Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/887 E. 2023/649 K. 03.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/887 – 2023/649
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/887
KARAR NO : 2023/649

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/04/2021
NUMARASI : 2018/675 Esas – 2021/268 Karar

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 03/05/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 08/05/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili ile davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 27.11.2014 günü saat 18.30 sıralarında davacının kamyonetinin yakıtının bitmesi sonucu aracını emniyet şeridine çektiğini, bu esnada Düzce istikametinden gelip müvekkil ile aynı istikamete doğru seyretmekte olan davalıya sigortalı araç sürücüsünün kamyoneti ile müvekkiline çarpması neticesinde çift taraflı yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, müvekkili …’ın ağır şekilde yaralandığını ve sağ ayağı diz altından kesildiğini, Hendek Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/151 Esası ile tahkikat başlatıldığını ve devam ettiğini belirterek fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak üzere şimdilik, müvekkilinin eski yaşam kalitesine yaklaştırabilecek nitelikte kullanacağı protezin öncelikle tespitine ve protezin ömrünün, müvekkilinin ömrü boyunca kaç kez aynı protezden kullanacağının ve kaç kez bakım ve tamir göreceğinin tespitine, protez bedeli için 100,00 TL, bakım gideri için 100,00 TL, tamir masrafı için 100,00 TL’nin tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 26.400TL’ye karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava dilekçesinde bahsi geçen … plakalı aracın müvekkili şirkete 14.02.2014 – 14.02.2015 tarihleri arasında geçerli olmak üzere Zorunlu Mali Mesuliyet (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, bu poliçeden dolayı şirketlerine karşı Sigorta Tahkim Komisyonunun 2017.E.55673 sayılı dosyası kapsamında dava açıldığını, yapılan yargılama neticesinde müvekkili şirketin 72.386,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline dair karar verilmiş olduğunu, iş bu davanın protez bedeli bakımı ve tamiri için açıldığını, davacının protez bedeli, bakımı ve tamiri giderinin SGK tarafından karşılanması gerektiği için davanın SGK’ya ihbarına, her halükarda müvekkil şirket aleyhine açılmış bulunan iş bu davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; dava konusu kaza sonucunda davacının %52 malul kalıp protez ihtiyacı bulunduğu, davacı için uygun protezin SUT EK 3 C-2 listesinde bulunan SUT kodu OP1346 aktif vakum sistem dizliksiz suspanse olabilen modüler diz altı protezi olup davacının yaşı dikkate alındığında aktivite seviyesi gereği OP1526 karbon kullanılması gerektiği, protez bedelinin 8.500,00 TL olup, yenilenme süresinin 5 yıl olduğu, karbon ayak bedelinin 2.800,00 TL olup, toplam 11.300 TL’nin 30 yıl içinde değişim bedelleri toplamından davacının kesinleşen %75 kusuru gözetilerek talep edebileceği bedelin 26.700,00 TL olduğu anlaşıldığından, yapılan ıslah da dikkate alınarak davacının maddi tazminat davasının kabulüne 26.700,00 TL’nin 05.08.2017 tarihinden yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş; hükme karşı davacı vekili ile davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun eksik inceleme ile düzenlendiğini, davacının ihtiyacı olan protez bedelinin SUT kapsamında tespitini kabul etmediklerini, raporda PMF’ye göre yaşam süresi kabulünün de doğru olmadığını TRH tablosunun esas alınması gerektiğini belirterek, istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; dava konusu talebin ZMMS poliçesi kapsamında olmadığını, SGK’ya başvurulsaydı karşılanacağını, dava konusu taleplerin SGK’nın sorumluluğunda olduğunu belirterek, istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davacı vekili ile davalı vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, kamu düzenine aykırılıklar resen gözetilerek, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle, protez giderinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Yerel Mahkeme tarafından davanın kabulüne dair verilen karar, davacı vekili ile davalı sigorta vekili tarafından istinaf edilmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A-1. maddesinde; sigortacının poliçede belirtilen aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu zorunlu sigorta limitlerine kadar temin edeceği düzenlenmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun; “Tedavi Giderlerinin Ödenmesi” başlıklı 98. maddesinde motorlu araçların sebep oldukları kazalarda yaralanan kimselerin tedavi giderlerine yönelik olarak ZMSS sigortacısının sorumluluğuna yönelik hükümler mevcut iken; 13/02/2011 kabul tarihli, 25/02/2011 tarih ve 27857 (Mük.) sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 6111 sayılı Kanun’un 59. maddesi ile hem anılan madde başlığı “Sağlık Hizmet Bedellerinin Ödenmesi” olarak değiştirilmiş, hem de Yasa’nın 98. maddesi değiştirilerek; “trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı”; Yasa’nın geçici 1. maddesi ile de; “Bu Kanun’un yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, söz konusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanun’un 59. maddesine göre belirlenen tutarın %20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve Güvence Hesabının yükümlülüklerinin sona ereceği” düzenlemesi getirilmiştir.
Yapılan düzenleme ile 2918 Sayılı Yasa kapsamında meydana gelen kazalara ilişkin olarak zarar verenin tedavi giderlerinden sorumluluğu açısından farklı bir sorumluluk belirlenmiş, 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesinde belirtilen bir kısım tedavi giderlerinden, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sorumlu olacağı kabul edilmiştir. Yine anılan yasal düzenleme ile SGK’nın sorumluluğu açısından, zarar verenin sorumluluğuna göre farklılıklar da getirilmiş; 6098 sayılı TBK’da (ve 818 sayılı Borçlar Kanunu’nda) zarar verenin sorumluluğu açısından kusur aranırken, 2918 Sayılı Yasa’nın 98. maddesinde SGK’nın sorumluluğu açısından kusurun varlığı aranmamış, yaralanan kendi kusuru ile yaralansa hatta sosyal güvencesi olmasa dahi 2918 Sayılı Yasa’nın 98. maddesi kapsamında kalan tedavi giderlerinin SGK tarafından karşılanacağı (Trafik Sigortası bulunmaması nedeniyle SGK’nın rücu hakkı olsa dahi) kabul edilmiştir. Bu bağlamda haksız fiili ile zarara neden olan sürücü ile eylemlerinden sorumlu olan işleten ve sigorta şirketinin bu kapsamdaki zararlardan TBK’nın 54 (818 Sayılı B.K. M 46), KTK’nın 85 ve 91. maddesi gereğince sorumluluğu bulunmakta iken, 2918 Sayılı Yasa ile yapılan düzenleme ile sigorta şirketinin, poliçe primini ödeyen işleten ile sorumluluğunu üstlendiği sürücünün yasadan ve sözleşmeden doğan tedavi giderlerinden, 2918 sayılı Yasa’nın 98. madde kapsamında kalan bir kısım tedavi giderleri yönünden sorumlulukları sona ermiş, 2918 sayılı Yasa’nın 98. maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluk Sosyal Güvenlik Kurumu’na geçmiş bulunmaktadır.
Buna karşın gerek söz konusu madde kapsamında olmayan tedavi giderlerinden gerekse belgesiz tedavi giderlerinden Sosyal Güvenlik Kurumu sorumlu olmayıp, sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün sorumlulukları devam etmektedir.
Bu kapsamda davacının dava tarihinde protez ihtiyacı ile ilgili henüz yapılmamış olup ileride gideri sarfı lazım gelecek bedellerin, belgesiz tedavi gideri sayılıp sayılmayacağı ve buna göre anılan madde kapsamındaki tedavi giderlerinden olup olamayacağının da değerlendirilmesi gerekmektedir.
Belgesiz tedavi giderleri, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun ödemekle yükümlüğü olmayacağı, yaralanma ile ilgili, bağlantılı, hayatın olağan akışına uygun, olağan nitelikteki ulaşım, yiyecek, konaklama ve sair giderler olup, bu tür giderler poliçe teminatı kapsamında kaldığından sigorta şirketi bu zararlardan sorumludur.
Bu hali ile henüz yapılmamış protez gideri, belgesiz tedavi gideri kapsamında olmayıp, davacının yaşamı boyunca ihtiyaç duyacağı protez ve protez yenileme ve bunlarla ilgili sair giderlerin zaman içinde harcanmasına müteakip belgelendirilmek koşulu ile SGK tarafından karşılanacağı, bu hususun da SGK’nın sorumluluğunda bulunduğu 6111 sayılı Kanun ile değişik 2918 sayılı Yasa’nın 98. maddesi hükmü karşısında kuşkusuzdur. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi tarafından da protez giderlerinin 2918 Sayılı Yasa’nın 98. maddesi kapsamında olduğu kabul edilmektedir(Yargıtay 4.Hukuk Dairesi’nin 2021/17209E.-2022/8060 K. sayılı kararı).
Öte yandan; Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sorumluluğunu düzenleyen ve kaza tarihinde yürürlükte bulunan 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesinde, SGK’nın sorumluluğu belirli süre ve parasal miktar ile sınırlı da tutulmamıştır. Her ne kadar 27.08.2011 tarihli 28028 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Trafik Kazaları Nedeniyle İlgililere Sunulan Sağlık Hizmet Bedellerinin Tahsiline ilişkin Usul ve Esaslar Hakkındaki Yönetmeliğin 4. maddesinin 1 numaralı bendinde, tedavi giderlerinin Kurum tarafından Sağlık Uygulama Tebliğinde (SUT) yer alan hükümler doğrultusunda karşılanacağı belirtilerek, tedavi giderlerinin ödenmesi konusunda Kanun’da yer almayan bir kısıtlama getirilmiş ise de; bahsi geçen Yönetmeliğin 4. maddesinin 1. bendinin iptali için açılan davada Danıştay 15. Dairesinin 16/03/2016 tarih 2013/7712 E. 2016/1779 K sayılı kararı ile 2918 sayılı Kanun’un 6111 sayılı Kanun’la değişik 98. maddesinde, trafik kazaları sebebiyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağının belirtilmesine rağmen, dava konusu Yönetmelik hükmüyle, tedavi giderlerinin, Kurumun sosyal güvenlik politikaları uyarınca belirlemiş olduğu Sağlık Uygulama Tebliğinde yer alan hükümler doğrultusunda karşılanacağı yönünde kısıtlama getirilmesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır gerekçesi ile Yönetmeliğin 4. maddesinin 1 numaralı bendinde yer alan “Kurum tarafından Sağlık Uygulama Tebliğinde (SUT) yer alan hükümler doğrultusunda” ibaresinin iptaline karar verilmiş olmakla davacının protez ihtiyacı ile ilgili gerek belgeli gerekse henüz yapılmamış olup ileride gideri sarf edildiğinde belgelenecek bedellerin kısıtlama olmaksızın tamamını SGK’dan talep edebilmesinde de yasal bir engel kalmamıştır.
Her ne kadar 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesinin 1. fıkrasına 04/04/2015 tarihli 6645 sayılı Yasanın 60.maddesi ile SGK’nın sorumluluğu açısından “genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde” sorumlu olacağı ibaresi ve “Ancak, Sosyal Güvenlik Kurumu, bu kapsama girenler yönünden genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmetlerine ilave sağlık hizmetlerini belirler, protez ve ortezler için farklı birim fiyatı tespit eder. Bu sağlık hizmetleri sağlık uygulama tebliğindeki istisnai sağlık hizmetleri kapsamına dâhil edilmez.” cümlesi eklenmiş ise de; sorumluluğun belirlenmesinde kaza tarihindeki Kanun hükümleri nazara alınması gerektiğinden, 6645 sayılı düzenleme ancak yürürlük tarihinden sonra meydana gelen trafik kazalarında uygulanacağından, öncesinde meydana gelen kazalarda uygulanma imkanı bulunmamaktadır. Davaya konu kaza 27/11/2014 tarihinde meydana gelmiş olmakla anılan yasal değişikliğin somut olaya tatbiki mümkün olamayacağından, davacının bu madde hükmü gereğince SGK tarafından karşılanmayan gider olarak talep edebileceği bir zararı da bulunmamaktadır.
Bu nedenle; talep edilen tedavi giderlerinin trafik kazasından kaynaklanması ve kaza tarihinde yürürlükte bulunan Yasa’nın 98. maddesi kapsamında olması halinde hangi tarihte tedavi yapılırsa yapılsın giderlerinin SGK tarafından karşılanacağının kabul edilmesi gerekir.
Genel Hükümler çerçevesinde zarar gören ileride yaptıracağı tedavi giderlerini zarar verenden talep etmesi mümkün iken, Yasa’nın 98. maddesi kapsamında olan tedavi giderleri açısından SGK’nın sorumluluğunun tedavi giderinin karşılanmasına yönelik bulunması nedeniyle bu giderlerin tedavi yapıldıktan sonra SGK’dan talep edilebilecek olması hali dahi, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sorumluluğunda olan tedavi giderlerinin, ileride yapılacak tedavi gideri olarak sürücü, işleten veya sigorta şirketinden talep edilebilmesine imkan tanımaz. Başka bir deyişle, 2918 sayılı Yasanın 98. maddesi kapsamında olup da salt henüz yapılmamış olması nedeniyle Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan talep edilemeyen, ileride yapılacak tedavi giderleri de, sürücü, işleten veya sigortanın sorumluluğunda olan “belgesiz tedavi gideri” olarak kabul edilemez. Zarardan sorumlu olanlar kanunda açıkça bir düzenleme olmadıkça giderin henüz yapılmış olup olmamasına göre belirlenemez.
Buna göre; protez gideri 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesi kapsamında tedavi gideri olup, yasada tedavi giderleri açısından “yapılmış” veya “ileride yapılacak” şeklinde bir ayrım gözetilmediğinden, sırf bu nedenle henüz yapılmadığından bahisle de ZMMS kapsamında sigorta şirketinin sorumluluğuna da gidilemez.
Bu bağlamda, kaza tarihinde yürürlükte bulunan 6111 Sayılı Yasa ile değişik 2918 sayılı Yasanın 98. maddesi gereğince; tedavi gideri kapsamında olan protez giderlerinden, protez giderleri ister belgeli olarak sarf edilmiş olsun ister tedavi süresince yapılması muhtemel olup dava tarihi itibariyle fatura vb. bir belge ile belgelendirilmemiş olsun tamamı sağlık hizmet bedeli kapsamında Sosyal Güvenlik Kurumu sorumlu olduğundan, bu giderlere yönelik davacının davalı sigorta şirketinden bir talepte bulunamayacağından, sigorta şirketine karşı açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin dava konusu edilen protez giderlerinden sorumlu olmadığına dair istinaf sebepleri yerinde görülmekle, istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılması, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden istinaf konusu yapılmayan kısımlar baki kalmak üzere HMK.353/1-b/2 maddesi uyarınca yeniden hüküm kurularak, 6111 sayılı Yasa ile değişik 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesi ve Geçici 1. maddesi gereğince kaza tarihi olan 27/11/2014 tarihi itibariyle dava konusu edilen protez giderlerinden Sosyal Güvenlik Kurumu sorumlu olmasına göre davalıya husumet yöneltilemeyeceğinden davalı hakkındaki davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davacının istinaf başvurusunun ise aynı gerekçelerle HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
I-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
II-Davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile; Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 07/04/2021 tarihli, 2018/675 Esas – 2021/268 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/1-b/2. maddesi uyarınca esas hakkında yeniden karar verilmesine, buna göre;
1-Davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 179,90 TL harcın, 35,90 TL peşin ve 91,00 TL ıslah harcından mahsubu ile 53,00 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 7.maddesi gereğince belirlenen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333. maddesine uygun şekilde iadesine,
İSTİNAF HARÇ VE YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN:
1-Davalı tarafça yatırılan istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
2- İstinaf başvurusu nedeniyle davacıdan alınması gereken 179,90 TL maktu istinaf karar harcından başvuru sırasında peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak, Hazineye irat kaydına,
2-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan 162,10 TL istinaf başvurma harcı ve 74,50 TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-HMK’nın 359/4.maddesi gereğince kararın taraflara tebliğine,
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 361/1 maddesi uyarınca kararın usulen tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere 03/05/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.