Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/984 E. 2023/792 K. 24.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/984 – 2023/792
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/984
KARAR NO : 2023/792

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/05/2021
NUMARASI : 2019/351 Esas – 2021/350 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 24/05/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 22/06/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … ve davalı … sigorta A.Ş. vekili tarafından süresi içinde ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 18.01.2019 tarihinde … plakalı davacının sevk ve idaresinde bulunan aracın Ankara ili Eryaman ilçesi Göksupark önünde çalışır vaziyette beklediği sırada sürücüsü belirlenemeyen … plakalı aracın hızla gelerek davacının aracına çarpması sonucu meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası neticesi davacıya ait aracın hasar gördüğünü, … plakalı aracın orada bulunan Özel Halk Otobüsü ve başka bir araca daha çarptığını, akabinde kaza yerini tehlikeye sokarak terk ettiğini, kazaya sebebiyet veren aracın davalı …’ya ait olduğunu, aracın bu davalı tarafından davalı … firmasına kiralandığını, Ankara Batı 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/6 D.İş sayılı dosyası ile tespit raporu alındığını, kaza nedeniyle davacıya ait aracın kullanılamaz hale geldiğini, davacının, tüm masrafları kendisi karşılayarak aracını yaptırdığını, aracın 7 gün serviste kaldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile araçta meydana gelen hasar bedeli nedeniyle şimdilik 200,00 TL, araç değer kaybı nedeniyle 200,00 TL olmak üzere toplam 400,00 TL’nin müştereken ve müteselsilen olmak üzere tüm davalılardan tazminine, ikame araç bedeli için şimdilik 100,00 TL’nin müştereken ve müteselsilen sorumlu olmak üzere davalılar … ve …. Şti.’den tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile hasar bedeli talebini 10.916,99 TL, değer kaybı talebini 3.000,00 TL, ikame araç bedeli talebini 600,00 TL olarak arttırmıştır.
Davalı … Sigorta vekili cevap dilekçesinde, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; aracın uzun süreli olarak kiraya verilmiş olması nedeniyle davalının işleten sıfatı bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalılar … ve …, davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; kazayı gerçekleştiren sürücünün kimlik tespitin yapılamadığı, davalı …. Şti’den aracı kiralayan kişilerin davalılar … ile … olarak belirtildiği fakat davacının kaza ile ilgili verdiği soruşturma ifadesi incelendiğinde davalı sürücünün kimliği ile ilgili bilgisi olmadığını belirttiği, bu suretle davalılar … ve … ile ilgili davanın ispat edilemediği, uzun süreli kiracı konumunda bulunan davalı araç kiralama şirketi … Şirketinin sorumluluğu bulunduğu, araç maliki olan davalı … ile davalı ….Ltd. Şti. arasındaki 15/09/2018 tarihli kira sözleşmesinde 2500 TL yıllık kira ödenmesinin kararlaştırıldığı, ekonomik yönden yararlanma olanağının devam ettiği hususu nazara alınarak araç malikinin sorumluluğunun da devam ettiği, kazanın oluşumunda sigortalı … plakalı aracın firari sürücüsünün %100 asli kusurlu olduğu belirlemeleri ile davalılar … ve … yönünden ispatlanamayan davanın reddine, diğer davalılar yönünden; davanın kabulüne, 10.916,99 TL hasar bedelinin davalı …, davalı … ve davalı sigorta şirketi (poliçe limitleri dahilinde) müştereken ve müteselsilen tahsiline, sigorta şirketi yönünden 18/02/2019 tarihinden itibaren diğer davalılar yönünden olay tarihi olan 18/01/2019 tarihinden itibaren hükmedilen alacağa yasal faiz işletilmesine, 3.000,00 TL değer kaybının davalı …, davalı … ve davalı sigorta şirketi (poliçe limitleri dahilinde) müştereken ve müteselsilen tahsiline, sigorta şirketi yönünden 18/02/2019 tarihinden itibaren diğer davalılar yönünden olay tarihi olan 18/01/2019 tarihinden itibaren hükmedilen alacağa yasal faiz işletilmesine, araç mahrumiyet bedeli (ikame araç bedeli) nedeni ile 600,00 TL zararın davalı …, davalı …’nden müştereken ve müteselsilen tahsiline, olay tarihi olan 18/01/2019 tarihinden itibaren hükmedilen alacağa yasal faiz işletilmesine kara verilmiş, karar davalı sigorta şirketi vekili ve davalı … tarafından ayrı ayrı istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde, davalının kaza esnasında araç sürücüsü olmadığını, kendi aracını bir araç kiralama şirketine kiraya verdiğini, davalının işleten sıfatı olmadığını, kazanın meydana gelmesinde davacının kusurlu olduğunu, kaza anında davacının, araç duraklama şartları olmaksızın çalışır vaziyette araç yolunda durakladığını, araçtaki hasarın onarım bedeli ve ikame araç bedelinin faturalandırılıp ispatlanması gerektiğini, bilirkişi tarafından araç değer kaybının fahiş hesaplandığını, davacı adına faturalandırılan kış lastiğinin kaza sırasında araçta bulunan marka ve özellikli lastik olup olmadığı, yine davacı adına faturalandırılan yedek parça faturasında, yedek parçaların işçiliğine ve bilirkişi raporunda belirtilen boya, elektrik, döşeme adında herhangi bir kalemin yer almadığı ayrıca yapılan bu işlemlerin aracın yedek parçaları olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiğini, ikame araç bedeli için ise sunulmuş herhangi bir taksi fişi bulunmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İstinaf eden davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde, kusur raporu alınmadan karar verilmesinin yerinde olmadığını, araç değer kaybının hesaplanmasında kaza tarihi itibariyle geçerli genel şartlar ekinde yer alan değer kaybı hesaplama formülüne göre hesaplama yapılması gerektiğini, davalı sigorta şirketinin araç mahrumiyet bedeline ilişkin herhangi bir sorumluluğu bulunmamasına karşılık mahkemece vekalet ücreti, yargılama gideri ve masraflar bakımından herhangi bir oranlama yapılmadığını, bilirkişi raporunda tayin ve tespit edilen yedek parça fiyatlarının fahiş olduğunu, bilirkişi raporu alınmadan önce öncelikle hasarın nasıl ve ne zaman meydana geldiği ile hasar ile haksız fiil arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığının belirlenmesi haksız fiil ile hasar arasında illiyet bağı var ise hesaplamanın yapılması gerektiğini, bilirkişi tarafından aracın daha önce herhangi bir kazaya karışıp karışmadığı ve bu kazalar nedeni ile değer kaybı tazminatı alınıp alınmadığı, aracın km’si ve kullanım amacı, aracın hasar gören parçalarının neler olduğu ve bunların değer kaybına neden olup olmayacağı, teminat kapsamı dışında kalan hallerin değerlendirilmesinin gerektiğini, davalı sigorta şirketinin dava tarihinden itibaren ve ancak yasal faizle sınırlı olarak sorumlu tutulabileceğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapıla inceleme neticesinde;
Dava, maddi hasarlı trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemidir.
Somut olayda kaza tespit tutanağı uyarınca, 18.01.2019 tarihinde sürücü …’ın idaresindeki aracıyla Göksupark önünde park halinde beklemekte olduğu sırada … plakalı aracın çarpmasıyla meydana gelen kazada … plakalı araç sürücüsü olay yerinden ayrıldığından kusurlama yapılamadığının belirtildiği, mahkemece bilirkişiden alınan 07/09/2020 tarihli rapor uyarınca kazanın oluşumunda davalı sigorta şirketine trafik sigorta poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın firari sürücüsünün %100 asli kusurlu olduğu, araç maliki ve işleticisinin KTK 85. maddedeki hukuki sorumluluğuna istinaden tayin ve takdiri mahkemeye ait olmak üzere sürücünün kusurundan kendi kusuru gibi sorumlu olduğu, davacı sürücü …’ın kusuru bulunmadığının belirlendiği, davacıya ait araçta meydana gelen hasarın onarımı için gerekli parça ve işçilik bedelinin 10.916,99 TL olduğu, aracın onarımının sağlanmasının daha ekonomik olduğu, söz konusu kaza nedeniyle … plakalı araçta değer kaybının 2.491,25 TL olarak hesap edildiği, serbest piyasa şartlarına göre araçta 3.000,00 TL değer kaybı meydana geldiği, söz konusu zararın gerçek zarar kalemi içinde yer aldığı, davacı yanın aracından mahrum kaldığı günler için uğradığı iş gücü kaybının 600,00 TL olduğu, söz konusu zarardan sigorta şirketinin sorumluluğunun bulunmadığının belirlendiği, mahkemece anılan raporların hükme esas alınmasıyla yazılı şekilde karar verildiği anlaşılmıştır.
1-Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesinde,
Mahkemece hükme esas alınan kusur raporunun olayın oluşu ile uyumlu bulunmasına, buna göre kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğunun anlaşılmasına, mahkemece hükme esas alınan hesap bilirkişisi raporunun yerleşik Yargıtay uygulamalarına, hüküm kurmaya ve denetime elverişli bulunmasına, araç mahrumiyet bedelinden sorumluluğu bulunmayan davalı sigorta şirketi aleyhine hükmedilen vekalet ücreti, yargılama gideri ve masraflar bakımından mahkemece sigorta şirketinin sorumluluğu bulunmayan bu kalem meblağının gözetilmesiyle hüküm kurulduğunun anlaşılmasına, davacı tarafça davadan önce sigorta şirketine başvuru yapılmış olması nedeniyle davalı sigorta şirketinin hükmedilen tazminattan temerrüt tarihinden itibaren yasal faiz ile sorumlu tutulmasında bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf talebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
2-Davalı … vekilinin istinaf talebinin incelenmesinde,
İşleten tanımı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 3. maddesinde; “Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.” şeklinde yapılmıştır. 2918 sayılı KTK’nın 3. maddesinde işleten sıfatının belirlenmesinde şekli ve maddi ölçüt olmak üzere iki ayrı ölçüden yararlanılmıştır. Şekli ölçüye göre trafik sicilinde malik görülen kişi işletendir. Maddi ölçüye göre ise, trafik sicilinde adı geçen kişinin önemi bulunmamakta olup önemli olan araç üzerindeki fiili hakimiyet, araçtan ekonomik yarar sağlama, masraf ve rizikolara katlanma gibi ölçütlerdir. İşletenin belirlenmesinde doktrin ve Yargıtay’ın kabul ettiği görüş maddi ölçüdür.
2918 sayılı KTK’nın 85. maddesi ise; “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar” hükmünü içermektedir.
Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, bu araçların sahipleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılmasının bir başka kimseye devir edilmesi halinde (çok kısa bir süre olmaması kaydıyla), artık üzerindeki fiili hakimiyetin kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekip, bunun sonucu olarak da araç malikinin sorumlu tutulmaması gerekecektir. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay uygulamalarında, işleten sıfatının belirlenmesinde araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması ve fiili hakimiyetin uzun süreli olması gerekmektedir. Ancak bu konuda getirilecek delillerin üçüncü kişileri bağlayabilecek nitelikte ve güçte olması, özellikle zarara uğrayanların haklarını halele uğratacak bir sonuç yaratmaması şarttır.
Araç maliki olan davalı … tarafından kazaya karışan aracın kaza tarihinden önce 15/09/2018 tarihli sözleşme ile davalı … …. Şti.‘ye kiralandığı anlaşılmaktadır. Dosyaya sunulan kira sözleşmesine, aracın kiracı şirkete teslim edildiğine dair kayıtlara göre aracın kaza tarihinde kiracı şirketin elinde bulunduğunun ve aracın uzun dönem kiralama sözleşmesi ile kiraya verildiğinin kanıtlanmış olmasına, salt kira sözleşmesinde 2.500 TL bedel belirlenmiş olmasının araç malikinin araç üzerinde ekonomik yararlanmasını sürdürdüğünü ispata yeterli bulunmamasına göre, mahkemece davalı malik … yönünden işleten sıfatının ortadan kalkmış olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken araç maliki olan davalı … ile davalı … Otomo.İnş. San. Tic. Ltd. Şti. arasındaki 15/09/2018 tarihli kira sözleşmesinde 2.500 TL yıllık kira ödenmesinin kararlaştırıldığı, ekonomik yönden yararlanma olanağının devam ettiği, bu suretle araç maliki davalı …’nun sorumluluğunun da devam ettiği kanaatiyle bu davalının da zarardan sorumlu tutulması yerinde görülmemiştir.
Yukarıda 1 nolu bentte belirtilen gerekçelerle davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine, yukarıda 2 nolu bentte belirtilen gerekçelerle davalı … vekilinin istinaf talebinin kabulüne; kararın, HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince kaldırılmasına, ilk derece mahkemesi kararında davalı … yönünden davanın reddine karar verilerek hükmün düzeltilmesi suretiyle esas hakkında yeniden karar verilmesi gerekmiş, ilk derece mahkemesi kararında kesinleşen yönler korunarak aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
I-1-Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı … vekilinin istinaf talebinin kabulü ile; Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 25/05/2021 tarihli, 2019/351 Esas – 2021/350 Karar sayılı kararın KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca esas hakkında yeniden karar verilmesine, buna göre;
a-Davalılar … ve … yönünden ispatlanamayan davanın REDDİNE,
b-Davalı … aleyhine açılan davanın reddine,
c- Diğer davalılar … Sigorta A.Ş. ve …. Şti. yönünden;
A)Davanın KABULÜNE,
A-1) 10.916,99 TL hasar bedelinin davalı … ve davalı sigorta şirketinden(poliçe limitleri dahilinde) müştereken ve müteselsilen tahsiline, sigorta şirketi yönünden 18/02/2019 tarihinden itibaren, diğer davalı yönünden olay tarihi olan 18/01/2019 tarihinden itibaren hükmedilen alacağa yasal faiz işletilmesine,
A-2) 3.000,00 TL değer kaybının davalı … ve davalı sigorta şirketinden(poliçe limitleri dahilinde) müştereken ve müteselsilen tahsiline, sigorta şirketi yönünden 18/02/2019 tarihinden itibaren, diğer davalı yönünden olay tarihi olan 18/01/2019 tarihinden itibaren hükmedilen alacağa yasal faiz işletilmesine,
A-3) Araç mahrumiyet bedeli(ikame araç bedeli) nedeni ile 600,00 TL zararın davalı …’nden tahsiline, olay tarihi olan 18/01/2019 tarihinden itibaren hükmedilen alacağa yasal faiz işletilmesine,
3-Alınması gereken 991,65 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 44,40 TL harç ile ıslah ile alınan 240,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 707,25 TL karar ve ilam harcının (davalı sigorta şirketinin sorumluluğu 678,02 TL ile sınırlı olmak üzere) davalılar … ve … haricindeki davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen ve dava öncesi ödenen 1.096,27 TL arabuluculuk ücretinin davalılar … ve … haricindeki davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacıdan dava açılırken tahsil edilen 44,40 TL başvurma harcı, 6,40 TL vekalet harcı, 44,40 TL peşin harç, 240,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 335,20 TL harcın, davalı sigorta şirketinin sorumluluğu 321,35 TL ile sınırlı olmak üzere davalılar … ve … haricindeki davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacının yargılamada yapmış olduğu 600,00 TL bilirkişi ücreti, 597,20 TL posta ve tebligat ücreti olmak üzere toplam 1.197,20 TL yargılama giderinin, davalı sigorta şirketinin sorumluluğu 1.147,72 TL ile sınırlı olmak üzere davalılar …, … haricindeki davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 4.080,00 TL avukatlık ücretinin davalılar … ve … haricindeki davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
8-Hakkındaki dava reddedilen davalı … lehine hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
9-Kararın talep halinde taraflara tebliğine,
İSTİNAF HARÇ VE YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN:
II-İstinaf eden davalı … tarafından yatırılan istinaf başvuru ve karar harcının talep halinde bu davalıya iadesine,
III-İstinaf eden davalı … Sigorta A.Ş. tarafından yatırılması gereken 950,66 TL istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 247,91 TL harcın mahsubu ile bakiye 702,75 TL harcın bu davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
lV-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı … tarafından yapılan yargılama gideri masrafı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
V-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı … sigorta A.Ş. tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına
VI-HMK’nın 333.maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
VII-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 24/05/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.