ndan alınan 15.05.2018 tarihli maluliyet raporunda müvekkilin sürekli iş göremezlik oranının Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Yönetmeliğine göre yapılan tespitte %5 olarak belirlendiğini, 07.06.2022 tarihli Aydın Adnan Menderes Tıp Fakültesi Anabilimdalı’ndan alınan maluliyete ilişkin raporda müvekkilin sürekli iş göremezlik oranının %15 olduğunun tespit edildiğini, maluliyetinde artış meydana geldiğini, devam eden tedavi süreci ve artan maluliyet oranının zamanaşımı süresini kestiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemidir.
2918 S. KTK.nın 109. maddesinde; “(1)Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar. (2) Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir” hükmünü içermektedir. Dolayısı ile maddi tazminat istemli davanın, zarar ve tazminat yükümlüsünün öğrenilmesinden itibaren 2 yıl içerisinde açılması, her halükarda ise 10 yıllık süre içerisinde açılması gerekmektedir. Kaza tarihinden itibaren 10 yıl geçtikten sonra zararın ve yükümlüsünün sonradan öğrendiğinden bahisle dava açılamaz. Ancak eylem için ceza kanunlarında daha uzun süre öngörülmüş ise ceza kanunlarında öngörülen daha uzun süre davada uygulanacağından, davacı zararı ve yükümlüsünün kaza tarihinde öğrense dahi, 2 yıllık süreye bağlı kalmaksızın, fiilin gerçekleştiği tarihinden itibaren başlayacak ceza kanunundaki süre içerisinde maddi tazminat davasını açabilir. Süreler açısından dikkat edilmesi gereken bir diğer husus ise zararın kazadan sonra artması durumudur. Bu durum açısından ise ceza kanununda öngörülen zamanaşımı süresi veya 2918 Sayılı Yasanın 109. maddesinde öngörülen uzamış zamanaşımı süresi sona erse dahi, artan maluliyet nedeniyle zararın ortaya çıktığı tarihten itibaren 2 sene içerisinde dava açılabilecektir.
Zararın öğrenilmesi, onun kapsamının değil, varlığının öğrenilmesi anlamındadır, zararın varlığı, niteliği ve esaslı unsurları hakkında bir dava açmaya, o davayı ciddi ve objektif bir şekilde desteklemeye, gerekçelerini göstermeye elverişli yeterli hal ve şartların öğrenilmesi, zararın öğrenilmiş sayılması için yeterlidir.
Doktrinde ve Yargıtay kararlarında da bu husus kabul edilmiş olup, “Zarar görenin zararı öğrenmesi demek, kural olarak zararın kapsamına değil varlığına taalluk eder. Yoksa tazminatın hesabına yarayacak bütün ayrıntıların (zararın miktarının) bilinmesi aranmaz. Zararın varlığı, niteliği ve esaslı unsurları hakkında bir dava açmaya, davayı ciddi ve objektif şekilde desteklemeye ve davanın gereçlerini göstermeye elverişli yeterli hal ve şartların öğrenilmesi, zararın öğrenilmesi için yeterlidir.” denilmektedir. (Turgut Uygur, Türk Borçlar Kanunu Şerhi,2013,C:1 sh:528, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 10.05.2017 tarih ve 2016/21-1600 Esas – 2017/937 Karar sayılı ilamı)
Somut olayda, dosyada mevcut olan maluliyet raporlarının hüküm vermeye elverişli olmadığı anlaşılmakla, davacının uzman görüş raporunda tedavilerinin 2017 yılına kadar devam ettiğini beyan ettiği gözetilerek tüm tedavi evrakı getirtilmeli, Adli Tıp Kurumundan artan maluliyet bulunup bulunmadığı varsa hangi tarihten itibaren arttığı hususunun da değerlendirildiği rapor alınarak, zamanaşımını kesen sebeplerin varlığı değerlendirilmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir.
Hal böyle iken, hatalı ve eksik değerlendirme ile davacı alacağının zamanaşımına uğradığından bahisle davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, davacı vekilinin buna ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmüştür.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne, ilk derece mahkemesinin HMK’nın 353/1-(4)-(6) maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın yeniden görülerek taraf delilleri toplanarak davanın esası hakkında karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 18/01/2023 tarihli 2022/747 Esas – 2023/23 Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-(4)-(6). maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde istinaf eden davacıya iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 17/05/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.