Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/9 E. 2022/13 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/9
KARAR NO : 2022/13

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/10/2019
NUMARASI : 2017/389 Esas 2019/755 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :

DAVALI :
DAVALI :

BİRLEŞEN ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
2018/273 E. DOSYASINDA

DAVACI :
VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Maddi ve Manevi Tazminat)

KARAR TARİHİ : 15/09/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 20/09/2022
Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili ve birleşen davada davalı ….vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde; 15/05/2016 tarihinde davalı …’ın sürücüsü, davalı …’ın maliki olduğu ve davalı … şirketi tarafından ZMMS ile sigortalı araç ile davacının yolcu olarak bulunduğu dava dışı…’nın sevk ve idaresindeki aracın karıştığı trafik kazasında müvekkilinin yaralandığını ve maluliyetinin meydana geldiğini, maddi ve manevi zarara uğradığını, zararlarından davalıların sorumlu olduklarını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı tutarak 1.000,00-TL iş gücü kaybı ve işlev kaybı nedeniyle maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, ayrıca müvekkilinin manevi zararı nedeniyle 50.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile sigorta şirketi haricindeki davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili tarafından asıl davada sigorta şirketi hakkında da dava açılmış iken, sigorta şirketi hakkındaki dava, dosyadan tefrik edilerek dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili birleşen dava dava dilekçesinde; 15/05/2016 tarihinde davalı tarafından ZMMS ile sigortalı araç ile dava dışı…’nın sevk ve idaresindeki davacının yolcu olarak bulunduğu aracın karıştığı trafik kazasında davacının yaralandığını, müvekkilinin maluliyetinin meydana geldiğini, sigorta şirketine müracaat etmesine rağmen zararının karşılanmadığını, zararlarından sigorta şirketinin sorumlu olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı tutarak 1.000,00-TL iş gücü kaybı ve işlev kaybı nedeniyle maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili asıl ve birleşen davaya ilişkin verdiği ıslah dilekçesi ile; geçici iş göremezlik tazminatını 16.204,81 TL, olarak sürekli iş görmezlik tazminatını 141.922,87 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı … vekili asıl ve birleşen davada cevap dilekçesinde; davanın reddini istemiştir.
Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davanın, trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle olaya sebebiyet veren aracın malik, sürücü ve ZMMS sigortacısına karşı açılan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olduğu, taraf delilleri toplanarak mahkemece alınan ve ceza dosyasındaki rapor ile aynı mahiyette olan Ankara Adli Tıp Kurumu Başkanlığı tarafından düzenlenen kusur raporunun dosya kapsamına ve olaya uygun olduğu anlaşılmakla bu rapora itibar edilerek, olayda davalı sürücü …’ın %100 oranında asli kusurlu olduğu, davacının kusursuz olduğunun kabulü gerektiği, davacının malûliyeti yönünden Ankara Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan alınan rapora göre, davacının özür oranının %8 olduğu ve 6 ay süre ile iş göremez hâlinde kaldığının belirtiliği, davacının maddi zararının aktüer hesap bilirkişisi tarafından hesaplandığı, olaya ve dosya kapsamına uygun olduğu, davacının manevi tazminat istemine yönelik talebi yönünden ise; tarafların ekonomik ve sosyal durum araştırması, ceza dosyası, hükme esas alınan kusur bilirkişisi raporu ve tüm dosya kapsamı dikkate alındığında; davacının manevi tazminat isteme hakkının bulunduğu, davacının olay nedeni yaralandığı ve tedavi gördüğü, bu şekilde davacının olay nedeni ile manevi acı ve ızdırap duyduğu belirlendiğinden; olay tarihi, oluş biçimi, olayın özellikleri, ekonomik olgular, olaydaki kusur durumu ile yukarıdaki ilkeler nazara alınarak davacının manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile; 7.000,00 Türk Lirası manevi tazminatın uygun olduğu gerekçesi ile, “Davacının maddi tazminat davasının kabulü ile; 16.204,81 Türk Lirası geçici iş göremezlik tazminatının, 141.922,87 Türk Lirası sürekli iş göremezlik tazminatının davalılar … ve … yönünden olay tarihi olan 15/05/2016’dan itibaren işleyecek yasal, diğer davalı … AŞ yönünden ise temerrüt tarihi olan 31/03/2018’den itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, Davacının manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile; 7.000,00 Türk lirası manevi tazminatın davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmiş hüküm davacı vekili ve davalı … tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; kaza neticesinde müvekkilinin %8 oranında maluliyetinin meydana geldiğini ve kazanın meydana gelmesinde davalı sürücünün %100 oranında kusurlu olduğunu, halen 26 yaşında olan müvekkilinin kaza nedeniyle ciddi şekilde yaralandığını, günümüz şartlarında 7.000,00 TL manevi tazminatın yetersiz olduğunu, taleplerinin kabulü yerine reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, ayrıca mahkemece manevi tazminata ilişkin olarak talepleri olduğu halde faize hükmedilmemiş olmasının da hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı …. vekili istinaf başvuru dilekçesi ile; Mahkemece verilen kararın eksik inceleme ile verildiği ve hatalı olduğunu belirterek kararı istinaf etmiş iken; davacı ile sulh olduklarını ve maddi zararlarının karşılandığını, davacının davasından feragat edeceğini, bu nedenle istinaf taleplerinden feragat ettiklerini belirterek, davacının davasından feragat etmesi halinde yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmediklerini belirtmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm manevi tazminata ilişkin olarak davacı vekili ve birleşen davada davalı … vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Dosyanın istinaf incelemesi için Dairemiz esasına kaydından sonra davacı-birleşen dava davacı vekili, 13/09/2022 tarihli dilekçe ile, davalı yan ile sulh olunmuş olması nedeniyle maddi tazminata ilişkin davadan feragat ettiğini bildirmiş, vekaletnamesinde feragat yetkisi olduğu anlaşılmıştır. Davalı … şirketi vekili 05/08/2021 tarihli dilekçesi ile davacının davasından feragat etmesi halinde vekalet ücreti ve yargılama gideri talepleri olmadığını bildirmiştir.
HMK’nın 311. maddesi gereğince davadan feragat kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Davadan feragat maddi hukuk bakımından haktan da feragat anlamına gelir. Feragat edilen dava yeniden açılamaz.
Bu nedenle, davacının maddi tazminat istemli olarak asıl ve birleşen davada Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 21/10/2019 tarih, 2017/389 E – 2019/755 K. sayılı dosyasında açmış olduğu davasından maddi tazminata ilişkin feragati kesin hükmün sonuçlarını doğuracağından, hükümden sonra davadan feragat nedeniyle yerel mahkeme kararının maddi tazminata ilişkin kaldırılmasına ve vaki feragat nedeniyle asıl ve birleşen davadaki maddi tazminata ilişkin davanın reddine karar verilmesi gerekmiş, davadan feragat söz konusu olduğundan davalının istinafı sebepleri ayrıca incelenmemiştir.
Davacının manevi tazminata yönelik istinaf sebeplerine gelince; talebe konu manevi tazminat istemi, 6098 sayılı TBK’nın 56. maddesinde düzenlenmiştir. Anılan hükme göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Somut olayda, 15/05/2016 tarihinde meydana gelen kazada, davacı ……’ın yolcu olarak bulunduğu araca, davalıların sürücü ve işleteni olduğu aracın %100 kusurlu olarak çarpması neticesinde davacının ağır şekilde yaralandığı ve %8 oranında engelinin meydana geldiği, 6 ay süre ile iş görmez kaldığı sabittir. Olayın oluş şekli, davacının yaralanmasının boyutu, kazanın oluşundaki davalı taraf kusuru yanında, olay tarihi, davacının kaza tarihindeki yaşı da nazara alındığından meydana gelen maluliyetin ilerdeki yaşımına etkisi, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kaza tarihindeki paranın alım gücü göz önünde bulundurulduğunda, davacı için belirlenen manevi tazminat miktarının hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir miktar daha yüksek olması gerektiği sonucuna varılarak, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile HMK’nın 353/1-b-3. Maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının düzeltilerek davacı lehine belirlenen manevi tazminatın 25.000,00-TL olarak artırılmasına, davacının kaza tarihinden itibaren faiz talebi olmasına ve kararın faize ilişkin olarak da istinaf edilmiş olmasına göre davacı lehine hükmedilen manevi tazminat tutarına kaza tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
I-Davacı vekilinin ve davalı … vekilinin istinaf talebinin kabulü ile; Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi Tarafından verilen 21/10/2019 tarihli, 2017/389 Esas 2019/755 Karar sayılı kararın KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/1-b-3. maddesi uyarınca esas hakkında yeniden karar verilmesine, buna göre;
1-Asıl ve Birleşen Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/273 E. Sayılı dosyasında, davacı vekilinin maddi tazminat talebinin feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Asıl davada; davacının manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ İLE; 25.000,00 Türk lirası manevi tazminatın, 15/05/2016 kaza tarihinden itibaren davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Reddedilen birleşen davada Harçlar Kanunu 22. maddesi gereğince alınması gerekli 53,80 TL maktu karar ve ilam harcının, 174,20 TL peşin harç ve 536,68 TL tamamlama harcından mahsubu ile yeniden harç alınmasına yer olmadığına, fazla alınan 657,08 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Asıl davada Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 1707,75 TL’den peşin alınan harç bakiyesi 657,08 TL’nin mahsubu ile 1050,67 TL’nin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından peşin yatırılan ve asıl davadaki karar ve ilam harcından mahsup edilen 657,08 TL’nin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Asıl ve birleşen davada yapılan yargılama giderinin (sulh anlaşması ile yapılan tüm yargılama giderinin davalı tarafından ödenmiş olmasına göre) davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Birleşen davada davalı tarafından maddi tazminata ilişkin yargılama gideri ve vekalet ücret talep edilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Asıl davada maddi tazminat davasında davalılar kendisini vekil ile temsil ettirmiş ise de, davalı sulh anlaşması gereğince davasından feragat ettiğinden, dava tarihindeki haklılık durumuna göre davalılar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
9-Asıl davada manevi tazminat davasında davacı taraf kendisini vekille temsil edildiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen manevi tazminat üzerinden hesap ve takdir olunan 9.200,00 vekalet ücretinin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak alınarak davacıya verilmesine,
10-Asıl davada manevi tazminat davasında davalı taraf vekilile temsil edildiğinden (karardan sonra vekilleri çekilmiş ise de) Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen manevi tazminat üzerinden hesap ve takdir olunan 9.200,00 vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar … ve …’e verilmesine
İSTİNAF HARÇ VE YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN:
II-İstinaf eden taraflarca yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talep halinde ilgilisine iadesine,
lll-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan 121,30 TL İstinaf Başvuru Harcı ve 36,10 -TL tebligat ve posta giderleri olmak üzere toplam 157,10 TL’nin … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak alınarak davacıya verilmesine,
lV-HMK’nun 333.maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
V-İİK’nın 36. maddesi gereğince Ankara 15. İcra Dairesinin 2019/15527 Esas sayılı dosyasına yatırılan 261.500,00 TL teminatın yatıran tarafa iadesine,
VI-HMK’nın 359/4. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğine,
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361/1 maddesi uyarınca kararın usulen tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere 15/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.