Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/86 E. 2022/99 K. 30.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/86 – 2022/99
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/86
KARAR NO : 2022/99

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/11/2019
NUMARASI : 2018/271 Esas 2019/684 Karar

DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
İHBAR OLUNAN :
VEKİLİ :
İHBAR OLUNAN :
İHBAR OLUNAN :

DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 30/09/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 30/09/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … Sigorta A.Ş. tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde; 27/08/2013 günü maktul …’nin kullandığı … plakalı … Sigorta A.Ş. nezdinde sigortalı çekici ile dava dışı …’ın kullandığı … plakalı çekicinin arka kapağının arızalanması ve …’ın maktulden yardım istemesi neticesinde …nin iki aracın arasına girdiğini, araçlar arasına konulan takozun kayması sonucunda iki aracın arasına sıkışan …’nin vefat ettiğini, kaza sonucunda maktulun bir müddet tedavi gördüğünü ve beden travmasına bağlı olarak 01/11/2013 tarihinde hayatını kaybettiğini, …’ın Konya 11. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/292 Esas sayılı dosyasıyla yargılanmaya başladığını, davacıların kazanın oluşunda bir kusurlarının olmadığını, dava dışı …’ın kullandığı … plakalı aracın kaza tarihinde geçerli poliçesinin bulunmadığını bu nedenle …nın ZMMS kapsamında davacıların dava konusu kaza nedeniyle oluşan destekten yoksun kalma zararlarından müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, … Sigorta A.Ş.’ye ve …’na ihtarname tebliğ edildiğini, dava tarihine kadar bir ödemenin yapılmadığını, müvekkillerinin destekten yoksun kalma tazminatı hesabına esas olmak üzere her iki davalının sigorta şirketinin poliçe limitlerinin kaza tarihinde 250.000,00 TL olduğunu, kaza tarihinde maktulun tecrübeli ağır vasıta şoförü olduğunu, 2016 yılı içerisinde herhangi bir ağır vasıta şoförünün 1.500,00- 1.700,00 TL maaş aldığının belirlendiğini, davacı …’nin maktulün eşi olduğunu, herhangi bir gelirinin olmadığını ve kızları …’nin mesleki açık öğretim lisesinde muhasebe ve finansman alanında okuduğunu, davacıların …nin vefatıyla mevcut ve ilerki yıllardaki muhtemel desteğinden mahrum kaldıklarını, fazlaya ilişkin taleplerini saklı tutarak, … için 191.017,12 TL ve … için 20.078,82 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren geçerli artırılmış poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere işleyecek avans faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş, yargılama sırasında 16/10/2019 tarihli ıslah dilekçesinde; dava dilekçesinde müvekkili … yönünden talep ettikleri tazminat taleplerini 41.215,51 TL arttırarak toplamda 232.232,63 TL olarak davalı … Sigorta A.Ş.’den tahsili ile müvekkili …’ye ödenmesine, müvekkili… yönünden taleplerinin de dava dilekçesinde olduğu gibi 20.078,82 TL olarak davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkili…’ye ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacılar vekili 28/11/2019 tarihli duruşmadaki beyanında; müvekkilleri yönünden tazminata işletilecek faiz taleplerinin dava tarihinden itibaren olduğunu, dava dilekçesinde talep ettikleri kaza tarihinden olması yönündeki taleplerinden vazgeçtiklerini, talepleri gibi işletilecek faize dava tarihinden itibaren hüküm kurulmasını talep etmiştir.
Davalı … … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; … plakalı aracın müvekkili şirket tarafından 11/07/2013-2014 tarihleri arasında … numaralı ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, dava konusu taleplerin zamanaşımına uğradığını, davanın davacıların murisinin tek taraflı eylemi ile vefat etmesinden doğduğunu, bir kişinin kendi kusurlu eylemi ile vefat etmesinin cezayı gerektirir bir fiil olmadığını, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkili şirketin sorumluluğunun Trafik Poliçesindeki limitler ve sigortalıların kusuru ile sınırlı olacağını, davacı tarafın işletenden talep hakkının bulunmadığını, müvekkili şirketten de herhangi bir talepte bulunabilmesinin mümkün olmadığını, aksi halde davacıların araç işletenine dava açabileceğinin kabulü gerektiğini, bu davanın yasal dayanağının bulunmadığını, kazanın meydana gelmesinde araç işleteninin bir kusurunun bulunmadığını, KTK hükümleri ve genel hükümler gereğince davacı yanın araç işleteninden talepte bulunmasının mümkün olmadığını, davayı kabul anlamına gelmemek üzere, davacı tarafın müteveffanın kazancına ilişkin SGK kayıtlarının celp edilerek müteveffanın kaza tarihinde çalışıp çalışmadığı, çalışıyor ise aldığı maaşın tespit edilmesi gerektiğini, bu nedenlerle davanın reddini, işletenin sorumluluğunu teminat altına alan müvekkili şirketin sorumluluğu bulunmadığından husumet itirazının kabulü ile davanın reddini, celp edilmesi gereken delillerin toplanmasını, müteveffanın vukuatlı nüfus kaydının celbini, kusur durumunun ve zararın tespiti için bilirkişi incelemesi yapılmasını ve davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; kazanın bir iş kazası olduğunu, görevli mahkemenin İş Mahkemeleri olduğunu, müvekkili kurumun adresinin Şişli/İstanbul olduğunu, yetkili mahkemelerin İstanbul Mahkemeleri olduğunu, kazanın 27/08/2016 tarihinde gerçekleştiğini,…ndan tazminat taleplerinin zamanaşımı süresinin 2 yıl olduğunu, müvekkili kurumun sorumluluğunun olmadığını, davanın SGK ve iş verene karşı açılması gerektiğini, dava öncesinde yazılı başvuru şartının yerine getirilmediğini, önceden zorunlu mali sorumluluk sigortasında ön görülen sınırlar içinde doğrudan dava açılabilecek olan zarar gören bakımından artık dava yoluna gitmeden önce kuruluşa yazılı başvuruda bulunmanın zorunlu hale getirildiğini, kazanın Karayolları Trafik Kanununun 2. maddesi anlamında karayolu vasfına sahip bir alanda meydana gelip gelmediğini tespiti gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla tazminat hesaplaması yapılması halinde dava dilekçesinde belirtilen kusur durumu ve kusurlu hareket ile meydana geldiği iddia edilen zarar arasındaki bağın tespit edilmesi gerektiğini, müteveffanın gelirinin somut belgeler ile ispatlanması gerektiğini, davacılara bu kaza sonucu SGK tarafından ödeme yapılıp yapılmadığının tespiti gerektiğini, faiz isteminin başlangıç tarihi ve yargılama giderinin isteminin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece tüm dosya kapsamı dikkate alındığında; davacıların murisi …’nin idaresinde olan … plakalı çekici ile sürücüsü dava dışı …’ın olduğu … plaka sayılı çekicinin arasında kalarak vefat ettiği, davacıların müteveffa …’nin kullandığı aracın sigortacısı olan … Sigorta A.Ş. ‘den ve diğer araç olan…’ın idaresindeki … plakalı aracın zorunlu trafik sigortasının olmaması nedeni ile … fonundan destekten yoksun kalma tazminatı talep ettikleri mahkemenin önceki kararını bozan Bölge Adliye Mahkemesi ilamı doğrultusunda kaza mahallinde icra edilen keşif ve sonrasında düzenlenen bilirkişi raporundan söz konusu kazanın motorlu aracın işletilmesi sırasında ve taş ocağı şantiye alanı içerisinde ocakta faaliyette bulunan kamyonların kullanması için açılan yolda kamuya açık bir alanda meydana gelmesi nedeni ile Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2013/14118 esas – 2015/3525 karar sayılı ilamında belirtildiği üzere 2918 sayılı yasa kapsamında kara yolunda meydana geldiği, bu bakımdan davacıların desteğinin kullandığı aracın sigortacısı olan davalı … Sigorta A.Ş’nin davacıların tazminat taleplerinden sorumlu olduğu, her ne kadar … fonunun da sorumluluğu düşünülebilir ise de İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/5 Talimat sayılı dosyasından aldırılan dosya kapsamına uygun 08/06/2019 tarihli bilirkişi raporunda belirtildiği üzere davalılardan güvence hesabına sigortalı … plakalı aracın sürücüsü kazanın meydana gelmesinde kusursuz olduğundan davalı … fonunun somut olayda sorumluluğunun bulunmadığı, bu itibarla adı geçen davalıya yönelik açılan davanın reddinin gerektiği, kusurun tamamen kullandığı aracın el frenini çekmeden arkasına geçerek tamiratta bulunan davacıların desteği müteveffada olduğu anlaşılmakla, davacıların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumlarına uygun olarak ve dosya kapsamı ile uyumlu olarak düzenlenen aktüerya hesap raporuna göre davacı … için 239.183,75 TL , davalı … için ise 17.767,37 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı … Sigorta A.Ş’den kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacılara verilmesine, güvence hesabına yönelik davanın reddine hükmedilmiş, hükme karşı davalı … … Sigorta Şirketi vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde; dava konusu olayın TRAFİK KAZASI olmadığını, dolayısıyla bu olaydan ZMMS düzenleyicisi olarak sorumlu olmadıklarını, dava konusu “iş kazası” sırasında sigortalı aracın İŞLETİLME HALİNDE olmadığını, olayın meydana geldiği yerin KARAYOLU olmadığını, bu yönüyle de talebin, ZMMS Poliçe teminatı dışında kaldığını, davacının SGK’ya başvuru yapmasının ve gelir bağlanmasının bekletici mesele yapılarak SGK’dan gelir bağlandığında 6098 sayılı TBK md.55 amir hükmü uyarınca, davacının sürekli ve geçici iş göremezlik zararından, SGK tarafından bağlanan gelirin peşin sermaye değeri ile destekten yoksun kalma tazminatı ödemesinden indirilmesi gerektiğini, destek yaşının hatalı hesaplandığını ve eşin evlenme ihtimali düşülmediğini oysa davacılardan …’nin destek yaşı sonunun 22 değil 20 olduğunu, 2 yıl fazladan destek tazminatı hesaplandığını, davacı …’nin 1969 doğumlu olup evlenme ihtimali bulunduğunu, aktüerya hesabının eksik ve hatalı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle destekten yoksunluk tazminatı istemine ilişkindir.
Yerel Mahkeme tarafından davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davalılardan … Sigorta A.Ş. vekili tarafından istinaf edilmiştir.
KTK 2. maddesine göre trafik sigortasının geçerli olduğu yerler karayollarıdır. Ancak 2. fıkraya göre kamuya açık park, bahçe, park yeri, garaj, yolcu ve eşya terminali, servis ve akaryakıt istasyonları, taşıt trafiği için yararlanılan yerler ile erişime kontrollü karayolunda ve para ödenerek yararlanılan karayollarının kamuya açık kesimlerinde ve belirli bir karayolunun bağlantısını sağlayan deniz, göl ve akarsular üzerinde kamu hizmeti gören araçların karayolu araçlarına ayrılan kısımlarında da bu kanun hükümleri uygulanır. KTK 3. maddesinde de karayolu, trafik için kamunun yararlanmasına açık olan arazi şeridi, köprüler ve alanlar biçiminde tanımlanmıştır. Yine, KTK 3. maddesinde karayolu ile demiryolunun aynı seviyede kesiştiği, bariyerli ve bariyersiz geçitler olarak tanımlanan demir yolu geçidi KTK’ya tabiidir.
KTK 3. maddesinde 17/10/1996 gün 4199 sayılı yasa ile yapılan değişiklikle iş makineleri motorlu araçlar kapsamına alınmış ve yol inşaat makineleri ile benzeri tarım, sanayi, bayındırlık, milli savunma ile çeşitli kuruluşların iş ve hizmetlerinde kullanılan; iş amacına göre üzerine çeşitli ekipmanlar monte edilmiş karayolunda insan, hayvan, yük taşınmasında kullanılamayan motorlu araçlar, biçiminde tanımlanmıştır. Yine, Yasa’nın 3. maddesinde lastik tekerlekli traktör için ayrı bir tanımlama yapılmış ve belirli şartlarda römork ve yarı römork çekebilen, ancak ticari amaçla taşımada kullanılmayan tarım araçlarıdır denilmiştir. Bu tanımlamalar çerçevesinde iş makineleri ve traktörler için mali sorumluluk sigortası yaptırılması zorunludur ve bu araçların trafik kazasına bağlı olarak meydana getirdikleri zararlardan da işleten ile birlikte zorunlu mali mesuliyet sigortacısının sorumluluğu bulunmaktadır.
Bu çerçevede ve dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre; dava konusu kazanın taş ocağı şantiye alanı içerisinde meydana geldiği, kaza yerinin şantiye ile bağlantı yolunun mucur ile kaplı 5 m genişliğinde mucur yüklü kamyonların gelip geçtiği özel yol olduğu anlaşılmakla davacıların desteğinin ölümüne neden olan olayın trafik kazası olduğu, kaza nedeni ile meydana gelen zarardan, poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere, %100 kusurlu olarak kazaya neden olan ölen/sürücünün yönetimindeki aracın ZMMS ile sigortalayan davalı … … Sigorta Şirketinin sorumlu bulunduğu sabittir.

Ancak, bilirkişi raporunda davacı eş …’nin evlenme ihtimalinin rapor tarihinde 18 yaşında küçük çocuğu olmaması ve yaşı nazara alınarak rapor tarihine göre belirlenmesi gerekirken kaza tarihindeki verilere göre evlenme ihtimali gözönüne alınarak tazminattan indirim yapılmaması doğru görülmemiştir.
Öteyandan davacının ıslah dilekçesinde davalı … sigorta yönünden talebini poliçe limitine göre 232.232,63TL olarak ıslah etmesine rağmen talebi aşar şekilde “239.183,75TL’ye poliçe limitiyle sınırlı olarak” denilerek infazda tereddüt yaratacak şekilde karar verilmesi de doğru değildir.
Ayrıca, Konya 4.İş Mahkemesinin 2014/362 Esas sayılı dosyasında; 27/08/2013 tarihinde meydana gelen iş kazası nedeni ile davacı SGK vekilince davalı … Tic. Ltd. Şti. aleyhine rucüen tazminat davası açıldığı, bu dosyada alınan 26/03/2015 tarihli bilirkişi heyet raporuna göre meydana gelen iş kazasında maktul …’nin %40, davalı iş verenin %50, dava dışı …’ın %10 kusurlu olduğunun tespit edildiği, mahkemenin 26/11/2015 tarihli kararı ile davanın ıslah edilmiş hali ile kabulüne karar verildiği, bu kararın 20/01/2016 tarihinde kesinleştiği anlaşılmasına ve mahkemece ilk aşamada SGK’ya yazılan müzekkereye verilen cevapta davacılara rücuya tabi ödeme yapıldığının bildirilmesine rağmen mahkemece, davacılara desteklerinin ölümü nedeniyle rücuya tabi olarak yapılan ödeme miktarının net olarak belirlenmemesi ve aktüerya raporunda bu ödemelerin nazara alınmaması doğru değildir.
Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurunun kabulü ile; uyuşmazlığın çözümünde etkili delillerin toplanılmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın yeniden görülerek, davacılara rücuya tabi yapılan ödemelerin nazara alındığı, davacı eşin evlenme ihtimalinin rapor tarihindeki yaşı ve 18 yaşından küçük çocuğunun olmamasına göre değerlendirildiği aktüer rapor alınarak (kaldırılan karara esas rapor tarihindeki) ve kararın davalı tarafından istinaf edilmiş olmasına göre usulü kazanılmış hakları korunarak sonucuna göre karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kaldırma sebebine göre davalı vekilinin sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı … Sigorta A.Ş. vekillinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 28/11/2019 tarihli 2018/271 Esas – 2019/684 Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre davalı vekilinin sair istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davalıdan alınan istinaf karar harcının istek halinde istinaf eden tarafa iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-Konya 8. İcra Dairesinin 2020/10 sayılı dosyasına yatırılan 450.000,00-TL teminat mektubunun yatıran tarafa iadesine,
6-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 30/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.