Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/944 E. 2023/783 K. 24.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/944 – 2023/783
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/944
KARAR NO : 2023/783

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/10/2020
NUMARASI : 2017/817 Esas – 2020/460 Karar

DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 24/05/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 19/06/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … vekili tarafından adli yardım talepli olarak süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği, adli yardım koşullarının da bulunduğu anlaşıldığından, adli yardımlı olarak dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde; 17/08/2017 tarihinde davalı …’ın sürücüsü olduğu, diğer davalı tarafından ZMMS ile sigortalı aracın, kendisi ile aynı istikamette seyreden …’in kullanmış olduğu otomobile arkadan aşırı hızlı çarpması sonucu müvekkillerinin desteği …’in ölümüyle sonuçlanan trafik kazasının meydana geldiğini, bu kazanın oluşumunda davalı araç sürücüsü …’ın tam kusurlu olduğunu, müvekkillerinin desteği …’in kazanın oluşumunda herhangi bir kusurunun olmadığını, müvekkilleri ölenin eşi, annesi ve kızı olduğunu, maddi ve manevi zarara uğradıklarını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere müvekkilleri olan davacı … için 100,00 TL, davacı … için 100,00 TL davacı … için 100,00 TL maddi tazminatın, davalı … Sigorta A.Ş’den (sigorta limitleri aşılmamak üzere) ve davalı …’dan dava tarihinden işletilecek yasal faizi ile tahsiline, ayrıca davacılar … (eşi) için 40.000,00 TL, … (kızı) için 30.000,00 TL, … (annesi) için 20.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’dan olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsilini istemiştir.
Davacılar vekili 31/05/2019 tarihli dilekçesi ile maddi tazminata ilişkin olarak davasını ıslah ederek, davacı … için 586.172,08 TL maddi tazminat, davacı … için 235.362,65 TL maddi tazminat, … için 199.686,44 TL maddi tazminat ve 1.500,00 TL cenaze gideri olmak üzere toplam 1.022.721,17 TL maddi tazminatın davalı … Sigorta şirketinden (sigorta limitleri aşılmamak üzere) ve davalı …’dan dava tarihinden işletilecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsiline, karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili 31/10/2019 tarihli celsede; poliçe limiti olan 330.000,00 TL’ye karşılık alacaklarını sigorta şirketinden tahsil ettiklerini ve sulh olduklarını, sigorta şirketinden herhangi bir talepleri olmadığını, kalan miktar açısından diğer davalıdan taleplerinin devam ettiğini beyan etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafça açılan davayı kabul etmediklerini, davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, müvekkilinin yerleşim yerinin Emirdağ, kazanın gerçekleştiği yerin Çifteler olduğunu, davanın Emirdağ ya da Çifteler’de açılması gerektiğini, müvekkilinin kazanın gerçekleşmesinde herhangi bir kusurunun ve ihmalinin bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … Sigorta vekili; usulüne uygun tebligata rağmen cevap dilekçesi sunmamış, davalı ile sulh olduklarından davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesini, ayrıca karşı taraftan yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri olmadığını belirtmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davanın trafik kazasına bağlı haksız fiilden kaynaklı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olduğu, İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nin 08/02/2019 tarih ve 10152 sayılı raporunda: davalı sürücü …’ın %100 oranında kusurlu olduğu, müteveffa sürücü …’in kusursuz olduğunun bildirildiği; aktüer bilirkişi raporunda; destekten yoksunluk maddi tazminat miktarının eş … için 586.172,08 TL, cenaze masrafının maktuen 1.500,00 TL, kızı … için 235.362,65 TL, annesi … için 199.686,44 TL olduğunun hesapladığı, davalı sigortanın ödemesinden sonra aktüer bilirkişinin 03/02/2020 havale tarihli ek raporunda; …’in bakiye tazminat alacağının 396.756,43 TL, …’in bakiye tazminat alacağının 159.307,56 TL, … için bakiye tazminat alacağının 135.159,76 TL, cenaze giderinin 1.500,00 TL olduğunun bildirildiği, alınan raporun karar vermeye elverişli olduğu, yargılama sırasında sigorta şirketi ile davacıların sulh oldukları ve davalı sigorta şirketinin tazminata mahsuben sigorta limiti kadar ödemede bulunduğu anlaşıldığından, bu davalı yönünden davada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği, davacıların bilirkişi raporu ile hesaplanan bakiye zararlarını ise davalı …’dan talep edebileceği, bu nedenle bakiye maddi tazminat taleplerinin kabulüne karar verildiği; manevi tazminat yönünden yapılan değerlendirmede ise, olay tarihi, olayın oluş biçimi, davalı sürücünün tam kusurlu olması, murisin yaşı, tarafların sosyal ve ekonomik durumu dikkate alınarak hakkaniyet ilkeleri de gözetilerek davacıların davaya konu kazadan dolayı eş, baba ve oğlunu kaybetmenin verdiği manevi elem ve acının kısmen de olsa karşılanması bakımından davacıların manevi tazminat taleplerinin kabulü ile, davacı … için 40.000,00 TL, davacı … için 30.000,00 TL ve davacı … için 20.000,00 TL manevi tazminatın 17/08/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacılara ödenmesine karar vermek gerektiği, gerekçesi ile;
“1-Davacıların davalı … Sigorta ile sulh olmaları nedeniyle bu davalı hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalı … Sigorta A.Ş. yönünden vekalet ücreti ve yargılama giderine yer olmadığına,
2-Maddi tazminatın kısmen kabulü ile; davacı … için 396.756,43 TL, … için 159.307,56 TL ve … için 135.159,76 TL destekten yoksun kalma tazminatının ve 1500 cenaze giderinin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı… alınarak davacılara ödenmesine,
3-Davacıların manevi tazminat taleplerinin kabulü ile; … için 40.000 TL, … için 30.000 TL ve … için 20.000 TL manevi tazminatın 17/08/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacılara ödenmesine,” karar verilmiş, hüküm davalı … vekili tarafından adli yardım talepli olarak istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde; İlk derece mahkemesinin kararını ve mahkemece kabul edilen kusur oranını kabul etmediklerini, ceza dosyasında alınan kusur raporunun iş bu dosyadan alınandan çok farklı olduğunu, söz konusu raporda alternatifli bir değerlendirme yapıldığını ve ölenin aracının park halinde olması halinde müvekkiline tali kusur, ölene asli kusur verildiğini, ceza dosyasında davacının aracının park halinde olduğunun ve el frenin çekili vaziyette olduğunun anlaşıldığını, ceza dosyasında kazanın oluş şeklinin netleşmediğini, alınan son rapora itiraz süresinin devam ettiğini, bu nedenle alınan raporları kabul etmediklerini, ceza dosyasındaki bilgi ve belgeler ile raporların çelişki oluşturduğunu, müvekkilinin %100 kusurlu olduğunu kabul etmediklerini, diğer yandan alınan kararı kabul etmemekle birlikte, ölenin gelirinin çok yüksek hesaplandığını, yine mahkemece lehlerine verilen vekalet ücretinin tashih yolu ile hüküm fıkrasından çıkartılmasının da hukuka aykırı olduğunu, zira kararı kabul etmemekle birlikte kısmen kabul edilen davada lehlerine vekalet ücreti takdir edilmesinin gerektiğini, belirterek kararı istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava, çift taraflı trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemidir. Mahkemece, davalının sevk ve idaresindeki aracın, seyir halinde iken ön ilerisinde seyreden vefat edenin sürücüsü olduğu araca çarparak ölümüne neden olduğundan bahisle, davalının %100 oranında kusurlu olduğu kabul edilerek, davanın esası hakkında karar verilmiş, hüküm davalı … vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Davalı yapılan yargılama sırasında; kazanın mahkemece kabul edilen şekilde olmadığını, vefat edene ait aracın ön ilerisinde seyir halinde olmadığını ileri sürmüş, ilk derece mahkemesi tarafından verilen karar sonrasında da, kazanın belirtilen şekilde olmadığını, Ceza Mahkemesinde yapılan yargılamada, Adli Tıp Kurumu tarafından kazanın oluş şekline göre alternatifli rapor tanzim edildiğini, kazanın tespit edilecek oluş şekline göre kusur durumu değişeceğinden ceza dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiğini belirterek kararı istinaf etmiştir.
Ceza mahkemesi kararlarının, hukuk mahkemesine etkisi 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 74. maddesinde düzenlenmiş olup hukuk hâkimi, ceza mahkemesinin kesinleşmiş kararları karşısında esas bakımından ilke olarak bağımsız kılınmıştır. TBK’nın 74. maddesi uyarınca hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir. Aynı şekilde, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da hukuk hâkimini bağlamaz. Bununla birlikte; hukuk hâkimi kural olarak ceza mahkemesinin beraat kararı ile bağlı değil ise de hem öğretide hem de kökleşmiş yargı kararlarında ceza mahkemesince belirlenen maddi olgunun hukuk hâkimini bağlayacağı kabul edilmektedir.
Somut olayda; davalı, aracı ile seyri sırasında davacıların desteğine ait araca park halinde durduğu esnada çarptığını, kazaya kurallara aykırı şekilde yol üzerinde duran desteğin sebep olduğunu ileri sürmüştür. Ceza mahkemesinde alınan kusur raporunda da, davalının/sanığın bu yöndeki savunmaları değerlendirilerek, Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı’nın 25/12/2018 tarihli raporunda kaza öncesi desteğin aracının seyir halinde olması durumunda ve desteğin aracının sağ şerit üzerinde tedbirsiz olarak park halinde olması durumuna göre alternatifli rapor tanzim edilerek, kaza öncesinde desteğin aracının sağ şerit üzerinde park halinde olması durumunda davalının/sanığın tali, davacıların desteğinin asli kusurlu olduğu, davacıların desteğinin seyir halinde olması durumunda ise davalının/sanığın asli ve tam kusurlu olacağının mütalaa edildiği görülmüştür. Kazanın oluş şekli taraflar arasında uyuşmazlık konusu olup, kazanın oluş şekli davalının kusuruna da etki edebileceğinden ve ceza mahkemesinin kazanın oluş şekline ilişkin kabulü hukuk hakimini bağlayacağından, meydana gelen kazaya ilişkin, taksirle ölüme neden olmak suçundan, davalı hakkında Çifteler Asliye Ceza Mahkemesine açılan ve henüz kesinleşmediği görülen 2018/60 E. Sayılı dosyanın kesinleşmesinin bekletici mesele yapılması gerekirken neticesi beklenilmeden, eldeki davada karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı … vekilinin istinaf talebinin kabulüne, uyuşmazlığın çözümünde etkili deliller toplanılmadan ve değerlendirilmeden karar verilmiş olması nedeniyle ilk derece mahkemesinin kararının, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın yeniden görülerek, kazanın oluş şekilinin uyuşmazlık konusu olması nedeniyle, kazaya ilişkin ceza dosyasının neticesi beklenerek, kesinleşen kazanın oluş şekline göre gerektiğinde kusur raporu alınarak, kararın davalı tarafından istinaf edilmiş olması nedeniyle usuli kazanılmış hakları da korunarak davanın esası hakkında karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kaldırma sebebine göre davalı vekilinin sair istinaf sebeplerinin incelenmesine yer olmadığına, karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 01/10/2020 tarihli 2017/817 Esas – 2020/460 Karar sayılı kararın HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre, davalı vekilinin sair istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden adli yardımlı olarak kararı istinaf ettiğinden, alınan karar ve ilam harcı bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 24/05/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.