Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2023/212 E. 2023/293 K. 01.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/212 – 2023/293
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/212
KARAR NO : 2023/293

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/10/2022
NUMARASI : 2022/429 Esas 2022/813 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç))

KARAR TARİHİ : 01/03/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 15/03/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının kızı olan …’ün, 02/10/2020 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu vefat ettiğini, tek taraflı olarak meydana gelen kazada müteveffanın yolcu konumunda olduğunu, davacının müteveffanın desteği dışında geçimini sağlayacak başkaca bir geliri bulunmadığını, ölümle birlikte davacının, kızının hem manevi varlığından hem de sağladığı maddi olanaklardan yoksun kaldığını, davalı aleyhine Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/ 281 E. sayılı dosyası ile dava açıldığını ve bu davanın, Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/14 E. sayılı dosyası ile birleştirildiğini, yapılan yargılama neticesinde Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/02/2022 tarihli 2021/79 E. – 2022/75 K. sayılı kararıyla davanın kabulüne karar verildiğini, … Sigorta A.Ş. aleyhine açılan davada alınan bilirkişi raporunda kızı …’ün vefatı nedeniyle davacının destekten yoksun kalma zararının 28.664,07 TL olduğunun tespit edildiğini, ancak … A.Ş.’nin poliçe limiti nedeniyle sorumlu olduğu miktarın 23.202,25 TL olduğunu ve bu nedenle bakiye 5.460,00 TL için kaza nedeniyle sorumlu diğer sigorta şirketi olan davalı aleyhine icra takibi yapıldığını, davalının takibe haksız itirazı ile takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve davacı lehine %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; dava konusu uyuşmazlıkta, 2918 sayılı KTK.nın 110. maddesi ile HMK.nın 14/1. maddesi birlikte değerlendirildiğinde dava konusu uyuşmazlığın davalının Ankara’da bulunan şubesinin işleminden kaynaklanan bir uyuşmazlık olduğu iddia ve ispat edilemediğinden, sigorta şirketinin her şubesinin bulunduğu yer mahkemesinin yetkili olarak kabul edilemeyeceği, davacının kanun ile belirlenen tüm yetki kurallarına uymadan tüm bu yetki kuralları bertaraf edilerek kanunen belirlenen yetkili icra dairesinden hiçbirinde takip yapmadığı, davalı tarafın icra dairesinin yetkisine yönelik itirazının kabulü ile seçim hakkının davalıya geçtiği, yetkili icra dairesi’nde usulüne uygun bir icra takibi bulunmadığı kanaati ve gerekçesiyle, geçersiz takibe dayalı olarak açılan itirazın iptali davasının usulden reddine karar verilmiş; hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davanın konusu itibariyle kesin yetki kuralına tabi olmadığını, davalının cevap dilekçesi sunmadığını, yetki itirazının ilk itirazlardan olduğunu, cevap dilekçesinde öne sürülmediği takdirde mahkemece re’sen dikkate alınamayacağını, başlatılan icra takibi ve buna istinaden açılan davanın yetkili mahkemede açıldığını, husumetin …Sigorta A.Ş.’nin Ankara Bölge Müdürlüğü’ne yöneltildiğini, bu nedenle davalının yetkili mahkeme/icra dairesi belirtme hakkı bulunmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davacı vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma alacağının tahsili amacıyla girişilen takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece takibin yapıldığı İcra Müdürlüğü’nün yetkisizliği nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş olup, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Ankara 31. İcra Dairesi’nin 2022/8301 Esas nolu dosyasında, davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 06.05.2022 tarihinde 5.460,00 TL…’nın kızı …’ün trafik kazasında vefatı nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatının tahsili için) alacağa ilişkin takibe girişildiği, borçlunun borca, faize ve her türlü feri’lerine itiraz etmesi ve ayrıca yetkili icra dairesinin İstanbul Anadolu İcra Dairesi olduğunu belirterek yetkiye itirazı üzerine takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının yasal süresinde açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Yargıtay’ın kararlılık kazanmış uygulamasına göre, itirazın iptali davasını gören mahkemenin, icra takibinin yapıldığı icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı öncelikle incelemesi gerekir. Mahkemenin yetkisine yönelik bir itirazın var olup olmaması, bu sonuca etkili değildir. Başka bir deyişle, itirazın iptali davasında mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın mahkeme öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyerek kesin olarak sonuçlandırmalıdır. (HGK’nın 28.03.2001 tarihli ve 2001/19-267 E., 2001/311 K.; 20.03.2002 tarihli ve 2002/13-241 E., 2002/208 K. ve 25.04.2018 tarihli ve 2017/19-902 E., 2018/973 K. sayılı kararları).
İcra İflas Kanunu 50.madde gereğince para veya teminat borcu için yapılan ilamsız takiplerde HMK’nın yetkiye dair hükümleri kıyas yoluyla tatbik olunur.
Buna göre, haksız fiilden kaynaklanan uyuşmazlıklarda dava; genel yetki hükümlerince davalının yerleşim yeri mahkemesinde (HMK m. 6), davalı sayısı birden fazla ise, bunlardan birisinin ikametgahı mahkemesinde (HMK m. 7/I), aynı Kanun’un 16. maddesi uyarınca haksız fiilin vuku bulduğu, zararın meydana geldiği, zararın meydana gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 110. maddesi ile ZMMS Genel Şartlarının C.7. maddesinde de, motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davaların sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi, kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabileceği düzenlenmiştir.
Dairemiz tarafından Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 14.03.2018 tarih 2017/17-1092 E. – 2018/463 K. sayılı ilamı gereğince; Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta şirketine karşı açılan davalarda sigorta şirketlerinin Bölge Müdürlüklerinin bulunduğu yer mahkemelerinin yetkisi ile ilgili Bölge Müdürlüğünün yetkili olduğu yönünde yasal bir düzenlenme bulunmadığı, Kanun’da bulunmayan bir düzenlemenin yorum yolu ile genişletilemeyeceği, Bölge Müdürlüklerinin bulunduğu yer mahkemelerinin de yetkili mahkeme olarak kabul edilemeyeceği yönünde karar verilmekteyken, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/1087 E. – 2020/125 K. sayılı 11.02.2020 tarihli ilamında; “2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun görevli ve yetkili mahkemeyi düzenleyen 110. maddesinde, motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davaların, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabileceği düzenlenmiştir. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (Trafik Sigortası) Genel Şartlarının C.7 maddesinde de yetkili mahkemeler belirlenmiş, Kanun’daki yetki kuralı aynen tekrar edilmiştir. Sigorta Şirketleri ve Reasürans Şirketlerinin Kuruluş ve Çalışma Esaslarına İlişkin Yönetmelik’in 10. maddesinde, şirketlerin bölge müdürlükleri ve şube açmak suretiyle yurt içinde teşkilatlanmasının, yurt dışında şube veya temsilcilik açması ilgili diğer mevzuat hükümleri saklı kalmak kaydıyla serbest olduğu, ancak bu şekilde faaliyete başlanmasını ve faaliyetin sona erdirilmesini müteakip bir ay içinde şirketçe Müsteşarlığa bildirimde bulunulması gerektiği düzenlenmiştir. Mevcut bu düzenleme dikkate alındığında Sigorta Şirketleri ve Reasürans Şirketlerinin Kuruluş ve Çalışma Esaslarına İlişkin Yönetmelik hükümleri uyarınca bölge müdürlüğü yapılanmasına izin verilmiş, genel müdürlük ile şube ve acenteler arasında bölge müdürlüğü adında bir yapılanmanın kurulabileceği kabul edilmiştir. Aynı ilkeler Hukuk Genel Kurulu’nun 24.06.2017 tarihli ve 2017/17-1110 E. – 2017/860 K. sayılı kararında da benimsenerek davacı vekilinin davayı sigortacının bir acenteden daha yetkili olan Bölge Müdürlüğü’nün bulunduğu Bursa ilinde açtığı gözetilerek mahkemece yetki itirazının reddi ile işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir.” denilmiştir.
Dava konusu olayda, davacı vekili icra takibini ve davasını davalı sigorta şirketinin Bölge Müdürlüğü’nün bulunduğunu iddia ettiği yer icra müdürlüğü ve mahkemesi olan Ankara İcra Müdürlüğü ve Mahkemelerinde açmıştır.
Dairemizce yapılan araştırmada davalı sigorta şirketinin Ankara’da Bölge Müdürlüğü’nün bulunduğu anlaşılmış olup, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun içtihat değişikliği de gözetilerek icra takibinin ve davanın yetkili icra müdürlüğü ve yetkili mahkemede açıldığının anlaşılmasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a-4 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın esasına girilerek taraf delillerinin toplanması ve sonucuna göre karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Ankara 4.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/10/2022 gün ve 2022/429 E. 2022/813 K. sayılı kararının HMK.nın 353/1-a-4 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Yeniden yargılama yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının ve istinaf başvuru harcının istek halinde yatırana iadesine,
3-İstinaf yoluna başvuran tarafça yapılan yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
4-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 01/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.