Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/921 E. 2023/635 K. 03.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi Esas-Karar No: 2022/921 – 2023/635
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/921
KARAR NO : 2023/635

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/04/2021
NUMARASI : 2019/677 Esas 2021/238 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 03/05/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 29/05/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … sigorta vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 28.12.2015 tarihinde davalı sigorta şirketi tarafından ZMM sigorta poliçesi düzenlenen araç sürücüsü …’in, sevk ve idaresindeki otobüs ile seyri sırasında tek taraflı yaralamalı trafik kazası gerçekleştiğini,bahse konu tek taraflı trafik kazası sebebiyle kazaya karışan belediye otobüsünün içinde yolcu konumunda bulunan davacının ağır şekilde yaralandığını , davalı sigorta şirketi tarafından 25.07.2016 tarihinde davacıya 24.116,00 TL maddi tazminat ödemesi yapıldığını,ancak yapılan bu ödemenin yetersiz olduğunu belirterek fazlaya ilişkin her türlü hakları saklı kalmak üzere şimdilik geçici iş göremezlik tazminatı için 50,00 TL, sürekli iş göremezlik tazminatı için 50,00 TL, bakıcı giderleri için 50,00 TL ve SGK tarafından karşılanmayan zorunlu tedavi giderleri için 50,00 TL olmak üzere toplam 200,00 TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini talep etmiş,ıslah dilekçesi ile, geçici iş göremezlik tazminat talebini 10.578,45TL,sürekli iş göremezlik tazminat talebni 114.480,66TL,SGK tarafından karşılanmayan tedavi gideri talebini 5.000,00TL, bakıcı gideri talebini 14.796,86TL olarak artırmıştır.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, yapılan yargılamayı müteakip davacının yolcu olarak bulunduğu otobüsün yapmış olduğu tek yanlı kaza nedeni ile davacının yaralandığı, kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğu, S.Ü.Tıp Fakültesi Adli Tıp ABD Başkanlığı’ndan alınan rapora göre davacının kaza nedeni ile sürekli iş göremezlik oranının %26 ve iş ve güçten kalma süresinin ise 9 ay olduğunun belirlendiği, hesap bilirkişisinden alınan tazminat raporu ile davacının 10.579,34 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 27.106,41 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 14.798,10 TL bakıcı gideri ve 5.000,00 TL SGK tarafından karşılanmayan tedavi gideri olmak üzere toplam 57.483,85 tl maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 30/06/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davacıya ödenmesine karar verildiği, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş,bunun üzerine Ankara BAM 26. Hukuk Dairesi’nin 22/11/2019 tarihli ve 2018/1487 Esas nolu ilamıyla ‘maddi tazminata ilişkin hesaplamanın Yargıtay uygulamalarına uygun olarak, PMF yaşam tablosu esas alınmak sureti ile yapılmasında bir usulsüzlük görülmemiştir. Aynı şekilde, maluliyet raporunun da kaza tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre alınması gerekirken, Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlüler Hakkında Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre alınması usulüne uygun olmasa da davacı tarafın bu konuda itirazı bulunmaması nedeni ile yeniden inceleme konusu yapılmamıştır.Ancak, davacının talebi; yaralanma nedeni ile tazminat istemine ilişkin olup, trafik kazası nedeniyle yaralanmaya bağlı olarak talep edilen tazminat miktarları belirlenirken, davacının uğradığı gerçek zarar miktarı oranında ve tarafların kusur durumlarına göre tazmine hükmolunabileceğinden, mahkemece gerçek zararın tespiti gerekmekte olup, bu tespitin yapılması da özel ve teknik bilgiyi gerektirmektedir. Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarına göre; ödeme tarihi itibariyle davalı tarafça gerçekleştirilen ödemelerin yetersiz olup olmadığının belirlenmesi gerekmektedir. Bunun için, ödeme tarihi verileri dikkate alınarak yapılacak hesaplama sonucu bulunacak tutar ile ödenen miktarın karşılaştırılması ve ödemenin yeterli olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir. Ödemenin yeterli bulunması halinde ibra nedeni ile davanın reddine karar verilmeli, şayet ödemenin yetersiz olduğu anlaşılırsa, bu kez karar tarihine en yakın veriler dikkate alınarak (eldeki dava yönünden 29/01/2018 tarihi esas alınarak) tazminat hesaplanmalı ve zarar ile yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince, davalı tarafından yapılan ödemeye, hesaplama yapıldığı tarihe kadar geçen süre için yasal faiz uygulanarak (güncelleme), hesaplanan tutardan mahsup edilmelidir. Hükme dayanak yapılan 29/01/2018 tarihli bilirkişi raporu yetersiz olup, bilirkişinin uzmanlığı da belli değildir. Mahkemece, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 01/10/2018 tarih 2015/15735 esas 2018/8390 karar sayılı emsal kararında belirtildiği üzere, dosyanın aktüerya (hukukçu) bilirkişiye verilerek, davacının uğradığı gerçek zarar miktarının belirlenmesi yönünden uzman bilirkişiden ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli yeni bir rapor alarak sonucuna göre karar vermesi gerekmektedir. Mahkemece, davacıya yapılan ödemenin ödeme tarihinde yeterli olup olmadığına dair usulüne uygun rapor alınmadan ve bu konuda değerlendirme yapılmadan karar verilmesi doğru olmamıştır.’gerekçesiyle kararın kaldırılmasına kesin olarak karar verilmiş, mahkemece anılan kaldırma kararı üzerine, yürütülen yargılama sırasında Anayasa Mahkemesi’nin 09/10/2020 tarihli resmi gazetede yayınlanan 17/07/2020 tarihli ve 2019/40 esas 2019/40 sayılı kararına göre Karayolları Trafik Kanunu’nun zorunlu trafik sigortasına ilişkin 90 ve 92. maddelerinde yer alan, “Trafik Sigortası Genel Şartları” ifadelerinin iptal edilmesi ve böylelikle genel şartların birçok hükmünün uygulanamaz hale gelmesi ve iptal kararlarının usuli kazanılmış hakkın istisnasını teşkil etmesi gerekçesiyle dosya içerisindeki SÜ Tıp Fakültesi Başhekimliğinin 02/10/2017 tarihli maluliyet raporundaki Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre saptanan tespitler esas alınarak PMF 1931 tablosuna göre davacının uğradığı zararın yeniden hesaplanması için aktüer bilirkişiden 05/02/2021 tarihli rapor alındığı,anılan raporda davacının meydana gelen trafik kazası sebebiyle 10.587,45 TL geçici iş göremezlik, 114.480,66 TL sürekli iş göremezlik, 14.796,86 TL bakıcı gideri, 5.000,00 TL tedavi gideri olmak üzere toplam 144.855,97 TL maddi zararının bulunduğunun belirlenmesiyle davanın kabulüne,10.587,45 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 114.480,66 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 14.796,86 TL bakıcı gideri, 5.000,00 TL tedavi gideri olmak üzere toplam 144.855,97 TL maddi tazminatın kaza tarihinde geçerli poliçe teminat limitleri ile sınırlı olmak kaydıyla, temerrüt tarihi olan 30/06/2016 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, karar davalı … Sigorta vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … Sigorta vekili vekili istinaf başvuru dilekçesinde; yerel mahkemece usuli kazanılmış haklarının gözetilmediğini,bozma öncesi hesaplanan 57.483,85 TL baz alınarak hüküm kurulması gerektiğini,davacının maluliyetinin Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Yönetmeliği’ne göre belirlenemeyeceğini,tazminat hesabında TRH 2010 mortalite tablosu ve 1,8 teknik faiz uygulanması gerektiğini, davacının gelirinin asgari ücret üzerinden hesaplanması gerektiğini,hesaplanan tazminat miktarından müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, geçici iş göremezlik zararından sorumlu olunmadığını, davalı şirketten, K.T.K 98. ve 99. maddeleri uyarınca ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edilebileceğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
HMK.nın 355. Maddesi gereğince istinaf yoluna başvuran davalı vekilinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan cismani zarara bağlı maddi tazminat talebine ilişkindir.
Davalı sigorta şirketine Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası ile sigortalı olan ve davacının yolcu olarak bulunduğu aracın yaptığı tek yanlı kaza sonucu davacının yaralanması nedeni ile sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatı, bakıcı gideri ve SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderleri talep edilmiş, mahkeme tarafından verilen ilk kararla davacının yolcu olarak bulunduğu otobüsün yapmış olduğu tek yanlı kaza nedeni ile davacının yaralandığı, kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğu, alınan rapora göre davacının kaza nedeni ile sürekli iş göremezlik oranının %26 ve iş ve güçten kalma süresinin ise 9 ay olduğunun belirlendiği, hesap bilirkişisinden alınan tazminat raporu ile davacının talep edebileceği tazminat rakamlarının belirlendiği, buna göre; 10.579,34 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 27.106,41 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 14.798,10 TL bakıcı gideri ve 5.000,00 TL SGK tarafından karşılanmayan tedavi gideri olmak üzere toplam 57.483,85 TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 30/06/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davacıya ödenmesine karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş, Ankara BAM 26.Hukuk Dairesi’nin 22/11/2019 Tarih, 2018/1487 E- 2019/1969 K.sayılı kararı ile “Netice olarak, olay tarihinde geçerli KTK’nun 90. maddesine göre Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na atıf bulunulmamakla, 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında düzenlenen hususların zarar görene karşı ileri sürülemeyeceğinden; maddi tazminata ilişkin hesaplamanın Yargıtay uygulamalarına uygun olarak, PMF yaşam tablosu esas alınmak sureti ile yapılmasında bir usulsüzlük görülmemiştir. Aynı şekilde, maluliyet raporunun da kaza tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre alınması gerekirken, Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlüler Hakkında Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre alınması usulüne uygun olmasa da davacı tarafın bu konuda itirazı bulunmaması nedeni ile yeniden inceleme konusu yapılmamıştır.Ancak, davacının talebi; yaralanma nedeni ile tazminat istemine ilişkin olup, trafik kazası nedeniyle yaralanmaya bağlı olarak talep edilen tazminat miktarları belirlenirken, davacının uğradığı gerçek zarar miktarı oranında ve tarafların kusur durumlarına göre tazmine hükmolunabileceğinden, mahkemece gerçek zararın tespiti gerekmekte olup, bu tespitin yapılması da özel ve teknik bilgiyi gerektirmektedir. Bu noktada, davadan önce yapılmış ödeme bulunması halinde, Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarına göre; ödeme tarihi itibariyle davalı tarafça gerçekleştirilen ödemelerin yetersiz olup olmadığının belirlenmesi gerekmektedir. Bunun için, ödeme tarihi verileri dikkate alınarak yapılacak hesaplama sonucu bulunacak tutar ile ödenen miktarın karşılaştırılması ve ödemenin yeterli olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir. Ödemenin yeterli bulunması halinde ibra nedeni ile davanın reddine karar verilmeli, şayet ödemenin yetersiz olduğu anlaşılırsa, bu kez karar tarihine en yakın veriler dikkate alınarak (eldeki dava yönünden 29/01/2018 tarihi esas alınarak) tazminat hesaplanmalı ve zarar ile yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince, davalı tarafından yapılan ödemeye, hesaplama yapıldığı tarihe kadar geçen süre için yasal faiz uygulanarak (güncelleme), hesaplanan tutardan mahsup edilmelidir. Hükme dayanak yapılan 29/01/2018 tarihli bilirkişi raporu yetersiz olup, bilirkişinin uzmanlığı da belli değildir.Mahkemece, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 01/10/2018 tarih 2015/15735 esas 2018/8390 karar sayılı emsal kararında belirtildiği üzere, dosyanın aktüerya (hukukçu) bilirkişiye verilerek, davacının uğradığı gerçek zarar miktarının belirlenmesi yönünden uzman bilirkişiden ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli yeni bir rapor alarak sonucuna göre karar vermesi gerekmektedir. Mahkemece, davacıya yapılan ödemenin ödeme tarihinde yeterli olup olmadığına dair usulüne uygun rapor alınmadan ve bu konuda değerlendirme yapılmadan karar verilmesi doğru olmamıştır.’gerekçesiyle kararın kaldırılmasına kesin olarak karar verilmiş,dosyanın yerel mahkemeye gelişi ile yargılamaya devam olunmuş,bu kez mahkemece dosyanın aktüerya bilirkişisine tevdi edilmesiyle 15/04/2020 tarihli hesap raporu alınmış,ancak Ankara BAM 26.Hukuk Dairesi’nin kaldırma kararında açıkça ‘usulüne uygun olmasa da davacı tarafın bu konuda itirazı bulunmaması nedeni ile yeniden inceleme konusu yapılmamıştır’ibaresi kullanılmış olmasına rağmen mahkemece yürütülen yargılama sırasında Anayasa Mahkemesi’nin 09/10/2020 tarihli resmi gazetede yayınlanan 17/07/2020 tarihli ve 2019/40 esas 2019/40 sayılı kararına göre Karayolları Trafik Kanunu’nun zorunlu trafik sigortasına ilişkin 90 ve 92. maddelerinde yer alan, “Trafik Sigortası Genel Şartları” ifadelerinin iptal edilmesi ve böylelikle genel şartların birçok hükmünün uygulanamaz hale gelmesi ve iptal kararlarının usuli kazanılmış hakkın istisnasını teşkil etmesi gerekçesiyle bu kez dosya içerisindeki Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre SÜ Tıp Fakültesi Başhekimliği tarafından tanzim edilmiş 02/10/2017 tarihli maluliyet raporu uyarınca belirlenen % 45.2 sürekli iş göremezlik,9 ay iyileşme süresi verileri esas alınarak PMF 1931 tablosuna göre davacının uğradığı zararın yeniden hesaplanması sağlanmış, hükme esas alınan 05/02/2021 tarihli rapor ile hesaplandığı şekilde davacının meydana gelen trafik kazası sebebiyle 10.587,45 TL geçici iş göremezlik, 114.480,66 TL sürekli iş göremezlik, 14.796,86 TL bakıcı gideri, 5.000,00 TL tedavi gideri olmak üzere toplam 144.855,97 TL maddi zararının bulunduğu kanaatine varılarak davacı lehine 144.855,97 TL maddi tazminata hükmedilmesiyle davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkemece verilen ilk kararda hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporunda hesaplamaya esas alınan maluliyet raporunun Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlüler Hakkında Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre düzenlenmiş olduğu, mahkemece verilen ilk kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmiş olduğu, Ankara BAM 26.Hukuk Dairesi’nin kaldırma kararında açıkça ‘maluliyet raporunun da kaza tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre alınması gerekirken, Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlüler Hakkında Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre alınması usulüne uygun olmasa da davacı tarafın bu konuda itirazı bulunmaması nedeni ile yeniden inceleme konusu yapılmamıştır.’ibaresine yer verilmesi ve BAM kararının kesin olarak verilmesi karşısında bu hususun istinaf eden davalı lehine usuli müktesep hak teşkil ettiği gözetilmeden mahkemece kaldırma kararı sonrası yapılan yargılamada bu kez SÜ Tıp Fakültesi Başhekimliği tarafından tanzim edilmiş 02/10/2017 tarihli maluliyet raporundaki Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre saptanan maluliyet oranı (% 45 kalıcı ve 9 ay geçici işgöremezlik) esas alınarak düzenlenen aktüer raporu uyarınca ilk kararda hükmedilen meblağı aşacak ve davalı lehine oluşan usuli müktesep hakları ihlal edecek şekilde 144.855,97 TL maddi tazminata hükmedilmesiyle davanın kabulüne karar verilmesi yerinde görülmemiştir.
Bu durumda mahkemece, ilk kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmemiş olması ve bu sebeple ilk kararda hükme esas alınan Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp ABD Başkanlığı tarafından Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülüğe Verilecek Sağlık Raporları Yönetmeliği nazara alınarak düzenlenen 29.12.2017 tarihli rapor ile belirlenen % 26 oranında sürekli işgöremezlik ve 9 aya kadar uzayabilecek geçici iş göremezlik süresine ilişkin maluliyet raporunun davalı lehine müktesep hak teşkil ettiği nazara alınarak,anılan maluliyet raporunun esas alınması suretiyle Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nin kaldırma kararında belirtildiği üzere mahkemece, davacıya yapılan ödemenin ödeme tarihinde yeterli olup olmadığına dair önceki raporu tanzim eden bilirkişiden usulüne uygun ek rapor alınması ve yine hükmün davalı tarafça istinaf edilmiş olması gözetilerek neticeten ilk kararda hükmedilen 57.483,85 TL maddi tazminat miktarını geçmeyecek şekilde karar verilmesi gerektiğinden davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile kararın kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılma sebebine göre istinaf eden davalı vekilinin sair istinaf taleplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK.nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KABULÜ ile Konya 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 22.04.2021 tarihli, 2019/677 Esas, 2021/238 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA ve davanın yeniden görülüp sonucuna göre bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, Kararın kaldırılma sebebine göre istinaf eden taraf vekilinin sair istinaf taleplerinin şimdilik incelenmesine YER OLMADIĞINA,
2-İstinaf eden tarafca yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talep halinde yatırana iadesine,
3-İstinafa gelen tarafca yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda gözetilmesine,
4-Kararın tebliği ve harç iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 03.05.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.