Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/976 E. 2023/830 K. 31.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/976 – 2023/830
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/976
KARAR NO : 2023/830

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/06/2021
NUMARASI : 2019/582 Esas – 2021/558 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 31/05/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 31/05/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı Davalı … Sigorta A.Ş. (Eski Ünvan: … Sigorta A.Ş.) tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 01.05.2019 tarihinde davalı sigorta şirketine trafik sigorta poliçesiyle sigortalı davalı …’ın da maliki olduğu … plakalı araç sürücüsü diğer davalı …’ın %100 oranında kusurlu olarak, davacıya ait sürücü … idaresindeki … plakalı araca çarparak davacıya ait aracın 24.321,22 TL hasara ve değer kaybına uğramasına neden olduğunu, hasar tutarının sigorta şirketi tarafından karşılandığı ancak araçta değer kaybı da bulunduğunu belirterek şimdilik fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000.00 TL değer kaybının davalı sigorta şirketinden poliçe limitleri dahilinde arabuluculuk son tutanak tarihi olan 17.09.2019 tarihinden, diğer davalılar bakımından ise kaza tarihi olan 01.05.2019 tarihinden itibaren işlemiş ve işleyecek olan avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 18.03.2021 tarihli değer arttırım dilekçesinde; dava değerini 25.000,00TL arttırarak 30.000,00TL ye çıkardıklarını ve bu bedelin 5.000,00 TL’lik kısmının davalı sigorta şirketi yönünden arabuluculuk son tutanağının düzenlendiği 17.09.2019 tarihinden, diğer davalılar yönünden kaza tarihinden, 25.000,00 TL’lik kısmının ıslah tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, müvekkili şirket merkezinin Ümraniye/ İstanbul olduğundan İstanbul Anadolu Mahkemelerinin yetkili olduğunu, yetki itirazında bulunduklarını ve dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesini, bu talepleri kabul edilmediği taktirde davacının müvekkili şirkete tebliğ edilen herhangi bir başvurusunun olmadığını, davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğini ayrıca dava konusu kazaya karışan … plakalı aracın davalı sigorta şirketine 25.04.2019-25.04.2020 tarihleri arasında … numaralı Sigorta Poliçesiyle sigortalı olduğu ve sorumluluklarının da sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında poliçe limitiyle sınırlı olduğunu, davacıya ait … plakalı araçta meydana gelen hasardan dolayı davacıya ait aracın sigortalı olduğu … Sigorta A.Ş.’ye 25.476,96 TL ödemenin yapılmış olunduğunu bildirerek, açılan haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … ve … cevap dilekçelerinde; davacıya ait araç hasar tutarının tamamının … plakalı aracın kaskosundan karşılanmış olduğunu, davacıya ait araç değer kaybının da … plakalı aracın Trafik Sigortasından talep edilmesi gerektiğini belirterek, davanın reddini istemişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, dosyada mevcut kaza tespit tutanağı, sigorta poliçesi ve trafik kayıtlarından 01.05.2019 tarihinde …’ın sevk ve idaresinde bulunan… plakalı araç ile …’ın sevk ve idaresinde bulunan … plakalı aracın çarpışması sonucunda maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, … plakalı aracın davacı adına, … plakalı aracın … adına kayıtlı olduğu ve davalı sigorta şirketi tarafından 25.04.2019- 25.04.2020 tarihleri arasında Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta poliçesi ile sigortalandığı, bilirkişi raporunda özetle; olayın meydana gelişinde … plakalı araç sürücüsü …’ın %25, … plakalı araç sürücüsü …’ın %75 kusurlu olduğunu; davacıya ait … plakalı araçta meydana gelen değer kaybının reel piyasa koşullarına göre 40.000,00 TL, sigorta genel şartlarına göre ise 43.642,00 TL olduğu, kusur oranlarına göre ise davalıların değer kaybı sorumluluklarının; reel piyasa koşullarına göre değer kaybı sorumluluklarının (%75×40.000,00 TL) = 30.000,00 TL, sigorta genel şartlarına göre ise davalılar değer kaybı sorumluluklarının (%75×43.642,00 TL)= 32.731,50 TL olacağı yönünde görüş ve kanaati belirtildiği, dosyada mevcut deliller birlikte değerlendirildiğinde; 01.05.2019 tarihinde meydana gelen trafik kazasında … plakalı araç sürücüsünün %25, … plakalı araç sürücüsünün %75 kusurlu olduğu ve bu kaza nedeniyle … plakalı araçta reel piyasa koşullarına göre 40.00,00 TL değer kaybı oluştuğu, bu bedelin 30.000,00 TL’lik kısmından davalıların sorumlu bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile, 30.000,00-TL değer kaybının 5.000,00 TL’lik kısmının davalı … ve … yönünden kaza tarihi olan 01.05.2019 tarihinden, davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihi olan 01.11.2019 tarihinden itibaren, 25.000,00 TL’lik kısmının ıslah tarihi olan 18.03.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … Sigorta A.Ş. (Eski Ünvanı: … Sigorta A.Ş.) vekili istinaf dilekçesinde; müvekkil şirket sigortalısına yönelik izafe edilen kusurun hatalı olduğunu, davacı tarafa ait araç sürücüsü …’ın kontrolsüz kavşağa yaklaşırken solundan gelen … plakalı aracı açık olarak görme imkanına sahipken, etkili fren yapmayarak ve de olay yerine yaklaşırken hızını da azaltmamakla KTK 52/a maddesindeki kuralı ihlal etmiş olup %100 kusurlu olması gerekirken bilirkişi tarafından yalnızca %25 kusur olarak değerlendirme yapıldığını, Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti vasıtası ile rapor alınması gerektiğini, rayiç bedel hesaplaması yapılırken kaza tarihi esas alınması gerektiğini, Zorunlu Mali Mesuliyet (Trafik) Sigortası Genel Şartları EK:1’e göre Değer Kaybı Hesaplaması’nın formül yardımıyla yapılması gerektiğini, aracın kullanılmışlık düzeyi (km) arttıkça değer kaybı hesabında kullanılan katsayının düştüğünü, her “15.000 km”de “0,10”luk bir azalmanın söz konusu olduğu tablodan da anlaşılacağı üzere; 165.000 km ve üzerindeki araçlarda değer kaybının “0” olarak hesaplandığı, yani değer kaybı oluşmadığını, müvekkil şirketçe davacı yanın işbu kaza sonucu zarara uğradığını iddia ettiği … plaka sayılı araç için, … plaka sayılı aracın sigortası olan … Sigorta A.Ş.’ye 25.476,96 TL ödeme yapıldığını, araçta oluşan hasarın boyutu bu civardayken araca ait değer kaybının daha fazla hesaplanmasının olağan hayat koşullarına ve araba piyasasına aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan araç hasarı nedeniyle, araçta meydana gelen değer kaybının tazmini istemidir.
Kusura ilişkin olarak yapılan değerlendirmede; bilirkişi raporunda kontrolsüz ve kolları eşdeğer olan kavşakta sağdan gelen … plakalı taşıta ilk geçiş hakkını vermeyen ve kavşağa da hızını azaltmayarak dikkatsiz ve tedbirsizce girdiği anlaşılan … plakalı araç sürücüsü …’ın, 2918 sayılı KTK’nın 52/a ve 57/c-2 maddelerindeki kurallara da riayet etmeyerek kazanın oluşumunda %75 oranında kusurlu olduğu, … plakalı araç sürücüsü …’ın, kontrolsüz kavşağa yaklaşırken solundan gelen … plakalı aracı açık olarak görme imkanına sahipken, etkili fren yapmayarak ve de olay yerine yaklaşırken hızını da azalmamakla aynı kanunun 52/a maddesindeki kurala da riayet etmeyerek önleyemediği kazada %25 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği, bu saptamanın kaza tespit tutanağı ile de uyumlu ve dosya kapsamına uygun olduğu anlaşılmakla, kusura ilişkin istinaf sebeplerine itibar edilememiştir.
Tazminat raporuna ilişkin olarak, haksız fiil neticesinde, eşyada bir zarar meydana gelmesi halinde, zarar gören kaza tarihinde meydana gelen zarar miktarını talep edebilir. Değer kaybı da; haksız fiil neticesinde hasarlanan aracın kaza tarihindeki hasar görmemiş 2.el piyasa değeri ile kazadan sonra onarılmış haldeki 2.el piyasa değeri arasındaki fark olup, maddi zarar kapsamında olmakla birlikte, değer kaybından kaynaklanan maddi zararlar da kaza tarihi itibariyle belirlenmelidir.
Öte yandan; 2918 Sayılı KTK’dan kaynaklanan maddi tazminat talepleri yönünden sigortanın değer kaybından sorumluluğunun belirlenmesi açısından, Yasa’nın 90. maddesinde yapılan değişiklik ile, sigortanın sorumluluğun ZMMS Genel Şartlarına göre belirleneceği kabul edilmiş ve 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren genel şartlar ve ekinde değer kaybının belirli bir formül çerçevesinde tespiti kabul edilmiştir.
Ancak Anayasa Mahkemesi’nin 09/10/2020 tarihli resmi gazetede yayınlanan 17/07/2020 tarihli 2019/40 Esas, 2019/40 sayılı iptal kararı ile 2918 sayılı KTK nun 90. maddesinin 1. cümlesinde yer alan “…ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlede yeralan “…ve genel şartlarda…” ibaresinin Anayasaya aykırı olduğundan bahisle iptaline karar verilmiş, bu iptal kararı 09/10/2020 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.
Anayasanın 153. maddesinde “iptal kararları geriye yürümez” hükmü, iptal kararlarının kesinleşen işlemlere etki etmeyeceği anlamında olup, elde bulunan uyuşmazlığın devam ettiği davalarda “geriye yürümeme kuralı” uygulanamaz. Diğer bir anlatımla bir davada uygulanması gereken kanun maddesi başka bir dava vesilesi ile iptal edilmiş ise bu madde artık eldeki davada da uygulanamaz. Zira davanın yasal dayanağı kalkmıştır ve Anayasa’ya aykırı olduğu tespit edilmiştir. Davacının iptal edilen maddeden dolayı sağlayacağı hukuki yararı da kalmamış olur. (Hukuk Genel Kurulunun 17.05.1989 tarihli ve 1989/10-250 E., 1989/361 K. sayılı kararı, Hukuk Genel Kurulunun 25.02.2020 Tarih 2017/8-1863 E. 2020/206 K sayılı kararı ) Bu itibarla Anayasanın 153. maddesi gereğince bu iptal kararı bağlayıcı olup derdest davalara ve kesinleşmemiş hükümlere de etki edecektir. Bu durumda usuli kazanılmış haktan bahsetmek mümkün değildir.
2918 Sayılı Yasanın 90. maddesinin Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararından sonraki hali (iptal kararından sonraki ve 09/06/2021 tarihinden kabul edilen 7327 sayılı Kanun ile yapılan düzenlemeden önceki) “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanunda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindedir. Anayasa Mahkemesi iptal kararından sonra genel şartlar ile ekindeki formüllere göre yapılan tazminat hesabının yasal dayanağı kalmamıştır. Bu durumda Yargıtay (kapatılan) 17.Hukuk Dairesi’nin ve 4. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatları dikkate alınarak kaza tarihindeki serbest piyasa koşullarına göre vasıtanın kazadan önceki rayici ile onarım sonrası değeri arasındaki farkın araç değer kaybı olarak belirlenmesi gerekmektedir.
Bu durumda mahkemece, davacıya ait aracın modeli, markası, kilometresi ve özelliklerine göre olay tarihindeki hasarsız hali ile 2. el piyasa rayiç değeri ile kaza sonucu oluşan hasarları onarıldıktan sonraki hali ile yine olay tarihi itibariyle 2. el piyasa rayiç değerinin tespiti hususunda ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli bir rapor alınmalı ve aradaki fark kadar araçta değer kaybı zararı oluşacağının kabulü ile sonucuna göre karar verilmesi gerekir.
Somut olayda, mahkemece hükme esas bilirkişi raporunda değer kaybına ilişkin genel şartlar ekindeki formüle göre ve piyasa rayiç değerine göre alternatifli hesaplama yapılmak suretiyle aracın ortalama değerinin 580.000,00 TL olduğu kabul edilerek piyasa rayiçlerine göre meydana gelen hasar nedeniyle değer kaybının 40.000,00 TL olacağı, Genel Şartlar ekindeki formüle göre ise 43.642,00 TL olacağı tespit edilmiştir. Mahkemece piyasa rayiç bedeline göre yapılan hesaplamanın kabulünün Yargıtay uygulamasına uygun olduğu, kaldı ki genel şartlar ekindeki formüle göre yapılan hesaplamanın istinaf eden davalının aleyhine olduğu anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, usul ve yasaya uygun olarak verilen ilk derece mahkemesi kararına karşı davalı sigorta vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı … Sigorta A.Ş. (Eski Ünvanı: … Sigorta A.Ş.) vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalıdan alınması gereken 2.049,30 TL istinaf karar harcı peşin olarak alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına
3-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurma harcı peşin yatırıldığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davalı tarafından yatırılan istinaf gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
5-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirilmesi, bakiye harç tahsili ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,

Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 31/05/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.