Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/924 E. 2023/700 K. 10.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/924 – 2023/700
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/924
KARAR NO : 2023/700

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/03/2021
NUMARASI : 2019/205 Esas – 2021/134 Karar

DAVACI
VEKİLİ
DAVALILAR :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 10/05/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 06/06/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili ve davalılar … ve … vekili tarafından süresi içinde ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde; 13/07/2018 günü tarihinde davacının içinde yolcu olarak bulunduğu ve sürücüsü davacının halası … olan aracın seyri sırasında sürücü davalı … yönetiminde, davalı … adına kayıtlı, davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS poliçesiyle sigortalı araçla çarpışması sonucu meydana gelen kazada davacının yaralandığını, belirterek davacının belgesiz tedavi masrafları, iş göremezlik ve bakım tazminatı ve kaza nedeniyle mahrum kaldığı fazla çalışma kazancı için şimdilik 100,00 TL ((50 TL si belgesiz tedavi gideri, 20 TL si sürekli işgöremezlik, 20 TL si geçici işgöremezlik ve 10 TL’si bakıcı giderine ilişkin olmak kaydıyla) maddi tazminatın davalılardan (davalı sigorta şirketi temerrüt tarihinden poliçe limiti ile sorumlu olmak kaydıyla) müteselsilen tahsiline, 10.000,00 TL manevi tazminatın davalı gerçek kişilerden olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 29.12.2020 tarihli ıslah dilekçesi ile geçici bakım giderine ilişkin talebini 1.603,12 TL, geçici işgöremezlik tazminatı talebini 13.475,28 TL, belgesiz tedavi giderleri ve ulaşım giderine ilişkin talebini 554,00 TL olarak artırmıştır.
Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Sigorta Şirketi, davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılama neticesi, Hacettepe Üniversitesi’nden alınan 09.12.2019 tarihli rapora göre meydana gelen kaza sonucu davacıda sürekli iş göremezlik hali oluşmadığından davacının sürekli işgöremezlik tazminatı isteminin reddine, SGK ve kurum kayıtlarına göre davacının kamu kurumunda çalıştığı ve geçici iş göremezlik tarihlerinde maaş almaya devam ettiği, davacının maaş harici ek gelir kaybına ilişkin iddiası bulunmamakla birlikte bu hususta bilgi ve belge de sunmadığı bu itibarla davacının geçici iş göremezlik zararının oluşmadığı anlaşıldığından davacının geçici işgöremezlik tazminatı isteminin reddine, davacının bakıcı ve tedavi gideri talebinin kabulü ile, 1.603,12 TL bakıcı gideri ve 554,00 TL tedavi giderinin sigorta şirketi yönünden 26/02/2019, diğer davalılar yönünden 13/07/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 6.000,00 TL manevi tazminatın 13/07/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili ile davalılar … ve … vekili tarafından ayrı ayrı istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davacı lehine hükmedilen manevi tazminat miktarının yetersiz olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalılar … ve … vekili istinaf dilekçesinde; mahkemece alınan kusur raporunda davalı sürücüye kusur izafe edilmemesine karşın; mahkemece davalı sürücüye kusur izafe edildiğini, ceza yargılamasında alınan bilirkişi raporundan yola çıkılarak davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, davacı tarafından dava dilekçesinde tedavi sürecinde bakıcı hizmeti alındığına ve bir bakıcıya ödeme yapıldığına dair herhangi bir beyanda bulunulmadığını ve bu yönde bir belgenin de dosyaya kazandırılmadığını, bu halde davacı tarafından yapılmayan ve belgelendirilmeyen bir ödemenin, davalılardan tahsiline karar verilemeyeceğini, davacının tedavi giderlerine ilişkin talebinin kabulü ile SGK tarafından ödenmeyen tedavi giderlerine hükmedilmesinde de hukuka uyarlık bulunmadığını, anılan giderlerin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılandığını, mahkemece hükmedilen manevi tazminatın da hukuki dayanaktan yoksun ve fahiş olduğunu, kazanın 13.07.2018 tarihinde meydana geldiğini, kısmi dava olarak ikame edilen davanın, 29.12.2020 tarihinde ıslah edildiğini, dava belirsiz alacak davası olarak açılmadığından sunulan dilekçenin de ıslah dilekçesi olarak kabulü gerektiğini, ıslah edilen meblağın zamanaşımına uğradığını, mahkemece davacı lehine, maddi tazminat bakımından ayrı, manevi tazminat bakımından ayrı vekalet ücretine hükmedilmesinin usule ve yasaya aykırı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda kaza tespit tutanağı uyarınca, 13.07.2018 tarihinde sürücü …’ın sevk ve idaresindeki araçla seyri sırasında, sürücü …’in sevk ve idaresindeki araçla çarpışmasıyla meydana gelen kazada sürücü beyanları farklı olduğundan kural ihlali belirlemesinin yapılamadığının belirlendiği, mahkemece alınan kusur raporu uyarınca kazanın meydana gelmesinde davacının içinde bulunduğu araç sürücüsünün kusurlu olduğu, davalı sürücü …’in kusursuz olduğunun belirlendiği, Ankara 16. ASCM’nin 2019/488 Esas nolu dosyasında yapılan yargılamada her ne kadar katılan sanık … hakkında üzerine atılı taksirle birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma suçu nedeniyle TCK 89/4,22/4 ve 53.maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de; yüklenen suçta sanığın kusurunun olmadığı suçun yasal unsurları itibariyle oluşmadığı anlaşılmakla CMK’nın 223/2-a-c maddesi uyarınca sanığın üzerine atılı müsnet suçtan beraatine karar verildiği, kararın istinaf incelemesinde olduğu ve kesinleşmediği, anılan ceza dosyasında ve soruşturma aşamasında alınan kusur raporlarının incelenmesinde, soruşturma aşamasında alınan bilirkişi raporunda araç sürücüsü …’in 2918 sayılı KTK’nın 56/1a maddesinde yer alan hususlardan şerit izleme ve değiştirme kurallarına uymamak kuralını ihlal ettiği anlaşıldığından meydana gelen kazada tamamen asli kusurlu olduğu, diğer araç sürücüsü …’ın meydana gelen kazada sürücünün orta şeritte seyir halindeyken bu esnada sol şeritte seyir halinde olan aracın ayna kontrolü yapmadan ve orta şeritteki trafiği kontrol etmeden aniden orta şeride girmek istemesi sonuçlu meydana gelen kazada sürücünün herhangi bir kusurun olmadığını içerir rapor düzenlendiği, ceza mahkemesince 17/01/2020 tarihinde alınan bilirkişi raporunda dosya kapsamında mevcut verilmiş olan tüm ifadeler ile trafik kazası tespit tutanağı çizilmiş olan olay yeri krokisi olayla ilgili fotoğraflar, dosyada bulunan bilirkişi raporu, taraf vekillerinin sözlü ve yazılı belirttikleri tüm hususlar tek tek incelenip değerlendirildiğinde sol şeritte seyir halinde olan …’in, idaresindeki aracıyla sol şeritte seyir halinde olduğu sırada orta şeritte kontrolsüz olarak aniden orta şeride doğru manevra yaptığı için orta şeritte seyir halinde olan sürücü …’ın idaresindeki aracın sol yan kısmına çarparak temas ettiği, buna göre olay günü kaza mahallinde çekilen fotoğraflara dayanarak sürücü …’in 2918 sayılı KTK’nın 56/1-a maddesinde yer alan kural ihlali yaptığını tespit edildiğinden tam kusurlu olduğu, araç sürücüsü olan …’ın ve yolcunun araçta emniyet kemerini takmaması nedeniyle tali kusurlu olduğunun belirlendiği, 20/07/2020 tarihinde ceza mahkemesince alınan ek bilirkişi raporunda kazanın meydana gelmesinde sürücü …’in 2918 sayılı yasanın 56/1-A maddesini ihlal etmesi nedeniyle asli kusurlu olduğunun belirlendiği, 16/03/2021 tarihinde ATK’dan alınan rapor uyarınca kazanın meydana gelmesinde sanık sürücü …’e atfı kabil kusur bulunmadığı, müşteki sürücü …’ın, idaresindeki otomobil ile yola gereken dikkat ve özeni göstermesi seyrini istikamet şeridi içerisinde kalacak şekilde sürdürmesi gerekirken bahsedilen bu hususlara riayet etmediği sevk ve idare hatası ile sola yönelerek orta refüje ve akabinde sağa yönelerek tel örgülere çarptığı olayda, dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı davranışları ile asli kusurlu olduğunun belirlendiği, 30/06/2021 tarihinde alınan bilirkişi raporunda müşteki sürücü …’ın yönetimindeki araç ile seyrederken azami dikkatli seyretmesi gerekirken aksine davranışla hızını gerekli şartlara göre ayarlamadığı, süratli ve dikkatsiz seyredip aracın hakimiyetini kaybederek yoldan çıkmak suretiyle sebebiyet verdiği olayda; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 52/b (Hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak zorundadırlar.), 47/d (Trafik Güvenliği Ve Düzeni ile ilgili olan ve Yönetmelik’te gösterilen diğer kural, yasak, zorunluluk veya yükümlülüklere, uymak zorundadırlar.) maddelerini ihlalle meydana gelen olayda etken kusurlu davranışı bulunmuş olup, müşteki sanık …’in ise, yönetimindeki araç ile olay yerine geldiğinde sağında seyreden otomobil sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybettiğini fark ederek kendi şeridinde duruşa geçtiği, herhangi bir temasın bulunduğuna dair kesin bilgi bulunamadığından olayda etken davranışı görülmediğinin belirlendiği, 16/11/2021 tarihinde ATK’dan alınan raporda müşteki sürücü …’ın sevk ve idaresindeki otomobil ile seyri sırasında yola gereken dikkatini vermediği, seyir şeridi içerisinde kalacak şekilde seyrini sürdürmeye yeteri özeni gösteremeyip, dikkatsiz ve tedbirsiz bir şekilde seyrini sürdürerek sola yönelip orta refüje çarptığı, akabinde sağa yönelerek tel örgülere çarpıp karıştığı kazada dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı davranışı ile asli derecede kusurlu olduğu, müşteki sanık sürücü …’in sevk ve idaresindeki kamyonet ile sol şerit üzerinde seyri sırasında, ön ilerisinde orta şeritte seyir halinde olan müşteki sürücünün kaza yapmasında hatalı bir tutum ve davranışı bulunmadığından meydana gelen olayda atfı kabil bir kusuru bulunmadığının belirtildiği, neticeten ceza mahkemesi tarafından anılan bu son raporun hükme esas alınmasıyla suçun yasal unsurları itibariyle oluşmadığı anlaşılmakla sanığın müsnet suçtan beraatine karar verildiği, mahkemece Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan alınan 09.12.2019 tarihli rapor uyarınca davacının kaza neticesi sol el bileğinde, radius ve ulnada kırığa bağlı olarak kalıcı işgöremezliğinin meydana gelmediği, 1 ay bakıcı ihtiyacı olduğu, iyileşme süresinin 4 aya kadar uzayabileceğinin belirlendiği, mahkemece aktüer bilirkişiden alınan rapor uyarınca davacının tedavisine ilişkin ulaşım giderine ait zararın 554,00 TL olduğu, SGK tarafından ödenmeyen belgeye dayalı tedavi giderine ait zararın 565,00 TL olduğu, geçici bakıcı gideri tazminatının 1.603,12 TL, geçici iş göremezlik tazminatının 13.475,28 TL olduğunun belirlendiği, mahkemece anılan raporun hükme esas alınmasıyla yazılı şekilde karar verildiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamında yapılan değerlendirmede mahkemece hükme esas alınan kusur raporu ile kaza tespit tutanağındaki belirlemeler ve ceza dosyasında hükme esas alınan kusur raporları arasında çelişki bulunduğu anlaşılmıştır.
Kazanın oluşuna ilişkin olarak taraflar arasında uyuşmazlık bulunması halinde; maddi gerçeği bulmakla yükümlü olan ceza mahkemesinin oluş kabulü hukuk mahkemesi için bağlayıcı olacağından, ceza mahkemesi dosyasının bekletici mesele yapılması gerekmektedir.
Ceza mahkemesi kararlarının hukuk mahkemesine etkisi TBK. 74. maddesinde düzenlenmiş olup, hukuk hâkimi, ceza mahkemesinin kesinleşmiş kararları karşısında, esas bakımından ilke olarak bağımsız kılınmıştır. TBK. 74. maddesindeki düzenlemeye göre, ceza mahkemesince verilen beraat kararı, kusur ve derecesi, zarar tutarı, temyiz gücü ve yükletilme yeterliği, illiyet gibi esasların hukuk hâkimini bağlamayacağı konusunda duraksama bulunmamaktadır.
Ancak, ceza mahkemesinde bir maddi olayın varlığı ya da yokluğu konusundaki kesinleşmiş kabule rağmen, aynı konunun hukuk mahkemesinde yeniden tartışılması olanaklı değildir (Y.H.G.K. 11.10.1989 gün ve E.1989/11-373, K.472 sayılı ilamı). Bunun nedeni, ceza yargılamasındaki ispat araçları bakımından ceza hâkiminin, hukuk hâkiminden çok daha elverişli konumda bulunmasıdır. O halde bir ceza mahkemesinin uyuşmazlık konusu olayın tespitine; diğer bir söyleyişle, maddi olgulara ilişkin kesinleşmiş saptamasının, aynı konudaki hukuk mahkemesinde de kesin delil oluşturacağı açıktır. (Hukuk Genel Kurulu – 2008/4-564 E, 2008/536 K.)
Somut olayda, kazanın oluşuna ilişkin olarak taraflar arasında uyuşmazlık bulunduğu gibi, mevcut kusur bilirkişisi raporlarında da farklı oluş kabulleri yer almaktadır. Mahkeme tarafından, oluşa ilişkin farklı değerlendirmelere ve taraflar arasındaki bu konuda olan uyuşmazlığa rağmen, oluşa ilişkin olarak deliller toplanmadan, ceza dosyasında ve soruşturma dosyasında yer alan tüm kusur raporları ve özellikle hükme esas alınan son kusur raporu getirtilip anılan dosyalardaki deliller değerlendirilmeden ve kusur raporları arasındaki çelişki giderilmeksizin, ceza dosyasında yer alan kusur raporlarından birine (hangisi olduğu dahi açıkça belirtilmeden) dayanılarak hüküm kurulmuştur. Ancak, dava konusu kazadaki oluşa ilişkin belirleme, davacının içinde yolcu olarak bulunduğu araç sürücüsü ve davalı tarafın kusur durumlarını büyük oranda değiştirebileceğinden, belirlenecek tazminat miktarını da aynı şekilde etkileyeceği sabit olup, bu yönde inceleme yapılmaksızın karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır.
Kabule göre de dava dilekçesinde davanın kısmi dava mahiyetinde açıldığı, davalılar … ve … vekili tarafından ıslaha karşı zamanaşımı defi’nde bulunulduğu anlaşılmakta olup, öncelikle belirtilmelidir ki, zamanaşımı defi davanın esası hakkında her türlü muameleye manidir. Bu sorun halledilmeden davanın esası incelenemez. (11.1.1940 tarihli 15/70 sayılı İçt. Bir. Kararı) Yargı kararları ile öğretide kısmi davada dava edilmeyen alacak kesimi için, fazlaya ilişkin hakkın saklı tutulmuş olmasının zamanaşımını kesmeyeceği kabul edilmektedir. (Prof.Dr.Baki Kuru Hukuk Muhakemeleri Usulü Altıncı Baskı Cilt:II sayfa:1541 v.d) Kısmi dava açılması halinde zamanaşımı yalnız alacağın kısmi dava konusu yapılan miktarı için kesilir. Y.HGK.20.3.1968 gün ve 1968/9-210 E. ve 151 K., 3.7.2002 gün ve 2002/9-564 E. ve 572 K.,09.10.2002 gün ve 2002/9-808 E. ve 2002/801 K.sayılı ilamları da bu yöndedir. Mahkemece bu konuda herhangi bir değerlendirme yapılmadığı gibi zamanaşımı defi hakkında olumlu yada olumsuz bir karar da verilmediği anlaşılmıştır.
Olay trafik kazasından kaynaklandığından zamanaşımı yönünden KTK hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. 2918 sayılı KTK’nın 109/1. maddesi gereğince, motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar.
Davanın kısmi tazminat davası şeklinde açılması nedeniyle sadece dava dilekçesinde talep edilen tazminat miktarı yönünden zamanaşımı kesilmiş olup, fazlaya ilişkin saklı tutulan tazminat kısmı yönünden zamanaşımı süresi işlemeye devam etmektedir. Davaya konu trafik kazası 13/07/2018 tarihinde gerçekleşmiş olup, kaza tarihinden 29/12/2020 ıslah tarihine kadar 2 yıllık zamanaşımı süresi geçmiş olup, davalılar … ve … vekilinin süresinde ileri sürdüğü ıslaha ilişkin zamanaşımı definin değerlendirilmesi ve bu hususta olumlu olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, bu davalılar yönünden zamanaşımı define ilişkin herhangi bir değerlendirme yapılmaksızın ve bu konuda olumlu yada olumsuz herhangi bir karar verilmeksizin yazılı olduğu gibi karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu nedenlerle, kesinleşmeyen Ankara 16. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2019/488 Esas sayılı dosyası muhteviyatı öncelikle dosyaya kazandırılmalı, o dosyadaki deliller de mahkemece değerlendirilmeli, kusur raporları arasındaki çelişki giderilecek şekilde Üniversitelerin ilgili Trafik Kürsülerinden yahut Karayolları Fen Heyetinden alınacak kusur raporunu takiben kazadaki kusur durumu duraksamaya mahal vermeyecek şekilde belirlenerek gerektiğinde ceza dosyasının kesinleşmesi bekletici mesele yapılmalı, davalılar … ve … vekilinin süresinde ileri sürdüğü zamanaşımı definin değerlendirilmesi ile bu hususta olumlu olumsuz bir karar verilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, uyuşmazlığın temelini oluşturan ve davacının talep edebileceği tazminat miktarını belirleyecek esaslı unsurlardan olan kusur durumuna ilişkin olarak ceza dosyası dosyaya kazandırılıp o dosyadaki deliller değerlendirilmeden, ceza yargılamasının sonucu beklenmeden ve oluş kesinleştirilmeden, kabule göre de, kusur raporları arasındaki çelişki giderilmeden karar verilmiş olması ve davalılar … ve … yönünden ıslah edilen meblağa ilişkin zamanaşımı definin değerlendirilmemiş olması HMK’nın 353/1-a-6.maddesi gereği delillerin hiçbirinin toplanmaması şeklinde kabul edilerek, davalılar … ve … vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılmasına, kaldırma sebebine göre davacı vekilinin tüm, davalılar … vekilinin sair istinaf nedenleri incelenmeksizin, davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalılar … ve … vekilinin istinaf başvurularının ayrı ayrı KABULÜ ile; Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 04/03/2021 tarihli 2019/205 Esas – 2021/134 Karar sayılı kararının, HMK’nın 353/1-a-6.maddesi gereğince KALDIRILMASINA, kaldırma sebebine göre davacı vekilinin tüm, davalılar … vekilinin sair istinaf nedenlerinin şimdilik İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf peşin harcı olarak alınan karar harcının istek halinde harcı yatıran taraflara ayrı ayrı iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-İstinaf eden taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın talep halinde yatıran tarafa iadesine,
6-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 10/05/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.