Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/125 – 2023/126
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2023/125
KARAR NO : 2023/126
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/11/2022
NUMARASI : 2022/1183 Esas 2022/1058 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 08/02/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 06/03/2023
Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 24/02/2022 tarihinde davalı sürücü…’ün, sevk ve idaresindeki … Şirketi’ne ait araç ile seyrederken; park halinde olan müvekkili şirkete ait… ve … plakalı araçlara çarparak hasar verdiğini ve söz konusu araçlarda değer kayıpları da meydana geldiğini, ayrıca müvekkilinin, dava konusu araçlarında meydana gelen hasar nedeniyle onarım süresince araçlarından mahrum kalması nedeniyle; araç kiralama, personel taşıma hizmeti alma vb. şeklinde başkaca maddi zararlara da uğradığını, müvekkilinin zararlarından davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak; müvekkiline ait iki araçta meydana gelen değer kaybı nedeniyle ayrı ayrı 100,00’er TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, müvekkilinin uğramış olduğu diğer tüm maddi zararlara ilişkin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00 TL’ nin kaza tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece tensiben dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; davanın, trafik kazasından kaynaklanan değer kaybı bedelinden oluşan maddi tazminat istemine ilişkin olduğu, davada öncelikli olarak Asliye Ticaret Mahkemesinin davaya bakmakla görevli olup olmadığının belirlenmesi gerektiği, davanın Asliye Ticaret Mahkemesince görülüp karara bağlanabilmesi için uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması ve bu bağlamda tarafların her ikisinin birden tacir olmasının zorunlu olduğu, eldeki davada uyuşmazlığın temelinde haksız fiile dayalı tazminat istemine ilişkin olduğu, ayrıca zorunlu mali sorumluluk sigortasına bağlı bir talep de söz konusu olmadığı, bu durumda ihtilafın TBK’da düzenlenen hükümler çerçevesinde çözümlenmesi gerektiği, tüm dosya kapsamı, yasal mevzuat ve yerleşik Yargıtay uygulamaları birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasındaki temel ihtilafın haksız fiilden kaynaklandığı, sigorta şirketine husumet de yöneltilmediği, bu itibarla 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesi hükmünce davayı ticari dava saymak ve Asliye Ticaret Mahkemesini görevli kabul etmenin mümkün olmadığı, ihtilafın genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesince çözümlenmesi gerektiği, görev hususunun davanın her aşamasında dikkate alınabileceği sonuç ve kanaatiyle göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu gerekçesi ile“Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine” karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; kararın hatalı olduğunu, davanın görülmesinde Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemidir. Davacı şirket, taşıma işinde kullandığı araca, davalı şirketin maliki olduğu araç ile davalı…’ün sevk ve idaresinde iken çarpması nedeniyle zararlarının tazmini istemiştir.
01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 5/1. maddesi uyarınca, ticari davalara bakmak görevi, asliye ticaret mahkemesine aittir. Ticari davalar, mutlak ve nispi ticari davalar olarak ikiye ayrılmaktadır. Nispi ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinin ilk cümlesinde tarif edilmiş olup, her iki tarafın da “ticari işletmesiyle ilgili hususlardan kaynaklanan” hukuk davalarıdır. Mutlak ticari davalar ise, tarafların tacir olup olmadıklarına ve uyuşmazlığın tarafların ticari işletmeleri ile ilgili bulunup bulunmadığına bakılmaksızın yasa gereği ticari dava sayılan uyuşmazlıklardır. TTK’nın 4/1-a ve devamı bentlerinde yazılan uyuşmazlıklar ile diğer yasalarda ticari dava olduğu belirtilen uyuşmazlıklar, mutlak ticari davalardır.
Diğer yandan, TTK’nın 3. maddesinde; “Ticari İş” kavramı düzenlenmiş; “Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.” denilmiştir. Ticari iş karinesine ilişkin TTK’nın 19. Maddesinde; “(1) Bir tacirin borçlarının ticari olması asıldır.” denilmiştir. İlgili düzenlemede, gerçek kişi tacirler yönünden hangi işlerin adi iş sayılacağı belirtilmiş iken, tüzel kişi tacirler yönünden ayrık düzenleme getirilmediğinden tüm işleri ticari iş niteliğinde ve ticari işletmesi ile ilgili olduğu yasal düzenleme ile kabul edilmiştir. Bu nedenle tüzel kişi tacirler hakkında açılan davada, alacağın sebebine bakılmaksızın (sözleşmeden, haksız fiilden yahut sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanmış olsa da) ticari işletmesi ile ilgili olduğu ve ticari iş olduğunun kabulü gerekmektedir.
Somut olayda, tüzel kişi tacir olan davacı haksız fiil neticesinde aracında meydana gelen hasar nedeniyle uğradığı zararını, kazaya karışan karşı aracın tüzel kişi tacir olan işleteni davalı şirketten ve araç sürücüsünden talep etmiş olup, davacı ve davalı şirket yönünden dava ticari iş ve işletmesiyle ilgili olduğundan, 6102 sayılı TTK’ nın 4/1 ve 5. maddesi gereğince ihtilafın çözümünün Asliye Ticaret Mahkemesinin görev alanı içinde olduğundan, mahkemece yargılamaya devam edilerek işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile göreve ilişkin dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile kararın HMK’nın 353/1-a-3 maddesi gereğince kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 09/11/2022 tarihli 2022/1183 Esas, 2022/1058 Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-3. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davacı tarafından yatırılan İstinaf karar harcının istek halinde istinaf eden davacıya iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 08/02/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Başkan
Üye
Üye
Katip
* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.