Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2023/19 E. 2023/139 K. 08.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi Esas-Karar No: 2023/19 – 2023/139
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/19
KARAR NO : 2023/139

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/11/2022
NUMARASI : 2022/176 Esas 2022/856 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Rücuen Tazminat)
KARAR TARİHİ : 08/02/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 14/02/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 28.03.2020 tarihinde meydana gelen iki taraflı maddi hasarlı trafik kazasında, davalı … AŞ.’nin işleteni, davalı …’ın sürücüsü olduğu … plakalı aracın şerit tecavüzünde bulunarak müvekkiline ait … plakalı araca çarparak hasarlanmasına sebebiyet verdiğini, kaza tespit tutanağında davalı sürücünün kusurlu bulunduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 50,00 TL değer kaybı, 50,00 TL kazanç kaybı zararı olmak üzere toplam 100,00 TL maddi tazminatın 28/03/2020 kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile 10.000TL değer kaybı ve 2.100TL kazanç kaybı talep etmiştir.
Davalı … .. şirket vekili cevap dilekçesinde; davacının talep ettiği değer kaybının ZMSS kapsamında olup sigorta şirketi tarafından ödenmesi gerektiğini, davanın … Sigorta AŞ’ye ihbarını talep ettiklerini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …’ın davaya cevap vermediği görülmüştür.
İhbar olunan … Sigorta Şirket vekili beyan dilekçesinde; zamanaşımı, görev, kesin hüküm, husumet, derdestlik ve hak düşürücü süre yönlerinden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davacı şirkete ait sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile davalı şirkete ait, diğer davalı … sevk ve idaresindeki … plakalı kamyonetin 28/03/2020 tarihinde çarpıştıkları, oluşan kazada iki yönlü yolda kendi gidiş istikametine göre ters yönde park eden, park çıkışında kendi istikameti karşısından gelmekte olan araç olup olmadığını kontrol etmeden, karşıdan gelen araç varsa ilk geçiş üstünlüğünü tanımadan park yerinden çıkarak, kendi şeridinde ilerleyen ve kazayı önleme şansı bulunmayan davacıya ait araca çarpan … plakalı kamyonet sürücüsü … ‘ın %100 kusurlu bulunduğu, davacı şirketin aracında oluşan hasar nedeniyle aracın 10.000,00 TL değer kaybettiği ve davacı şirketin 7 gün aracından mahrum kaldığı, araç mahrumiyet tazminatı tutarının ise 2.100,00 TL olduğu, davalı … … A.Ş.nin ve dosyamız davacısının tacir oldukları, taraflar arasındaki kazadan kaynaklı davanın nispi ticari dava olduğu gözetildiğinde dava tarihinde yürürlükte olan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5 inci maddesinden sonra gelmek üzere 7155 sayılı yasanın 20 maddesi ile yapılan değişiklikle eklenen 5/A maddesi gereği ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmasının dava şartı haline getirilmesi, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yasasının 7155 sayılı yasanın 23. maddesi ile değişik “Dava şartı olarak arabuluculuk” başlığı ile eklenilen 18/A-2,son (…Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir…) hükmü gereği dava tarihi itibariyle dava dilekçesi ve ekleri içeriği ile davacının 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren para alacağına ve tazminata yönelik ticari davalarda davalı şirket yönünden arabuluculuğa başvuru şartını yerine getirmediği anlaşıldığından davanın kısmen kabulü ile, davacının davalı … … A.Ş.’ye yönelik davasının 6325 sayılı yasanın 18/A-2, TKK 5/A HMK 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan usulden reddine, davacının davalı …’a yönelik davasının kabulüne, 10.000-TL değer kaybı, 2.100-TL mahrumiyet bedeli olmak üzere 12.100-TL’sinin kaza tarihi olan 28/03/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş olup hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğunu, haksız fiil kaynaklı davada araç işleteni yönünden “arabuluculuk dava şartının” sözkonusu olmadığını, kaldı ki zaten davadan önce arabulucuya da başvurduklarını, mahkemece dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığını, zira yargılama sırasında bu eksikliği tamamladıklarını, ayrıca aracın değer kaybının bilirkişi raporunda düşük belirlendiğini belirterek, istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davacı vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, kamu düzenine aykırılıklar resen gözetilerek, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle araçta oluşan değer kaybı ve araçtan yoksun kalma zararının davalılardan tahsili istemine ilişkindir.
Yerel Mahkeme tarafından davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
6102 sayılı TTK.’nın 3. maddesi uyarınca, bu Kanun’da düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir. Aynı Yasa’nın 4/1-a maddesine göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; bu Kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır.
6102 sayılı TTK’nın 26.06.2012 tarihli ve 6335 sayılı Kanunun 2. maddesiyle değişik 5/3. maddesi uyarınca, asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır. Göreve ilişkin kurallar ise dava şartıdır (HMK. m. 114) ve mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır (HMK. m.115).
18/12/2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 7155 Sayılı Kanun’un 20. maddesi ile 6102 Sayılı TTK’ya eklenen 5/A maddesinde; “Bu Kanun’un 4üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.”
Ayrıca, 6325 sayılı Hukuk uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na “Dava Şartı Olarak Arabuluculuk” başlığı ile 18/A maddesi eklenmiş olup, 6325 sayılı HUAK’nın 18/A maddesinin 2. fıkrasında; “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” düzenlemesi bulunmaktadır.
Bu düzenlemelere göre, 01/01/2019 tarihinden sonra konusu bir miktar paranın ödenmesi talebi ile açılan ticari davalarda dava açılmadan önce uyuşmazlıkla ilgili arabulucuya başvurulup, anlaşılamaması halinde son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin dava dilekçesine eklenmesi zorunludur. Arabulucuya başvurulmadan doğrudan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilecektir.
TTK’nın 5/A maddesi gereğince ticari davalarda arabuluculuk dava şartı olarak düzenlendiğinden ticari dava kavramının açıklığa kavuşturulması gerekmektedir. Ticari dava ile ilgili düzenleme TTK’nın 4. maddesinde yapılmıştır. Ayrıca bazı özel Kanunlarda da ticari dava kavramına yer verilmiştir. TTK’nın 4/1 maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nispi ticari dava niteliğindedir. Nispi ticari davalar, şarta bağlı ticari davalar olup, uyuşmazlığın taraflarının tacir olması ve uyuşmazlık konusunun da tarafların ticari işletmesine ilişkin olması şarttır. Ancak, TTK’nın 4/1. (a) – (f) bentlerinde sayılan mevzuat ile düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları herhangi bir şart aranmaksızın mutlak ticari dava olarak kabul edilir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1-a maddesi gereği her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlar ticari davalardır.
Davacı şirket, davalı şirketin işleteni olduğu aracın, diğer davalının yönetimindeyken sebebiyet verdiği trafik kazasında, kendi aracının zarar gördüğünü ve değer kaybına uğradığını ve araçtan mahrum kalması nedeniyle zararının oluştuğunu ileri sürerek, araç işleteni ve sürücüsü olan davalılardan aracındaki değer kaybı ve araç mahrumiyet bedelinin tahsili talebinde bulunmuş olup, davalı araç sürücü …’ın sorumluluğu TBK.nın 49. maddesinden, araç işleteni davalı ……şirketinin sorumluluğu ise KTK’nın 85. maddesinden kaynaklanmaktadır. Davacı taraf ile davalılardan araç işleteni şirket arasındaki maddi tazminat davası ticari dava niteliğinde olup, özel görevli Ticaret mahkemesinde tüm davalılara yönelik davanın görülmesinde ve dava tarihi itibariyle zorunlu arabuluculuk dava şartının geçerli olduğu açıktır.
Davacı vekili tarafından istinaf dilekçesi ekinde aralarında davacı … AŞ’nin ve davalı … … AŞ’nin de bulunduğu tarafların arabulucuya başvurdukları ve davadan önce 08/10/2020 tarihli “anlaşamadıkları” yönünde arabuluculuk son tutanağının düzenlendiği anlaşılmıştır.
Mahkemece, yapılan yargılamada dava konusu uyuşmazlığı ilişkin olarak davacıya arabulucuya başvurup vurmadığı sorulmadan dava usulden reddedilmiş, davacı tarafından istinaf dilekçesine eklenen arabuluculuk tutanağı mahkemece değerlendirilmemiştir.
O halde mahkemece, arabuluculuk son tutanağı değerlendirilerek, davaya konu tüm talepler yönünden dava şartının gerçekleşip gerçekleşmediği tartışılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden davacının buna yönelik istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-4 maddesi gereğince kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, kaldırma sebebine göre davacının sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 16/11/2022 tarihli, 2022/176 Esas – 2022/856 Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-4. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre, davacı vekilinin sair istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3- Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde istinaf eden taraflara iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 08/02/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.