Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/1333 – 2023/1715
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2023/1333
KARAR NO : 2023/1715
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/06/2023
NUMARASI : 2022/814 Esas – 2023/438 Karar
DAVACILAR :
VEKİLİ
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 27/12/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 28/12/2023
Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili ile davalı … vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde; 26.06.2018 tarihinde, müvekkili …’in 5 yaşındaki çocuğu … ve bebek arabasındaki çocuğu … ile yoldan karşıdan karşıya geçmek üzereyken, sürücü …’in sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile dikkatsiz ve tedbirsiz olarak sola dönüş yaptığı esnada müvekkil … ile bebek arabasında bulunan … …’e çarptığını, kazaya sebebiyet veren … plakalı aracın Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesinin davalı … Sigorta A.Ş. tarafından yapıldığını, trafik kazası tespit tutanağına göre …’in 2918 sayılı kanunun 53/1 maddesini ihlal ettiğini, müvekkillerin kusur ihlalinin bulunmadığını, müvekkil …’in yüksek okul mezunu olduğunu, kurs bitirme belgesi bulunduğunu, kaza nedeniyle günlük hayatını idame ettiremediğini, maddi tazminat ödenmesi için davalı sigorta şirketine başvurduklarını ancak taleplerine cevap verilmediğini, ödeme yapılmadığını, …’in …’in kocası olduğunu, eşinin yaşadığı kaza sonucu evde eşinin bakımı ile ilgilenmek zorunda kaldığını, çocukları ile ilgilenmesi için eve yardımcı almak zorunda kaldığını, bu nedenle maddi zarara uğradığını, müvekkil …’in kazaya şahit olduğu için şok yaşadığını, annesinin durumu nedeniyle manevi acılar yaşadığını, 2017 doğumlu olan … …’in kazayı yara almadan atlattığını, annesinin durumu nedeniyle büyük acılar yaşadığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile müvekkil … için 10.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi tazminatın, … için 1.000,00 TL maddi, 20.000,00 TL manevi tazminatın, … … için 15.000,00 TL manevi tazminatın ve … … için 15.000,00 TL manevi tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, manevi tazminatın ise davalı …’den tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Anonim Şirketi vekili cevap dilekçesinde; dava konusu … plakalı aracın müvekkili tarafından tanzim edilen, 06.06.2018-2019 tarihleri arasında 38263892 poliçe numaralı ZMMS ile sigortalı olduğunu, müvekkil şirketin sorumluluğunun 360.000 TL olan poliçe limiti ve sigortalının kusuru ile sınırlı olduğunu, davacının maluliyet durumunun Adli Tıp Kurumu tarafından belirlenmesini, geçici iş göremezlik tazminatından müvekkilinin sorumlu olmadığını, bu hususta sorumluluğun SGK’da olduğunu, tazminat hesaplamasına karar verilmesi halinde, hesaplamanın Hazine Müsteşarlığı siciline kayıtlı aktüerler tarafından yapılmasını, TRH 2010 yaşam tablosunun kullanılması gerektiğini, 1.8 teknik faiz oranının esas alınmasını, SGK tarafından davacılara herhangi bir ödeme yapıldığının tespiti halinde bu ödemenin mahsubunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davacıların maluliyet durumunun tespit edilmesi gerektiğini, müvekkilin aracının sigortacısı olan … Sigorta A.Ş’nin maddi tazminatı ödemekle yükümlü olduğunu, manevi tazminatın zenginleşme aracı olamayacağını, davacı …’in ve … …’in trafik kazası geçirmediklerini, taleplerinin trafik kazası ile illiyet bağının olmadığını, … …’in yaralanmadan kurtulduğunu belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, Bölge Adliye Mahkemesi’nin kaldırma kararı uyarınca yapılan yargılamada; SGK’ya ortez giderlerinin bildirilmesi için müzekkere yazıldığı ve cevabi yazı ile birlikte dosyanın aktüer bilirkişiye tevdi edildiği, raporda da tespit edildiği üzere davacının faturalandırdığı 500,00-TL tedavi giderlerinden SGK tarafından karşılanan 248,83TL’nin mahsubu neticesinde davacının talep edebileceği zararın 251,17-TL olduğunun kabulü ile kaldırma kararına konu edilmeyen hususların kesinleşmiş olduğu gerekçesiyle; “Davanın KISMEN KABULÜNE, davacı … yönünden maddi tazminat davasının kabulü ile 14.132,05 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 72.889,23 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 4.352,73 TL bakıcı gideri tazminatı, 251,17 TL SGK’ca karşılanmayan tedavi gideri olmak üzere toplam 91.525,18 TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihi olan 08/08/2018 tarihinden, davalı … yönünden kaza tarihi olan 26/06/2018 tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davacı … yönünden maddi tazminat talebinin reddine, davacıların manevi tazminat taleplerinin KISMEN KABULÜ ile, davacı … yönünden 20.000,00 TL, davacı … yönünden 10.000,00 TL, davacı … … yönünden 5.000,00 TL, davacı … … yönünden 5.000,00 TL manevi tazminat takdiri ile kaza tarihi olan 26/06/2018 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den alınarak bu davacılara ayrı ayrı verilmesine, fazlaya ilişkin istemlerin reddine” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; İlk derece mahkemesinin 27/02/2020 tarihli kararına dayanak yapılan hesap raporunda, 2020 yılı asgari ücret esas alınarak hesaplama yapıldığı, davanın kısmen kabulüne ilişkin ilk derece mahkemesinin 27/02/2020 tarihli kararının davalılar tarafından istinaf edildiği ve SGK tarafından yapılan ödemenin değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle anılan kararın kaldırılmasına karar verildiği, istinaf karar ilamı doğrultusunda yeniden yapılan hesaplamada sadece tedavi giderinden SGK’nın yapmış olduğu 248,83TL mahsup edilmekle yetinildiği, güncel asgari ücret üzerinden yeniden bir hesaplama yapılmadığını, oysa, her ne kadar istinaf karar ilamında yer almasa dahi, karar ilamı sonrası yeniden yapılan hesaplamada, hesaplama tarihi itibarıyla geçerli olan asgari ücret tarifesi üzerinden geçici ve sürekli iş göremezlik hesabının yapılmasının yasal zorunluluk olduğunu, yüksek mahkemenin konuya ilişkin emsal kararlarının da bu yönde olduğunu, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun HGK., E. 2016/1528 K. 2019/1169 T. 12.11.2019 kararında, asgari ücret kamu düzeni ile ilgili olduğundan davanın her aşamasında uygulanacağının belirtildiğini, geçici ve sürekli iş göremezlik ile ilgili yapılan tazminat hesaplarında karar tarihine en yakın asgari ücretin esas alınması gerektiğini, bu hususun usuli müktesep hak kapsamında değerlendirilemeyeceğini belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilin aracı davalı … Anonim Şirketi tarafından sigortalı olup, maddi tazminat yönünden sorumluluğun sigorta şirketine ait olduğunu, zira Yargıtay’ın emsal kararlarında ve kanunlarda görüleceği üzere sigortanın, motorlu araçların neden olduğu kazalarda, zarar görenlerin tedavi giderlerini, ölüm ve bedensel zararlarla, araç hasarlarına ilişkin tazminat tutarlarını ödemekle yükümlü olduğunu, bu nedenle, dava konusu olaya ilişkin maddi tazminat talebi isteminden müvekkilin sorumluluğu bulunmadığını, hükmolunan manevi tazminat miktarları fahiş olup hukuka aykırı olduğunu, davacı …’in trafik kazası geçirmediğini, kişinin yakınlarının manevi tazminat taleplerinin ancak trafik kazası nedeniyle uzuv kaybı meydana geldiğinde kabul edildiğini, davacı …’in taleplerinin trafik kazası ile illiyet bağı olmadığından reddi gerektiğini, kazanın meydana geldiği tarihte henüz 5 yaşında olan, kazanın anlam ve sonuçlarını dahi algılayamayacak bir yaşta olan davalı için 5.000,00 TL manevi tazminat hükmedilmesinin hukuka ve mantığa aykırı olduğunu, … …‘in kazadan yara almadan kurtulduğunu, 2017 doğumlu bir bebeğin hiçbir yara almadan kurtulduğu kaza nedeniyle elem ve ızdırap çektiğinin kabul edilemeyeceğini belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesinde; davacılar ilk hükmü istinaf etmemiş olup, istinaf etmemiş olsalar dahi asgari ücret oranındaki değişikliğin yeniden yapılan yargılama sürecinde gözetilmesi gerektiğini, bu hususun usuli kazanılmış hakkın istisnası olup asgari ücretin kamu düzeninden olduğunu ileri sürmüşlerdir.
Hüküm tarihine en yakın tarihteki ücretlerin esas alınması mahkemenin vereceği ilk hükümle ilgili olup bu hükmün yeniden rapor alınmasını gerektirmeyen bir nedenle bozulması hâlinde yeni verilecek hüküm tarihini esas alan bir hesaplama yapılması gerekmeyecek ancak bozma nedeni tazminat hesabı için yeniden rapor alınmasını gerektiriyor ise bu takdirde alınacak raporda sonradan değişen ücretler esas alınarak önceki rapordaki miktarlar itibarıyla varsa usulî kazanılmış hak oluşturan durumların da gözetilmesi gerekmektedir. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 28/02/2022 tarih ve 2021/20414 Esas, 2022/3521 Karar sayılı ilamı)
Yukarıda belirtilen hukuki ve fiili durumlar ışığında ilk hükümdeki miktarın davalılar lehine usuli kazanılmış hak oluşturduğu anlaşılmakla, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmektedir.
Davalı …’in istinaf sebeplerine gelince; maddi tazminata ilişkin olarak, davalı sigorta şirketi ile birlikte işleten davalının da müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu anlaşılmaktadır.
Manevi tazminata gelince,
6098 sayılı TBK’nın 56. maddesinde bedensel zararlardan doğan manevi tazminat düzenlenmiş ve bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, Hâkimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebileceği, ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde ise zarar görenin veya ölenin yakınlarının da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesini talep edebileceği hüküm altına alınmıştır.
Bu bağlamda manevi tazminat isteme hakkı doğrudan doğruya cismani zarara uğrayan kişiye aittir. Bir kişinin cismani zarara uğraması sonucu onun yakınlarının manevi tazminat davası bakımından hak sahipliği durumunun ön şartı “ağır bedensel” zarar koşulunun sağlanmasıdır. Bu koşul mevcut olmadıkça aynı eylem nedeniyle manevi üzüntü duyan yakınlar, yansıma yoluyla manevi tazminat isteyemezler.
Ancak TBK. m. 56/f. 2’de yer alan ağır bedensel zarar ifadesinin hangi tür zararları kapsayacağı ise madde metninden açık bir şekilde anlaşılmamaktadır. TBK. m. 56/f. 2’de anılan ağır bedensel zararlardan ne anlaşılması gerektiği konusunda ise 6098 sayılı Kanunu’na dair Adalet Komisyonu raporundan faydalanılabilir. Zira Komisyon raporunda bu hususun netliğe kavuşmasına imkân tanıyan açıklamalar mevcuttur. Buna göre “ağır bedensel zararın takdirinde”, zarara uğrayan organların önemi, oluşan işgörmezlik derecesinin oranı, uğranılan ruhsal zararın niteliği ve diğer durumlar gözetilecektir. (Adalet Komisyonu Raporu, s. 267. http://www.tbmm.gov.tr/sirasayi/donem23/yil01/ss321.pdf)
Somut olayda ise davacı …’in sürekli maluliyetinin oluştuğu ve yaralanmasının ağır bedensel zarar niteliğinde değerlendirilebileceği ve bu davacı lehine manevi tazminat koşullarının oluştuğu, davacının eşi ve çocukları olan diğer davacılar yönünden ise …’in yaralanması nedeniyle ağır bedensel zararın ve manevi tazminat koşulunun oluştuğu anlaşılmakla, olay tarihi, olayın oluş şekli, kusur durumu, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, davacı …’in kazada yaralanması, diğer davacıların …’in yaralanması nedeni ile, çektikleri acı ve duymuş oldukları üzüntünün boyutu, hakkaniyet ve manevi tazminat miktarının bir taraf için zenginleşme aracı, diğer taraf için de yıkım olmaması ilkesi ve davacıların uğradığı manevi zarar göz önüne alındığında, hükmedilen manevi tazminat miktarları usul ve yasaya uygun bulunmuştur.
Açıklanan nedenlerle, usul ve yasaya uygun olarak verilen ilk derece mahkemesi kararına karşı davacılar ve davalı … vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacılar vekili ile davalı … vekilinin istinaf başvurularının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacılardan alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcı peşin olarak alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına
3-Davalı …’den alınması gereken 8.984,49 TL istinaf karar harcından peşin alınan 2.246,12 TL’nin mahsubu ile bakiye 6.738,37 TL’nin anılan davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf eden taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Gider avansından artan kısım varsa karar kesinleştiğinde yatıran taraflara iadesine,
6-Karar tebliği, kesinleştirme, harç tahsil ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 27/12/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Başkan
Üye
Üye
Katip
* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.