Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/97 E. 2022/127 K. 30.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/97
KARAR NO : 2022/127

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/12/2019
NUMARASI : 2017/665 Esas 2019/1205 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 30/09/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 07/10/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 15/02/2013 tarihinde davalı … … sevk ve idaresindeki diğer davalı … adına kayıtlı ve … Sigorta A.Ş.’ye trafik sigortası ile sigortalı araç ile kusurlu bir şekilde yaya olan müvekkiline çarpması sonucu müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını, ceza yargılaması sırasında davalı … …’nın müvekkilinin manevi kaybını ödemesi üzerine şikayetten vazgeçildiğini, müvekkiline kaza sebebiyle %40 engelli raporu verildiğini, zararın giderilmesi hususunda taleplerine davalı yanın yanıt vermediğini savunarak; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 15.000,00 TL maddi tazminatın 15/02/2013 olay tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili ön inceleme duruşmasında maddi tazminat taleplerinin sürekli iş göremezlik tazminatına ilişkin olduğunu bildirmiştir.
Davacı vekili ıslah dilekçesi ile dava değerini fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 37.019,56 TL’ye artırarak davalılarda müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir.
Davalı …. vekili cevap dilekçesinde; davanın reddini istemiştir.
Davalı … … ve … vekili ayrı ayrı verdiği cevap dilekçesinde; davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davanın trafik kazasından kaynaklanan sürekli iş göremezlik tazminatı istemine ilişkin olduğu, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığı Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı’nın 13/12/2018 tarihli raporunda; olay tarihinde yürürlükte olan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre davacının 15/02/2013 tarihli yaralanması neticesinde vücut genel çalışma gücünden %4,3 oranında kaybettiği, 9 ay süre ile iş göremezlik halinde kaldığı, yönetmeliğin 12. maddesine göre devamlı suretle başka birinin bakımına muhtaç olmadığı, iş göremez kaldığı sürede başka birinin bakımına muhtaç olduğunun mütalaa olunduğu, kusur bilirkişisinden alınan raporda kazanın meydana gelmesinde davalı araç sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği, aktüer hesap bilirkişisinden alınan raporda davacının geçici iş göremezlikten kaynaklanan tazminat alacağının 7.236,14 TL sürekli işgücü kaybından kaynaklanan tazminat alacağının 29.783,42 TL olarak hesaplandığı, raporların karar vermeye elverişli olduğu, davacı ıslah dilekçesi ile geçici iş göremezlik tazminatı talep etmiş ise de, ön inceleme duruşmasında taleplerinin sürekli iş göremezlik zararına ilişkin olduğunu beyan ettiği, sürekli iş göremezlik tazminatının sigorta teminatı kapsamında olduğu, davacının diğer davalılardan bilirkişi tarafından hesaplanan sürekli iş göremezlik tazminatını talep edebileceği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile, 29.783,42 TL sürekli iş göremezlik tazminatının davalı … yönünden 15/01/2016 temerrüt, diğer davalılar … ve… … yönünden 15/02/2013 kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine; karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davaya konu trafik kazasında, müvekkilinin davalı araç sürücüsünün tam kusuru nedeniyle, ağır şekilde yaralandığını, müvekkilinin Dışkapı Eğitim ve Araştırma Hastanesinden alınan 16/09/2014 tarihli 2576 Sayılı engelli raporuna göre %40 engelli olduğunu, müvekkilinin uzun süre ayakta kalamadığını ve ağır işte çalışamadığını, müvekkilinin kazadan önce 2.000,00 TL’ye yakın gelir elde ettiğini, müvekkilinin halen çalışmadığını, mahkemece hükme esas alınan raporda maluliyetinin daha az geldiğini, rapora itiraz etmelerine rağmen itirazlarının nazara alınmadığını, eksik inceleme ile karar verildiğini, ayrıca geçici iş göremezlik tazminatını da ıslah ettikleri, taleplerinin geçici iş göremezlik ve sürekli iş göremezlik zararlarına ilişkin olduğunu, belirterek kararın kaldırılarak davanın tümden kabulüne karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemidir. Davacı vekili 28/05/2018 tarihli ön inceleme duruşmasında maddi taleplerinin sürekli iş göremezlik zararına ilişkin olduğunu belirtmesi üzerine talep doğrultusunda sürekli iş göremezlik tazminatına ilişkin esas hakkında karar verilmiş, hüküm davacı vekil tarafından ıslah edilen geçici iş göremezlik tazminatının da kabulü gerektiğinden ve maluliyet raporunun yeterli olmadığından bahisle istinaf edilmiştir.
1-Davacı vekili, ıslah dilekçesi ile talep edilen geçici iş göremezlik talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürmüş ise de; davacı vekili dava dilekçesinde yaralanması nedeniyle maddi tazminat talep etmiş iken, ön inceleme duruşmasında dava dilekçesindeki talebinin sürekli iş göremezlik zararına ilişkin olduğunu beyan ederek talep sonucunu açıklamıştır. HMK’nın 140/3. maddesi gereğince ön inceleme duruşmasında taraflar arasındaki uyuşmazlık konuları tespit edildiği takdirde, tahkikat bu tutanak esas alınarak yürütülür. Davacının yargılama sırasında başkaca zararları ortaya çıksa dahi görülmekte olan davada bunu kural olarak talep edemez. Davacı HMK’nın 176 vd. maddeleri gereğince davanın kısmi ıslah ile dava konusu edilen talebini artırarak davalıdan talep etmesi mümkün ise de, dava dilekçesinde talep edilemeyen başkaca zararlarını ancak davanın tam ıslahı ile talep edebilir.
Davacı vekilinin davanın tamamen ıslahına yönelik bir talebinin bulunmamasına göre, mahkemece davacının kısmi ıslah dilekçesi ile talep ettiği geçici iş göremezlik zararlarına yönelik talebinin reddine karar verilmiş olmasında isabetsizlik bulunmadığından davalının buna ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
2-Davacı vekilinin maluliyet raporuna yönelik istinaf taleplerinin incelenmesinde; cismani zarar nedeniyle açılan kalıcı maluliyet nedeniyle tazminat davasında, davacı maluliyetinin yanı sıra, maluliyetinin davaya konu kazadan meydana geldiğini kanıtlamakla yükümlüdür.
Davacının kaza tarihinden önce düzenlenen Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin 15.12.2011 tarihli sol alt ekstremite venöz sistem renkli doppler US incelemesinde “sol alt ekstremite venöz yapılarda trombüs materyali saptanmadığı sol ana femoral vende, yüzeyel femoral ven 1/3 kesiminde, sefanofemoral bileşkede ve seyri boyunca vena sefana mangada patolopk reflü izlendiği (venöz yetmezlık)” denilerek venöz yetmezliğinin teşhis edildiği, yine 2012 yılı içerisinde de tespit edilen rahatsızlıkları çerçevesinde yatarak tedavi gördüğü anlaşılmaktadır.
Davacı vekili, Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesinden alınan 24/09/2014 tarihli 2576 sayılı engelli raporu ile müvekkilinin %40 oranında engelli olduğunu ve engelin kazadan kaynaklandığını ileri sürmüş ise de; söz konusu raporda “kalp damar cerrahisi notunda sol alt ekstremitede geçirilmiş derin ven trombozu, ulcus cruris pozitif olduğu (%40), göz notunda görme keskinliğinin bilateral 1,0 olduğu, ön ve arka segmentin doğal olduğu (%0), ortopedi notunda yaklaşık 1 yıl önce araç dışı trafik kazası sonrası sol femur alt uç kırığı, sağ tibia şaft kırığı nedeni ile opere edilmiş, her iki diz ve ayak bileği hareketlerinin doğal olduğu, eklem hareket açıklığının tam olduğu, X-Ray’de sağ tibia İMN ve kaynamış fraktür izleri, sol femurda 2 adet vida izlendiği (%0), kişinin engel oranının %40 (yüzde kırk) olduğunun belirtildiği görülmüştür.
Mahkemece, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından alınan 10/10/2018 tarihli 3040 sayılı raporda da, davacının tedavi evrakları, söz konusu engelli raporundaki tespit edilen rahatsızlıklar değerlendirilerek ve muayenesi yapılarak, davacının Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Raporlar Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre kazaya bağlı özür oranı “%0” olarak tespit edilmişken, raporun uygun yönetmeliğe göre düzenlenmediğinden bahisle alınan 13/12/2018 tarihli ve 3700 sayılı ek raporunda önceki raporundaki tespit ve değerlendirilmeler ışığında davacının Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücünün Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre meydana gelen kaza nedeniyle vücut çalışma gücünden %4,3 oranında kaybettiği ve iş göremez kaldığı sürenin 9 ay olduğunun tespit edildiği görülmüştür.
Davacının, kaza tarihinden önce de venöz yetmezlik tanısının bulunmasına, çelişki olduğunu ileri sürdüğü engelli raporunda da, bu rahatsızlık nedeniyle engeli bulunduğunun tespit edilmiş olmasına, mahkemece hükme esas alınan raporun da davacının kazadan önceki rahatsızlıkları ve davacının dayandığı engelli raporu değerlendirilerek hazırlanmış olmasına, söz konusu engelli raporunda kazaya bağlı bir maluliyetten bahsedilmemiş olmasına göre raporun hükme esas alınan rapor ile çelişki oluşturacak mahiyette bulunmamasına göre davacı vekilinin maluliyet raporuna yönelik istinaf sebepleri de yerinde görülmemiştir.
Buna göre; dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına göre; davacı vekilinin tüm istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden, istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekilinin yerel mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurma harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davacıdan alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Kararın taraflara tebliğine,
6-HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 361/1 maddesi uyarınca kararın usulen tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere 30/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.