Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/978 E. 2023/613 K. 17.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi Esas-Karar No: 2022/978 – 2023/613
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/978
KARAR NO : 2023/613

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/02/2021
NUMARASI : 2017/667 Esas 2021/104 Karar

DAVACILAR :
VEKİLLERİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 17/04/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 17/04/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde, 06.08.2016 günü müvekkili …’in sevk ve idaresindeki …plakalı araç ile davalı sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında müvekkillerinin ağır yaralandığını, kazanın meydana gelmesinde davalı sürücüsünün kusurlu olduğunu, müvekkillerinin yaralanmaları neticesinde iş gücü kaybına ilişkin maddi ve manevi zarara uğradıklarını, müvekkillerinin zararının karşılanması amacıyla davalı sigorta şirketine başvuruda bulunulmuş ise de, yapılan başvurudan herhangi bir sonuç alınamadığını beyanla, fazlaya ilişkin tüm talep ve dava hakları saklı tutulmak kaydıyla; … için 1.000,00-TL, … için 1.000,00-TL olmak üzere Toplam 2.000,00-TL maddi tazminatın, kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline; … için 25.000,00-TL, … için 25.000,00-TL, olmak üzere toplam 50.000,00-TL manevi tazminatın, olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte …’tan tahsiline karar verilmesini talep ve davet etmiş,
20/02/2020 tarihli dilekçesinde, maddi tazminat talebini, … için 500,00-TL. geçici iş göremezlik tazminatı 500.00-TL sürekli iş göremezlik tazminatı, … için 500,00-TL geçici iş göremezlik tazminatı, 500.00-TL sürekli iş göremezlik tazminatı olarak açıklamıştır.
Davacılar vekili 28/06/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile, davacı … yönünden 500,00 TL olan sürekli iş göremezlik tazminatı talebini 14.399,83 TL’ye, davacı … yönünden 500,00 TL olan geçici iş göremezlik tazminatı talebini 1.766,19 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde, müvekkilinin kazada tam kusurlu olduğu iddiasını kabul etmediklerini, kusur durumunu belirleyecek yeni bir bilirkişi raporu alınması gerektiğini, davacıların kaza sırasında emniyet kemeri takmadıklarını ve herhangi bir koruyucu tedbir almadıklarını, bu durumun yaralanmalarını ağırlaştırdığı dikkate alınarak değerlendirme yapılması gerektiğini, dosya kapsamında yer alan kayıtları kabul etmediklerini, davacıların ATK’ya sevkini talep ettiklerini belirterek , davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde, kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde 26.05.2016-26.05.2017 başlangıç ve bitiş tarihli … nolu ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, poliçedeki kişi başına sakatlık teminatının kaza tarihi itibarıyla 310.000,00-TL. olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, müvekkili şirket sigortalısının kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kusuru bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemek üzere, poliçede sadece sürekli maluliyet hallerinin teminat altına alındığını, davacıların sürekli sakatlık halinin ispatlanması gerektiğini, tazminat hesabı yapılırken 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren yeni genel şartlar ve eki düzenlemelerin dikkate alınması gerektiğini, maluliyet oranının kesin olarak saptandığı tarihe kadar geçen süre içerisinde tedavi gideri ve geçici iş göremezliğe ilişkin taleplerin poliçe kapsamında olmayıp, müvekkili şirketin sorumlu olmadığını, davacıların emniyet kemeri kullanmaması ve müterafık kusur durumunun mevcudiyeti durumunda belirlenen tazminattan indirim yapılması gerektiğini, müvekkili şirketin yalnızca dava tarihinden itibaren faizden sorumlu olabileceğini ve dava konusu olaya uygulanması gereken faizin yasal faiz olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davaya konu trafik kazasındaki kusur durumunun tespiti bakımından makina mühendisi bilirkişiden alınan 29/06/2018 tarihli raporda özetle; davalı sigorta şirketine sigortalı … plakalı araç sürücüsü …’ın meydana gelen kazanın oluşumunda 2918 sayılı KTK’nun 47/b-c, 52/a ve 84/a maddelerindeki kural ihlallerini işlemekle %100 kusurlu olduğu, …plakalı araç sürücüsü davacı …’in ise kusursuz olduğunun bildirildiği, davalıların maluliyet durumlarının tespiti amacıyla AÜTF Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından aldırılan 10/08/2018 tarihli raporlarda; 06/08/2016 tarihli yaralanmaları nedeniyle davacı …’in vücut genel çalışma gücünden %12,1 oranında kaybettiği, 2 ay süreyle iş göremezlik halinde kaldığı, davacı …’in ise Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre vücut genel çalışma gücünden kaybetmediği, 3 ay süre ile iş göremezlik halinde kaldığının bildirildiği, maluliyet raporlarına karşı taraf vekillerince itiraz edilmesi üzerine İstanbul ATK 2. İhtisas kurulundan aldırılan 22/07/2019 tarihli raporlarda ; davacı …’in 06/08/2016 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle, 30/03/2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik’e göre; Kas-İskelet Sistemi Arızaları-Alt Ekstremiteye Ait Sorunlarda Özürlülük Oranları Tablo 3.33.b- Diz ve tibia kırıkları ile diz artroplastisine bağlı engellilik, nondeplase iyileşmiş patella kırığı %7 (yedi) olduğu, Tablo 3.2’ ye göre; tüm vücut engellilik oranının %4 (yüzde dört) olduğu, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 4 (dört) aya kadar uzayabileceği, …’in 06/08/2018 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle, 30/03/2013 tarih ve 28603 sayılı resmi gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik Hükümleri kapsamında engellilik oranının % 0(yüzdesıfır) olduğu, iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 45 (kırkbeş) güne kadar uzayabileceğinin mütalaa edildiği, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi amacıyla dosyanın İstanbul ATK 2. Üst Kuruluna gönderildiği, cevabi yazıda, “…Özürlülük kavramıyla meslekte kazanma gücü kaybı, çalışma gücü kaybı kavramlarının farklı kavramlar oldukları, farklı tüzük ve yönetmeliklerin, farklı bölümlerinde değerlendirildikleri, aralarında bağlantı bulunmadığı, aralarında çelişkiden bahsedilemeyeceği, Davacı vekilince itirazların Adli Tıp Üst Kurullarının görev tanımlarını yapan Adli Tıp Kurumu Kanununun ilgili maddelerine uyar şekilde Adli Tıp İkinci Üst Kurulunca değerlendirmeyi gerektirecek ölçütlerin hiçbirini karşılamadığı, dosyanın bu haliyle Adli Tıp Kurumu Kanunu 15. maddesi kapsamında değerlendirilmediğinden İkinci Üst Kurulu Gündemine alınmasını gerektirecek özellikler taşımadığı, bu nedenle dosyamızın, hiçbir işleme tabi tutulmaksızın yazımız ekinde iade edildiğinin…” bildirildiği, davacıların talep edebilecekleri maddi tazminatın hesaplanması bakımından dosya aktüerya uzmanı bilirkişiye tevdii edildiği, sigorta poliçesinin kaza tarihini kapsadığı ve sakatlanma halinde şahıs başına azami teminat limitinin 310.000,00 TL olduğu, ZMMS Genel Şartları ve Eki Düzenlemelere Göre Değerlendirme ve Hesaplamada … yönünden; davacının memur olarak çalıştığı ve memur çalışanların hastalık sonucu istirahatı nedeniyle raporlu oldukları sürede maaşlarından herhangi bir kesinti yapılmadığı ve çalışıyormuş gibi tam maaş ödemesi yapıldığı dikkate alınarak, davacının geçici iş göremezlik süresinde maddi kayba uğramadığı, sürekli iş göremezlik nedeni ile oluşan maddi zararının, 14.899,83-TL olduğu, … yönünden; ATK 2. İhtisas Kurulunca düzenlenen 22.07 2019 tarihli raporla davacının engellilik oranının %0 (Yüzde sıfır) olduğu tespit edildiğinden, sürekli iş göremezlik nedeni ile oluşan herhangi bir maddi zararının bulunmadığı, geçici iş göremezlik nedeni ile oluşan maddi zararının 1.766,19-TL.olduğunun bildirildiği, manevi tazminat koşullarının oluştuğu gerekçesiyle; “Maddi tazminat talepli davanın KISMEN KABUL, KISMEN REDDİNE; 1-Davacı … yönünden;
a)Sürekli iş göremezlik tazminatı talebinin kabulü ile ; 14.899,83 TL tazminatın davalı sigorta şirketi bakımından 11/09/2017 tarihinden, diğer davalı bakımından ise haksız fiil tarihi olan 06/08/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limitiyle sınırlı tutulmasına,
b)Davacının geçici iş göremezlik talebine ilişkin diğer tazminat taleplerinin reddine,
2-Davacı … yönünden;
a)Geçici iş göremezlik tazminatı talebinin kabulü ile ; 1.766,19 TL tazminatın davalı sigorta şirketi bakımından 11/09/2017 tarihinden, diğer davalı bakımından ise haksız fiil tarihi olan 06/08/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limitiyle sınırlı tutulmasına,
b)Davacının sürekli iş göremezlik talebine ilişkin diğer tazminat taleplerinin reddine,
B-Manevi tazminat talepli davanın KISMEN KABULÜNE;
1-Davacı … yönünden;15.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 06/08/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’tan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Davacı … yönünden; 5.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 06/08/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’tan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde, müvekkil …’de meydana gelen 06.08.2016 tarihli kaza sebebiyle sol el ve sağ dizinde kırık, söz konusu kırık sebebiyle hala sağ dizini bükmekte zorlanma, kafatasında doku kaybı meydana geldiğini, müvekkilin uzun süre iyileşme gösteremediğini ve bu sebeple de infaz koruma memuru olan müvekkilin mesleğini icra edemediği için emekli olmak zorunda kaldığını, dosya kapsamında alınmış olan maluliyet raporunda müvekkilin sürekli iş göremezlik oranının %4 olduğu, iyileşme süresinin 4 aya kadar uzayabileceğinin belirtildiğini, maluliyet oranının düşük hesaplandığını, hükmolunan manevi tazminat miktarının düşük olduğunu, müvekkil …’de meydana gelen 06.08.2016 tarihli kaza sebebiyle göğüs kafesinin kırıldığını, kafasında cama çarpma sebebiyle kafatasında bir çok kırık ve kesik meydana geldiğini, ciddi bir hayati tehlike yaşadığını, müvekkilin tedavisinin 6 aydan uzun sürmüş olup, bu süre zarfında müvekkilin en basit bir işi dahi yapmakta zorlandığını, ailesinin desteği ve yardımı ile hareket ettiğini, buna rağmen dosya kapsamında alınmış olan Adli Tıp Raporunda müvekkilin %0 maluliyetinin olduğu ve iyileşme süresinin 45 gün olduğunun mütalaa edilmesinin kabul edilemeyeceğini, iki müvekkil yönünde talep edilmiş olan ayrı ayrı 25.000,00 TL manevi tazminatlar hem karşı tarafın gelir durumuna göre onu maddi zorluğa düşürmeyecek hem de müvekkillerin yaşamış olduğu manevi çöküntüyü gidermek adına zenginleşme amacı gütmeden talep edildiğini, buna rağmen kısmi kabul kararı verilmesinin usule ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatı ve İstinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, maluliyet oranlarına yönelik istinaf talebinde bulunmuşsa da çelişki bulunmadığı, değişik oranların farklı yönetmelik hükümlerinin uygulanmasından kaynaklandığı, hükme esas alınan ve Adli Tıp Kurulu tarafından 30 Mart 2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik” hükümlerinin uygulandığı ve Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nce de benimsenen davaya esas kaza tarihinde yürürlükte olan bu yönetmelik esas alınarak, oluşa, usul ve yasaya uygun olarak düzenlenen rapor doğrultusunda karar verilmiş olmasında bir usulsüzlük görülmemiştir.
Hükmedilen manevi tazminat miktarına ilişkin olarak ise, manevi tazminatın miktarı bir taraf için zenginleşme aracı, diğer taraf için de yıkım olmamalıdır. Manevi tazminatın miktarının belirlemesinde her olaya göre değişen özel hal ve şartlar gözetilmelidir. Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir etmesi gerektiği açıkça ortadadır (HGK 23/06/2004, 13/291-370). Zira TMK’nın 4. maddesinde Kanunun takdir yetkisi tanıdığı veya durumun gereklerini ya da haklı sebepleri göz önünde tutmayı emrettiği konularda hakimin, hukuka ve hakkaniyete göre karar vereceğini düzenlenmiştir. Belirtilen bu hususlar, özellikle kusur oranı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alındığında davacılar için hükmedilen manevi tazminat miktarının yeterli olduğu anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle; usul ve yasaya uygun olarak verilen ilk derece mahkemesi kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL harcın davacılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Gider avansından artan kısım varsa karar kesinleştiğinde davacılara iadesine,
5-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirilmesi, bakiye harç tahsili ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 17/04/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.