Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/983 E. 2023/981 K. 21.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/983 – 2023/981
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/983
KARAR NO : 2023/981

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/04/2021
NUMARASI : 2017/693 Esas – 2021/347 Karar

DAVACI :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Haksız Fiilenden Kaynaklanan Rücuen Tazminat

KARAR TARİHİ : 21/06/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 09/07/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı Anadolu …Sigorta Şirketi vekili ve davalı …Sanayi Ticaret Limited Şirketi vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili davacı …’nun sevk ve idaresindeki ve mülkiyeti kendisine ait olan, davalı … Sigorta A.Ş. tarafından ZMMS ve kasko poliçesi ile sigortalı araç ile seyir halindeyken 27/06/2007 tarihinde …’in sevk ve idaresindeki müteveffa …’in de içerisinde yolcu olarak bulunduğu, mülkiyeti …. Ltd. Şti.’ye ait ve davalı … …Sigorta Şirketi tarafından ZMMS ile sigortalı kamyonet ile çarpışması sonucu ölümlü trafik kazası meydana geldiğini, kaza sonrasında …’in yakınları tarafından davacı aleyhine maddi ve manevi tazminat talepli olarak açılan davaların Ankara 6. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2008/261 Esas sayılı dosyasında birleştirildiğini, mahkemece yapılan yargılama sonucunda davacı ve diğer davalılar …. Ltd. Şti. ile …’i kusurları oranında müştereken ve müteselsilen tazminat ödemeye hükmettiğini, iş bu mahkeme kararının Ankara 1. İcra Müdürlüğü’nün 2014/13748 Esas ve Ankara 5. İcra Müdürlüğü’nün 2014/15175 Esas sayılı dosyalarından icraya konu edildiğini, söz konusu icra dosya borçlarının tamamının müvekkili davacı tarafından ödendiğini, Ankara 6. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2008/261 Esas sayılı dosyasından yapılan yargılama esnasında … …Sigorta Şirketi ile … Sigorta A.Ş.’ye davaların ihbar edildiğini ve davalılar tarafından bir kısım ödemeler yapıldığını, mahkemece bu ödemeler mahsup edilerek hüküm kurulduğunu, davacı tarafından ödeme yapıldıktan sonra davalı sigorta şirketlerine başvuru yapıldığını ancak davalı sigorta şirketleri tarafından geri dönüş yapılmadığını, davalıya ait aracın limited şirket adına kayıtlı olması ve ticari araç olması nedeniyle işleyecek faizin avans faizi olması gerektiğini beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla asıl ve birleşen davada takdir olunan maddi ve manevi tazminat ile ferileri için davacının ödediği tutarların ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıların kusurlarına tekabül eden sorumlu oldukları tutar kadar yapılan ödemelerden rücuen şimdilik 8.000,00 TL’sinin müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı … …Sigorta Şirketi vekili cevap dilekçesi ile; davanın zamanaşımı ile reddi gerektiğini, kaza sırasında sigortalı aracı işletenin sigorta ettiren olup olup olmadığının araştırılması gerektiğini, müvekkili şirket tarafından … ve …’e 01/07/2008 tarihinde 47.636,00 TL ödeme yapıldığını, davanın yetki unsuru sebebiyle reddi gerektiğini, davacı tarafın zararını ve destekten yoksun kaldığını kanıtlaması gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesi ile; kusur oranlarının tespiti için dosyanın Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin …’in vefat nedeniyle 14/07/2008 tarihinde 27.235,51 TL ödeme yaptığını, bakiye tazminat tespitinde ödeme tarih verilerinin dikkate alınması gerektiğini, davacıların destekten yoksun kalıp kalmadıklarının tespit edilmesi gerektiğini, emniyet kemeri takılmaması sebebi ile tazminattan indirim yapılmasını, faiz başlangıç tarihinin dava tarihi olması gerektiğini beyan ederek, haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı yan üzerine bırakılmasını talep etmişlerdir.
Davalı …’in cevap dilekçesi ile; hatır taşımacılığı yaptığını ve söz konusu davada hiçbir sorumluluğu bulunmadığını, doğacak tazminat miktarının aracın sigorta şirketinden karşılanması gerektiğini, belirsiz alacak davası açılamayacağını, davacının tarafına yönelik rücuen tazminat davası açmaya hakkı olmadığını, sayılan nedenlerle işbu davayı kabul etmediğini beyan etmiştir.
Davalı …. ve Tic. Ltd. Şti., cevap dilekçesi vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davacı tarafça trafik kazası sonucu oluşan maddi ve manevi zararın müşterek ve müteselsil sorumluluk kuralları dairesince davacı tarafça ödenmesine dayalı olarak kusur oranında ödenen bedelin davacının sigorta şirketi ile kazaya sebebiyet veren araç sürücüsü, araç maliki ve aracın sigorta şirketinden rücuen tahsili istemine ilişkin olduğu; davacı idaresindeki davalı … Sigorta A.Ş. ye ZMSS ve KASKO ile sigortalı araç ile davalı … idaresindeki, davalı …. A.Ş.nin maliki olduğu, diğer davalı … …Sigorta Şirketi’ne ZMMS sigortalı araçların çarpıştığı kazada dava dışı mağdurlar lehine Ankara 6. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2008/261 Esas – 2014/273 Karar sayılı ilamı ile davalı araç sürücüsü …’in %60, davacı araç sürücüsü …’nun %40 kusurlu kabul edilerek maddi ve manevi tazminat takdir edildiği, dava dışı mağdurlarca takdir edilen maddi ve manevi tazminat talepleri, yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinin Ankara 5. İcra Müdürlüğü’nün 2014/15175 Esas sayılı ve Ankara 1. İcra Müdürlüğü’nün 2014/13748 Esas sayılı dosyalarında icra takibine konu edildiği, her iki dosya borcunun da davacı tarafça müşterek ve müteselsil sorumluluk çerçevesinde ödendiği, bu kapsamda Ankara 5. İcra Müdürlüğü’nün 2014/15175 Esas sayılı dosyasına davacı tarafça ödenen miktarın 16.285,66-TL’si maddi tazminattan davalı … Sigorta A.Ş.’nin davacının ZMSS ve Kasko poliçeleri, kusur oranı gereği, 1.010,30-TL maddi, 17.502,52-TL manevi tazminat olmak üzere 18.512,82-TL tazminattan, davalılar …. Ltd. Şti. ve …’in kusur oranı ve müşterek ve müteselsilen sorumluluk gereği, yine Ankara 1. İcra Müdürlüğü’nün 2014/13748 Esas sayılı dosyasına davacı tarafça maddi tazminat olarak ödenen miktarlardan 17.943,99-TL’si tazminattan davalı … Sigorta A.Ş.’nin ZMSS ve kasko poliçeleri, kusur oranı gereği, 13.387,08-TL’si tazminattan davalılar … …Sigorta A.Ş., …. Ltd. Şti. ve …’in kusur oranı, ZMSS poliçesi, araç işletenin sorumluluğu gereği müşterek ve müteselsilen, manevi tazminat olarak davacı tarafça ödenen miktardan 24.527,03-TL’sinden davalılar …. Ltd. Şti. ve …’den kusur oranı, araç işletenin sorumluluğu gereği müşterek ve müteselsilen sorumlu oldukları; olaya uygun düşen yargılama gideri, faizi ve vekalet ücretleri nedeniyle ayrıntılı hesaba dayanıldığı için itibar edilen 16/07/2020 tarihli rapor ve 09/11/2020 tarihli ek rapor, Ankara 6. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/337 Esas – 2017/477 Karar sayılı dosyası ve tüm dosya içeriği ile anlaşıldığı, davacı tarafça davalı …. Ltd. Şti. yönünden davacının atiye terk etmesi beyanının davadan vazgeçme veya feragat niteliğinde olmadığı, davanın ilerleyen sürecinde de davayı bu davalı yönünden de takip talebinin yasal bulunduğu değerlendirilerek, davacının davasının kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle; “Davacının davasının kabulüne, Ankara 5. İcra Müdürlüğünün 2014/15175 esas sayılı dosyasına davacı tarafça ödenen miktarlardan 16.285,66-TL maddi tazminatın davalı … Sigorta A.Ş.’den, 1.010,30-TL maddi, 17.502,52-TL manevi tazminat olmak üzere 18.512,82-TL tazminatın davalılar …. LTD. ŞTİ. ve …’den müşterek ve müteselsilen ödeme tarihi olan 16/05/2017 tarihinden itibaren davalı … Sigorta şirketi yönünden yasal, diğer davalılar …. LTD. ŞTİ. ve … yönünden işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Ankara 1. İcra Müdürlüğünün 2014/13748 esas sayılı dosyasına davacı tarafça maddi tazminat olarak ödenen miktarlardan 17.943,99-TL’sinin davalı … Sigorta şirketinden, 13.387,08-TL’sinin davalılar … …Sigorta A.Ş., …. LTD. ŞTİ. ve …’den müşterek ve müteselsilen, manevi tazminat olarak davacı tarafça ödenen miktardan 24.527,03-TL’sinin davalılar …. LTD. ŞTİ. ve …’den müşterek ve müteselsilen ödeme tarihi olan 16/05/2017 tarihinden itibaren davalı … Sigorta şirketi yönünden işleyecek yasal faiz, diğer davalılar …. LTD. ŞTİ., … ve … …Sigorta şirketi yönünden işleyecek avans faizi birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine,” karar verilmiş, hüküm davalı … …Sigorta Şirketi ve davalı …Sanayi Ticaret Limited Şirketi vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … …Sigorta Şirketi vekili istinaf başvuru dilekçesinde; müvekkilinin poliçe limiti ile sorumlu olduğunu ve yaptığı ödemelerin güncellenmesi durumunda müvekkilinin poliçe limitinin tükendiğini, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkilinin 60.000,00 TL limiti olduğunu, 30/06/2008 tarihinde 38.646 TL ödeme yaptığını, 09/11/2020 tarihi itibariyle güncellenmiş değerinin 82.267,67 TL olduğunu, yine müvekkilinin 30/06/2008 tarihinde 8.990,00 TL ödeme yaptığını, bu ödemenin de 09/11/2020 tarihi itibariyle ile güncel değerinin 18.998,46 TL olduğunu, bu şekilde yapmış olduğu ödemelerin güncel değerinin 101.266,13 TL olduğu, limitin tükenmiş olması nedeniyle müvekkili hakkındaki davanın reddi gerektiğini, her durumda taleplerin zamanaşımına uğradığını, avans faizi talebinin haksız olduğunu, temerrüt tarihinin hatalı olduğunu, müvekkilinin dava öncesi temerrüde düşürülmediğinden karar öncesi temerrüdün söz konusu olmayacağını, yapılan hesaplamanın hatalı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı …. ve Tic. A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde; müvekkili şirketin resmi adresinin “…” olduğunu, ancak davalı şirketin yetkilisi …’in adresinin “…” olduğunu ve mahkeme ilamının bu adrese 13/05/2021 tarihinde Teb. K. 35. maddesi gereğince yapıldığını, davalı şirket yetkilisinin yerleşim yeri adresinin “…” olması nedeniyle yapılan tebligattın usulsüz olduğunu, kaldı ki dava dilekçesinin de müvekkili şirkete veya yetkilisine tebliğ edilmediğini, müvekkili şirketin 2012 yılında sermaye artışı yapılmadığından Ticaret Bakanlığı tarafından kapatıldığını, daha sonra davalı şirketin 2020 yılında mahkeme kararı ile yeniden ihya edildiği kanuni adres değişikliği yapılmadığından vergi dairesinde halen kapalı görüldüğünü, hal böyle iken müvekkili şirketin yetkilisinin davadan haberdar olmadığını, kaldı ki bahse konu davada esas mağdur …’in müvekkili şirketin %75 hissesine sahip olduğu, mesnetsiz açılan davada mağdur olup, böyle bir mahkeme kararı ile hem maddi hem de manevi olarak tazminat hükümünün verilmesinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, objektif yargılama kurallarının ve adil yargılanmanın eksik olduğunu, kararın mağduriyetlerine neden olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, haksız fiil niteliğindeki trafik kazası nedeniyle zarar görenlere, zarar sorumlusu tarafından müştereken ve müteselsilen yapılan ödemenin, diğer sorumlulardan sözleşmeden ve haksızın fiilen kaynaklanan sebeplerle rücuen tahsili istemidir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı … …Sigorta Şirketi ve davalı …Sanayi Ticaret Limited Şirketi vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Mahkemece verilen kararda, kamu düzenine aykırılık görülmesi halinde, HMK’nın 355. maddesi gereğince taraflarca istinaf edilmemiş olsa dahi resen incelenir. Mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin olup, taraflarca ileri sürülmemiş olsa dahi istinaf incelemesinde gözetilir.
Davacı, meydana gelen trafik kazası nedeniyle 3. kişiye yaptığı ödemeden, kaza tarihinde aracı ZMMS ve kasko poliçesi kapsamında sigortalayan davalı … Sigortadan taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi kapsamında, ayrıca haksız fiil kapsamında halefiyet ilkesi gereğince kazaya karışan karşı araç sigortası, sürücüsü ve işleteninden rücuen tazminat talep etmiştir.
Dava tarihinden önce 28.11.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 2. maddesinde kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinde tüketici, “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi”, tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmış olup, tüketici işleminden kaynaklanan davaların görülmesinde tüketici mahkemeleri görevli olduğundan yargı çevresi içerisinde tüketici mahkemesinin bulunması halinde davanın Tüketici Mahkemelerinde, Tüketici Mahkemesi bulunmuyor ise HSK’nın 24.03.2005 tarihli 188 sayılı kararı gereğince davanın Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından Tüketici Mahkemesi sıfatı ile görülmesi gerekir.
Somut olayda; davacı, taraflar arasındaki sigorta sözleşmesine istinaden sigortacısı … Sigorta A.Ş.’den rücuen tazminat alacağının tahsilini istemiştir. Davalı tarafından sigortalanan araç hususi otomobil olup, taraflar arasındaki sözleşme tüketici işlemidir. Taraflar arasındaki sigorta poliçesinin “tüketici işlemi” olması halinde davanın yargı çevresi içerisinde tüketici mahkemesi bulunmaması durumunda, dava tarihi itibariyle yürürlüğe girmiş olan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 3, 73/1 maddeleri uyarınca bir tarafı tüketici olan sigorta sözleşmelerinden kaynaklanan davalara bakma görevi tüketici mahkemelerine ait olduğundan, Ankara ilinde de, Tüketici Mahkemesi bulunduğundan, davanın Tüketici Mahkemesinde görülmesi gerekmektedir.
Bu durumda, davacı kusur oranlarına göre rücuen tazminat talep ettiğinden ve davalılar hakkındaki davanın birlikte görülmesi zorunlu olmadığından, haksız fiilde müteselsil sorumluluk çerçevesinde karşı araç sürücüsü, işleteni ve sigortacısı hakkında açılan davadan, sözleşmeye dayalı rücuen tazminat talebine istinaden … Sigorta A.Ş. hakkında açılan davanın, görev yönünden değerlendirmek üzere, dosyadan tefrik edilerek, diğer davalılar hakkında yargılamaya devam edilmesi gerekirken, kamu düzenine aykırı şekilde davaların birlikte görülerek davanın esası hakkında karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Kabule göre ise; rücuen tazminat davası ile ödemede bulunan davacı, ödediği miktar için, diğer sorumlulara kusurları oranında sorumlu tutulduğu miktarla sınırlı olarak rücu edebilir. Somut olayda, davacı bir kısım ödemeleri icra dosyasında yaptığını, bir kısmını da haricen ödediğini belirterek, davalılardan kusurları oranında tahsilini istemiştir. Davacının icra dosyasına ödediği meblağlar ispatlanmış ise de, haricen ödemeye ilişkin miktarlar araştırılmamıştır.
Bilirkişi tarafından, Ankara 6. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2008/261 Esas, 2014/273 Karar sayılı ilamı ile hüküm altına alınan miktarlardan ve söz konusu ilamın takibe konu edilmesi nedeniyle hesaplanan dosya borcundan hareket ile davacının tüm dosya borcunu kapattığı varsayımına göre hesaplama yapmış olup, Ankara 6. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2008/261 Esas, 2014/273 Karar sayılı ilamı Yargıtay incelemesinden geçerek, rücu talebinde bulunan davacı lehine bozulmuş, nitekim bozma kararı sonrasında, dosyanın davacısının alacaklarını aldığını belirtmesi üzerine, Ankara 6. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/337 Esas – 2017/477 Karar sayılı dosyasında dava konusuz kaldığından davanın reddine karar verilmiştir.
Bu durumda; davacının icra dosyasına ödediği miktarlar ve haricen ödediği miktarlar araştırılarak, yapılan ödeme miktarı tespit edildikten sonra, davacının rücu edebileceği miktarın tespiti açsından, daha önceki bilirkişiden ek rapor alınarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yorum yolu ile davacının dosya borcu kadar ödeme yaptığı kabul edilerek karar verilmiş olması da doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davalıların istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-a-3 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak dosyanın mahkemesine gönderilmesine, kaldırma sebebine göre davalıların istinaf sebeplerinin incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı … …Sigorta Şirketi vekili ve davalı …Sanayi Ticaret Limited Şirketi vekilinin istinaf başvurusunun (kamu düzenine aykırılık nedeniyle) KABULÜ ile Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 07/04/2021 tarihli 2017/693 Esas – 2021/347 Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-3. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre, Davalı … …Sigorta Şirketi vekili ve davalı …Sanayi Ticaret Limited Şirketi vekilinin sair istinaf sebeplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf edenler tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde istinaf edenlere iadesine,
4-İİK’nın 36. maddesi gereğince Ankara 30. İcra Dairesi’nin 2021/5346 Esas sayılı dosyasına depo edilen 40.000,00 TL bedeli teminat mektubunu yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
6-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 21/06/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.