Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2023/38 E. 2023/180 K. 15.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi Esas-Karar No: 2023/38 – 2023/180
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/38
KARAR NO : 2023/180

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/09/2022
NUMARASI : 2019/79 Esas 2022/516 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 15/02/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 20/02/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı Davacı …… Ltd. Şti. vekili ile davalı … vekili ve davalı … A.Ş vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde, 02/02/2013 tarihinde sürücü …’ın, davacı şirkete ait davalı… Sigorta A.Ş. nezdinde kasko sigorta poliçesi ile sigortalı … plakalı araç ile davalı …’e ait davalı … Sigorta şirketi nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın çarpışması sonucunda, davacı aracında hasar meydana geldiğini, kazanın meydana gelmesinde davalı … tam kusurlu olduğundan, davalı …, … Sigorta A.Ş. ve… Sigorta A.Ş.’nin değer kaybı zararından müteselsilen sorumlu olduklarını, ayrıca müvekkilinin aracının, araç çekici gideri ve ikame araç bedelinden kasko poliçesi kapsamında… Sigorta A.Ş.’nin sorumlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla araç hasar bedelinden dolayı 5.000 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, araç kurtarma ve ikame araç bedeli olarak şimdilik 1.000 TL’nin davalı… Sigorta A.Ş.’den temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde, davalılardan …’ e ait … plaka sayılı aracın müvekkili şirket nezdinde ZMMS sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, sigortalısının kusuru oranında meydana gelen zarardan poliçe kapsamında sorumlu olduğunu, yasal faiz talep edilebileceğini bildirerek, davanın reddini istemiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. (Eski Unvanı: … Sigorta A.Ş.) vekili cevap dilekçesinde, davacı araç sürücüsünün kaza sonrası olay yerini terk ettiğini, sürücünün kim olduğu, ehliyetli olup olmadığı, alkollü olup olmadığının tespit edilemediğini, rizikonun sigorta güvencesi kapsamı dışında kaldığını, davacının araç kurtarma bedeli ve ikame araç bedeli taleplerinin de yerinde olmadığını savunmuş, davanın reddini istemiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde, davacı şirkete ait aracı …’ın kullandığının şüpheli olduğunu, Sulh Ceza Mahkemesinde, sürücünün …olduğunun iddia edildiğini, ZMMS poliçesi kapsamında sigorta şirketinin sorumlu olduğu tutarın haricindeki tutar için talepte bulunulabileceğini, kazanın meydana gelmesine davacı araç sürücüsünün neden olduğunu savunmuş, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; 02/02/2013 tarihinde sürücü …’nin idaresindeki, davacı şirkete ait, davalı… Sigorta A.Ş. ‘ye kasko sigorta poliçesi ile sigortalı … plakalı araç ile davalı …’e ait, davalı … Sigorta şirketi nezdinde ZMMS sigorta poliçesi ile sigortalı … plakalı araca çarptıktan sonra iki araca daha çarparak durduğu, kaza nedeniyle davacının aracında hasar oluştuğu, bilirkişi raporuna göre davacıya ait aracın piyasa raiç değerinin 64.000 TL, sovtaj bedelinin 19.000 TL olduğu, sovtaj bedelinin düşülmesi sonucu 45.000 TL hasar bedeli ile 600,00 TL araç mahrumiyet zararı, 120,00 TL araç çekme ücreti zararının oluştuğu, kusur bilirkişilerinden alınan raporlarda davacıya ait araç sürücüsünün kusurlu olmadığı, kusurun tamamen davalı … ‘de olduğu bildirilmiş ise de, mahkemece daha önce kabul edildiği gibi ceza mahkemesinde ortaya konan şekilde, bir kez daha kusur bilirkişi raporlarına itibar edilmeyerek, davacıya ait aracın davalı … yönetimindeki araca çarptıktan sonra iki araca daha çarparak durmuş olması karşısında davacının aracının şehiriçi trafiğine göre süratli kullanıldığı, davacı araç sürücüsü tarafından gerekli özen ve dikkatin gösterilmediği, bu nedenle davacı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde %25 oranında, davalı … ‘in ise %75 oranında kusurlu olduklarının mahkemece kabul edildiği, buna göre davacının aracında meydana gelen 45.000 TL hasarın %75 oranına göre hesap edildiğinde, 33.750,00-TL’sinden davalı …’in sorumlu olduğu, davalı … Sigorta A.Ş.’nin ZMMS sigorta poliçesi kapsamında poliçe limiti olan 25.000 TL’den davalı … ile birlikte müteselsilen sorumlu olduğu, davacı tarafın sovtaj bedelini talep etmesi nedeniyle adı geçen davalıların sorumlu oldukları tutarlara19.000 TL sovtaj bedeli ilavesi sonucu davalı …’in davacının aracında meyana gelen hasarın toplam 52.750,00 TL’sinden sorumlu olduğu, davalı … Sigorta A.Ş.’nin ise 44.000,00 TL’sinden davalı … ile birlikte müteselsilen sorumlu olduğu ve yine her ne kadar BAM kaldırma kararında olay yerini terkin teminat kapsamı dışında olmadığı yönünde belirtme yapıldığı görülmüş ise de, her olay ve durumun her dosya bazında ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiği, olay yeri terkin, kaza meydana gelmesi halinde tarafların hastaneye gitme zorunluluğu, şok geçirme ihtimali, yaralanması halinde yardım ihtiyacı gibi durumlar için öngörüldüğü, somut olayda ise, davanın başından sonuna, aracı kullanan kişi hakkında mahkemenin yanlış yönlendirilmeye çalışıldığı, gerçek sürücünün olay yerini terk nedeninin yardım arama çabası olmadığı, davacı tarafından, olay yerini terk haricinde ihbar yükümlüğünün doğru yerine getirilmediği, olay yerini terk tek başına teminat kapsamında değil ise de, alkollü olmanın teminat kapsamı dışında olduğu ve davacı araç sürücüsünün olay yerini terk ederek, bu durumun tespitini imkansız hale getirdiği ve bu duruma kendi kusuru ile yol açtığı ve hukukun en temel ilkelerinden bir tanesinin “kimse kendi kusuru ile kendi lehine hak tesis edemez” ilkesi olduğu, davacı araç sürücüsün meydana gelen olayda kendi kusuru ile alkol ve diğer hususlar yönünden tespiti imkansız hale getirdiği ve hem ceza mahkemesinde hem mahkemede aracı kullanan kişi yönünden yanıltıcı beyanlar sunulduğu ve ihbar yükümlüğünün doğru şekilde yerine getirilmediği anlaşılmakla, rizikonun Kasko Sigortası poliçesi kapsamında kaldığının ispat yükünün davacı tarafta olduğu, davacı tarafın sunmuş olduğu delillerle uğramış olduğu zararların kasko poliçesi teminatı kapsamında kaldığını kanıtlayamadığı, davalı… Sigorta A.Ş.’nin kasko sigortası kapsamında davacının zararlarından sorumlu tutulamayacağı kanaatine varıldığından “1-Davanın Kısmen Kabulü ile,
Davalı… Sigorta A.Ş. yönünden davanın Reddine, Davalı … Sigorta A.Ş. ve davalı … yönünden davanın kısmen kabulüne, Davacı şirkete ait … plakalı aracın davalı … Sigorta A.Ş. trafik kaydının ve fiilen devir ve teslimi koşulu ile 52.750,00 TL’nin davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğu tutar 44.000,00 TL ile sınırlı olmak kaydıyla … Sigorta şirketinden dava tarihinden itibaren, davalı …’den kaza tarihi olan 02/02/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, Fazlaya ilişkin talebin reddine,” karar verilmiş; hükme karşı davacı …… Ltd. Şti. vekili ile davalı … vekili ve davalı … A.Ş vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davanın… Sigorta bakımından reddinin hatalı olduğunu, zararın kasko sigortası kapsamında kaldığını, kabul etmemekle beraber sürücünün olay yerini terk etmesinin de kasko genel şartlarında teminat dışı hallerden olmadığını, araç hasarı, araç kurtarma bedeli ve ikame araç bedelinin teminat kapsamında olduğunu, araç sürücüsü …’ın alkolsüz olduğunun genel adli muayene raporuyla belli olduğunu, kazaya ilişkin alınan ATK dahil birden çok raporda davalı sürücünün kazanın meydana gelmesinde %100 kusurlu olduğu belirtilmişken, mahkemece %25 kusur indiriminin hatalı olduğunu, araç sürücüsü…’ın hızlı araç kullandığına dair dosyada belirleme olmadığını, mahkemenin BAM kararına karşı direndiğini belirterek, istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta AŞ. vekili istinaf dilekçesinde; … plakalı aracın ZMSS’si olduklarını, kaza tarihi itibariyle araç başına 22.500TL hasar teminatı sağlandığını, poliçe limiti ile sınırlı karar verilmesi gerektiğini, ancak mahkemece 44.000TL’den sorumlu tutulduklarını, limit dışında kalan kısmın kasko sigortacısı veya ihtiyari mali mesuliyet sigortası teminatı varsa usulünce bunlardan alınacağını, yoksa sigortalı şahıstan isteneceğini, trafik sigortası kapsamında mahkemece rayiç-sovtaj miktarı üzerinden hüküm kurulması gerektiğini, kararın hüküm kısmıyla gerekçesi arasında çelişkiler olduğunu, yerel mahkemenin sovtaj bedeli de dahil poliçe limitini aşarak hüküm kurduğunu belirterek, istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … istinaf dilekçesinde; mahkemece sözlü yargılama için davet edilmeden hüküm kurularak hukuki dinlenilme haklarının ihlal edildiğini, BAM kaldırma kararı ile önceki raporların yok hükmünde olduğunu, mahkemece yeniden kusur ve zarar raporu alınması gerektiğini, kendisine kusur veren raporlara itirazlarının yeterince değerlendirilmediğini, trafik sigortası genel şartlarının B2.3 maddesi kapsamında araç hurdası, hurdaya ayrıldığına dair tescil belgesi sigortacıya ibraz edildiğinde sigortanın ödeme yapacağını, kusur oranını kabul etmediğini, HGK kararındaki gibi en azından eşit kusura göre karar verilmesi gerektiğini belirterek, istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davacı …… Ltd. Şti. vekili ile davalı … vekili ve davalı … Sigorta AŞ. vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan araç hasarı, ikame araç bedeli ve araç kurtarma bedelinin davacının kendi kasko sigortacısı ile karşı araç sürücüsü ve karşı araç ZMMS sigortacısından tahsili istemine ilişkindir.
Yerel Mahkeme tarafından davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davacı …… Ltd. Şti. vekili ile davalı … vekili ve davalı … Sigorta AŞ. vekili tarafından istinaf edilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın “Bilirkişiye başvurulmasını gerektiren hâller” başlıklı 266.maddesi “ (1) Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. (Değişik cümle: 3/11/2016-6754/49 md.) Ancak genel bilgi veya tecrübeyle ya da hâkimlik mesleğinin gerektirdiği hukukî bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz. (Ek cümle: 3/11/2016-6754/49 md.) Hukuk öğrenimi görmüş kişiler, hukuk alanı dışında ayrı bir uzmanlığa sahip olduğunu belgelendirmedikçe, bilirkişi olarak görevlendirilemez.” şeklindedir.
Dosya kapsamında, davaya konu trafik kazasındaki kusur durumunun belirlenmesi için gerek ceza dosyasında, gerek iş bu hukuk davası dosyasında birden fazla kez bilirkişi görüşüne başvurulduğu ve rapor alındığı halde, mahkemenin raporlardan ayrılarak ve re’sen takdir edilen kusur oranına göre hüküm verdiği görülmüştür.
HMK’nın 266. maddesinde de belirtildiği gibi genel bilgi veya tecrübeyle ya da hâkimlik mesleğinin gerektirdiği hukukî bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz. Ancak trafik kuralları ve bu kapsamda bu kuralların ihlalinden kaynaklı kusur oranının hakimin genel bilgi ve tecrübesiyle ve mesleğin gerektirdiği hukuki bilgiyle çözümü mümkün olmadığından, mahkemece bilirkişi raporları yeterli görülmüyorsa yeniden gerekirse başka heyetten veya genişletilmiş adli tıp kurulundan rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu hususlara uyulmadan eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Yine, davalı … Sigorta A.Ş.’nin tazminat ve sorumluluğuna karar verirken poliçe tarihindeki ZMMS genel şartlarının değerlendirilmesi ve bu kapsamda 02/02/2013 tarihinde meydana gelen kazadan sorumluluğuna ilişkin olarak, poliçe tarihindeki genel şartlardaki hususlar da nazara alınarak özellikle sigorta şirketinin sovtaj değerinden sorumlu olup olmayacağı hususu da değerlendirilerek, hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ile kazadan sonra yürürlüğe giren 2015 tarihli ZMMS genel şartlarına göre hüküm kurulması da doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; davalı … Sigorta AŞ. vekili ve davalı … vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kabulü ile, mahkemece öncelikle Adli Tıp Kurumu Genişletilmiş Kurulundan veya daha önce görüşüne başvurulmayan kişilerden oluşan Karayolları Fen Heyetinden tarafların itirazları ve gerek dosya gerek ceza dosyası kapsamındaki kusur raporları da incelenerek itirazları da karşılayan ayrıntılı ve denetime elverişli ve çelişkileri giderici kusur raporu alınmak ve olay tarihi ile poliçe tarihine göre ZMMS genel şartları da gözetilerek zarar miktarı belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmek üzere yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve dosyanın belirtilen gerekçeyle yerel mahkemesine gönderilmesine, kaldırma ve gönderme sebebine göre davacı vekilinin tüm, davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin ve davalı …’in sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1- Davalı … Sigorta AŞ. vekili ve davalı …’in vekilinin istinaf talebinin HMK.nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KABULÜ ile, Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 16/09/2022 tarihli, 2019/79 Esas – 2022/516 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Yukarıda açıklandığı üzere tüm deliller toplanıp birlikte değerlendirilerek varılacak sonuca göre bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, kaldırma ve gönderme sebebine göre davacı vekilinin tüm, davalıların sair istinaf sebeplerinin şimdilik İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2- İstinaf eden taraflarca yatırılan istinaf karar ve başvuru harcının talep halinde kendilerine iadesine,
3-İstinaf eden taraflarca yatırılan gider avansından varsa artan kısmın karar kesinleştiğinde kendilerine iadesine,
4-İstinaf eden taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece Mahkemesince verilecek kararda gözetilmesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 15/02/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.