Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2023/301 E. 2023/677 K. 10.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi Esas-Karar No: 2023/301 – 2023/677
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/301
KARAR NO : 2023/677

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/10/2022
NUMARASI : 2020/108 Esas 2022/635 Karar

DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 10/05/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 15/05/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde; 27/05/2017 günü meydana gelen trafik kazası neticesinde davalı … Sigorta Şirketi’ne Birleşik Kasko Sigorta Poliçesi ile sigortalı … plakalı araç içinde yolcu olarak bulunan müvekkillerinin kardeşleri …’ın vefat ettiğini, müteveffanın babası ve annesi yönünden Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 09/01/2020 tarih ve 2017/678 Esas sayılı dosyası ile 100.000,00’er TL manevi tazminatın avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline hükmedildiğini beyan ederek, her bir müvekkili için ayrı ayrı 100.000,00’er TL’den 400.000,00 TL manevi tazminatın davalı … Sigorta Şirketi’nden kazanın meydana geldiği tarihten itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesinin talep etmiştir.
Davalı … Sigorta Şirketi vekili cevap dilekçesinde; … plakalı aracın müvekkili şirket tarafından 30/06/2016-27/05/2017 tarihleri arasında Birleşik Kasko Sigortası Poliçesi ile sigortalandığını, kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsüne atfı kabil kusur bulunmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte yerleşik Yargıtay içtihatları gereği manevi tazminatın zenginleşme aracı olarak kullanılmamasının esas olduğunu, davacı tarafından işbu dava açılmadan önce müvekkiline herhangi bir başvurunun yapılmadığını belirterek, yetki ve zaman aşımı itirazında bulunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davacıların kardeşlerinin, davalı şirket tarafından sigortalı araçta yolcu iken vefatı nedeniyle davacıların manevi tazminat talep edebilecekleri, gelişen hukuktaki yaklaşıma uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiğinden, davanın kısmen kabulü ile, … için ayrı ayrı 70.000,00’er TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine karar verilmiş; hükme karşı davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; manevi tazminat miktarının düşük olduğunu, müteveffanın anne ve babası tarafından üç yıl önce açılan davada 100.000TL manevi tazminata karar verildiğini, ayrıca dava açılmadan davalı sigorta şirketinin 30.06.2017 tarihli dilekçe ile temerrüde düşürüldüğünü ve dava dilekçesinde kaza tarihinden itibaren avans faizi talep edildiğini, mahkemece dava tarihinden faize karar verilmesinin doğru olmadığını belirterek, istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davacılar vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, kamu düzenine aykırılıklar resen gözetilerek, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.
Yerel Mahkeme tarafından davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkında hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Somut olayda, davacıların kardeşi müteveffanın kusurunun olmaması, davacıların müteveffaya yakınlık derecesi, davacılar lehine manevi tazminat şartlarının oluşması, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kaza tarihi, kazanın oluş şekli, paranın satın alma gücü, ülkenin ekonomik koşulları, desteğin ölümü nedeniyle davacıların maruz kaldığı ve ömür boyu yaşayacağı acı, elem, keder, ızdırap, sıkıntı, üzüntü, stres, manevi tazminatın amacı, zenginleştirme ve fakirleştirme amacı taşımaması, caydırıcı olması, özendirici olmaması ve 22.06.1966 tarih, 1966/7 Esas – 7 Karar sayılı YİBK kararındaki kriterler gözetildiğinde, gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiğinden, davacılar için belirlenen manevi tazminat miktarının hak ve nesafet kuralları çerçevesinde belirlendiği, az olmadığı sonucuna varılmıştır.
Davacılar tarafından davadan önce başvuru yapıldığı iddia edilerek istinaf dilekçesi ekinde 30/06/2017 tarihli ve Av. … tarafından imzalı dilekçe örneği sunulmuşsa da, bu dilekçede kim için ve ne miktar tazminat talep edildiğinin anlaşılamadığı dolayısıyla davalı Sigorta şirketinin davadan önce temerrüdü koşullarının oluşmadığı, sigortanın faiz sorumluluğunun kaza tarihinden değil ancak koşulları varsa temerrüt tarihinden başlatılabileceği, somut olayda ise sigortanın davadan önce usulüne uygun olarak temerrüde düşürülmediği anlaşıldığından faizin dava tarihinden başlatılmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; usul ve yasaya uygun ilk derece mahkemesi kararına karşı davacılar vekilinin istinaf başvurusunun, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90TL istinaf karar harcından peşin alınan 80,70-TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20-TL harcın davacılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Gider avansından artan kısım varsa karar kesinleştiğinde davacılara iadesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç tahsil ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 10/05/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.