Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/926 E. 2023/701 K. 10.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/926 – 2023/701
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/926
KARAR NO : 2023/701

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/06/2021
NUMARASI : 2016/613 Esas – 2021/540 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 10/05/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 05/06/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 13/10/2015 tarihinde davalı şirkete Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalı, çekici ile ona bağlı yarı römork ile müvekkilinin sevk ve idaresindeki kamyonun karışmış olduğu trafik kazasında müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını, bu nedenle müvekkilinde geçici ve kalıcı iş göremezlik halinin oluştuğunu, olayın meydana gelmesinde davalı Şirket’e sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunu, müvekkilinin maddi zararının karşılanması için davalı Şirket’e yapılan başvuru sonucunda müvekkiline 7.680,00 TL ödeme yapılmış ise de, yapılan ödemenin müvekkilinin maddi zararını karşılamaktan uzak ve yetersiz olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 50,00 TL daimi iş görmezlik, 25,00 TL geçici iş görmezlik, 15,00 TL tedavi gideri, 10,00 TL bakım gideri olarak 100,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden, bu talep kabul görmediği takdirde ödeme tarihinden itibaren yürütülecek en yüksek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekil fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak dava değerini geçici işgöremezlik+maluliyet zararı 54.256,61.-TL, bakım gideri 1.547,00.-TL, tedavi gideri alacağı 5.047,00.-TL olmak üzere 61.850,61.- TL olarak ıslah etmiştir.
Davacı vekili 19/03/2021 tarihli talep artırım dilekçesi olduğunu beyan ettiği dilekçesi ile; hesap bilirkişisi … tarafından hazırlanan aktüer raporda; “Çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybı oranı tespit işlemleri yönetmeliğine göre müvekkilin çalışma ve meslekte kazanma gücü kaybı oranı %23,2, bakıcı süresi 2 ay, geçici iş göremezlik süresi 9 ay olarak tespit edildiği, PMF1931 yaşam tablosu kullanılarak hesaplanan raporda; geçici iş göremezlik tazminatı 10.190,27.-TL, daimi işgöremezlik tazminatı 79,318,67.-TL, bakıcı gideri 2.547,00.-TL olmak üzere toplam 92.055,94.-TL olarak hesaplandığını, bila tarihli Adli Tıp Uzmanı Prof. … tarafından hesaplanan tedavi gideri alacağının ise 5.047,00.-TL olduğunu, AYM İptal Kararı da nazara alındığında bilirkişi raporunun aleyhe hususlarının reddi ile geçici işgöremezlik tazminatı 10.190,27.-TL, daimi işgöremezlik tazminatı 79,318,67.-TL, bakıcı gideri 2.547.00.-TL, tedavi gideri alacağı ise 5.047,00.-TL olmak üzere toplam 97.102,94.-TL olarak taleplerini artırdıklarını beyan etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; kazaya karışan aracın müvekkili şirkete Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, sorumluluklarının sigorta limiti ile sınırlı olduğunu, davacıya maluliyeti nedeniyle 15/07/2016 tarihinde %100 kusur ve %4 maluliyet oranları esas alınarak 7.680,00 TL ödeme yapıldığını, bakiye zarar hesaplaması yapılması halinde hesaplamada ödeme tarihindeki verilerin esas alınması gerektiğini, davacının olay nedeniyle meydana gelen maluliyet oranının tespiti yönünden Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu’ndan veya Üniversite Hastaneleri’nin Adli Tıp Anabilim Dalı Bölümünden rapor alınması gerektiğini, tedavi giderlerinin 6111 sayılı yasa gereği SGK’ın sorumluluğunda olduğunu, geçici iş göremezlik döneminin tedavi giderleri kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, bakım gideri yönünden davacının %100 maluliyeti oluşmadığı gibi, geçici iş göremezlik döneminde gelir kaybı dışında her hangi bir hesaplama yapılmaması gerektiğinin yüksek yargı kararlarında benimsendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davanın trafik kazasına dayalı olarak daimi ve geçici iş gücü kaybı tazminatı ile bakım gideri tazminatı ve tedavi gideri istemine ilişkin olduğu; alınan bilirkişi raporu ile 13/10/2015 tarihinde davalı şirkete sigortalı aracın sürücüsü …’in yönetimindeki aracın; teknik özelliklerine, görüş, yol, hava durumunun gerektirdiği özelliklere göre hızını ayarlamadan yüksek hızla seyrederken öncelikle yolun mümkün olan en sağına yakın biçimde seyretmesi, trafik işaret levhasına uyarak öndeki aracı geçmemesi gerekirken aksine davranışla önde sola dönmeye çalışan aracı geçmeye çalışarak sebebiyet verdiği kazada %100 kusurlu bulunduğunun, davacının ise kusursuz olduğunun anlaşıldığı, alınan maluliyet raporunda; davacının kaza nedeniyle kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik gereği toplam bedensel özür oranının %14 olduğu, tıbbı iyileşme süresinin 9 aya kadar uzayabileceği, tedavi süresince 2 ay bakıcıya ihtiyaç duyduğu, davalı sigorta tarafından 06/06/2016 tarihli engelli raporu uyarınca davacı %4 malul kabul edilerek 15/07/2016 tarihinde 7.680,00 TL daimi iş gücü kaybı tazminatı ödendiği, davacının maluliyeti uyarınca davalı sigortaca yapılan ödemenin güncel değerinin düşülmesi halinde geçici iş göremezlik zararının 10.190,27 TL, daimi iş göremezlik zararının 44.171,98 TL, bakım gideri zararının 2.547.00 TL, SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderinin ise 2.500,00 TL olduğu, TRH 2010 tablosu esas alınan bilirkişi raporları, itibar edilen kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik uyarınca alınan maluliyet raporu ve tüm dosya içeriği ile anlaşılmakla, uzman doktor bilirkişinin bakım giderini tedavi gideri içinde hesap etmesi nedeniyle fazla bulunan hesaba itibar edilmesinin mümkün olmadığı, davalı tarafça ödeme için esas alınan, kaza tarihinde yürüklükte olmayan ve hangi kıstasa göre düzenlendiği belirli olmayan engelli raporunun hesap için esas alınamayacağı, bu nedenle ödeme tarihinde davacının karşılanmayan bakiye zararı yönünden yeniden ek rapor alınmasına yer olmadığı gerekçesi ile “Davacının davasının kısmen kabulüne, 10.190,27-TL geçici iş göremezlik tazminatı, 44.171,98-TL daimi iş gücü kaybı tazminatı, 2.547,00-TL bakıcı gider tazminatı ve 2.500,00-TL tedavi gideri olmak üzere, 59.409,25-TL’sinin dava tarihi olan 19/07/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye talebin reddine,” karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; kararın hatalı olduğunu, AYM’nin iptal kararı gereğince hesaplamanın TRH2010 Yaşam Tablosu ve Progresif Rant Yöntemine göre yapılması gerektiğini, bu nedenle hükme esas alınan raporun hatalı olduğunu, yine maluliyet durumunun tespitinde Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik uygulanmış ise de, AYM iptal kararı gereğince hesaplamanın Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre yapılması gerektiğini, tedavi giderleri 5.047,00 TL olarak bilirkişi tarafından hesaplanmış iken mahkemece 2.500,00 TL olarak kabul edilmesinin haksız olduğunu, müvekkilinin SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderlerini talep edebileceği, hesaplanan tazminattan daha önce ödenen miktarın güncellenerek düşülmesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin bu şekilde hakkının suiistimal ediliğini, hesaplanan tazminatların çok cüz’i hesaplandığını, geçici iş görmezlik zararının %100 kusur ve %100 maluliyet durumuna göre hesaplanması gerektiğini, müvekkilinin çalışma ve yaşam süresinin de çok kısa tutulduğunu, en az 75-80 yıl yapılması gerektiğini, faizin dava tarihinden hesaplanmasının hatalı olduğunu, davacıya daha önce ödeme yapılmış olması nedeniyle sigorta şirketine başvuru tarihinden itibaren 8 iş günü sonundan itibaren faiz uygulanması gerektiğini, ayrıca ticari faiz yerine yasal faiz işletilmesinin de hatalı olduğunu, kararda yargılama giderlerinin de usulüne uygun gösterilmediğini, bilirkişi raporunun da hatalı olduğunu, hatalı hesaplama ile müvekkilinin işgörmezelik tazminatının daha düşük çıkmasına sebebiyet verildiğini, AYM iptal kararı gereğince hesaplamanın en güncel verilere göre Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre yapılmasını talep ettiklerini, yine hesaplamanın TRH2010 Yaşam Tablosuna ve Progresif Rant Yönetime göre yapılmasını talep ettiklerini belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.

Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde: geçici iş görmezlik ve geçici bakıcı giderinin sigorta teminatı kapsamında olmadığını, bu nedenle kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, tedavi gideri adı altında hükmedilen tazminatın da her hangi bir dayanağı olmadığını, davacının tedavi giderlerine yönelik taleplerini belgelendirmesi gerektiğini, dosyaya belge sunulmadığından talebin reddine karar verilmesi gerektiğini, ayrıca tedavi giderlerinin de teminat kapsamı dışında olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar edeniyle, sürekli-geçici iş göremezlik tazminatı, bakıcı gideri ve tedavi gideri istemidir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş hüküm davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Haksız fiilenden kaynaklanan cismani zarar nedeniyle tazminat davasında, zarar veren ve eylemlerinden sorumlu olanlar gerçek zarardan sorumlu olup, gerçek zarar TBK hükümlerine ve Yargıtay 4. Hukuk Dairesi tarafından gerçek zarar hesabında benimsenen yönteme göre hesaplanmalıdır. KTK’nın 91. maddesi kapsamında sigorta şirketinin sorumluluğu açısından da, KTK’nın 90. maddesindeki genel şartlara atıf yapan hükümlerin 09/10/2020 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren AYM iptal kararı ile iptal edilmiş olması nedeniyle, sigorta şirketinin sorumluluğunun tespiti açısından, tazminat TBK hükümleri ile Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin benimsediği yöntem ve ilkelere göre hesaplanmalıdır. AYM iptal kararı devam eden uyuşmazlıklarda da uygulanır.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/18202 E. 2022/15413 K. sayılı kararında ” Yaşam Tablosu ve teknik faiz olarak %1.8 uygulanan hesaplama seçeneği karara esas alınmıştır. Tazminat hesabında TRH 2010 Yaşam Tablosunun kullanılmasında isabetsizlik yok ise de uygulanan teknik faiz yönünden; Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih- 2019/40-2020/40 sayılı kararı ile; KTK’nın 90. maddesindeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir. Bu nedenle, işgücü kaybı tazminatı hesabında, yeni ZMSS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz ile devre başı ödemeli belirli süreli rant formülü uygulaması anılan cetvellerle getirildiğinden artık uygulanması mümkün değildir. Tazminat hesaplamasının, %1,8 teknik faiz uygulanmadan ve Yargıtay uygulamaları ile kabul edilen progresif rant yöntemi kullanılarak yapılması gereklidir.” denilerek, muhtemel yaşam süresinin belirlenmesinde TRH 2010 Yaşam Tablosunun, işleyecek/bilinmeyen dönem hesabının ise progresif rant yöntemine göre hesaplanmasının “gerçek zarar” belirlenmesinde daha uygun olduğu kabul edilmiş olup, yerleşik uygulaması da bu yöndedir.
Somut olayda, mahkemece Yargıtay 4. Hukuk Dairesi tarafından maluliyet tespitinde kabul edilen Yönetmelik hükümleri gereğince tespit edilen %14 özür oranı, 9 ay geçici iş göremezlik süresi ve 2 ay bakıcı ihtiyacı nazara alınarak, muhtemel ömrün TRH 2010 Yaşam Tablosuna göre tespit edildiği, işleyecek/bilinmeyen dönem hesabının Hayat Anüitesi ve %1,8 teknik faiz uygulanarak, hesaplamanın “Devre Başı Ödemeli Belirli Süreli Rant Formülüne” göre yapıldığı, 04/06/2018 tarihli rapora göre davanın esası hakkında karar verilmiş olduğu halde davacı vekili tarafından hükme esas alınan rapora itiraz edildiği anlaşılmaktadır. İtiraz sonrasında, KTK’nın 90. maddesine yönelik iptal kararı da gözetilerek bilirkişiden ek rapor alınmış ise de, alternatifli olarak tanzim edilen ek raporda, %14 özür oranına göre TRH 2010 Yaşam Tablosuna göre muhtemel yaşam tablosu uygulanarak ve progresif rant yöntemi ile yapılmış hesaplama yer almamaktadır.
Bu durumda, mahkemece Yargıtay 4. Hukuk Dairesi tarafından maluliyet durumunun tespitinde esas alınan yönetmelik hükümleri gözetilerek, bilirkişiden ek rapor yahut yeni bir bilirkişiden TRH 2010 Yaşam Tablosu uygulanarak, işleyecek/bilinmeyen dönem hesabının “progresif rant yöntemi” ile yapıldığı rapor alınarak, davacının talepleri gözetilerek, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne, uyuşmazlığın çözümünde etkili deliller toplanılmadan ve değerlendirilmeden davanın esası hakkında karar verilmiş olması nedeniyle, kararın HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın yeniden görülerek, yukarıda açıklandığı üzere aktüer hesap bilirkişisinden ek rapor yahut yeni bir bilirkişiden rapor alınarak, davanın esası hakkında olumlu olumsuz karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kaldırma sebebine göre davalı vekilinin istinaf sebeplerinin incelenmesine yer olmadığına, karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 16/06/2021 tarihli, 2016/613 Esas – 2021/540 Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre, davacı vekilinin sair davalı vekilinin tüm istinaf sebeplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davacı ve davalı tarafından yatırılan “istinaf karar harcının” istek halinde istinaf eden taraflara iadesine,
4-İİK’nın 36. maddesi gereğince, Ankara 14. İcra Dairesi’nin 2021/8185 Esas sayılı dosyasına depo edilen 35.000,00 TL bedelli teminat mektubunun yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
6-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 10/05/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.