Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2023/390 E. 2023/598 K. 17.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/390 – 2023/598
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/390
KARAR NO : 2023/598

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/09/2020
NUMARASI : 2019/512 Esas – 2020/505 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 17/04/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 18/04/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 14/06/2019 tarihinde meydana gelen ve davalının zorunlu trafik sigortacısı olduğu araç ile …’ın sevk ve idaresindeki aracın karıştığı ve sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olduğu çift taraflı trafik kazası neticesinde müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını, geçici ve sürekli maluliyetin oluştuğunu belirterek fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak kaydı ile 4.500,00-TL sürekli işgöremezlik tazminatının davalı sigorta şirketine başvuru tarihi olan 24/07/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile 79.918,51-TL sürekli işgöremezlik tazminatı talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın yetkisiz ve görevsiz Mahkemede açılması nedeni ile davanın usulden reddine karar verilmesini, dava şartı mahiyetindeki sigortacıya başvuru şartının yerine getirilmemesi nedeni ile davanın dava şartı yokluğu nedeni ile reddi gerektiğini, davacının müterafik kusurunun varlığı halinde hükmedilecek tazminat alacağından indirim yapılması gerektiğini, müvekkil Şirketin yalnızca dava tarihinden itibaren yasal faizden sorumlu olabileceğini bildirerek haksız davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davalıya sigortalı araç sürücüsünün %85 kusuru ile sebep olduğu kaza sonucunda davacının %10 malul kalacak şekilde yaralanması nedeniyle sürekli isgöremezlik zararının oluştuğu anlaşıldığından yapılan talep artırımı da nazara alınarak davanın kabulü ile; dava konusu 79.918,51-TL sürekli işgöremezlik tazminatının davalının temerrüt tarihi olan 06/08/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hükme karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, sigorta şirketinin ikametgâhı olan İstanbul mahkemesinin yetkili olduğunu, dava şartı mahiyetinde sigortacıya başvuru yapılmadığını, geçici işgöremezlik ve geçici bakıcı giderinden sorumlu olmadıklarını, davacının müterafik kusurunun araştırılmadığını, araştırılarak indirim yapılması gerektiğini belirterek, istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davalı vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, HMK’nın 355. maddesi kapsamında, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle sürekli iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
Yerel Mahkeme tarafından davanın kabulüne dair verilen karar, davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
5271 sayılı CMK’nın 253/17. maddesinde; “Cumhuriyet savcısı, uzlaşmanın, tarafların özgür iradelerine dayandığını ve edimin hukuka uygun olduğunu belirlerse raporu veya belgeyi mühür ve imza altına alarak soruşturma dosyasında muhafaza eder.”, CMK’nın 253/19. maddesinde; “… Uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz; açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır. Şüphelinin, edimini yerine getirmemesi halinde uzlaşma raporu veya belgesi, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 38 inci maddesinde yazılı ilam mahiyetini haiz belgelerden sayılır.” hükümleri yer almakta olup, bu yasal düzenlemeler ışığında da uzlaşma tutanağı düzenlenmekle davacının tazminat davası açma hakkı bulunmamaktadır. Uzlaşma tutanağı da ilam mahiyetinde olacağından aksinin aynı kuvvetteki belge ile ispatlanması gerekir.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden; davacı (30/07/2002 d.lu) …’ın yaralanması nedeniyle Edirne Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2019/7175 Soruşturma Nolu ve “taksirle bir kişinin yaralamasına neden olma” suçundan şüpheli … hakkında başlatılan soruşturma dosyasında, müşteki/mağdur … velisi … ile şüpheli … arasında 31/10/2019 tarihinde “uzlaştırma raporu” düzenlendiği, rapor içeriğinde “…Mağdurun velisi … verilen edim bedelini sayarak teslim almıştır… olayla ilgili olarak bu 15.000(onbeşbintürklirası) haricinde başkaca maddi ve manevi hiçbir talebim olmaksızın uzlaşmak istiyorum diyerek uzlaşma talebimizi olumlu sonuçlandırmıştır… uzlaşma edimli bir şekilde gerçekleşmiş olup…” şeklinde tespit yapılarak “uzlaştırma raporu” düzenlenerek taraflarca imzalandığı, Cumhuriyet Savcısı tarafından 05/11/2019 tarihinde raporun onaylandığı ve 06/11/2019 tarih ve 2019/5953 Karar ile de şüpheli … hakkında “taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olmak” suçundan “…CMK 253/19 bendi uyarınca… uzlaşma nedeniyle kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına” karar verildiği anlaşılmış olup, uzlaşma raporu ilam mahiyetinde olduğundan ve uzlaşmanın sağlanması halinde soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamayacağı (Yargıtay 4.HD 2021/12707 E. 2022/7885 K.) açık olup, mahkemece yargılama sırasında yapılan (dava tarihi 02/10/2019, uzlaşma tarihi 31/10/2019) ve ayrıntıları yukarıda açıklanan uzlaşmanın mahiyeti değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, uzlaşma hiç değerlendirilmeden karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, mahkemece yargılama sırasında yapılan uzlaşma değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmiş olması doğru olmadığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden bir karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesine, davalının sair istinaf istemlerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 17/09/2020 tarihli 2019/512 Esas – 2020/505 Karar sayılı kararının, HMK’nın 353/1-a-6.maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
İstinaf eden davalı vekilinin sair istinaf taleplerinin bu aşamada İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davalı tarafından yatırılan “istinaf karar harcının” istek halinde istinaf eden davalıya iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-İstinaf eden taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın talep halinde yatıran tarafa iadesine,
6-İİK’nın 36. maddesi gereğince Ankara 13. İcra Dairesinin 2020/9927 Esas sayılı dosyasına yatırılan 150.000,00 TL tutarlı teminat mektubunun yatırana iadesine,
7-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 17/04/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.