Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/980 E. 2023/720 K. 17.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi Esas-Karar No: 2022/980 – 2023/720
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/980
KARAR NO : 2023/720

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/05/2021
NUMARASI : 2016/687 Esas 2021/510 Karar

DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 17/05/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 17/05/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalılar … ve … vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde, müvekkillerinden …’ın eşi, diğer müvekkillerinin babaları …’ın 21/05/2016 tarihinde Seylap Caddesinden Sıhhıye Kavşağı istikametine doğru bisikletiyle seyir halindeyken davalı …’un sevk ve idaresindeki ve diğer davalı …’a ait … plakalı aracı ile … önünde durup kontrolsüz bir şekilde önüne ve arkasına bakmadan birden aracın sol ön kapısını açması neticesinde kapının bisikletin ön sağ el tutacağına çarptığını, bu çarpma neticesinde …’ın düşerek başını yere çarptığını, akabinde de kafa travmasına bağlı beyin kanamasından öldüğünü, müteveffa …’ın SSK emeklisi olduğunu, müteveffanın son olarak asgari ücretle çalışmakta iken öldüğünü, davalı sigorta şirketinin kazaya karışan aracın Zorunlu Mali Sigortasını yapan şirket olduğunu, müvekkili Meral’in eşini, diğer müvekkillerinin de babalarını kaybettiklerini, müteveffanın kaza sonucu ani olarak ölümünün tüm ailede psikolojik çöküntüye sebebiyet verdiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve uzman bilirkişi tarafından hesabı halinde arttırılmak kaydıyla 1.000,00 TL maddi tazminatın, … için 30.000 TL, … için 10.000 TL, … için 10.000 TL, … için 10.000 TL ve … için 10.000 TL olmak üzere toplam 70.000 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 21/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen (sigorta şirketi yönünden maddi tazminat açısından) tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde; davaya konu kazada kusurlu olanın müteveffa olduğunu, müvekkilinin aracın kapısını açmadan önce gerekli kontrolleri yaptığını, müteveffanın trafiğin çok yoğun olduğu bir caddede bisiklet kullandığını ve dikkatsiz hareket ettiğini, müteveffada bisiklet kullanan kişilerin kullanması gereken hiçbir güvenlik ekipmanın olmadığını, kafasında kaskın dahi bulunmadığını, davacılardan, müteveffanın çocuklarının yaş itibariyle büyük, evli barklı çalışan kimseler olduğunu, müteveffanın yetişkin davacılara kendi emekli maaşından destek olma ihtimali bulunmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.
Davalı … Sigorta vekili davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, 21/05/2016 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacıların eş ve babaları olan …’ın vefat ettiği, muris …’ın vefatı sebebiyle maddi ve manevi tazminat taleplerinin bulunduğu, Eskişehir 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/394 E sayılı dosyasında alınan 11/01/2018 tarihli Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi raporunda, davalı sürücü …’un asli kusurlu, müteveffa sürücü …’ın ise kusursuz olduğunun tespit edildiği, mahkemece makine mühendisi bilirkişiden alınan 30/04/2018 tarihli raporda davalı …’un %60, müteveffa bisiklet sürücüsü …’ın %40 oranında kusurlu olduğu, 09/08/2018 tarihli Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin raporunda, sürücü …’un %100, müteveffa sürücü …’ın kusursuz olduğunun tespit edildiği, yine mahkemece alınan 05/12/2019 tarihli Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin raporunda, sürücü …’un %100, müteveffa sürücü …’ın kusursuz olduğunun bildirildiği, davacı vekilinin 11/12/2020 tarihli dilekçesiyle maddi tazminat yönünden taleplerinden feragat ettiği, davaya manevi tazminat bakımından devam edilmesini talep ettiği, bu dilekçeye karşı davalı sigorta şirketi tarafından 22/12/2020 tarihli dilekçenin sunulduğu, sunulan dilekçede davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesinin talep edildiği ve karşı taraftan vekalet ücreti, yargılama gideri taleplerinin bulunmadığının bildirildiği, bu nedenle maddi tazminat yönünden davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesinin gerektiği, manevi tazminat yönünden yapılan değerlendirmede ise, davalı sürücünün ve muris …’ın kusur durumları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, davacıların eş ve babalarının vefat etmiş olması nedeniyle yaşamış oldukları elem ve acı sebebiyle manevi tazminat yönünden davacıların davasının kabul edilmesinin gerektiği gerekçesiyle; ” Davacıların davasının maddi tazminat yönünden reddine,
Davacıların manevi tazminat talebinin kabulü ile, Davacı … için 30000 TL, davacılar …, …, … ve … için ayrı ayrı 10000 er TL olmak üzere toplam 70000 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 21/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’tan alınarak davacılara verilmesine” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalılar … ve … vekili istinaf dilekçesinde, davaya konu kazada kusurlu olanın müteveffa olduğunu, müvekkil …’un sevk ve idaresindeki araç park halinde iken, müteveffanın kullandığı bisikletin araca çarptığını ve kazanın meydana geldiğini, bisikletlinin hızla aniden gelmesi, saatin 20:00 olması nedeniyle havanın kararması ve bisiklet üzerinde kendisini fark edilebilir kılacak hiçbir aksamın olmaması nedeniyle işbu kazanın meydana geldiğini, Karayolları Trafik Kanununa göre, bisikletlerin taşıt yollarında sürülmesi yasak olmasına rağmen, müteveffanın trafiğin çok yoğun olduğu bir caddede bisiklet kullanıldığını ve dikkatsiz hareket ettiğini, müteveffada bisiklet kullanan kişilerin kullanması gereken hiçbir güvenlik ekipmanının bulunmadığını, kafasında kask dahi bulunmadığını, zaten müteveffanın ölüm sebebinin de kafa travması olduğunu, kaza anında kask kullanmış olsa idi, böyle bir hadisenin ölümle sonuçlanmasının neredeyse imkansız olduğunu, güvenli bir şekilde bisiklet kullanmanın bir diğer kuralı da, park halindeki veya duran araçların yanından geçerken en az 90 cm. bir mesafe bulunması olduğunu, ancak müteveffanın bu kurala da uymadığını, ayrıca olayın meydana geldiği yerde kaldırımda bisiklet yolu olmasına rağmen müteveffanın bu yolu kullanmayıp akşam vakti, yağmurlu bir hava da hiçbir koruma önlemini almadan doğrudan araç yolunu kullanarak kazanın oluşmasına sebebiyet verdiğini, alınmış olan raporlarda kaldırım kenarında bisiklet yolu bulunmakta ise de diyerek bu durumun gözetildiğini ancak yine de kusur izafe edilmediğini, hükmedilen manevi tazminat miktarının yüksek olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf edenin sıfatı gözetilerek ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur 6098 sayılı TBK’nın 52. maddesinde düzenlenmiştir. Mağdurun kusurunun zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması söz konusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir. Müterafik kusura ilişkin savunma bir defi olmadığından mahkemece bu yönde bir savunma olmasa dahi resen araştırılması ve tartışılması gerekmektedir.
Somut olayda; davacının ölüm sebebinin kafa travması olduğu ve davacıların desteğinin kafasından darbe aldığı anlaşılmakta olup Mahkemece müterafik kusurunun varlığı kabul edilerek hükmedilecek manevi tazminat miktarından matematiksel olmamak kaydıyla bir miktar indirim yapılması gereğinin gözetilmemesi isabetsiz bulunmuştur.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, TMK’nın 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre karar vereceği düzenlenmiştir.
Olayın oluş şekli, kazadaki kusur durumu, zararın ağırlığı, davacılar desteğinin kusurunun ağırlığı, kaza tarihi, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kaza tarihindeki paranın alım gücü manevi tazminatın belirlenmesinde en önemli etkenlerdir. Ancak, manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacılar lehine takdir olunan manevi tazminat tutarının bir miktar fazla olduğu görülmüş, özellikle müterafik kusur durumu ve kaza tarihi nazara alındığında davacı … için 25.000,00 TL, diğer davacılar için ise 7.500,00’şer TL manevi tazminatın hakkaniyete uygun olacağı kanaatine varıldığından, davalılar … ve … vekilinin belirlenen manevi tazminat miktarının bir miktar fazla olması nedeni ile buna dair istinaf isteminin kabulü ile kararın kaldırılmasına, HMK.353/1-b.2. maddesi gereğince, yeniden hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalılar … ve … vekilinin istinaf talebinin KABULÜ ile; Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 20/05/2021 tarih, 2016/687 Esas – 2021/510 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca esas hakkında yeniden karar verilmesine, buna göre;
1-)Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE,
2-) Davacıların davasının maddi tazminat yönünden REDDİNE,
Davacıların manevi tazminat talebinin kabulü ile,
Davacı … için 25.000 TL, davacılar …, …, … ve … için ayrı ayrı 7.500,00’er TL olmak üzere toplam 55.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 21/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’tan alınarak davacılara verilmesine,
3)Reddedilen maddi tazminat yönünden;
Harçlar Kanununun 22. maddesi gereğince ilk oturumdan sonra davadan feragat edildiğinden alınması gereken 39,53-TL peşin harcın maddi tazminata yönelik kısmı olan 3,41 TL’den mahsubu ile bakiye 36,12 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4) Kabul edilen manevi tazminat yönünden;
Alınması gereken 3757,05 -TL harçtan, peşin harcın manevi tazminata yönelik kısmı olan 239,1-TL harcın mahsubu ile, bakiye 3517,95 -TL harcın davalılar … ve …’tan alınarak Hazineye irat kaydına,
5)Ret edilen maddi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince, 1.000,00-TL’nin davacılardan alınarak davalılar … ve …’a verilmesine,
6)Kabul edilen manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 9.200,00 TL nin davalılar … ve …’tan alınarak davacılara verilmesine,
7)Davacı tarafından yargılama boyunca yapılan başvuru harcı 29,20 TL, tebligat gideri 301,00 TL, müzekkere masrafı 47,1-TL, 2 bilirkişi masrafı 800,00 TL, ATK posta masrafı 393,9-TL, keşif masrafı 323,8 TL olmak üzere toplam 1.804,00-TL yargılama giderinden takdiren 1407,12 TL’sinin davalılar … ve …’tan alınarak davacılara verilmesine, bakiye kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına
8) Gider avansından bakiye kısmın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İSTİNAF HARÇ VE YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN:
1-Davalılar … ve … tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde davalı tarafa iadesine,
2-Davalılar … ve … tarafından istinaf başvurusu nedeniyle yapılan 66,50-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak adı geçen davalılara verilmesine
3-Başvuran tarafça yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısım var ise HMK’nın 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
4-Kararın tebliği, harç mahsup, tahsil ve iade işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,

Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 17/05/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.