Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/87 E. 2022/144 K. 05.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/87
KARAR NO : 2022/144

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/12/2019
NUMARASI : 2016/280 Esas 2019/941 Karar

DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 05/10/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 07/10/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde; 17/06/2014 tarihinde davalı … yönetiminde bulunan, davalı … tarafından Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası yapılmış olan … plaka sayılı aracın yaya olarak yoldan geçen davacıların babasına çarpması suretiyle meydana gelen trafik kazası sonucunda davacıların murisi …’in öldüğünü, davacıların ölüm nedeniyle manevi olarak üzüntü yaşadıklarını belirterek 1.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan yasal faizi ile birlikte, 100.000,00 TL manevi tazminatın ise davalı …’den yasal faizi ile birlikte alınarak davacılara verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş açıklama dilekçesi ile 200,00 TL …, 150,00 TL …, 150,00 TL … için hastane ve yol masrafları olarak, 150,00 TL …, 50,00 TL …, 50,00 TL … için defin ve cenaze gideri olarak, 250,00 TL’nin ise davacı … için destekten yoksun kalma tazminatı olarak her iki davalıdan, 40.000,00TL davacı … … için, ayrı ayrı 30.000,00TL’şer diğer davacılar için manevi tazminatı ise davalı …’den talep etmiştir.
Davalı … vekili dava dilekçesinde; soruşturma dosyasında beyanları alınan tanıkların ölenin davalıya ait araca çarptığını ve yere düştüğünü beyan ettiklerini, kazanın meydana geldiği yerdeki yolun yokuş olduğunu ve yolda hız kesicilerin bulunduğunu, kazada ölenin tam kusurlu olduğunu, davalının kusurunun bulunmadığını, aracını yasal hız limitleri dahilinde kullandığını, kusursuz olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı … vekili dava dilekçesinde; kaza ile ölüm arasında bağlantı bulunmadığını, sigortalı aracın kazada kusurunun bulunmadığını, ölenin destek olduğu hususunun ispatlanmasının gerektiğini, davacılara rücuya tabi gelir bağlanıp bağlanmadığının tespitinin gerektiğini, kusur durumunun ve tazminat hesabının konusunda uzman kişiler tarafından yapılmasının gerektiğini, asgari ücretin tazminat hesabında dikkate alınması gerektiğini, olay tarihinden itibaren faiz talebinin haksız olduğunu belirterek davanın reddine, mahkemenin aksi düşüncede olması halinde ise ölüm ile kaza arasındaki illiyet bağının tespit edilmesine, destek ilişkisi olup olmadığının tespit edilmesine, sorumluluklarının poliçe limiti ile sınırlı tutulmasına, karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece tüm dosya kapsamı dikkate alındığında; davalının %60 kusurlu olarak davacıların babasının ölümüne neden olduğu anlaşıldığından hastane ve yol gideri tazminatına ilişkin davanın REDDİNE, cenaze ve defin gideri tazminatına yönelik davanın her bir davacı yönünden kısmen kabulü ile davacı … için 144,00 TL, davacı … için 108,00 TL, davacı … için 108,00 TL olmak üzere toplam 360,00 TL cenaze ve defin gideri tazminatının davalı … yönünden sigorta poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydı ile dava tarihi olan 16/12/2015 tarihinden, davalı … yönünden kaza tarihi olan 17/06/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak ayrı ayrı davacılara ödenmesine, manevi tazminata ilişkin açılan davanın KISMEN KABULÜ ile davacı … için 20.000,00 TL, davacı … için 20.000,00 TL, davacı … için 20.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’den kaza tarihi olan 17/06/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi birlikte alınarak davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hükme karşı davalı … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; ilk derece mahkemesi, dosya içerisinde bulunan ceza mahkemesine ait biri ATK Trafik İhtisas Dairesi olan 3 adet rapor ile kendisinin aldırdığı tek kişilik kusura ilişkin rapor arasındaki çelişkileri gidermeden hüküm kurduğu için itirazlarının kabulü ile ilk derece mahkemesinin kusura dair kararının kaldırılması gerektiğini, mahkemenin manevi tazminata dair kararı davacılar lehine sebepsiz zenginleşmeye neden olacağından ve davalının hükmedilen tazminatı ödeyecek ekonomik gücü bulunmadığından; kazanın oluş şekli, kusur oranları, davacıların vefat eden babalarıyla görüşmemeleri nedeniyle toplam 60.000,00TL manevi tazminatın kaldırılmasına, bu mümkün olmaz ise fahiş tazminat miktarının yüksek Mahkemenizce müvekkilin ödeyebileceği bir meblağa indirilmesi gerektiğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davalı … vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, meydana gelen trafik kazası sonucunda davacıların murisinin ölümü nedeniyle taleplerine yöneliktir.
Yerel Mahkeme tarafından davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davalı … vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Davalının kusur raporları arasındaki çelişkiye yönelik istinafı yönünden;
Haksız fiilden kaynaklanan davalarda, 6098 sayılı TBK’nın 74. maddesine göre hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir. Aynı şekilde, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da hukuk hâkimini bağlamaz. Buna göre, hukuk hâkimi kural olarak ceza hâkiminin belirlediği kusur oranı ile bağlı değil ise de, kesinleşen maddi olgu ile bağlıdır.(H.G.K. 06.02.2002 gün 2002/19-16, 2002/47 sayılı kararı).
Somut olayda; Ankara 18. Asliye Ceza Mahkemesi 2014/1334 Esas 2017/1522 Karar sayılı dosyasında davalı … hakkında sanık sıfatıyla “taksirle bir kişinin ölümüne neden olmak” suçundan açılan kamu davasında Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesi’nden de geçerek kesinleşen kararda sanığın tali kusurlu olduğu tespiti yapılmışsa da, bu kusur oranının hukuk mahkemesini bağlamayacağı açıktır.
Aynı olayla ilgili ceza yargılaması sırasında Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı tarafından düzenlenen raporda, ölenin asli kusurlu olduğu, hukuk mahkemesince üç kişilik makine mühendisi bilirkişi heyetinden alınan raporun ise hem ceza mahkemesindeki rapor hem de hukuk mahkemesindeki tek bilirkişi rapor ve ek raporu ile trafik kaza tutanağı ve ceza mahkemesinde dinlenen tanık beyanları değerlendirilerek düzenlendiği ve hüküm kurmaya elverişli olduğu sonucuna varılmış, davalının kusur oranına yönelik istinafına itibar edilmemiştir.
Davalının hükmedilen manevi tazminat miktarına yönelik istinafı yönünden;
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkında hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde, Kanun’un takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Somut olayda, davacıların babası müteveffanın kusur durumu, davacıların müteveffaya yakınlık derecesi, davacılar lehine manevi tazminat şartlarının oluşması, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kaza tarihi, kazanın oluş şekli, paranın satın alma gücü, ülkenin ekonomik koşulları, desteğin ölümü nedeniyle davacıların maruz kaldığı ve ömür boyu yaşayacağı acı, elem, keder, ızdırap, sıkıntı, üzüntü, stres, manevi tazminatın amacı, zenginleştirme ve fakirleştirme amacı taşımaması, caydırıcı olması, özendirici olmaması ve 22.06.1966 tarih,1966/7 Esas – 7 Karar sayılı YİBK kararındaki kriterler gözetildiğinde, gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiğinden, davacılar için belirlenen manevi tazminat miktarının hak ve nesafet kuralları çerçevesinde belirlendiği, fahiş olmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, usul ve yasaya uygun olarak verilen ilk derece mahkemesi kararına karşı davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 4.123,19TL karar harcından peşin alınan 1.079,10TL harcın mahsubu ile bakiye 3.047,09TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Gider avansından artan kısım varsa karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç tahsil ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 05/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.