Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/896 E. 2023/692 K. 10.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/896 – 2023/692
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/896
KARAR NO : 2023/692

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/11/2019
NUMARASI : 2017/668 Esas – 2019/642 Karar

DAVACILAR :
VEKİLLERİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 10/05/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 05/06/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili ve davalı… Sigorta A.Ş. (Eski Ünvan: … Sigorta A.Ş.) vekili tarafından süresi içinde ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde; 28/06/2017 tarihinde davacı küçük …’ın, yaya kaldırımından otobüs durağına yaya olarak geçmek istediği sırada davalı sürücü …’nin sevk ve idaresindeki aracın davacı yayaya çarpması neticesinde davacı küçük …’in yaralandığını belirterek bu davacının geçici iş gücü kaybı, belgelendirilemeyen bakıcı tedavi ve ulaşım gideri nedeniyle oluşan zararlarının tazmini amacıyla şimdilik 5.000 TL, sürekli iş gücü kaybı nedeniyle oluşan zararının tazmini için şimdilik 30.000 TL maddi tazminatın tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı küçük …’a verilmesini, davacı küçük …’in manevi elem ve ıstırabının bir nebze giderilmesi amacıyla 70.000 TL, manevi tazminatın davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacı küçük …’a verilmesini, davacı anne … ve davacı baba … için 30.000’er TL manevi tazminatın davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek bu davacılara verilmesini, sigorta şirketi aleyhine hükmedilecek alacaklara ihbar, diğer davalılar aleyhine hükmedilecek alacaklara ise kaza tarihinden itibaren faiz işletilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile davacı küçük …’ın, geçici işgücü kaybı nedeniyle oluşan zararlarının tazmini amacıyla 3.965,63 TL, bakıcı giderleri nedeniyle oluşan zararlarının tazmini amacıyla 3.589,39 TL, belgelendirilemeyen kaçınılmaz tedavi giderleri nedeniyle oluşan zararlarının tazmini amacıyla 1.880,74 TL, sürekli işgücü kaybı nedeniyle oluşan maddi zararlarının tazmini amacıyla 30.000,00 TL olmak üzere toplam 39.436,06 TL maddi tazminatın tüm davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsil edilerek davacı küçük …’a verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı… Sigorta A.Ş. (Eski Ünvan: … Sigorta A.Ş.) vekili cevap dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne, davacı küçük … açısından bakıcı gideri bakımından oluşan zarara ilişkin olarak 3.589,39 TL’nin davalı sigorta şirketinden (sigorta poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) temerrüt tarihi olan 20/09/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle, diğer davalılar açısından kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle, belgelendirilemeyen tedavi gideri olarak 1.880,74 TL’nin davalı sigorta şirketinden (sigorta poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle, diğer davalılar açısından kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle, sürekli iş gücü kaybı nedeniyle oluşan 24.692,80 TL. davalı sigorta şirketinden (sigorta poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle, diğer davalılar açısından kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacılara verilmesine, manevi tazminata ilişkin olarak, davacılardan küçük … için 10.000 TL manevi tazminatın sigorta şirketi hariç diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya verilmesine, baba … için 5.000 TL ve anne … için 5.000 TL manevi tazminatın yine sigorta şirketi hariç diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek ilgili davacılara verilmesine karar verilmiş; hükme karşı davacılar vekili ve davalı sigorta şirketi vekili tarafından ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; davacı küçük …’ın maluliyet oranının düşük belirlendiğini hükme esas alınan hesap raporunda davacılar lehine tespit edilen tazminat bedellerinin düşük hesaplandığını, raporlarda davalılar lehine olan ve tazminat miktarını düşüren, maluliyet oranı, kusur durumu, davacının ücreti, davacı küçüğün yaşı, aktif ve pasif dönem hesabı, yaşam tablosu, hesaplama yöntemi ve diğer tüm verilere itiraz ettiklerini, hükme esas alınan kusur raporunu kabul etmediklerini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı… Sigorta A.Ş. (Eski Ünvan: … Sigorta A.Ş.) vekili istinaf dilekçesinde; dava konusu talebin kaza tarihi ve poliçe tanzim tarihi itibariyle trafik sigortası genel şartlarında 01.06.2015 tarihi itibariyle yapılan değişikliklere tabi olduğunu, geçici iş göremezlik tazminatı, geçici bakıcı giderleri, ulaşım giderleri ve rapor ücreti taleplerinden davalı sigorta şirketinin sorumlu olmadığını, davacının hem kalıcı sakatlığına hem de sürekli maluliyet raporu alındıktan sonra ortaya çıkan bakıcı giderlerine hükmedilecekse, her iki tazminatın da sakatlık teminatı limitleri ile sınırlı tutulması gerektiğini, %69 maluliyet oranının altında ortaya çıkan kalıcı sakatlık sebebiyle talep edilen bakıcı giderlerinden davalı sigorta şirketinin sorumluluğu bulunmadığını, asgari net ücretin dikkate alınmasıyla bakıcı gideri hesaplanması gerektiğini, bakıcı tutulduğunun belgelendirilmesi durumunda asgari brüt ücretin esas alınması gerektiğini, tedavi giderlerinden sigorta şirketinin sorumlu tutulamayacağını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan taraf vekillerinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasında yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Haksız fiilden kaynaklanan cismani zarar nedeniyle geçici ve sürekli iş göremezlik zararlarına dayalı maddi tazminat davasında, maluliyet durumunun doğru şekilde tespit edilmiş olması önemlidir. Zarar görenin maluliyet durumunun tespitinde; maluliyet durumunun tespiti yanı sıra, kaza sonrası tedavi evraklarının da değerlendirilmesi ile maluliyetin kaza ile illiyetinin doğru bir şekilde ortaya konulması, kazadan kaynaklanan maluliyeti olması durumunda dahi zarar görenin maluliyetinin artmasına neden olduğuna yönelik somut iddiaların ve itirazların olması durumunda değerlendirilmesi gerekir.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden, olay tarihinde yaya olarak karşıya geçmekte olan davacı küçük …’e davalı sürücü …’nin, sevk ve idaresindeki araçla çarpması sonucu davacı küçük …’in yaralandığı, kaza tutanağına göre olayda, hem yayanın hem de araç sürücüsünün kural ihlali bulunduğunun belirlendiği, kusur raporu ve kaza tutanağının birbirine uyumlu, dosya kapsamına ve oluşa uygun olduğu, mahkemece hükme esas alınan Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekimliği tarafından tanzim edilen 02/04/2018 tarihli heyet raporunda, davacı küçük …’in yaralanması neticesi % 13 oranında kalıcı işgöremezliğinin meydana geldiği, iyileşme süresinin 9 ay olduğu, bu süre içinde bir başkasının bakımına ihtiyaç duyacağının belirlendiği, anılan rapor detaylarının incelenmesinde, Konya Eğitim Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenen 28.08.2017 tarihli genel adli muayene raporunda (küçük …’in) yüzde, gövdede ve üst ekstremite bölgesinde abrazyon alanları olduğu, sol isklobpubik kolda deplase fraktür,sol akciğerde yaygın kontüzyon, beyin sağ lobda intraparankimal hemoraji olduğu, Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Servis tarafından düzenlenen 28.06.2017 tarihli epikrizde sol pubik kolda deplase fraktür, sol AC’de kontüzyon, beyin sağ lobda intraparankimal kanaması olduğu, Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenen 28.08.2017 tarihli beyin BT’sinde sağda temporoparletal lobda yaklaşık 5 mm ebadında hemâtom ve komşu parankimde ödem olduğu, sağ lateral ventrikül anterior homu basılı görünümde olduğu, sol maksiller sinüste mukozel kalınlaşma izlendiği, pelvis BT’sinde; sol isklopubik kolda hafif deplase fraktür olduğu, toraks BT sinde; sol hemitoraksta hacim azalması, sol akciğerde kollabs ve posterior ve bazalde daha belirgin olmak üzere konsolide görünümler izlenmekte olduğu, Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenen 29.08.2017 tarihli beyin BT raporunda verteks seviyesinde sağ frontakda kraniotomi defekti dikkat çektiği, bu seviyeden beyin parankimine uzanım gösteren katater imajı olduğu, verteks ve sentrum semliovale düzeyinde sağ frontoparietalde yaklaşık 73×48 mm boyutlarında çevresinde ödemin de bulunduğu hiperdens intraparankimal hemoraji alanı, hemoraji alamı anteriorunda ve katater çevresinde intraparankimal hava imajları dikkati çektiği, sağ lateral ventrikul basılı görünümde olduğu, Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenen 28.07.2017 tarihli Sağlık Kurulu Raporunda sol hemiparezi, spastik hemipleji teşhisi konularak hastanın sol plastik istirahat moldu kulanmasına karar verildiği, Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Plastik Cerrahi Polikliniği tarafından düzenlenen 07.08.2017 tarihli epikrizde yara debritmanı yapıldığı, Konya Eğitim Araştırma Hastanesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Polikliniği tarafından düzenlenen 02.08.2017 tarihli epikrizde spastik hemipleji tanısıyla rehabilitasyon ve egzersiz uygulamaları yapıldığı, Konya Eğitim Araştırma Hastanesi Çocuk Psikiyatri Polikliniği tarafından düzenlenen 25.07.2017 tarihli epikrizde anksiyete bozuklukları ve davranış bozukluğu tanıları ile muayene edildiği, Konya Eğitim Araştırma Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahi Polikliniği tarafından düzenlenen 25.07.2017 tarihli epikrizde pubis kırığı tanısıyla muayene edildiği, Konya Eğitim Araştırma Hastanesi Plastik Cerrahi Servisi tarafından düzenlenen 11.09.2017 tarihli epikrizde altk sebebiyle yoğun bakımda yatan ve topukta açık yara gelişmesi üzerine yatırıldığı, topukta 4×4 cm’lik doku defekti olduğu ve deri grefti alınarak onarıldığı, Konya Eğitim Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenen 05.10.2017 tarihli Engelli Sağlık Kurulu Raporunda vücudun %1-9’unu kaplayan hipertrofik skar, opere beyin kanaması, yürüyüş bozukluğu, hafif derecede mental retardasyon teşhisleri konularak % 80 kişi özür oranı aldığı ve raporun 8 ay geçerlilik süresi olduğu, N.E.Ü Meram Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabllim Dalı’nda ve ortopedi uzmanı görüşü alınarak yapılan muayenesinde; sol alt ekstremitede atrofi olduğu, eklem hareketleri doğal, hastada antaljik yürüyüş olduğu, sol alt ekstremitede motor kuvvet 4/5 ve sol alt ekstremitede hipoestezi tariflendiği, beyin kaynaklı olmasından şüphelenildiği, çocuk psikiyatri değerlendirmesinde; olaydan sonra başlayan sinirlilik, etrafa zarar verme, küfür etme belirtileri tarif ettiği, algı bozukluğu yok, dikkat normal, zeka yaşına uygun izlenimi olduğu, düşünce yapısı akışı normal, içeriğinde gündelik olaylar hakim, affekt hafif sığ, sol tarafta güçsüzlük gözlendiği, tanının travmatik beyin hasarı sonrası başlayan davranış bozukluğu olduğu, tedavi sonrası belirtinin sürekliliği ile ilgili değerlendirmesinin 3 ay sonra yapılmasının önerildiği, neticeten küçük …’ın,28.08.2017 tarihinde uğradığı trafik kazası neticesinde yaralandığı, şahısta sol isklopubik deplase fraktür olduğu, sağ temporoparletal lobda hematom olduğu, drene edildiği, antaljik yürüyüşü hafif derece tek üst nonr-dominant ekstremite bozukluğu olduğu anlaşılmakla; kişinin arızasının 30.03.2013 tarih ve 28603 sayılı Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre; antaljik yürüyüş için %8, ekstremite bozukluğu için %5, Balthazar hesaplamasına göre kişi özürlülük oranının %13 oranında kalıcı sakatlık niteliğinde olduğu, 9 ay süreyle iyileşme süresi olduğu, bu süre içinde bakıma muhtaç olduğunun belirlendiği görülmüştür.
Davacının tespit edilen rahatsızlıkları arasında rapor içeriğine göre hafif mental retardasyon teşhisinin de bulunduğu rapor içeriğinden anlaşılmakla birlikte anılan rahatsızlığın kaza ile illiyeti bulunup bulunmadığı, kafa bölgesinden de yaralandığı anlaşılan davacının kaza neticesi hafif mental retarde olup olmadığı, hastalığın kaza öncesi de var olup olmadığı, bu rahatsızlık kaza neticesi meydana gelmiş ise maluliyet oranına etki edip etmeyeceği hususları mahkemece hükme esas alınan maluliyet raporunda irdelenmediği gibi, küçüğün Konya Eğitim Araştırma Hastanesi Çocuk Psikiyatri Polikliniği tarafından düzenlenen 25.07.2017 tarihli epikrizde anksiyete bozuklukları ve davranış bozukluğu tanıları ile muayene edildiği, N.E.Ü Meram Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabllim Dalı’nda ve ortopedi uzmanı görüşü alınarak yapılan muayenesinde; sol alt ekstremitede atrofi olduğu, eklem hareketleri doğal, hastada antaljik yürüyüş olduğu, sol alt ekstremitede motor kuvvet 4/5 ve sol alt ekstremitede hipoestezi tariflendiği, beyin kaynaklı olmasından şüphelenildiği, çocuk psikiyatri değerlendirmesinde; olaydan sonra başlayan sinirlilik, etrafa zarar verme, küfür etme belirtileri tarif ettiği, algı bozukluğu yok, dikkat normal, zeka yaşına uygun izlenimi olduğu, düşünce yapısı akışı normal, içeriğinde gündelik olaylar hakim, affekt hafif sığ, sol tarafta güçsüzlük gözlendiği, tanının travmatik beyin hasarı sonrası başlayan davranış bozukluğu olduğu, tedavi sonrası belirtinin sürekliliği ile ilgili değerlendirmesinin 3 ay sonra yapılmasının önerildiği anlaşılmasına karşın anılan değerlendirmeler yeniden yapılmadan düzenlenen rapora istinaden mahkemece hüküm kurulduğu anlaşılmış, bu suretle davacı küçüğün maluliyetine neden olan diğer yaralanmalarının yanında, mental retardasyonunun kaza ile ilgisi, travmatik beyin hasarı sonrası başlayan davranış bozukluğunun maluliyete etkisi, kaza ile illiyetinin bulunup bulunmadığı, sürekli olup olmadığı değerlendirilmediği gibi, davacı TBK’nın 54. maddesi gereğince çalışma gücünün kaybı veya azalması kapsamında zararlarını talep edebileceğinden, kazaya bağlı bir rahatsızlığı bulunması halinde bu rahatsızlığın, çalışma gücünün kaybına yahut yitirilmesine engel olacak boyutta olup olmadığı da değerlendirilmemiştir.
Bu nedenle, alınan maluliyet/özürlülük raporu karar vermeye elverişli değildir. Taraflarca da, alınan rapora itiraz edilmiş olduğundan, kazadan sonra davacı küçük …’in, psikolojik rahatsızlıklar nedeniyle tedavisi var ise ilgili kurumlardan getirtilerek, Adli Tıp Kurumu ilgili İhtisas Kurulu’ndan, kaza tarihinde yürürlükte bulunan, yönetmelik hükümleri çerçevesinde geçici iş göremezliği ve sürekli iş görmezliği meydana gelmiş ise süresinin ve maluliyet oranın değerlendirildiği, davacıda mental retardasyon ve post travmatik stres bozukluğu rahatsızlığı olup olmadığı, tespit edilen rahatsızlıkların kaza ile illiyetinin bulunup bulunmadığı, kazadan kaynaklanan bir rahatsızlık mevcut ise, sürekli mahiyetinde olup olmadığı, rahatsızlığın mevcut olması halinde tespit edilen maluliyet/engel durumunun çalışma gücünün kaybına ve azalmasına etkisi olup olmayacağı, olacaksa hangi oranda olacağı hususlarında, karar vermeye ve denetime elverişli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Ayrıca; TBK 51. maddesi uyarınca tazminatın kapsamının hâkim tarafından belirlenmesi zaruridir. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Yargıtay 4 Hukuk Dairesi (Kapanan 17. Hukuk Dairesi) tarafından tazminat hesaplanmasında esas alınacak yaşam tablosu ile ilgili görüş değişikliğine gidilmiş, (Yargıtay 17.HD 22/12/2020 tarih, 2019/5206 Esas – 2020/8874 Karar sayılı ilamı, 14/01/2021 tarih 2020/2598 Esas – 2021/34 Karar sayılı ilamı) destek ve hak sahiplerinin bakiye ömürleri önceki yıllarda 1931 tarihli “PMF” yaşam tablosuna göre belirlenmekte iken Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmaları ile “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, Sosyal Güvenlik Kurumu’nca da ilk peşin sermaye değerinin hesaplanmasında anılan tabloların uygulanmasına geçilmiştir. Gerek diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve gerekse bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği de göz önüne alınarak, ülkemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosuna göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir. Bu itibarla, tazminat hesaplanmasında TRH 2010 Yaşam Tablosu ve Progresif Rant Yönteminin esas alınması gerekir.
Hükme esas alınan aktüer hesabında TRH 2010 Yaşam tablosu uygulanması yerinde olmakla birlikte 1.8 teknik faiz tatbik edilmesi doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, uyuşmazlığın çözümünde etkili deliller toplanılmadan ve değerlendirilmeden karar verildiğinden, kararın HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın yeniden görülerek yukarıda açıklanan şekilde, öncelikle kazadan sonra davacı küçük …’in, psikolojik rahatsızlıklar nedeniyle tedavisi var ise ilgili kurumlardan getirtilerek, Adli Tıp Kurumu ilgili İhtisas Kurulu’ndan, kaza tarihinde yürürlükte bulunan, yönetmelik hükümleri çerçevesinde geçici iş göremezliği ve sürekli iş görmezliği meydana gelmiş ise süresinin ve maluliyet oranın değerlendirildiği, davacıda diğer yaralanmaya bağlı rahatsızlıkların yanında mental retardasyon ve post travmatik stres bozukluğu rahatsızlığı da olup olmadığı, tespit edilen rahatsızlıkların kaza ile illiyetinin bulunup bulunmadığı, kazadan kaynaklanan bir rahatsızlık mevcut ise, sürekli mahiyetinde olup olmadığı, rahatsızlığın mevcut olması halinde tespit edilen maluliyet/engel durumunun çalışma gücünün kaybına ve azalmasına etkisi olup olmayacağı, olacaksa hangi oranda olacağı hususlarında, karar vermeye ve denetime elverişli rapor alınarak, akabinde de tazminat hesaplanmasında TRH 2010 Yaşam Tablosu ve Progresif Rant Yönteminin esas alınması suretiyle aktüer bilirkişiden ek rapor alınması ve sonucuna göre hakkında karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kaldırma sebeplerine göre davacılar vekilinin sair, davalı sigorta vekilinin tüm istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacılar vekilinin istinaf talebinin HMK.nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KABULÜ ile, Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 11/11/2019 tarihli, 2017/668 Esas – 2019/642 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, yukarıda açıklandığı üzere tüm deliller toplanıp birlikte değerlendirilerek varılacak sonuca göre bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, kaldırma ve gönderme sebebine göre davacı vekilinin sair, davalı sigorta vekilinin tüm istinaf sebeplerinin şimdilik İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-İstinaf eden taraflarca yatırılan istinaf karar harcının talep halinde yatırana iadesine,
3-İstinaf eden taraflarca yatırılan gider avansından varsa artan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
4-İstinaf eden taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece Mahkemesince verilecek kararda gözetilmesine,
5-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirilmesi, bakiye harç tahsili ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 10/05/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.